2013 DKV Türkiye için sürprizler yılı olacak
2007 yılı sonunda Türkiye şubesini açan DKV, o tarihe kadar Türkiye’ye yönelik tüm hizmetlerini Almanya merkezden gerçekleştiriyordu. Bugün DKV, 40 ülkedeki temsilcilikleri ile geniş bir alanda uluslararası karayolu taşımacılığı sektörünün hayatını kolaylaştırıyor. Uluslararası taşımacılık firmalarına çeşitli avantajlar, kolaylıklar sağlayan DKV Kart’ın Türkiye iç pazarında ve Rusya/Ukrayna’da kullanımına yönelik hazırlıklar sürerken DKV Türkiye, Avrupa hattında yaklaşık 300 müşteriye hizmet veriyor.
Türkiye iç pazarında da kullanılmaya başlanacak DKV Kart’ın 2013 sonunda yurtiçi istasyonlarda satışının başlaması planlanıyor. 2013’te Türkiye ve Doğu Avrupa pazarı için özel olarak geliştirilen mobil uygulamalar ve temassız akıllı kartlar devreye girecek. Aynı zamanda 2013 sonuna doğru Türk uluslararası taşımacılarına önemli bir sürpriz daha yapılacağını müjdeleyen DKV Türkiye Genel Müdürü Muzaffer Tuna, DKV Kart’ın 2014’ün ikinci yarısında Türkiye’deki tüm KOBİ’lerin kullanımına sunulacağını da duyuruyor.
Muzaffer Tuna, 40 ülkede DKV logosu olan her akaryakıt istasyonunda geçerliliği bulunan DKV Kart’ın nakliyecilere sunduğu avantajlardan bazılarını kısaca şöyle tanımlıyor: “Her ihtiyaç duyulduğu anda kullanıcıların yanında olan DKV Kart’ın sağladığı avantajlardan en önemlisi uluslararası arenada taşımacılık yapan şirketlerin nakit akaryakıt alımına oranla yüzde 9, benzer kartlara oranla yüzde 2,5 indirimli alabilmesidir. Aynı zamanda otoban ve feribot kullanımları gibi diğer hizmetlerdeki indirim fırsatlarıyla birlikte toplamda yüzde 30’a varan indirim mevcut.”
DKV Kartın hizmetleri bununla da sınırlı kalmıyor. Muzaffer Tuna, “Acil durum servisi ile şoförlere acil durumda nakit para götürmeye kadar çeşitli hizmetlerimiz var. Avrupa’da 34 bin noktada geçerli teknik servis desteği, araç tamiri, araç temini gibi hizmetlerimiz de lojistik şirketleri için hayat kurtarıcı olabiliyor” diyor.
YAKIT TERCİHİ ŞOFÖRÜN DEĞİL FİRMANIN ELİNDE
Tüm Avrupa’da otoyol ücretleri DKV kartları ya da araç üzeri üniteleri ile ödenebiliyor. DKV’nin sunduğu bu Akıllı Kart, yakıt tercihini şoföre değil firmanın kararına bırakılıyor. Kısacası discount istasyonlar yerine pahalı istasyonların seçimi, dizel performans yakıtlarının 10 yaşındaki TIR’larda kullanımı ya da fazladan akaryakıt tüketimi gibi istenmeyen durumları ortadan kaldırıyor.
Araç sürücüleri şirket onayı olmaksızın fazladan akaryakıt satın alamadığı gibi, sadece firmanın belirlediği istasyonlardan belirli yakıtları alabiliyor. Bu da akaryakıta ayrılan bütçede herhangi bir yanlışlık olmasının önüne geçildiğini gösteriyor. Diğer yandan günlük, haftalık, aylık alım limitleri tanımlanabiliyor ve böylelikle sefer bazında yakıt tüketimi de denetim altına alınabiliyor.
PİLOT UYGULAMADA AYLIK 7 BİN AVRO YAKIT TASARRUFU
DKV Kart’ın uluslararası taşımacılık yapan firmaların akaryakıt alımlarında doğan KDV’nin geri ödemesini de kolaylaştırdığını söyleyen Tuna şunları söylüyor:
“Net Invoicing Program (NIP) adını verdiğimiz uygulamamız ile ikili anlaşmamız bulunan ülkelerde, DKV Kart kullanıcılarının yaptığı otoban ve akaryakıt ödemelerinden alınan KDV’lerin geri ödemesini, daha KDV’yi ödemeden almalarını sağlıyoruz. Vergi iadelerinin tahsilatı zor olan ülkelerde, DKV Kart kullanıcılarının bürokratik ayrıntılarla uğraşmadan vergi iadesi ödemesini garanti altına alıyoruz. Yakın zamanda Akıllı Kart kullanan bir müşterimizde pilot olarak bu yatırımının geri dönüşünü hesapladık. Bu şirket aylık 100 bin litre akaryakıt tüketiyordu ve Akıllı Kart sayesinde bir ayda 7 bin Avro tasarruf sağladı.”
DKV KART, AVRO İLE ÖDEME ZORUNLULUĞUNU ORTADAN KALDIRDI
DKV Türkiye’nin 2012’nin son çeyreğinde hayata geçirdiği akaryakıtın Avrupa’da TL ile alınmasını sağlayan yeni uygulama hakkında da konuşan Muzaffer Tuna şu bilgileri aktarıyor:
“Bu uygulama Avro ile ödeme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. DKV ile çalışan lojistik şirketlerinin tümü Avrupa genelinde DKV Kart kullanarak yaptıkları harcamalar, ödeme tarihi geldiğinde fatura tarihindeki kur üzerinden hesaplanıyor ve şirketler tercihlerine göre ister TL, ister de Avro ile ödeme yapabiliyor. Kullanıcılarımızın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yeni çözümler üretiyoruz. Sunduğumuz hizmetlerle Türkiye'de lojistik şirketlerinin maliyetlerini yüzde 30'a varan oranda hafifleterek rekabet ortamını canlandırdık.”
YAYGINLIK 5 YILDA YÜZDE 500 ARTACAK
Yılın ilk çeyreğini hedeflerinin ürün grubuna göre ile %23 üzerinde gerçekleştiğine dikkat çeken Tuna şunları aktarıyor: “Karlılık hedefimiz tuttu. Tek tutmayan verimiz ortalama tahsilat süreleri ki bu kalemde tamamen Uluslararası taşıma sektörünün gerçeklerini karşılamaya çalışıyoruz. Bu işkolu 60-90 gün vadeleri kaldıracak karlılıkta çalışmıyor, bu açıdan sektörün önündeki, en ciddi sorun budur kanımca. Yılsonu için geçen yıla oranla %35 ile başlayan büyümeler bekliyoruz. Özellikle otoyol ödemeleri işimizdeki büyüme beklentimiz %50 üzerinde ki, ilk çeyrek verileri bu büyümenin bile üzerine çıkabileceğimizi gösteriyor. Türkiye’de beş yıllık büyüme hedeflerine baktığımızda yaygınlık bazında yüzde 500, ciro bazında yüzde 400, istihdam bazında yüzde 300 olarak büyümeyi hedefliyoruz.
Eskiden bir nakliye sektörü temsilcisi olan Muzaffer Tuna, Türkiye – Avrupa hattında çalışan lojistik firmalarının temel sıkıntılarını bu gözle değerlendiriyor ve bu sorunları önem sırasına göre şöyle sıralıyor:
- Arz fazlası (Avrupa içi kabotaj serbestisi olmaması): Salt Türkiye ve hinterlandında hareket eden mamul lojistiği için gereğinden fazla tedarikçi firma, kapasite ve ekipman
- Sermaye yetersizliği: Firmaların ciroları ile riskleri orantısız, küçük, yetersiz sermaye yapıları, krizlere karşı kırılganlık
- Nakit akışı: Her piyasadaki uzayan vadelerle bozulan nakit akışları
- Düşük kar marjı: Maliyet hesaplarının doğru yapılmaması, zararına iş yapılması sonucu giderek bozulan mali yapılar
- Haksız rekabet: Yabancı plakalı araçlara karşı korunmayan yerli filo, tarife içi ve dışı engeller yaratılmaması
- Küçük ve verimsiz ölçekler: Firma ebatlarının küçük olması itibariyle verimsiz çalışma