e
Banner


Demiryolu ticaretin can damarı olacak
Emre Eldener-UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı 




Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu pandemi kaynaklı bu zor günlerde sektörümüz için hayli sevindirici bir gelişme yaşandı; 8 Mayıs 2020 tarihinde ilk yurtiçi yük treni Gaziantep’ten çıktı, ham madde taşıyan bu tren Marmaray üzerinden Çorlu'ya ulaştı. Bin 200 ton ağırlığındaki trenin 16 vagonu üzerindeki, 32 konteyner içinde yapılan taşımanın en olumlu yanı taşımanın kesintisiz yapılmış olmasıydı. UTİKAD üyelerinden Medlog Lojistik Gemicilik Turizm A.Ş. tarafından gerçekleştirilen bu ilk yurtiçi yük treni taşıması demiryollarının geleceğine yönelik güzel bir adım oldu. Yine Medlog tarafından gerçekleştirilen bir başka demiryolu taşımacılığı operasyonunda Ankara’dan 72 konteyner ile yola çıkan ve 29 Mayıs’ta Marmaray’dan geçen yük, Asyaport Limanı’ndan denizyoluyla Güney Afrika Cumhuriyeti Durban Limanı'na gönderilmek üzere Tekirdağ Garı’na ulaştı. 
Bildiğiniz üzere Kasım ayında Çin'den Avrupa'ya giden ilk yük treni İstanbul'dan geçmiş, bu gelişmeden duyduğumuz heyecanı sizinle paylaşarak bu konuyu değerlendirmiştik. Bu kesintisiz taşımadan önce Anadolu’dan Tekirdağ’a götürülecek yükler trenle Derince’ye, Derince’den feribot ve devamında kara yoluyla Çorlu’da bulunan sanayi tesislerine ulaştırılıyordu, yani aktarmalı ve uzun süren bir süreç işliyordu. Söz konusu sürecin kesintisiz olarak gerçekleşmesi demiryolu seferlerinin daha hızlı yapılmasına, demiryolunun tüm taşıma modları arasında sahip olduğu yüzde 1’lik taşıma payının artmasına olanak sağlayacaktır. Kesintisiz demiryolu taşımacılığı ithal girdilerin maliyetlerinin düşmesini sağlayacak, üretim sektörümüze ve ihracatçılarımıza ise dış pazarlarda daha rekabetçi fiyatlara sahip olmaları imkanını sunacaktır. Bu gelişmeler demiryolu taşımacılığının karayolu karşısında rekabetçi kılınması açısından önemli gelişmelerdir. 
Özellikle bu dönemde ağırlıklı olarak İran firmaları başta olmak üzere, karayoluyla taşımaları aksayan çoğu firma demiryolu taşımalarına yöneldi. Hele ki, kesintisiz ve diğer taşıma modlarına göre taşıma riski az olan demiryolu taşımalarına olan ilginin gün geçtikçe daha da artacağını öngörebiliyoruz. Marmaray Tüp Geçiti’ne yapılan yatırımlar da bu görüşümüzü destekler niteliktedir. Yapılan açıklamalara göre yılda 25 bin konteynerin Anadolu'nun sanayi merkezlerinden yüklenerek Marmaray üzerinden Avrupa yakasına geçirilmesi planlanmaktadır. Ülkemizde mamul hale gelen ihraç ürünlerinin Avrupa ülkelerine de trenle taşınması demiryolunun sağladığı fiyat avantajı ile ihracatçımızın rekabet gücünü artıracaktır. Yapmış olduğumuz toplantılarda üyelerimizin Marmaray yük geçiş operasyonlarını yakından takip ettiğini ve taşıma operasyonlarını Marmaray üzerinden kesintisiz yapabilmek adına girişimleri, planları ve yatırımları olduğunu biliyoruz.
Bunların yanı sıra Marmaray hattının yük trafiğine açılması sektörümüze yeni bir soluk kazandıracağı gibi, ülkelerin yatırımlarını da bu taşıma moduna yapacağını bekleyebiliriz. Demiryolu hattının kesintisiz taşımaya uygun ve aktif halde olması, limanların demiryolu bağlantılarının da tamamlanması ile birlikte yine yabancı yatırımcılar için cazip hale gelecektir. Nitekim TCDD Orta Asya ülkeleri demiryolu işletmecileri ve kurumları ile iş birlikleri imzalamış, BTK Hattı’nın daha verimli hale getirilmesi ve kapasitesinin arttırılması için çeşitli yatırımlar hayata geçirilmeye başlanmıştır.
