e
Banner


Cenk Group global hedeflere temkinli yürüyecek

Türkiye’nin ilk Car-Carrier gemisini filosunda bulunduran Cenk Group, çeyrek asırlık bilgi birikimiyle otomotiv lojistiğinde stratejik adımlar atmaya devam ediyor.





cenk_grup.jpg

Otomotiv sektörünün 2023 yılı için belirlediği 75 milyar dolarlık ihracat hedefinin sorumluluklarını artırdıklarını söyleyen Cenk Group Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Attila Yener, bu hedeflere destek olacak tedbirleri uygulamaya başladıklarını, ancak yeni yatırımlar konusunda küresel pazarın nabzını tutarak hareket edeceklerini aktarıyor.

Otomotiv lojistiğine yönelik düzenli denizyolu taşıması gerçekleştiren ilk Türk firması olan Cenk Group, müşteri odaklı yatırımları ve yaptığı işbirlikleriyle global devlerle rekabette bir adım öne çıkıyor. 2023 hedeflerine otomotiv sektörüyle birlikte yürüyen Cenk Group, yeni yatırımların da startını verdi. Derince Limanı ve Terminal Sahası’nın rehabilitasyon çalışmalarını sürdüren şirket, artan yük hacmine yönelik olarak gemi kapasitesini de artırmayı planlıyor. “Fakat böyle bir kararı verirken aceleci davranmak istemiyoruz” diyen Cenk Group Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Attila Yener, “Bunun öncelikli sebebi Avrupa piyasasının içinde bulunduğu kriz ortamını. Ayrıca Türkiye’de üretilen ve özellikle Karadeniz ülkelerine ihraç edilen araç tiplerinin göstereceği eğimlerin de gemi tipi seçimi konusunda belirleyici olacağını düşünüyoruz” diyor.

 

1993 yılından bu yana Karadeniz’de sunduğu Ro-Ro taşımacılığında yeni yatırımlarla büyümeye devam eden Cenk Group’un otomotiv lojistiğine yönelik hizmet yelpazesinden söz eder misiniz?

Cenk Group olarak günümüzde Türkiye’yi Karadeniz üzerinden Doğu Avrupa, Ukrayna, Rusya ve Türki Cumhuriyetlerine bağlayan iki Ro-Ro hattı işletmekteyiz. İki hattımız da Türkiye ve Ukrayna limanları arasında çalışıyor. Buna göre Zonguldak ile Yevpatoria limanları arasındaki Ro-Ro hattımızda başta TIR ve şoförleri olmak üzere her türlü araç, makine ve paletli yüklere hizmet vermekteyiz. Derince ile Ilychevsk limanları arasında ise nihai otomotiv ürünleri ve paletli yüklerin taşıması gerçekleştirmekteyiz.

Otomotiv sektörüyle tanışmamız dünyaca ünlü hat operatörlülerinin Türk limanlarında acenteliğini ve bu gemilerin taşıdığı otomotiv ürünlerine yönelik stevedore ve terminal operatörlüğü hizmetlerini yaparak gerçekleşti. Zaman içinde bu müşterilerimizden o dönemlerde, niş market olan, Karadeniz içinde otomotiv sektörüne yönelik bir Ro-Ro hattı kurulması yönünde talepler almaya başladık. Bu talep doğrultusunda 2006 yılında Derince ile Ilychevsk arası ‘Car-Carrier’ hattımızın kuruluşunu gerçekleştirdik.

6 senedir aralıksız hizmetlerimizi sürdürmekte olduğumuz hattımızda sadece gemi taşıması değil, Derince Limanı’nda aracın liman tesliminden itibaren gemiye yüklenmesine dek araç kabulü ve teslim kontrolü, Derince terminal sahamızda gemi gelişine kadar stoklanması, gemi gelişinde stevedor ekibimizce araçların gemiye yüklenmesi ve lashing operasyonları da ekibimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bunun yanı sıra, talep olması durumunda, araçların fabrika çıkışından itibaren nihai destinasyona kadar kara nakliyesi, gümrük ve liman elleçlemeleri dahil tüm süreçleri içeren tek elden servisimiz de mevcut.

 

Türkiye’nin ilk Car-Carrier gemisine sahip olmanız hem size hem de otomotiv sektöründeki müşterilerinize ne tür avantajlar sağlıyor?

Car-Carrier gemiler sadece otomobil ve SUV diye tabir ettiğimiz yüksekliği otobüs, minibüs gibi fazla olmayan binek araç ve jeeplerin taşınmasına yönelik dizayn ediliyor. Dolayısıyla Ro-Ro gemilere kıyasla daha alçak ama daha fazla sayıda ‘cargo deck’lerine sahipler. Bu sayede Ro-Ro’lardan çok daha fazla sayıda otomobili bir seferde taşıma şansına sahip oluyorsunuz. Bu durum elbette ki, kendilerine daha uygun navlunlarla hizmet verebildiğimizden, müşterilerimize maliyet avantajı yaratıyor.


Rusya’nın ticari hamleleri lojistiği de ivmelendirecek

Lojistik cephesinden baktığınızda otomotiv sektörüne yönelik orta ve uzun vadeli öngörüleriniz neler?

Otomotiv lojistiği yaklaşık olarak grup ciromuzun yarısını teşkil ediyor. Bu oranın seyri, diğer iştigal konumuz olan Ro-Ro hattının sergileyeceği performans kadar otomotiv hattımızın gelişimine de bağlı olacaktır. Hali hazırda ülke olarak ana müşterimiz Rusya… Dolayısıyla Rus halkının, önümüzdeki dönemde otomotiv ürünlerine olan ihtiyacı ve Rus dış ticaret rejiminin bu ihtiyacın ne kadarının ithalat yoluyla karşılanacağına vereceği karar belirleyici olacaktır. Elbette Rusya’nın yakın geçmişte Dünya Ticaret Örgütü üyesi olması ve bu üyelikle beraber uzun vadede dış ticaret rejimine yönelik koruyucu vergilerde indirimlere gitme zorunluluğu umut verici. Bu durum Rusya’nın dünya ticaretine entegrasyonunu hızlandıracağı gibi, ülkenin otomotiv ithalatı talebini de artıracaktır.


Ürün ve altyapı arasındaki ‘kalite uçurumu’ büyüyor

Otomotiv lojistiğinde yaşanan sorunlardan söz ederek, çözüm önerilerinizi anlatır mısınız?

En önemli sorunlardan biri ülkemiz lojistik altyapısının bu otomotiv dış ticaret artışına aynı ivme ile eşlik edememesinden kaynaklandı. Özellikle liman alt yapısının yetersizliği, buna ilaveten otomotiv fabrikalarının konuşlandığı İzmit yöresinde 1999 yılında gerçekleşen depremle mevcut altyapının da hasar görmesiyle taşınan ürün ile altyapı arasındaki kalite farkı uçuruma dönüşmeye başladı. Bu konunun; yarattığı zaman kaybı, ekstra işgücü ve diğer maliyet unsurlarıyla müşteri nezdinde bir rekabet dezavantajı yarattığı açık.
Aslında 2002 yılında Derince Limanı’nda çalışmaya ilk başladığımız dönemde, özkaynaklarımızla limanın rıhtım ve saha koşullarının iyileştirilmesine yönelik bir takım çalışmalar yapmıştık. Hatta bu çalışmalarımızla Derince Limanı’nı otomotiv elleçlemesiyle tanıştırmış olduğumuzu söyleyebilirim. Bu çalışmaların bir ileri adımı olarak 2011 yılında da TCDD Derince Liman Müdürlüğü ile girdiğimiz işbirliği ile liman koşullarının uluslararası otomotiv lojistiğine yönelik optimize edilmesi konusunda ilave bir altyapı çalışması başlatıldı. Bu çerçevede limanın rıhtım ve operasyon sahalarına yönelik yatırımlar ve Cenk Terminal Sahaları’nda yapılan kalite artırıcı çalışmalar ile bugün liman operasyonları konusunda dünya standartlarını yakalamış olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu durum servis kalitemizi artırmakla birlikte daha hızlı ve düşük maliyette bir hizmet vermemizi sağlıyor.

 

Derince’yi üs yapmak için armatörlerle yakın temasta

Servisinin %80’i Derince Limanı’ndan gerçekleştiren Cenk Group, yük yoğunluğuna göre gemilerini Pire, İskenderiye gibi Akdeniz ülkelerine yönlendirip Kore, Japonya gibi Uzak Doğu ülkelerinde üretilmiş ve büyük oto taşıyıcı gemilerce bu limanlara Rusya’ya aktarılması için bırakılmış olan araçları da taşıyabiliyor. “Burada ülke ekonomisine ilave bir katkıda bulunmak adına, global armatörlerle görüşerek transit liman olarak Derince’nin belirlenmesine çalışıyoruz” diyen Yusuf Attila Yener, bu durumun gemiler için Akdeniz limanlarına gitmek adına deviasyon masraflarını elimine edeceği için maliyet avantajı da yaratacağını aktarıyor. Yener sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu da müşterilerimize sunabileceğimiz daha rekabetçi navlun karşılığı hizmetler demek. Ayrıca böylece ülkemizin bir limanının da hem otomotiv lojistiği alanında ihtisaslaşmasına hem de sadece ülke dış ticaretine yönelik değil ülkelerarası ticarete yönelik çalışan bir hub port olabilmesine de katkıda bulunacağız.”

 




SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat