Mersin’de lojistik, üretim ve ihracatta değişim inovasyonla gelecek
Bölgesel inovasyon stratejisi ile geleceğe ilişkin yol haritasını çizen Mersin, lojistik, tarım-gıda, dış ticaret ve sanayi üretimi alanında dinamiklerini harekete geçirerek 500 milyar dolarlık ihracattan önemli bir pay almayı hedefliyor.
Proje ile 5-6 yıl gibi kısa bir sürede ihracatta 1 miyar dolarlık baremi aştıklarını belirten Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Afrika’yı Rusya’ya, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan Mersin bu pastadan hak ettiği payı alacaktır. Yeter ki, projelerin önü açılsın, bürokrasi ve gecikmelere kurban edilmesin” diyor.
Türkiye’deki çok önemli kaynaklara ve karşılaştırmalı avantajlara sahip kentlerden biri olan Mersin, başlattığı Mersin Bölgesel İnovasyon Stratejisi ile rekabette sürdürülebilirlik gücünü artırıyor. Bu projeyle gelecekteki yol haritasını belirleyen Mersin, tarım-gıda, lojistik, dış ticaret ve sanayi üretiminde tüm dinamiklerini harekete geçirerek sürdürülebilir ekonomiye sahip, güçlü bir dış ticaret kenti olmayı hedefliyor. Mersin’in bu projeyle 5-6 yıl gibi kısa sürede 1 miyar dolarlık ihracat baremini geçtiğini belirten Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “3. OSB’ye doğru giden, lojistikte Akdeniz’in en etkin liman kenti haline gelen, turizmde ise inanç ve kuruvaziyer turizmiyle farklılık yaratan bir kent olduk” diyor. Afrika’yı Rusya’ya, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan ve değişen dünya haritasından bir kavşak noktası olan Mersin’in lojistik alt yapısı ve dış ticaret tecrübesiyle 2023 yılındaki ihracat pastasından hak ettiği payı alacağını vurgulayan Aşut, “Yeter ki, Mersin’in Türkiye’nin zenginliği olacak olan projelerinin önü açılsın, bürokrasi ve gecikmelere kurban edilmesin” diyor.
Marka olan kentleri geride bıraktık
Öncelikle başlattığınız Bölgesel İnovasyon Strateji hakkında bilgi vererek bu güne kadar elde ettiğiniz kazanımlardan söz eder misiniz?
Mersin ekonomisinin çeşitliliği doğal olarak şirket profillerinde de çeşitlilik yaratmıştır. Mersin bu çeşitliği rastgele değil, ciddi bilimsel bir metodla uyguladığı RIS Mersin (Bölgesel İnovasyon Stratejisi) projesi ile belirlemiştir. Bu proje bize avantajı ve güçlü yanlarımızı gösterdi. Mersin, gelecek vizyonunda tarım-gıda, lojistik, turizm ve sanayi ile ilerlemeye karar vermiştir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu sektörlerde ulusal ve uluslararası çapta birçok firmamız var. Tabi, burada Mersin’in Türkiye’nin ihracat ve ithalat kapısı olması dolayısıyla ve Akdeniz’in en etkili limanı, serbest bölgesine sahip oluşumuzu da hatırlatmak ve bu anlamda Mersin’in tarihi bir dış ticaret kenti olduğunu vurgulamak isterim. Mersin olarak belirlediğimiz bu sektörlerde, uyguladığımız inovasyon stratejisi ile bir hedef koyduk. Mersin düşük teknolojili veya geleneksel sistemle üretim yapan veya hizmet veren bir kent olmak istemiyor. Mersin’in, gerek üretim gerekse hizmette yenilikçi ve katma değer üreten, bilgi ve teknolojiye dayanan bir yapılanma amacı var. Bu amaçla kurduğumuz tarım-gıda, turizm ve lojistik platformlarımız valiliğimizden yerel yönetimlere, üniversitelerimizden iş dünyası örgütlerine kadar tüm Mersin dinamiklerini ortak akılda buluşturmuş, yenilikçi ve yüksek katma değerli, markalaşmış, yüksek teknolojiyi hedefleyen bu amaca yönelik projeler üretmiştir. Mersin tarım-gıda, lojistik, dış ticaret ve sanayi üretimi ile bölgenin en cazip yatırım ve üretim alanı haline gelmiştir. Havaalanımızın ve Mersin-Tarsus turizm sahil bandı projemizin tamamlanması ile turizmde Mersin hak ettiği yeri alacaktır. Mersin dışarıdan bakıldığında, sanayi üretimi ile pek hatırlanan bir kent olmamasına rağmen, son yılardaki doğru sanayi stratejikleri ile sanayide marka denilen kentleri geride bırakmıştır ve Mersin’i istihdamda oransal artışta Türkiye birincisi yapmıştır. 2012’de sanayi büyümesinin hız keseceği son rakamlarda da görünüyor. Ancak, Türkiye’nin üretmekten başka şansı yok. Üreteceğiz ve yeni pazarlar bulacağız. Burada, Mersin olarak hedefimizi çok üretmek değil, katma değeri olan ve yüksek teknolojili üretimi yakalamaktır.