Türkiye’deki payı diğer taşıma modlarına kıyasla en düşük olan demiryolu taşımacılığına pandemi sürecinde artan talep, dış ülkelerin demiryolu taşımacılığı için de söz konusudur. Pandeminin kontrol altına alınması amacıyla özellikle Avrupa ülkelerinin iç sınır kontrollerini tekrar tesis etmesi ile birlikte karayolu sınır kapılarında yer yer 50 kilometreyi aşan araç kuyrukları sebebiyle demiryoluna olan talep artış gösterdi. Bu süreçte yapılamayan demiryolu yolcu taşımacılığı seferleri demiryolu yük taşımacılığının Almanya ve İtalya gibi ülkelerde dakik teslimatlarda kullanılmasına olanak sağladı. 
Pandemi sürecinden bağımsız olarak AB ülkelerini ve AB ile ticaret yapan tüm ülkeleri yakından ilgilendiren bir süreç işliyor. 2019 yılının Aralık ayında yayınlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB ülkelerinde sera gazı salınımının 2030 yılında %50 oranında azaltılması, 2050 yılında ise AB ülkelerinin karbon-nötr hale getirilmesi amaçlanıyor. Bu amaçlar doğrultusunda karayolu ile yapılan taşımacılığın %75’i demiryolu ve iç suyollarına aktarılacak. Taşımacılıkta çevreci araçlar ve alternatif yakıtlar desteklenecek. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki çevreci önlemlerin etkisi sadece AB ülkelerini değil, AB ile ticaret yapan tüm ülkeleri yakından ilgilendiriyor. Çevreci üretim yapan Avrupalı firmaların rekabetçiliğini korumak için AB Karbon Sınır Vergisi getirmeyi planlıyor. AB söz konusu mutabakat kapsamında AB komşusu ülkelerin de “yeşil” dönüşümünü destekleyeceğini duyurdu. Bu dönüşüm sürecinde ülkemizde de demiryolu taşımacılığının desteklenmesi ve payını artırıcı önlemler alınması gerekmektedir. Önemi pandemi sürecinde vurgulanan demiryolu taşımacılığı uzun vadede ticari hayatın devamlılığı için başka bir öneme de sahip olacak.  
Ülkemizde demiryolu faaliyetlerine yönelik henüz netleşmemiş birkaç konudan da bahsedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin; Marmaray hattı üzerinde tehlikeli madde taşıması yapılabilecek mi, gabari dışı olarak adlandırdığımız özel ölçülü malzemeler bu yöntemle taşınabilecek mi, bu hat hafta içi ve hafta sonu aktif olacak mı? Sinyalizasyon konusundaki iyileştirmelerin de yapılması gerektiğini Kasım ayında yapılan seferden sonra değerlendirmiştik. Diğer yandan insan faktörünün de düşünülmesi gerekmektedir. Marmaray ve Yüksek Hızlı Trenleri yoğun olarak kullanmaya başlayan başta İstanbullular ve diğer kullanıcılar için yük trenlerinin bir engel teşkil edip etmeyeceği de değerlendirilmelidir.
Daha çok devletlerin tekelinde olan demiryolu taşımacılığında, tüm süreçlerin açıkça tanımlandığı ve şeffaf bir şekilde uygulandığı; demiryolu hattı ve tren işletmecisi, operatör ve taşıma işi organizatörlerinin rollerinin adil bir şekilde belirlendiği ve tüm paydaşların faaliyetlerini serbest rekabet ortamında sürdürebileceği bir yapı oluşturulmalıdır. Aksi takdirde yabancı yatırımcının gelmesi bir yana ülke içindeki demiryolu taşımacılığı çalışma ortamı da bozulacaktır.



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat