e


Arvato e-ticaret sektörünün başarısına ortak oluyor
E-ticaret sektörüne uçtan uca tedarik zinciri çözümleri sunan Arvato, 2020 yılında 40 milyonun üzerinde siparişi tüketicisine ulaştırdı. Şirket, bugün 176 bin m2’lik alana sahip 7 tesisiyle 40’ın üzerinde markaya hizmet sunuyor. “E-ticaret iş modelinde ‘hizmet’ ürünün bir parçası haline geldi, hatta kimi zaman tercih edilme nedeni oldu” diyen Arvato Supply Chain Solutions Genel Müdürü Umur Özkal, siparişten başlayarak teslimata ve iadeye kadar tüm süreçleri basitleştiren ve kolaylaştıran çözümler sunarak e-ticaret sektörünün büyümesine güçlü bir destek sunduklarını söyledi. 




ArvatoE-ticarete yönelik gerçekleştirdiğiniz yeni yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz? Gündeminizde yeni yatırım var mı?
 
Biz tesislerimize “platform” diyoruz. Büyüklüklerini de perakendedeki bedenlerle adlandırıyoruz. Örneğin, ilk yıllarımızda Platform X ve S yani X-Small ve Small ile yatırımlara başladık, Platform Medium (PM) ve Platform Large (PL) ile devam ettik. Son yıllarda PL, PL2 şeklinde devam etmemiz, ek kapasitelerin büyüyerek arttırıldığını da gösteriyor. Kurulduğumuz günden beri ortalama her yıl bir yeni platform açıyoruz. Tüm yatırımlar için finansal güç çok önemli. Özellikle uzayan pandemi koşullarında -yani iş ve ekonomik belirsizliğin fazla olduğu bir ortamda bile- Arvato Bertelsmann merkezinin Türkiye’deki potansiyele ve bizlere olan güveni sayesinde yatırımlarımıza ara vermeden devam edebildik. Bu sayede yeni projelere tesislerimizde yer verip mevcut müşterilerimizin büyümeleri için de ek kapasite yaratabildik. 
7 platformumuz ile toplamda 176 bin m2’lik alanda hizmet veriyoruz. 1 Nisan’da açılışını yaptığımız PL2 55.500 m2 yürünebilir alanı ile en büyük platformumuz oldu. Günlük 200 bin ürün çıkış ve 7 milyon stok kapasitesine sahip tesisimizde Türkiye’nin en hızlı büyüyen operasyonlarından birine hizmet veriyoruz. 8. tesisimiz olacak olan PL3’ü de, 2022 yılının ikinci çeyreğinde devreye almayı planlıyoruz.
Bunun yanı sıra biz, Bilgi Teknolojilerini omurgamız olarak görüyoruz. AR-GE merkezimizde geliştirdiğimiz, OMS-WMS-TMS yazılımlarının birbirine entegre olduğu ve Plug&Play hale getirdiğimiz altyapımız bizi önemli bir dijital platform yapıyor. Büyük- orta-küçük her markanın kullanabileceği bir platform yarattık. Firmaların kullandıkça ödedikleri aktivite bazlı fiyatlama modelinde, markaların ihtiyaçlarına göre yeni yatırımların zamanında yapıldığı ve markalara ölçek avantajı sağladığımız bir modele sahibiz. Çalışanlarımızı sürekli eğiterek iş kalitesinden taviz vermeden peak dönemlerinde de süper esneklik ve kesintisiz hizmet sağlayabiliyoruz.
 
40 MİLYONU AŞAN SİPARİŞ 
 
Pandemi sürecinde neler değişti ve bu değişiklikler sektörü nasıl etkiledi? Sizin iş hacminize nasıl yansıdı? 2021 yılına ilişkin beklentileriniz neler?
 
Pandeminin de etkisi ile operasyonel hacimlerde ciddi artışlar gözlemledik. Dalga dalga yaşanan artışları karşılamak üzere piyasayı analiz ettik, projelerimizle işbirliği içerisinde çalıştık ve gerekli planlamaları zamanında yapıp devreye alarak, bu dönemde müşterilerimizin ve nihai kullanıcıların beklentilerini en üst düzeyde karşılamayı başardık.
2020 yılında Sipariş fabrikalarımızda 40 milyonun üzerinde sipariş paketledik. TMS kullanarak dağıtımını yaptığımız online sipariş miktarımız ise 2020 yılında 50 milyon desiyi aştı. 2020 yılı günlük maksimum ürün çıkış kapasitemiz 250 bin seviyelerindeydi.
BF ve 11.11 dönemi artık belirli günlerde değil, tüm bir aya yayılan süreçler haline geldi. Pandemiyle beraber talebin dipten tepeye çıkış ve inişlerini yönetebilmek her zamankinden daha önemli hale geldi. Arvato SCS olarak birden fazla markanın bir tesiste konsolide olması ve birden fazla dağıtıcıyla her dağıtıcının uygun olduğu alana yönlendiren akıllı algoritmalarda bu dönemleri sorunsuz geçirme kabiliyetlerimizi iyileştirdik. 
2020 yılında pandeminin etkisiyle ev-yaşam-mobilya, FMCG, tüketici elektroniği ürün kategorilerinde 4-5 katına varan artışlar oldu. Evimiz; ofis, okul, restoran ve yaşam alanı haline geldi. Önceden eksikliğini fark etmediğimiz bir eşyayı bu dönemde ihtiyaç olarak algılamaya başladık. Örneğin; odaklanabileceğimiz çalışma köşeleri yarattık. Çalışma masası, uzun zaman geçirmeye uygun ofis sandalyesi, ruhumuza iyi gelecek aksesuar ve çiçekler, aydınlatma grupları gibi kategorilerde ciddi artışlar oldu. Bahçe-balkon sezonu ile birlikte açık alan mobilya satışları geçen yılın aynı dönemine göre %50 arttı. Mutfaklarımıza hepimiz yatırım yaptık: pişirme araç-gereçleri, küçük ev aletleri, kahve-çay makinaları, ev temizliği için pratik ve görece pahalı elektrik süpürge modellerine talep ciddi seviyede arttı. Kuaförlere gitme oranı azaldıkça kişisel bakım ürünlerine yatırım yaptık. Hem kozmetik hem de kişisel bakım ekipmanları yine çok paketlediğimiz ürün grupları oldu. Dijitalleşmenin artması ilk günden itibaren teknoloji ürünleri tarafını hızlandırdı, özellikle evden çalışma ve uzaktan eğitim nedeniyle diz üstü bilgisayar, tablet satışları, webcam satışları ciddi oranda arttı. Kısaca neredeyse her kategoride ciddi artışlar yaşandı.
 
ArvatoBu dönemde birçok e-ticaret alanında faaliyet gösteren şirket kendi lojistik ağını kurmaya başladı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Lojistik hizmet alan şirketlere önerileriniz var mı?
 
Bu konuyu depo ve sipariş hazırlama ile dağıtım ağı ve çeşitliliği olmak üze iki koldan ele alabiliriz. Şirketlerin birçoğunun, e-ticaret içindeki toplam payları arttıkça, bu alanı geçmiş dönemde edindikleri B2B tecrübe ve dinamikleriyle değerlendirdiklerini, kapasite ve maliyet kurgularını da buna göre yapmaya çalıştıklarını gözlemledik. E-ticaret iş modelinde “hizmet” ürünün bir parçası haline geldi, hatta kimi zaman tercih edilme nedeni oldu. B2C operasyonlar B2B’deki bulk hareketlerden ayrışıyor. E-ticarette çok daha yoğun olarak tekil ürün paketlemesi yapılıyor. Buradaki başarıda, stoğun kusursuza yakın doğruluğu, ürünlerin siparişe uygun paketlenmesi, siparişlerin hasarsız ve zamanında teslimatı öne çıkıyor. Tahminlenmesi zor bir yapısı var, tüketicinin vereceği tepkilere göre,  sipariş saat ve sayıları çok değişebiliyor. Burada uzmanlık temelde iki sorunu çözmekten ibaret: esneklik ve kapasite. Bu da büyüklük ekonomisinin getirdiği verimliliğe dayalı. Arvato olarak 40’ın üzerinde markaya hizmet verdiğimizi düşünürsek, 1 ayda 2-3 kat hacme çıkıp tekrar geriye inebiliyoruz. Günlük olarak sipariş düşme saatlerine göre kadrolarımızı arttırıp azaltabiliyoruz. 7 platformumuzun her birinden diğerine kadro mobilitesi sağlıyoruz. Pandemi koşulları gibi riskli dönemlerde de bunun doğal faydasını çok gördük, ekipleri ve işlerimizi bölüp yönetmemiz daha büyük önem kazandı. Binlerce metrekare stoklama alanında bir müşterinin stoğu artarken diğeri azalıyor. Mezaninler, platformlar, konveyörler gibi yatırımlarla aynı mekanda çok daha verimli ve büyük kapasiteler yaratıyoruz. Kendi lojistik ağını kurmaya çalışan markalar bu tür platformların getirdiği çoklu çözümleri doğal olarak yaratamayacaklardır.
Diğeri dağıtım ağı ve çeşitliliği. Herhangi bir şirketin sadece kendi kaynakları ve dağıtım ağı ile en iyisini elde etmesi mümkün değil. Yeni çıkan iş modellerini, iyi partnerlikler ve kusursuz entegrasyonlarla sürekli beslemeli, çeşitlilik ve rekabet için yenisini eklemeli.  Odağı lojistik olmayan firmaların bu yönde kaynak ayırmaları maliyetli ve asıl işinden uzak kalma nedeni. Maliyet kavramını iyi değerlendirmek lazım. Boş bir binanın maliyetsiz anlamına gelmediğinde sanırım herkes hemfikirdir. Ya da var olan bir yöneticiye daha fazla sorumluluk vermek veya sigorta kapsamını genişletmek. Tüketiciyi iyi anlamaya mı odaklanacak, yeni ürün geliştirmeye ve rakiplerden farklılaşmaya mı, lojistik maliyetlerini büyüdükçe daha uygun hale getirmeye mi, kendi dağıtım ağını kurmaya ve tesisine sürekli çelik-raf yatırımı yapmaya mı, satış kanallarını çeşitlendirmeye mi? Lojistik ağı kurma kararını bu sorulara cevap vererek değerlendirmeli.
 
DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU YATIRIM 
 
Arvato sektör lideri olarak yeni neler yapıyor?
 
Müşterimizle birlikte offline-online birlikteliğini faydaya dönüştürmek için Click&Collect başta olmak üzere omnichannel çözümleri üzerinde çalışıyoruz. Özellikle değerli ürünler için güvenli teslimat çözümleri kurguladık. OMS ile birlikte omni-channel dağıtım ağı ve 360 derece müşteri deneyimi sağlayacak, hızlı giden ürünler için şehir içi dağıtım noktaları ve kolay iade çözümleri kurguladık. Mevcut ve potansiyel müşterilerimize göre düzenli olarak kapasitelerimizi gözden geçiriyoruz. Doğru yatırımı doğru zamanda yaparak kesintisiz ihtiyaçları karşılamaya odaklanıyoruz. Tesisler tarafında tüm platformlarımızdaki konveyör sayımızı arttırdık. Büyük tesislerimizde katlar arası transfer konveyörler yatırımları yaptık. Tüm yeni alan yatırımlarımız da personelimizi çalışırken sıcak ve konforlu tutacak, deprem esnasında personelimizi ve bize emanet edilen ürünleri üst seviyede koruyacak şekilde yüksek standartlarla yapıyoruz. Kozmetik, gıda ürünleri, gıda takviyesi gibi ürün gamının gerektirdiği özel depolama şartlarını sağlamak için sıcaklık kontrollü oda yatırımlarımızı büyütüyoruz. Özel koşul ve ihtisas gerektiren tüm yatırımlarımızı yasal mevzuatlara göre yapmaya çok önem veriyoruz. Birlikte çalıştığımız müşterilerimiz ve bizler denetimlerde her şeyin önden uzmanlarınca düşünüldüğü ve kuralına göre yapıldığı, şeffaf bir çalışma disiplinine sahibiz. 
Özetlemek gerekirse, verimliliği arttıran otomasyonlar, yüksek güvenlik, yasal şartlara uygunluk ve personelimizin çalışırkenki rahatlığı ve mutluluğu taviz vermeden yatırım yaptığımız alanlar. Ama hepsinden önemlisi “mutluluk paketliyoruz” her bir gönderdiğimiz paketin birisine dokunduğunu bilerek zevkle, keyifle işimizi yapmayı öğreniyoruz. Üniversite öğrencisi, ev hanım çalışanlarımız var. İlk verdiğimiz eğitim bu bakış açımız.
 
ArvatoDağıtım tarafında “E-ticaret lojistiği’nin büyümesinin önündeki darboğaz nedir?”
 
Dağıtım firmaları her ne kadar büyük kapasite yatırımları yapmış olsa da anlık talep dalgalanmalarının yönetiminde halen güçlükler olduğunu görüyoruz. Artık kurye, Click&Collect, PuDo teslimatları, aynı gün teslim, randevulu teslim gibi çok farklı dağıtım şekillerine giden yol hızlandı. Yeni teslimat modelleri kuran şirketlerin sayısı artıyor. Bunların bazıları küçük ortaklıklar bazıları büyük yatırımlar. Bu alanda tek başına hiçbir dağıtım firmasının tüm sektöre hitap edeceğini düşünmüyoruz. Hem çeşitlilik hem kapasite, hem uygun maliyet hem de kaliteli hizmet aynı anda tek dağıtım şirketinin altından kalkabileceği bir konu olmaktan çoktan çıktı. Bunun farkında olarak tüm hizmet tiplerine, tüm ürün segmentlerine aynı anda hitap edebilmek için biz Plug&Play yapımız ile hepsine entegreyiz. 30 kişinin üzerindeki Control Tower ekibimizle siparişleri ve dağıtım partnerlerimizi takip ediyoruz. 
Rekabeti işbirliğine dönüştürüyoruz. Her dağıtım şirketinin performansını takip ederek iyi olana daha çok hacim yaratarak ödüllendirdiğimiz bir modelin, markalara ve tüketicilere de güven yarattığını açıkça gözlemliyoruz. 
Dağıtıcı tek muhatap görüyor, tek depodan çıkıyor, ortak etiketle alıyor, zaman zaman dağıtımda güçlük yaşadığı ürün veya rotalarda alternatifleriyle desteklenip sorunlarını çözmelerine imkan sağlamış oluyoruz. Müşteri tek muhatapla onlarca farklı hizmeti alabiliyor, ürünün teslimine kadar tüm takibi sağlanıyor, desiye, destinasyona, ürün tipine göre optimum gönderi hacim ve şeklinden faydalanıyor. Olası soru ve talepleri anlık olarak Müşteri Hizmetleri ekibimizin CRM paneline düşüyor, dilerse tüketiciler adres veya teslim gününü değiştirebiliyor.
E-ticaret içinde dağıtım çok önemli bir maliyet ve dağıtım maliyetleri ile Pazar büyümesi arasında doğrudan ilişki var. Dağıtım maliyetlerini belirlemek bizim işimiz değil ama her iki tarafı optimize ederek yüksek teknoloji ve yazılım kullanarak bu süreci verimli hale getirmek bizim işimiz. Satan, alan ve dağıtan her taraf için kolaylık, tutarlılık, tahmin edilebilirlik, izlenebilirlik ve hız çok önemli. Siparişten başlayarak teslimata ve iadeye kadar tüm süreçleri hem basitleştirmeli hem de kolaylaştırmalı. Biz bu yoldaki en büyük destekçileri ve kolaylaştırıcı etken olmaya devam edeceğiz.
 
OMNI-TİCARET ALANINA İLGİ ARTACAK
 
2020’de Türkiye’de perakende içinde online satışların payının ’i geçtiğini vurgulayan Arvato Supply Chain Solutions Genel Müdürü Umur Özkal, “Avrupa ülkelerinde bu oran pandemide %40’ları buldu. 2019’da Türkiye ortalaması %6.3 olarak gerçekleşmişti. Bu döneme alt yapı itibariyle hazır giren markalar, offline satış tarafındaki düşüşü bir miktar dengeleyebildiler ve daha rahat atlattılar. Bazı sektörlerde ve markalardaki online satış payı %40-50’leri buldu. Hiç online kanalı olmayan markalar 2-3 ay içinde online kanal açmak durumunda kaldılar ve online satış pratiğini tecrübe ettiler. Önümüzdeki yıl, omni-ticaret alanına olan ilgi ve yatırımlar artacaktır. Artık sadece online veya offline değil, sadece pazaryeri veya web sitesi değil tüm kanalların aynı anda çalıştığı ve tüketiciye istediği kanaldan ulaşabilme imkanı veren altyapılara yatırım yapılacağını öngörüyoruz” dedi. 
 
 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat