Lojistik ihracatın itici gücü olmaya devam edecek
01/10/2020 - 13:52:00
Pandemi sonrası yaşanan küresel dönüşümde Türkiye’nin önünde büyük fırsatlar olduğunu belirten UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, lojistik sektörünün Türk ihracatçısıyla ile omuz omuza çalışarak, ihracatın itici gücü olmaya devam edeceğini söyledi.
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2020 yılına damgasını vuran pandemi süreciyle birlikte dünyada arz zinciri, stratejik ürünler, güvenlik, ortak hareket etme, lojistik gibi kavramlar üzerinden küresel ticaretin işleyişinin yeniden tartışılmaya başlandığını söyledi. Pandemi sonrasında küresel düzeyde bir yandan daha korumacı yaklaşımlar ortaya çıkarken, bir yandan da yeni küreselleşme modellerinin devreye girdiğini belirten Nuhoğlu, sözlerini şöyle sürdü:
“Koronavirüs salgını öncesindeki dünyanın çok sürdürülebilir olmadığını hep birlikte gördük. Ülkeler arasında ekonomi, ticaret, hukuk, sağlık, ulaşım, eğitim başta olmak üzere tüm alanlarda tam bir işbirliğinin olmaması nedeniyle; salgın tüm dünyayı etkilerken ülkeler farklı uygulamaları ve önlemleri devreye aldılar. Şimdi önümüzde yeni bir dönem var ve bu dönem büyük riskleri ve büyük fırsatları barındırmasıyla, ülkelerin geleceği açısından belirleyici olacak. Ülkeler ve çok uluslu firmalar bu belirsizlik içinde yeni uluslararası stratejilerini ortaya koymaya hazırlanmakta. Sürdürülebilir bir sistemi ortaya çıkarmak için farklı kaynaklardan beslenen ve kaynağa daha yakın olan üretim stratejileri öne çıkacaktır. Nitekim, en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği, ticaret politikasını gözden geçirmek üzere Eylül ayında sona erecek kapsamlı bir istişare süreci başlatmış; tedarik zincirlerini çeşitlendirerek yakın pazarlara yönelmeyi planları arasına yerleştirmiş bulunuyor.”
TÜRKİYE BU SÜREÇTEN KAZANÇLI ÇIKACAK
Çetin Nuhoğlu, bu küresel dönüşümde en avantajlı ülkelerin başında Türkiye’nin geleceğini söyledi. “Önümüzde belki de hiç olmadığı kadar büyük fırsatlar var” diyen Nuhoğlu, şunları aktardı: “Türkiye'nin coğrafi konumu, lojistik altyapısı ve ağ bağlantıları, aksamayan iç tedarik zinciri, üretim gücü ve becerisi, verimli insan kaynağı gibi daha birçok unsurla birlikte, eskisinden daha avantajlı konumda değerlendirildiği bir dönemdeyiz. Ülkelerin küresel tedarik zincirlerindeki kopan ilişkilerin çeşitli kritik noktalarında, Türkiye'nin konumlandırılması fırsatı, pandemi krizi sonrası dönemde ülkemizin tüm kesimleri tarafından çok iyi analiz edilip değerlendirilmesi gereken bir husus. Dünyada mevcut değerlendirmelere göre, tedarik zincirinden yeni stratejik ortaklıklar ve arayışlar gündeme gelecektir. Türkiye olarak Orta Asya, Avrupa, Ortadoğu tedarik zinciri politikalarını yeniden değerlendirmeli ve uygun stratejileri geliştirmeliyiz. Pandemiden sorumlu olarak görülen Çin’e karşı küresel mutabakat gün geçtikçe güçlenmekte, tazminat dışında bu ülkeye karşı ciddi yaptırımların olma ihtimali yüksek bir olasılık olarak görülmektedir. Dünyadaki toplam üretimin %40’ını yapmakta olan Çin’e nazaran birçok avantajı barındıran ülkemizin bu süreçten kazançlı çıkacağına inanıyoruz, bu doğrultuda Hükümetimizin koymuş olduğu ihracat hedefleri doğrultusunda ihracatçılarımız ile omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin 24 milyar dolar döviz getirisi ile en büyük hizmet ihracatçısı olan lojistik sektörümüz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ihracatımızın itici gücü olmaya devam edecektir.”
GELECEK SENARYOLARI OLUŞTURULMALI
Bu süreçte tüm sektörlerin iç ve dış kaynaklı olarak birçok sıkıntı, engelleme ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Nuhoğlu, “Bu manada, pandemi sürecinde tedarik zincirinde yaşadığımız sıkıntılardan ders çıkarılarak stratejilerin belirlenmesi ve buna bağlı senaryoların ortaya konması gerekmektedir. Sektörlerin etkin temsilcileri olan meslek örgütlerinin görüş ve değerlendirmeleri daha fazla dikkate alınarak gerçekleştirilecek olan senaryo analizleri ile, farklı gelecek senaryolarında ülkemizin lojistik altyapısı, kuvvetli ve zayıf yönlerinin ve kurumların karşılaşacağı fırsat ve tehditlerin belirlenmesi faydalı olacaktır” dedi.
‘YEŞİL HATLAR – HIZLI SINIR GEÇİŞLERİ’ KALICI HALE GETİRİLMELİ
Pandemi sürecinde “ulaştırma” sektörünün ekonomiler ve insan yaşamı üzerindeki kritik önemini çok daha net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Çetin Nuhoğlu, her türlü krizden en çabuk ve yoğun şekilde etkilenen bu sektörün temsilcisi olan resmi kurumlar, karar alıcılar, meslek örgütleri ve özel sektör arasında tam koordinasyon sağlamalı ve etkin bilgi ve görüş alışverişi platformları ile benzer krizlere sektörün kolektif olarak en hızlı ve doğru şekilde yanıtlar verebilmesinin sağlanması gerektiğini söyledi. Bu konuda Avrupa Birliği’nin pandemi nedeniyle “kıtlık” riski ile karşı karşıya kalınmasına karşı geliştirdiği etkin bir yanıt olan “Yeşil Hatlar – Hızlı Sınır Geçişleri” ilkeleri ve bunların uygulanması için AB dışı ülkeler de dahil edilerek kurulan “Ulusal İrtibat Noktaları Ağı”nın örnek alınabileceğini vurgulayan Nuhoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu irtibat noktaları, krizin en yoğun yaşandığı dönemde sınırlar arası taşımalardaki tıkanıklıkların hızla açılabilmesi için ülkeler arasında hızlı etkileşim sağlamayı amaçlamaktadır. Avrupa Birliği ekonomisinde daralma 2. çeyrek sonunda çift haneli rakamlara ulaşırken; yıl sonu için daralma tahminleri de %7’den yukarılara çekiliyor. Dünya Ticaret Örgütü yıl sonuna kadar dünya ticaretinde -%32 arasında azalma beklediğini açıkladı. Bu daralmalara karşı hazırlanacak senaryolarda, sektörlerin tüm paydaşları arasında günlük krizler ve çıkar çatışmalarının ötesine geçilmesi, stratejik ve rekabet öncesi işbirliklerinin teşvik edileceği platformların oluşturulması elzemdir. Lojistik kurullarının, ticareti kolaylaştırma kurullarının stratejik çalışmaları salgın süreci deneyimleri üzerinden yeniden gözden geçirilmelidir. Türkiye, dış ticaret lojistiğine uygun stratejileri ve senaryoları ortaya koymalı, hedefleri tespit etmeli, eylem planları ile ulusal ve uluslararası engelleri ortadan kaldırıp, gelecek fırsatları değerlendirecek bir mekanizmaya kavuşturulmalıdır. Avrupa Birliği’nin pandemi sürecinde kurduğu ‘Yeşil Hatlar – Hızlı Sınır Geçişleri’ mekanizması ve ilkelerinin, salgın sonrasında da ve AB dışı ülkelerle olan taşımacılık ilişkilerimiz için de geçerli olacak şekilde ‘kalıcı’ hale getirilmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerdeki sorunlu başlıklardan biri olan ‘ulaştırma’ konusunun salgın nedeniyle ‘malların serbest dolaşımı’ kapsamında ele alınmış olması ve malları taşıyan araçların ve kişilerin de bu kapsamda ‘sınır geçişi kolaylıklarından faydalandırılması gereken kritik kesim’ kapsamında değerlendirilmiş olması, AB ülkelerinin bugüne kadar aşılamayan paradigmalarının sonlandırılması için çok önemli fırsatlar sunmaktadır.”
KARAYOLU SEKTÖRÜ TÜRKİYE’Yİ TAŞIMAYA DEVAM EDECEK
Uluslararası karayolu yük taşımacılığı sektörünün bugüne kadar Türkiye için büyük bir gayret ve fedakarlıkla çalıştığını belirten Nuhoğlu, “Vizeler, kotalar gibi engellemelere karşı büyük bir rekabetçilik örneği gösterdik. Bu engellemeler küresel salgın sürecinde dahi devam edebildi, ediyor. Fakat tüm haksız rekabet şartlarına ve zorluklara rağmen, Türk ihraç yüklerini her koşulda taşımaya hazır olduğumuzu bu salgın sürecinde de ispatladık. Bundan sonra da ülkemiz için, insanımız için çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemiz ihracatının yüzde 40’ını taşıyan bu sektör, Türkiye’yi taşımaya devam edecektir” dedi.