Savunma hattı lojistikle güçlenecek
Son 8 yılda ihracatını 4 kat artırarak 1 milyar dolar sınırını aşan, bununla da yetinmeyerek Türkiye’nin ihracatını en çok artıran sektörü olmak için yola çıkan savunma sanayi 2023 hedefleri için de kritik bir rol üstleniyor. İyi oldukları alanlardaki güçlerini korumayı, gelecek neyi gerektiriyorsa üretim planlarını da bu doğrultuda şekillendirmeyi esas alan sektör, kara araçları, haberleşme sistemleri, elektro-optik ve hafif silahlarda yakaladığı ivmeyi geliştirerek sürdürecek. Bununla birlikte potansiyel ürün grubu olarak deniz araçları öne çıkarken, Orta Asya, Uzak Doğu ve Afrika’da açılımlarını artıracak.
Sektörün bu zorlu maratonunda lojistik ihtiyaçlarını da tam anlamıyla karşılayabilmesi ve önündeki engelleri kaldırabilmesi için kapsamlı planlama çalışmaları yürüttüklerini açıklayan Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği (SSİ) Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş, siyasi nedenlerle karayoluyla sevkiyatlarda yaşanan sıkıntıları, hava ve denizyolu taşıma altyapılarının güçlendirilmesiyle aşılacağını düşünüyor.
Latif Aral Aliş, Türk ihracatının lokomotif sektörlerinden savunmanın 2012 karnesini, 2013 öngörülerini ve sektörün lojistik beklentilerini UTA Lojistik için değerlendirdi.
Öncelikle Türk savunma sanayinin global pazardaki konumunu değerlendirir misiniz?
Aslına bakarsanız savunma sanayinde bazı “ihracatçı ülkelere de ihracat yapabilen” bir konumdayız. Ama öncelikle şunu söylemek lazım: Daha alınacak çok yol var. Önemli olan ‘nihai ürünü’, ‘asıl çözümü’, çeşitlendirilmiş olarak ve geniş finansal olanaklarla sunabilmek! Bunu zaman zaman yineliyoruz; küresel olarak oturmuş bir sistem var ve bunu zorlamaya çalışmak bile çok çaba gerektiriyor.
Dünyada savunma alanında faaliyet gösteren ilk 5 ihracatçı ülke ABD, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere. Bu ülkeler toplam ihracatın %76’sını gerçekleştirirken, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu diğer grup, yani yaklaşık 200 ülke, kalan %24’lük pazar payı için mücadele ediyor. İleri teknolojiyi kullanan, sürdürülebilirliği sağlayan, ürün çeşitliliği, kredi ve finansman imkanları olan ülkeler mevcut pazarlarını korumaya devam edeceklerdir. Biz de Birlik olarak, sistematik bir finansal ve siyasi desteğe ilişkin çözüm önerileri getirmeyi öncelikli konu olarak görüyoruz. Henüz Türk ihracatı içinde istediğimiz orana ulaşmış olduğumuzu söylemek güç. 11-12 yıl içinde, gerekli altyapı ve finansal sistemler de tamamlandığında, Türkiye ihracatının en az %5’inin, “savunma, havacılık ve güvenlik ürün, sistem, platform ve hizmetlerinden” oluşmasını planlıyoruz.
İHRACATTA ALTIN YIL: 2012
Savunma sanayinin ihracattaki başarılarını son yıllarda sıkça duyar olduk. Peki 2012 sonu itibariyle hangi noktadayız? 2013’te nasıl bir performans öngörüyorsunuz?
2008-2010 yılları arasında sektörün ihracatı 600 milyon dolarlarda seyretti. 2011 yılında ise 800 milyon dolar civarında gerçekleşen sektör ihracatında, en büyük artışı da 2012’de yaşadık. 2012’nin ilk 11 aylık döneminde, ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre %49 artarak, 1,1 milyar dolar seviyesine ulaştı. Aralık sonu itibariyle bu rakam 1,2 milyar dolara dayandı. SSI Yönetim Kurulu da, Savunma ve Havacılık Sanayi Sektörü’nün 2013 ihracat hedefini 1,5 milyar dolar ve beklenen artış oranını da %25 olarak belirledi. Birlik olarak 2013 ve izleyen yıllarda hedeflerin gerçekleştirilmesi için aktif olarak çalışacağız.
Bununla birlikte sektörde sürekli bir gelişme ve ilerlemenin olduğunun altını çizmek gerekiyor. 2012 itibariyle, devletimizin-hükümetimizin de desteğiyle, hedefler daha da netleşti. 11-12 Aralık tarihlerinde SSI’ın ev sahipliğinde Sapanca’da gerçekleşen Arama Konferansı’nda 2023 perspektifinde yapılacaklar bir bir sıralandı. Son toplantıda, sektörümüz açısından 2013 ve sonrasında kritik olan konuların; Ar-Ge’ye dayalı üretim, aktörler arasında yüksek derecede koordinasyon, KOBİ’lere destek, envanter bazlı çalışmalar, finans-kredi modellerinin geliştirilmesi ve ihracat olduğu da bir kez daha teyid edildi.
Sizin ifadenizle ihracatçı ülkelere de ihracat yapan konuma gelen Türk savunma sanayinin bugün yıldızı parlayan pazarları olarak nereleri işaret edebilirsiniz? Özellikle hangi ürün grupları bu yükselişi tetikliyor?
Dünyanın savunma sektörü ihracatının 3/4'ünü gerçekleştiren ülkeler de belli başlı pazarlarımız arasında yer alıyor. Bu yıl, sektörün en fazla ihracat yaptığı ülke olan ABD sektör ihracatından %40 pay aldı. Şu andaki en büyük ihraç kalemlerimiz de; uçak ve helikopterlerin aksam ve parçaları, sektöre yönelik taşıtlar için turbojetler ve turbopropellerlere ait aksam, parçalar, tanklar ve zırhlı savaş taşıtları, sivil havacılık yolcu taşıma uçakları (boş ağırlığı 15 tondan büyükler), tanklar ve zırhlı savaş taşıtlarının aksam ve parçaları, roket fırlatıcılar, alev atıcılar, el bombası atıcıları, torpil tüpleri vb. fırlatıcılar ile tüfek ve tabanca.
Savunma sanayinde lojistik süreçler nasıl bir öneme sahip? Birlik olarak lojistiğe yönelik yürüttüğünüz özel projeler var mı?
Lojistik, savunma sanayinde çok stratejik bir başlık. Üretim-ihracat sürecinin en kritik aşamalarından birisinden bahsediyoruz. Ancak detaylar hakkında genellemelere gitmem doğru olmaz. Doğal olarak bu başlıkta, diğer alanlarda olduğu gibi, kapsamlı planlama faaliyetleri içerisindeyiz. Fakat detaylar somutlaştıkça aktarmakta fayda var.
SİYASİ GERÇEKLER LOJİSTİK PLANLAMALARI DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Savunma sanayinin 2023 vizyonu hakkında bilgi verir misiniz? Sektör bu hedefe ulaşmada nasıl bir lojistik sektörüne ihtiyaç duyuyor?
2023 itibariyle dünyanın ilk 6 ihracatçı ülkesi arasına girmeyi, ihracat rakamını da 25 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye çerçevesinde de amacımız “ihracat oranını en çok arttıran sektör” haline gelmek. Savunma ürün, sistem ve platformları, bunların yedek parçaları ve gerekli hizmetleri verecek personelin ulaştırılması üzerinde hassasiyetle durduğumuz konular.
Lojistik planlamasında da alıcı ülke ve/veya kuruluşun genel politikaları, dünyadaki siyasi durum, bölgesel çekişmeler vs. bunların hepsinin dikkate alınması gerekiyor. Özellikle silah ve patlayıcı sektöründe karayolu taşımacılığı sorunlu olabiliyor. Güzergahta yer alan ülkeler, değişik saik ya da bahanelerle engel çıkartabiliyor. Bu noktada, hava ve denizyolu taşımacılığı ön plana çıkıyor. Tabii özellikle siyasi nedenlerle bu alanlarda da sorun çıkabiliyor ama yine de bu iki yöntem daha çok tercih edilebilmeli. Özetle, Birlik olarak biz de hava ve denizyolu taşımacılığının geliştirilmesinin ve desteklenmesinin sektörün geleceği açısından önemli ve gerekli olduğunu düşünüyoruz.
SEKTÖR KÜNYESİ
SAVUNMA SANAYİ
2012 İhracatı: 1,2 milyar dolar
2013 Hedefi: 1.5 milyar dolar
En Fazla İhracat Yapılan Ülke: ABD
Hedef Pazarlar: Orta Asya, Uzakdoğu ve Afrika
Lojistik Beklenti: Deniz ve havayolu taşımacılığının güçlendirilmesi