e
Banner


Lojistikte “katma değer” zamanı

Küreselleşme ile birlikte, lojistik dünyasında “tedarik zinciri yönetiminde” “katma değer yöntemi” olgusu ile tanıştık. Tüm dünyadaki tedarikçiler, üreticiler, dağıtıcılar ve müşteriler global üretim ve ticaretten daha fazla pay almak ve pazardaki konumlarını geliştirmek için çalışıyor. Bu da malların, bilginin ve finansal araçların çeşitli firmalar arasında ve işletmelerin kendi içlerinde koordineli ve optimize şekilde transferini gerekli kılıyor.

 




lojistik_yazi.jpg

Klasik ekonomi modellerinde, üretimin hammadde kaynaklarına yakın yerlerde yapılması üreticinin güç kazanması açısından yeterli olabiliyordu. Gereksinim duyulan temel hammaddelere sahip olan veya hammade kaynaklarına yakın pozisyonda bulunan ülkeler, global üretimde de daha çok soz sahibi oluyor, daha fazla ve çabuk gelişerek, dünya ticaretinden daha fazla pay alıyordu. Ancak küresel pazarda dinamik pazar taleplerinin “istenen zamanda” karşılanması zorunluluğu ile birlikte, ozellikle haberleşme ve taşımacılık alanındaki dev adımlar, bu yapıyı olağanüstü şekillerde değiştirdi.

Günümüzde firmaların küresel düzeyde uluslararası rekabet gücünü arttırmaya yönelik tüm girişimleri ve iş akışı modellemelerini “katma değer” deyimi ile tanımlıyoruz. Katma değer sağlamak, temelde ancak etkin “tedarik zinciri yönetimi” ile mümkün olabiliyor. Yalnızca uluslararası rekabet unsuru olarak değil, aynı zamanda işletme yönetimi ve performans kriterleri gibi çalışmaların da omurgasını oluşturan tedarik zinciri yönetimi, artık bilişim teknolojisinin sunduğu olanaklar/zorunluluklar ve elektronik ticaretin getirdiği fırsatlar (B2B, B2C..) gibi faktörler ile de birlikte ele alınması gereken bir “otonom teknoloji” boyutuna ulaşmış durumda.

Böylece üretim artık sadece bir tesiste ya da ülkede değil, birden fazla şirkette ve/veya ülkedeki katkilar ile gerçekleştiriliyor. Birden fazla oluşumu kapsayan tedarik zinciri yönetimleri, katılımcıların kaynakları ortak kullanabilmesi nedeniyle, büyük sinerjiler de yaratabilmekte. Bu sinerjiler sayesinde de, “yüksek kaliteli”, “düşük maliyetli”, “piyasalara hızlı sunulabilen” ve “müşteri memnuniyeti” sağlayan hizmet ve ürünler geliştirilebilmekte.

Ülkemiz üretici ve ihracatçılarının tedarik zinciri yönetiminde giderek tecrübe edinmeleri, ürün ve hizmetlerine katma değer eklemeleri sonucunu getirmiş ve Türk ekonomisi son onyıllarda otomotivden ev eşyasına, kimyadan nitelikli tekstil uretimine kadar, başta Avrupa olmak üzere, tüm dünya pazarlarında onemli bir konum elde etmiştir.

Küresel rekabette böylesine önemli bir pozisyon elde edilebilmesinde ‘Turk Lojistik Sektoru’nun teknik altyapı ve filo bakımından dinamik gelişimi ve istikrarlı büyüme trendi de etkili olmakta.

İyi yetişmiş ve tecrübeli iş gücüne sahip olan lojistik sektörümüzün temel dinamikleri, yurt içi ve yurt dışı olmak üzere iki ana kolda şekillenmekte. Yurt içinde sanayici ve tüccarlarımızın lojistik ihtiyaçlarin karşilanmasinda dış kaynak kullanimi artmakta, lojistik firmalarimız müşterilerin tedarik zinciri taleplerini karşılamak için ‘klasik taşimacılık’ işlerinden ‘lojistik yönetimi’ iş modellerine geçmekte, bu yönde yatirimlar yapmakta ve hizmetlerini çeşitlendirmekte. Buna bağli olarak, örneğin lojistik merkezler kurulmakta ve gelişmekte.

Uluslararası boyutta ise, artik üretim ve ticaretin yapıldığı hemen her ülkeye yönelik hizmet verilmekte, hatta bazı firmalarimiz yurt dışı yatırımlari ile birer küresel oyuncu olmaya doğru hızla ilerlemekte.

Aynen servis verdikleri üretici ve dağıtıcı firmalarda olduğu gibi, lojistik sektörümüzdeki aktörlerin de tedarik zinciri yönetiminde  “katma değer yöntemine” doğru ilerlemeleri kaçınılmaz oluyor. Bu bağlamda, Doğu-Batı ticari ekseninde Avrupa-Akdeniz-Asya-Ortadoğu hatlarının kesiştiği bolgenin lojistik üssü olmak ülkemiz için net bir hedeftir.  Bu çerçevede, lojistik kapasite ve hareketlerin avantajli yönlerini bulup çıkartma, tanımlama ve bölgedeki lojistik dinamiklerden de istifade ederek, küresel değerden pay alma gayreti içindeyiz.

Başta UTİKAD olmak üzere, ülkemizin lojistik sektor derneklerinin yurt içinde ve uluslararası platformlarda farkindalık yaratmak.yönünde çalışmaları, ülkemizin lojistik hedeflerine ulaşılması için zorunludur.  Bu gorev bilinci ile içte ve dışta lojistiğin konuşulduğu her platformda ülkemizin ve bolgenin dinamiklerini konunun tüm ilgililerine anlatıyoruz. Bu çercevede, yılın en önemli organizasyonlarından biri olan ve bu yıl Los Angeles’ta düzenlenecek FIATA Kongresi’ne katılacağız. UTA dergisinin son sayısının da dağıtılacağı bu toplantıda hem ülkemizi ve son bir yıldaki gelişmeleri anlatma fırsati bulacağız, hem de ABD’nin  lojistik alt yapısını daha yakından inceleyeceğiz. 




SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat