SGS TransitNet Genel Müdürü Mine Kaya: Hayalim başarılı bir yönetici olmaktı
Ülkemizdeki çok az sayıdaki kadın yöneticiden birisiniz. Öncelikle eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz? Hangi okullarda okudunuz? Nasıl bir öğrenciydiniz?
İlkokulun bir kısmını İskenderun’da bir kısmını ise Ankara’da okudum. Daha sonra ortaokul ve liseyi Özel Yükseliş Koleji’nde tamamladım. Lisans ise Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Turizm İşletmeciliği ve Otel Yönetimi. Okula gitmeyi kendim istedim. Hatta 5 yaşında başladım ve yaşım tutmadığı için birkaç ay kayıtsız olarak devam ettim. Sonrasında çalışkan bir öğrenciydim. Tüm öğrencilik hayatım takdir ve teşekkür alarak geçti. Üniversitede ise kendi bölümüme birinci olarak girdim.
Üniversiteden mezun olduğunuz bölüm, isteyerek tercih ettiğiniz bir bölüm müydü?
Evet kendi istediğim bir bölümdü. Hatta bu yüzden babam ile tartıştık bile.
Neden bu alanda eğitim almak istediniz? Çocukken kariyer planlarınız nasıldı? Hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Hayalim başarılı bir otel yöneticisi olmaktı. Kendimi bildim bileli organizasyon işinden ve otel yönetiminden hep zevk almıştım. Üniversitede okurken Turizm Bakanlığı tarafından İsviçre Lozan’da çok önemli bir Turizm ve Otelcilik okulunda 6 aylık bir MBA programına burslu olarak katılım imkanı bile oluştu ancak ailem o kadar süre ayrı kalmaya razı olmadığı için gidemedim maalesef. Büyük bir otelin Genel Müdürü olmak isterdim.
Lojistik sektörünü neden seçtiniz? Bu sektörde kadın olarak yer almanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Aslında hiç aklımda yoktu diyebilirim. Ulaştırma Bakanlığı’nda Dış İlişkiler Daire Başkanlığı’nda Şube Müdürü olarak görev yapıyordum ancak Bakanlık sebebiyle UND’yi de biliyordum tabii. O dönemde kamudan ayrılmaya karar vermiştim ki UND yeni yapılanma sebebiyle personel istihdamına gidiyordu. Başvurdum ve lojistik hayatım bu şekilde başladı.
Benim ilk çalışmaya başladığım 2001 yılında sektör kadın çalışana bu kadar alışkın değildi. Bunu hissedebiliyordunuz. Ama hiçbir zaman büyük bir dezavantajını yaşamadım. Sektör 7/24 çalışan ve canlı bir sektör. Akşam 5 oldu işim bitti gideyim gibi bir lüksünüz yok. Benim için hiçbir zaman bu sorun olmadı ama bazıları için olmuştur diye düşünüyorum.
Bir kadın olarak kariyer basamaklarını tırmanırken ne gibi engeller yaşadınız? Lojistik sektöründe başarıyı yakalamak için kadın meslektaşlarınıza neler önerirsiniz?
Özellikle kariyerinizi geliştirmek, daha yukarılara çıkmak istediğinizde bazı erkek çalışan tercihli işyerlerinde bu basamakları çıkabilmeniz diğer yerlere göre çok daha zor olabiliyor. Biraz yoruluyorsunuz. Maaş seviyeleri bile bazen cinsiyet ayrımına göre yapılabiliyor. Ama sahip olduğunuz bilgi ve donanım ile inanın başaramayacağınız hiçbir şey yok. Dolayısıyla, özellikle kadın çalışanlara konu ile ilgili daha fazla şey öğrenmelerini, daha sıkı çalışmalarını ve daha araştırmacı olmalarını öneririm. Ayrıca, iş hayatında duygusallığı bir kenara bırakmak en önemli noktalardan bir tanesi. Diğer yandan, özel hayat iş hayatına asla engel olmamalı. Özellikle kadınlar bu konuda iyi bir organizasyon yaparlar ise hem özel hayatlarını hem de iş hayatlarını eksiksiz ve yeterli bir şekilde sürdürebilirler.
TATLI SERT BİR YÖNETİCİYİM
Görevinizi yerine getirirken nelere dikkat ediyorsunuz? Nasıl bir yönetim modelini benimsiyorsunuz? Ayrıca size göre kadın yönetici ile erkek yönetici arasındaki farklar nelerdir?
Öncelikle adil ve sağduyulu olmaya azami dikkat ediyorum. Haksızlık yapmaktan kaçınıyorum. Fikri olan herkesi dinlemekten yanayım. Alabildiğim tüm fikirleri alıp nihai kararı vermeyi tercih ediyorum. Çünkü bu sayede sizin aklınıza gelmeyen veya öngöremediğiniz bir sürü noktayı görme fırsatını yakalarsınız. Diğer yandan, karşılıklı güven olmazsa olmazım. Tatlı sert denilen bir model belki de benim yöneticilik modelim. İnsanları korkutarak yönetmekten ve iş yaptırmaktan hoşlanmıyorum. İşlerini, işyerlerini benimsemeliler. Yöneticilerini hem sevmeli hem de saygı göstermeliler. Bunu sağladığınız zaman zaten oto kontrol mekanizması da kendiliğinden gelişmiş oluyor.
Erkek yönetici veya kadın yönetici ayrımı yapmaktan ziyade, çok sert ve personelinin sürekli açığını yakalamaya çalışan, personelin sağlık ve benzeri sorunlarında gerekli anlayışı göstermeyen yöneticiler gördüm. Bu doğru bir yol değil bana göre.
Ülkemizde birçok kadın, eğitim-öğretim imkânlarından ve çalışma hakkından yoksun bırakılıyor. İş hayatına girdiğinde ise ayrımcılık ve gelir adaletsizliği gibi birçok sorunla karşılaşabiliyor. Türkiye’de kadının toplumdaki ve iş dünyasındaki bu konumunun değişmesi sizce nelere bağlı?
Öncelikle bu durumun düzeltilmesi aileden başlar benim fikrime göre. Anneler erkek çocuklarını pohpohlamaktan ve onlara bazı ayrıcalıklar tanımaktan vazgeçip; hem erkek hem de kız çocuğuna eşit davranır, onlara eşit haklar verirse zaten böyle bir problem asla yaşanmayacaktır. Diğer yandan, bunun için de tabii ki eğitim ve bilinçlendirme şart.
TAM BİR KİTAP KURDUYUM
Biraz da özel yaşamınıza değinelim. Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız? Hobileriniz nelerdir?
Benim en büyük tutkum kızımdan sonra hayvanlar. Özellikle köpekler ve kediler. Evde 4 kedim var sokaktan bulup aldığım. Bahçemde ise neredeyse 20’ye yakın kediye bakıyorum. Boş zamanlarımda kızımla gezmek, seyahat etmek, yemeğe veya alışverişe çıkmak ve sinemaya gitmekten keyif alırım. Bunun dışında işten gelir gelmez önce spor salonuna giderim ve yaklaşık 1-1,5 saat spor yaparım. Tam bir kitap kurduyumdur. Hemen hemen her çeşit kitabı okurum ve çok da severim. Eskiden tenis oynamaya başlamıştım ama sağlık nedenleriyle ara vermek zorunda kaldım. Bu yıl onu da devam ettirmeyi planlıyorum.
“2017 yılında SGS TransitNet Genel Müdürü olarak göreve başladığımda kadın çalışan sayımız 5-6 kişi ile sınırlı idi. Özellikle operasyon bölümümüzde kadın çalışan yoktu. Ancak şimdi kadın çalışan sayımız 12’ye çıktı. Stajyerlerimiz ile bu sayımız 13-14 de olabiliyor.”