Petrol piyasasında 4 rafineri, 82 dağıtıcı firma, 110 depolama tesisi ve 12.954 bayi, LPG piyasasında ise 82 dağıtıcı firma, 102 depolama tesisi ve 10.484 bayi lisanslı olarak faaliyet gösteriyor. Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Niyazi İlter, akaryakıt sektöründe tehlikeli madde taşımacılığı hizmetinin kaliteden ödün vermeden sağlık, emniyet ve çevre (SEÇ) kriterlerinde sürekli bir iyileştirme gayreti ile yönetildiğini vurguluyor. Sektörün, benzin, motorin, denizcilik-havacılık yakıtları, fuel oil, kalorifer yakıtı olarak piyasaya arz edilen akaryakıt ürünleri açısından 5 milyon m³, LPG'de ise 660 bin m³ seviyesinde bir depolama kapasitesinin bulunduğunu belirten İlter, bu depolama tesislerinde stoklanan ürünlerin, rafinerilerden veya diğer dağıtıcılardan boru hattı, tankerler veya denizyoluyla temin edildiğini söylüyor.   

EPDK’nın 2013 raporu verilerine göre, akaryakıt ürünleri açısından denizyolu taşıma araçlarının kapasitesinin 172 bin netton, demiryolu taşıma araçları kapasitesinin 61 bin ton olduğunun bilgisini veren İlter, karayolunda ise net bir veri olmamakla birlikte yaklaşık kapasitenin 200 bin ton olduğunun tahmin edildiğini belirtiyor. EPDK tarafından yayınlanan “Mart 2015 Petrol Piyasası Sektör Raporu” verilerine göre, akaryakıt dağıtım sektöründe dağıtıcı lisansı sahiplerinin 2015 yılı Ocak-Mart döneminde satışını gerçekleştirdiği akaryakıt ve ihrakiye ürünleri miktarlarının toplamı 6,2 milyon ton olduğunu aktaran İlter, küresel piyasalarda ve Türkiye’deki gelişmeler paralelinde bu pazarda büyüme öngörüldüğünü söylüyor.

BAYİLERİN ADR’YE UYUMU İÇİN ÇABA HARCANMALI

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından Tehlikeli Maddelerin Karayolunda Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin 1 Ocak 2014 itibariyle yürürlüğe girdiğini hatırlatan İlter, “Sektörümüz özelinde taşımacılığın kurallarını belirleyen ve Ulaştırma Bakanlığımızın altında kurulan Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü ile konuya kamu nazarında gösterilen ilgi ve önem arttı. 2007 yılında yayınlanan Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınmasına İlişkin mevzuat çalışmaları yeni Genel Müdürlüğün kurulması ile birlikte hızlandırıldı, uygulamanın geçiş süreci net bir şekilde tariflendi, bu alandaki yetişmiş insan, eğitim ve mevzuat ihtiyacını gidermeye yönelik hızlı ve kararlı adımlar atıldı” diyor. 

PETDER üyesi şirketlerin taşımacılık faaliyetlerinde ADR mevzuatının gerekliliklerini yerine getirmek hususunda liderlik üstlendiğini vurgulayan Niyazi İlter, şunları aktarıyor: “PETDER üyesi şirketler, şirket nakliyesinde kullandıkları gerek araç, ekipman gerekse sürücü kalitesi anlamında 2000’li yılların başından bu yana taşımacılık faaliyetlerinde ADR Mevzuatının gerekliliklerini yerine getirmek hususunda önemli bir liderlik üstlenmişler, SEÇ politikalarını bu gerekliliklere göre son derece başarılı bir şekilde yapılandırmışlardır. Diğer yandan sektörümüzde şirket nakliye operasyonları dışındaki, taşımacılık faaliyetlerinde bayilerce kullanılan araç ve ekipmanın ADR uygunluğu ise sınırlı seviyede olup, bu alanda önümüzdeki süreçte önemli bir kaynak ve çaba gösterilmesi gerekecektir. Bunların yanında, PETDER üyeleri trafik ve yol güvenliği konusunda da son derece hassas ve titiz bir yaklaşım sergilemektedir. Sürücü ve çalışan eğitimleri, yol risk analizleri ve önceden belirlenmiş sefer planları, yorgunlukla mücadele gibi SEÇ uygulamalarının yanı sıra, yol güvenliği alanında sürdürülen kapsamlı sosyal sorumluluk projeleri de bu hassasiyetin göstergeleridir. Üyelerimiz, PETDER çatısı altında Temmuz 2013’ten bu yana Trafik Güvenliği Platformu Akaryakıt Komitesi’nin de çalışmalarını üstlenmektedir.”

KAYNAK İHTİYACI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI

Türkiye’de tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan tanker sayısının 20 bin dolaylarında olduğunun tahmin edildiğini vurgulayan İlter, “Bunun önemli bir bölümünün ADR'ye uygun olmaması sebebiyle ciddi bir kaynak ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Diğer yandan Bakanlığımızın 2018 yılına kadar tüm araçların ADR uygunluğu veya bu uygunluğun sağlanmasının mümkün olmayacağı araçlar için taşıtların ‘güvenli taşıt’ olarak belgelendirilmesine yönelik TSE ve sektörle birlikte başlatmış olduğu bir çalışma söz konusudur. TSE’nin bu geçişi gerçekleştirmek üzere ciddi boyutlarda yatırım yapmaya başladığı ifade edilmektedir” diyor.