Unilever kilometreyi yeşillendirme hedefinde!
21/08/2023 - 09:30:00
2039 yılına kadar operasyonel emisyonlarını sıfırlamayı hedefleyen Unilever, lojistik operasyonlarını da buna göre kurguluyor. Lojistikte sürdürülebilirlik stratejilerini iki ana temele dayandırdıklarını vurgulayan Unilever Türkiye Müşteri Servisi ve Lojistik Direktörü Tuğba Serez Köse, “Dağıtım operasyonlarımızda katedilen mesafeleri en aza indirmeyi hedefliyor ve taşımacılığı daha çevre dostu hale getirmeye çalışıyoruz. Başka bir deyişle, ‘kilometreleri yeşillendirmeyi’ hedefliyoruz” dedi.
Unilever, tedarik zinciri ve lojistik süreçlerini nasıl şekillendiriyor? En temel öncelikleriniz neler?
Günümüzde iklim değişikliği, çağımızın en önemli sorunlarından biri ve Unilever olarak işimize yönelik en büyük uzun vadeli riski oluşturuyor. İklim değişikliğini ele almak için kararlı adımlar atmak, sadece insanların ve gezegenin iyiliği için değil, aynı zamanda işimizin sürdürülebilirliği için de hayati önem taşıyor.
Unilever olarak tedarik zinciri ve lojistik süreçlerimizi global sürdürülebilirlik taahhütlerimizi göz önüne alarak, bilim temelli hedeflerimiz doğrultusunda iyileştirmeleri hayata geçirecek şekilde planlıyoruz. Unilever'de İklim Dönüşüm Eylem Planımız kapsamında 2030 yılına kadar kendi operasyonel emisyonlarımızı sıfırlamak ve 2039 yılına kadar tüm değer zincirimizde net sıfır emisyon elde etmek için bilime dayalı hedefler belirledik. Lojistik operasyonlarımız da tedarik zincirimizin kritik bir parçası olarak bu hedefleri paylaşıyor. Kısaca değinmek gerekirse 2010'dan 2020'ye kadar, küresel lojistik ağımızın CO2 verimliliğini yüzde 40 oranında başarıyla artırdık. Önümüzdeki on yılda da lojistik ve dağıtım emisyonlarımızı ek yüzde 40-50 oranında azaltmayı hedefliyoruz.
Lojistikte sürdürülebilirlik stratejimiz iki ana temele dayanıyor: Birincisi, dağıtım operasyonlarımızda katedilen mesafeleri en aza indirmeyi hedefliyoruz. İkincisi, taşımacılığı daha çevre dostu hale getirmeye çalışıyoruz - başka bir deyişle, “kilometreleri yeşillendirmeyi” hedefliyoruz.
Öte yandan taşımacılık emisyonlarımızın büyük çoğunluğu, ürünlerimizi taşıyan ve genellikle sahibi olmadığımız, iş birliği yaptığımız taşımacılık şirketlerinin kamyon, tren ve gemileri tarafından üretiliyor. Bu nedenle kamyonların kat ettiği mesafeyi optimize ederek, yükleme verimliliklerini artırarak ve düşük karbon alternatif yakıtları benimseyerek emisyonları en aza indirmek için lojistik tedarikçilerimizle aktif olarak iş birliği yapıyoruz.
FİLOYU ELEKTRİKLİ ARAÇLARLA GÜÇLENDİRDİ
Lojistik süreçlerinizi iyileştirmeye dönük ne tür yatırımlar gerçekleştirdiniz?
Tedarik zinciri ve lojistik süreçlerimizde her zaman teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Genel olarak verimliliğimizi artırırken hizmetimizi iyileştirecek, işimizi daha güvenli yapmamızı sağlayacak ve çevreye etkimizi azaltacak alanlarda yatırımlarımızı hayata geçirmeye dikkat ediyoruz. Bu amaçların bir veya birkaçına hizmet eden lojistik yatırımlarımıza ve uygulamalarımıza birkaç örnek vermek gerekirse:
• Nakliye planlamada yük, rota ve araç optimizasyonu için dijital çözümlerden faydalanıyoruz.
• İş ve yol güvenliği için araçlarımızı telematik vb. cihazlarla ve ileri uygulama örnekleriyle takip ediyoruz; piyasadan tedarik ettiğimiz araçların belirlediğimiz yol güvenlik kriterlerine uygunluğunu ürün yüklemeden önce kontrol ediyoruz.
• Müşterilerimize ve dolayısıyla tüketicilerimize verdiğimiz hizmet seviyesini iyileştirmek için tahmin kalitemizi artırmak, üretim ve nakliye planlarımızı daha iyi optimize etmek amacıyla uçtan uca planlama süreçlerimizi dijitalleştirdik. Bununla birlikte tasarruf sağlamak için de dijitalleşme ve otomasyon çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
• Çevreye etkimizi azaltmak için yaptığımız yatırımlarımızla Türkiye’de bazı ilklere de imza attık: Türkiye’nin ilk yüzde yüz elektrikli çekicisine sahip 3 tırı, iş ortaklarımızla beraber fabrika-depo arası nakliye operasyonlarımıza dahil ettik. Yine Türkiye’nin donuk ürün mikro dağıtımındaki ilk yüzde yüz elektrikli 20 aracını filomuza dahil ettik. Depolarımız ve fabrikalarımızda sertifikalı yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrikle şarj olan ve dolayısıyla sıfır emisyonla faaliyet gösteren bu 23 elektrikli araçla dağıtımdaki karbon salınımımızı yıllık toplam 250 ton azaltmış olacağız. Yakın zamanda güneş enerjisi gibi alanlarda da yeni yatırımlarımız hayata geçecek.
Gıda güvenliğini nasıl sağlıyorsunuz?
Unilever olarak gıda güvenliğini üretimden dağıtıma kadar en ön planda tutuyoruz. Ürün portfolyomuzda yer alan gıda ürünlerinin değişken gereksinimlerine göre, uygulamalarımız değişiklik gösterebiliyor. Örneğin eğer söz konusu soğuk zincirdeki bir ürünse, hem depolarımızda hem de dağıtım araçlarımızdaki sıcaklıkları sürekli olarak bağlantılı sistemlerle takip ediyoruz. Tüm ürün gruplarımızda hem ülkemizin kurallarına hem de Unilever’in global kalite standartlarına uyumlu davrandığımızdan emin olmak için süreçlerimizi zincirin her adımında denetliyor ve en son teknolojiden faydalanıyoruz.
ÖNCELİK STANDARTLARA TAM UYUM
Lojistik iş ortağınızı nasıl seçiyorsunuz? Bu alanda olmazsa olmazlarınız neler?
Lojistik faaliyetlerimizi sürdürürken depolamada, nakliyede, iş ve yol güvenliği çözümleri ve ekipman tedariği gibi alanlarda pek çok tedarik firması ile çalışıyoruz. Dolayısıyla tedarikçilerimiz bizler için sıradan bir hizmet sağlayıcı olmanın çok ötesinde, her birini işimizi bugünlere getiren ve geleceğe taşımamızda önemli katkıları olacak olan iş ortaklarımız olarak görüyoruz. Böyle bir iş ilişkisini kurabilmek için de seçim yaparken onlardan karşılamalarını beklediğimiz bir numaralı kriterimiz; standartlara tam uyumluluk sağlanması. Faaliyet gösterdiğimiz ülkenin kuralları, Unilever’in iş güvenliği, iş ilkeleri, etik ve kalite standartları gibi alanlara uyumluluk olmazsa olmazımız. Bunun dışında elbette iyi servis alabilmemiz, maliyet yapısı, esneklik, yenilikçilik, gelişime açık olma gibi kriterler de tercihlerimizde belirleyici oluyor.
Lojistik gündeminizde neler var?
Unilever olarak işimizin önemli bir parçası olan lojistik ve tedarik zincirinde net sıfır emisyona ulaşma hedefimiz ana gündemimizi oluşturuyor. Bu hedefe ulaşmak için teknolojik çözümler ve dijitalleşme ile iş sonuçlarımızın verimli hale getirilmesi ilk önceliğimiz.
Bununla birlikte müşterilerimize en iyi hizmeti en kaliteli ve güvenli şekilde götürmek de eş değer önceliklerimizden biri ve işimizi geliştirirken standartlara uyumluluk ne kadar olmazsa olmaz kuralımız ise, çevreye duyarlı çözümlere odaklanan, tasarruf yaratacak fikirlere yatırım yapmayı da bir o kadar önemsiyoruz.
Bunlara ek olarak, elbette çalışanlarımızın memnuniyeti ve sektörümüzün geleceğine hazır yeteneklerin yetiştirilmesi için çalışmalarımızın da her zaman gündemimizde olduğunu belirtmeliyim.
‘SEKTÖREL DÖNÜŞÜME İHTİYAÇ VAR!’
Lojistik ekibi olarak yol güvenliği ve emisyonların azaltılmasına yönelik çok mesai sarf ettiklerini vurgulayan Unilever Türkiye Müşteri Servisi ve Lojistik Direktörü Tuğba Serez Köse, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fakat büyük bir etki (gelişim) sağlamak için sektörel dönüşüme de ihtiyaç duyulduğunu söyleyebiliriz. Örnek vermek gerekirse, yol güvenliği sağlanması için araçlarımızın teknolojik altyapılarını ve kondisyonlarını iyileştirmek adına devamlı çaba sarf ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu iyileştirme sadece şirket faaliyetlerimizin güvenliğine değil, bireyler olarak hepimizin trafikte daha güvenle seyahat etmesine de katkı sağlayacak. Diğer yandan, lojistik sektöründe karbon emisyonlarının azaltılması için elektrikle veya yenilenebilir kaynaklardan elde edilen alternatif yakıtlarla çalışan araçlara ihtiyaç var. Bu araçların yaygınlaşabilmesi için de sektörde dönüşümün bu yönde teşvik edilmesi, hızlanması ve şehirlerarası sevkiyat sırasında yenilenebilir yakıtların ya da elektriğin sağlanabileceği altyapının oluşturulmasına ihtiyaç var. Umuyorum ki ilerleyen dönemlerde, daha güvenli ve temiz bir gelecek için çok daha fazla firma ve sektör temsilcisinin bu konulara odaklandığını ve dönüşümün hızlandığını görebiliriz.”