Türkiye'nin Mersin ve Mısır'ın İskenderiye limanları arasında 27 Şubat’ta başlatılan Ro-Ro seferleri bölgenin hem ihracat hem de lojistik potansiyelini nasıl etkileyecek?
Mersin’den daha önce bu bölgeye Ro-Ro seferimiz vardı zaten. Hatta, Libya’ya bile hafta bir Ro-Ro seferleri var. Ancak, bu bölgelerdeki siyasi istikrarsızlıklar doğal olarak bu seferleri etkiledi. Mersin olarak bizim bu konuda bir sorunumuz ve eksiğimiz yok. Ancak, öncelikle karşı tarafta suların durulması ve hizmet verir hale gelebilmesi gerekiyor. Mersin olarak asla bu bölgelerle temasımızı kesmedik. Özellikle, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Akdeniz’de kıyısı bulunan 22 ülke ve 200’ü aşkın Oda’nın üye olduğu Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’ndeki (ASCAME) etkin konumumuzu kulandık. ASCAME’nin Sanayi Komisyonu Başkanı olarak Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine sürekli gittik ve projeler ürettik. Ro-Ro seferleri bu ilişkilerin bir sonucudur. Gümrük sıkıntısını ve sınır problemlerini ortadan kaldıran ve ciddi bir maliyet avantajı sağlayan Ro-Ro seferlerimiz hem üretimimize hem de ihracatımıza yansıyacaktır.
Lojistikte bölgemizde rakibimiz yok!
Mersin’in lojistik altyapısı, ulaşım konusundaki avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Mersin 500 milyar dolarlık yükün büyük bir kısmını taşıyacak birkaç kentten biridir. Başarılı liman özelleştirmesi, taşıma kapasitesini artırmış ve limanımızı marka hale getirmiştir. Mersin Lojistik Merkezi Projesi ile Mersin, Türkiye’nin en modern lojistik merkez projesini hazırlamıştır. İlgili Bakanlığın desteği ile hayata geçecek bu proje, sadece Mersin ve bölgesinin değil Türkiye’nin de yükünü taşıyacaktır. Hem hizmet kalitesinin artması hem de sektörün maliyetlerinin düşürülerek rekabetçi hale gelebilmesi anlamında lojistik merkezler hayatidir. Ancak, bunlar moda kavramlar değildir. Bunlar, o kentin var benim de olsun denilecek şeyler değildir. Merkezi yönetim bu konuya destek verirken verimliliği göz önünde tutmalı ve en uygun lokasyonlara yatırım yapmalıdır. Mersin bir dış ticaret kentidir. Mersin, Türkiye’nin ilk serbest bölgesine sahip ve şu an en etkin çalışan 3 serbest bölgesi arasında. Sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz’in en etkin birkaç limanından birine sahibiz. 2’nci OSB’miz tamamlandı, 3. Bölge için genişleme alanı üzerinde çalışıyoruz. Çünkü taleplere cevap veremez hale geldik. Tarım-gıda da birçok alanda Türkiye lideriyiz. Tarımda katma değer yaratan bir sistemimiz var. Özellikle kargo kapasitesi ile öne çıkacak olan, Uluslararası Çukurova Bölgesel Havaalanımızın tamamlanması katma değeri olan ürünlerimizi, daha çok pazara, daha kısa sürede ulaştıracaktır. İş dünyası ile iş birliği içinde olan 3 üniversitemiz ve bilişim Ar-Ge’si yapan bir teknoparkımız var. Lojistik’te bölgemizde rakibimiz yok. Son yaptığımız İran temaslarında Tebriz-Mersin bağlantısı adımları atıldı.
Mersin 500 milyar dolarlık yükün büyük bir kısmını taşıyacak birkaç kentten biridir. Başarılı liman özelleştirmesi, taşıma kapasitesini artırmış ve limanımızı marka hale getirmiştir. Mersin Lojistik Merkezi Projesi ile Mersin, Türkiye’nin en modern lojistik merkez projesini hazırlamıştır. İlgili Bakanlığın desteği ile hayata geçecek bu proje, sadece Mersin ve bölgesinin değil Türkiye’nin de yükünü taşıyacaktır.