e
Banner


Bütünleşik bir sisteme lojistik merkezlerle ulaşılabilir
Ali Ercan Güleç / DTD Başkanı




demiryoluTürkiye’nin ulaştırma politikası sürdürülebilir, enerji verimli ve çevreye saygılı bir hareketlilik biçimini amaçlamaktadır. Bu hedeflere, çeşitli ulaşım türlerini en iyi şekilde birleştiren, her birinin gücünü kullanan ve karasal taşımalarda demiryolunu öne çıkaran kombine taşımacılık sistemi kullanılarak ve demiryolu bağlantılı lojistik merkezler tesis edilerek ulaşılabilir.

Ulaştırma sisteminin en önemli işlev yeri olan “lojistik merkez” terimi Türkiye’de yakın zamanda ilk defa Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007-2013) kullanıldı. Onuncu Kalkınma Planında (2013-2018) ve hazırlıkları tamamlanmak üzere olan On Birinci Kalkınma Planın da da (2019-2023) çok sık kullanılmıştır. Tesis edilecek lojistik merkezlerin amacı, hareketliliğe bağlı olumsuz etkileri azaltmak, bütünleşik ulaşım zincirlerini kullananların tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, verimliliğini artıracak lojistik merkezlerine ve lojistik hizmetlerine ihtiyacımız bulunmaktadır. Böylece her bir taşıma türünün gücünü kullanan ve zayıflıkları en aza indiren, taşıma maliyetlerini rekabet edilebilir hale getiren ve kombine taşımacılık sisteminin kullanılmasını teşvik eden yeni bir ulaştırma sistemini kurabiliriz.

Dokuzuncu, Onuncu Kalkınma Planlarında ve hazırlıkları tamamlanan ve 2019-2023 dönemini kapsayan On Birinci Planda da limanların, üretim ve tüketim merkezleri ile lojistik merkezlerinin doğrudan demiryoluyla bağlanması “olmazsa olmaz” olarak kabul edilmiştir. Tüm lojistik merkezlerin içinde de, özellikle demiryoluna ayrılacak ayrı bir bölümde, trenlerin giriş ve çıkışlarına, gidecek trenlerin teşkil edilmesine, gelen trenlerdeki vagonların doldurma ve boşaltma alanlarına götürülmesine, vagonlardan doldurma ve boşaltma yapılacak yerlerin tesisine, vagon ve lokomotiflerin bakım ve onarım işlemlerinin yapılacağı tesisler için uygun ve çok geniş bir bölüm ayrılmalıdır. Bu merkezlerde yeterli sayıda ve uzunlukta demiryolu hatları olması gerekmektedir. AB örnekleri incelendiğinde lojistik merkezlerin etkin ve verimli bir şekilde çalışması, ürün maliyeti üzerinde sahip olduğu oranın azalması için lojistik merkezlerin şehir merkezinden ve yerleşim alanlarının dışında kurulması, etüt projeleri yapılmak koşuluyla trafik ve çevre sorunları yaratmayacak konumda yer seçimi yapılmalıdır.

Onuncu Kalkınma Planı dahilinde “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı” faaliyetleri belirlemiştir. Bu programla, Türkiye’nin ihracat, büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasında, son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren lojistiğin büyüme potansiyeline katkısının artırılması ve Lojistik Performans Endeksinde ilk 15 ülke arasına girilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşmak ancak, demiryolu bağlantılı lojistik merkezler ve kombine taşımacılık ile mümkün olabilecektir.

Türkiye Lojistik Master Planı (TLMP) projesi hazırlama çalışmaları UDHB Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü idaresinde başlamıştır. Lojistik merkezlerin yer seçim kriterlerinin ve işletme kurallarının belirlenmesi maksadıyla hazırlanmakta olan, Türkiye Lojistik Master Planı ile atıl yatırımların önlenmesi için “Türkiye lojistik köy, merkez veya üslerin” ihtiyacı ile konumlarının belirlenmesi ve ulaşım türleriyle optimum bağlantısının sağlanarak kombine taşımacılığın geliştirilmesi ve lojistik köy, merkez veya üslerin verimli ve etkin bir şekilde çalışması için asgari coğrafi ve fiziki standartları ile kurulmalarına ve işletilmelerine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi hedeflenmektedir. Türkiye Lojistik Master Planı projesinin 2018 yılı sonunda bitirilmesi planlanmaktadır.

Önerimiz, önümüzdeki süreçte konumları belirlenecek lojistik merkezler, kesinlikle demiryolu ağına bağlanacak yerlere tesis edilmelidir. Literatürde ve sektörde lojistik merkez kavramına yönelik çok sayıda tanım kullanıldığından karmaşa yaşanmakta olup bu tanımlamaların ilgili mevzuatta doğru şekilde yapılması durumunda sektöre zenginlik kazandırılacaktır. Lojistik merkezlere ilişkin var olan tanım karmaşıklığının giderilmesi için  “lojistik merkez” tanımı yapılmalıdır. Tanım kapsamında lojistik merkezlere ilişkin gereklilik ve yeterlilik şartlarının neler olduğuna dair tanımlamalar açık ve net bir şekilde oluşturulmalıdır.

Lojistik merkezleri demiryolu taşımaları için çok önemlidir ancak lojistik merkez yatırımlarının geri dönüşleri uzundur. Bundan dolayı lojistik merkezi standardlarının bir an evvel belirlenip lojistik merkezi yatırımı yapacak firmalara hem yatırım hem de operasyonal gerekli teşviklerin verilmesi gerekmektedir. Bu merkezlerin demiryolu taşımalarının gelişmesindeki önemi göz önüne alınarak demiryolu yatırımlarında olduğu gibi 5. Bölge teşvikleri verilmelidir. İçerikleri, kuruluş amaçları ve modelleri birbirinden faklı olan lojistik merkezlerin, kurulmasına yönelik sorumlu kuruluşların açık olarak tanımlanması, merkezlerin ülke genelinde eşgüdüm içinde planlanması ve bölgesel dağılımının ihtiyaçlara ve potansiyellere uygun biçimde belirlenmesi durumunda birbirine rakip merkezler olmak yerine birbirlerini destekleyen, her biri verimli ve başarılı yatırımlar olarak işlev görecektir.  

Ülkemizin coğrafi konumu da göz önünde bulundurulduğunda, lojistik merkezlerin uygun yerlere, uygun zamanda ve uygun içeriklere göre yapılmasıyla, kombine taşımacılığın geliştirilmesini ve bölgesel bir lojistik üssü olma yolunda emin adımlar atılması sağlanacaktır. Böylece Lojistik Performans Endeksi’nde uzun vadede iyileştirme sağlanacaktır. Uluslararası taşıma yollarının kavşağında yer almasıyla dünyada lojistik cazibesi hızla artan Türkiye’nin, 2023 hedeflerini gerçekleştirmek adına ulaştırma ve lojistik alanında atacağı adımlar için TLMP çok büyük önem taşımaktadır.

 

 





SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat