Türkiye ile Suriye arasında son olarak üç sınır kapısının geçici olarak askıya alınmasıyla derinleşen kriz, ihracat ve taşımaları durma noktasına getirdi. Suriye ile ticaret hacmi 2 milyar dolardan 366 milyon dolara gerilerken, bölgeye taşıma yapan lojistik şirketleri alternatif güzergah aramaya yöneldi.
Pazar çeşitliliğini günden güne artıran halı sektörü, siyasi çalkantılar ile boğuşan komşu ve bölge ülkelere yönelik ihracatın da hedeflenen düzeyde artması için lojistikte yeni arayışlar içinde. Suriye gibi köprü konumundaki ülkelere yönelik lojistik problemlerin bölgesel ihracatı da etkilediğini kaydeden İHİB Başkanı İbrahim Yılmaz, “Lojistik sektöründen sıkıntı yaşanan bölgeleri hızlı ve etkin bir biçimde by-pass ederek ürünlerimizin alıcılara ulaşmasını sağlayacak çözümler üretmesini bekliyoruz” diyor.
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı görüşmede siyasi konuların yanısıra enerji, ticaret ve yeni sınır kapılarının açılması gibi ekonomik konuların da masaya geldiği bildirildi.
Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerinde Asya Pasifik Bölgesi ülkeleriyle ilgili belirlenen hedeflere şu andaki lojistik hizmetler ve navlun fiyatları ile ulaşmanın imkansız olduğunu vurgulayan DEİK/DTİK Asya Pasifik Komite Başkanı Nejdet Demiryürek, ihracatçının navlun ücretleriyle, lojistik firmalarının da gemi yatırımı için ucuz krediler ile desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
37.000'den fazla evrakları teyit edilmiş firmanın bir araya geldiği bir platform olan Trans.eu, nakliyecilere, forwarderlara, işverenlere ve entegratörlere farklı fayda ve avantajlar sağlıyor.Özellikle Türk şirketlerini Avrupalı şirketler ile bir araya getirerek yeni iş fırsatları yarattıklarını belirten Eurasia Bölgesi Direktörü Ege Özsaygılı, “Bu yıl her ay yeni 30 şirketi sistemimize dahil ederek Türkiye pazarında uluslararası taşımacılık alanında vazgeçilmez platform olarak kendimizi konumlandıracağız” diyor.
Konteyner taşımacılığında yaşanan konsolidasyonlar sonrasında rekabet seçeneklerinin azaldığını, sektörün artık belli başlı firmalar tarafından domine edildiğini vurgulayan Türk Armatörler Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Çınar, navlunu artık taşıtanın değil taşıyanın belirleyeceğini, bu durumun da fiyatları yüksek tutmaya devam edeceğini söyledi. Çınar ayrıca IMO’nun sıfır emisyon hedefi doğrultusunda yapılacak yatırımların doğuracağı maliyet ve hurdaya çıkan gemilerle bozulabilecek arz talep dengesinin de navlun fiyatlarını etkileyeceğine belirtti.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener; denizyolu konteyner taşımacılığında Avrupa yönüne ihracat taşımalarında yaşanan navlun artışı nedeniyle, Avrupa yönlü konteyner taşıma taleplerinin karayoluna yöneldiği ve karayolu taşıma taleplerinin artmakta olduğunu dile getirdi ve konuyla ilgili alınması gereken önlemlerin altını çizdi.
Kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü ihracatta yüzde 80 oranında denizyolunu kullanıyor. Bu dönemde sektör olarak konteyner ve gemi bulma konusunda sıkıntılar yaşarken, navlun fiyatlarının 3-4 katına çıktığını vurgulayan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Lojistikte yaşanan aksamalar rekabet gücümüzü düşürüyor” dedi.
Türkiye’de ilk defa Navlun Fiyat Endeksi “Tırport’la 2022’ye Bakış” raporunun içinde yayınlandı. Tırport Insights verilerine göre, 2022’de navlun fiyatları bir önceki yıla göre Avrupa’da yüzde 40, Türkiye’de yüzde 107 arttı.
Avrupa’da nakliye bedelinin %25,1’ni akaryakıt oluştururken, Türkiye'de bu oran %48,2 civarındadır. Türkiye’nin ve bölgenin en büyük Dijital Forwarder konumundaki Tırport’ın 2023 üçüncü çeyrek verilerine göre; Türkiye’de gerçekleşen karayolu nakliye bedellerinin neredeyse yarısı akaryakıta gidiyor. Avrupa ile kıyaslandığında 2 katı seviyesindedir.
