e
Banner


Akca Lojistik’ten çözüm ortaklarına özelleştirilmiş çözümler
350 bin m2’yi aşan depolama alanı, güçlü dağıtım ağı, gelişmiş teknolojik altyapısı ve alanında uzman ekibiyle gıda lojistiğinde fark yaratan Akca Lojistik’in, iş hacminin üçte birini bu alan oluşturuyor. Yılın ilk yarasında 30 bin gıda ürünü sevkiyatı gerçekleştirdiklerini belirten Akca Lojistik Genel Müdürü Enes Akça, bu oranı yıl sonuna kadar 25 artırmayı hedeflediklerini söyledi. 




akcaGıda israfında en önemli etkenler neler? Türkiye’de durum nedir?
 
Gıda israfı, küresel düzeyde giderek artan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl dünya genelinde üretilen gıdaların yaklaşık üçte biri kayboluyor. Türkiye'de de benzer bir durum söz konusu. Birleşmiş Milletler’in Gıda İsrafı raporuna göre; ülkemizde yılda 7,7 milyon ton gıda israfı yaşanıyor. Bunun sebepleri arasında üretim hacmi kayıpları, yanlış depolama ve taşıma gibi faktörler yer alıyor. TÜBİTAK araştırma verilerine göre, Türkiye'de üretilen meyve ve sebzelerin yüzde 25-40'ı ya üretim-dağıtım aşamasında kayba uğruyor ya da satış ve tüketim aşamasında atık haline dönüşüyor. Bu büyük orandaki israf, ülke ekonomisi açısından önemli bir kayıp. Türkiye'de lojistik hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi, gıda israfının önüne geçmeye yönelik önemli adımların atılmasını sağlayacaktır. Gıda lojistiğinde en önemli unsurlardan biri, ürünlerin lojistik süreç boyunca formunun korunarak, uygun iklim koşullarında depolanması ve taşınmasının sağlanmasıdır. Doğru taşıma ve depolama çözümleri, gıda israfını azaltmada kritik bir rol üstleniyor. Lojistik süreçlerin düzgün yönetilmemesi ve soğuk zincirin kırılması, gıda ürünlerinin bozulmasına ve kullanılamaz hale gelmesine neden oluyor. Bu nedenle, denetlenebilir lojistik standartlarla gıdanın hareketinin sağlanması, gıda kaybının önüne geçmek ve sağlıksız beslenmenin engellenmesine katkı sağlamaktadır. Gıda israfını en aza indirerek hem çevresel hem de ekonomik açıdan önemli kazanımlar elde edebiliriz.
 
350 BİN M2’Yİ AŞAN DEPOLAMA ALANI
 
Akca Lojistik, gıda ve soğuk zincir lojistiğinde ne tür çözümler sunuyor? 
 
Akca Lojistik olarak, gıda kayıplarını önlemek için çeşitli çözümler sunmaktayız. Depolama alanında 30'dan fazla tesiste toplam 350 bin metrekarelik depolama alanımız mevcut, bunların dörtte biri serin, soğuk ve donuk iklimlendirilmiş alanlardır. Bu alanlarda çeşitli gıda ürünlerini doğru şartlarda muhafaza ediyoruz. Nakliye faaliyetlerimizde günlük 500 sefer araç hareketi gerçekleştiriyoruz ve bunların yarısından fazlası serin ve soğuk rejimde çalışan araçlardır. Şehir içi mikro dağıtım alanında da gıda, perakende ve e-ticaret ağırlıklı çalışmalar yürütmekteyiz. Bu alanda +4 rejimde çalışan araçlar kullanarak e-ticaret ve perakende sektörlerine hizmet veriyoruz. Gıda lojistiğinde kaybın önüne geçebilmeniz için öncelikle soğuk zincirin kırılmamasına ve kontaminasyon (bulaşı) riskinin önlenmesine dikkat etmeniz gerekmektedir. Hem depolamada hem taşımada az önce belirttiğimiz altyapıları oluşturduktan sonra bunların sistem üzerinde izlenilebilir olmasını sağlamanız gerekmekte. Biz de sahip olduğumuz gerek WMS (Depo Yönetim Sistemi) gerek TMS (Nakliye Yönetim Sistemi) ile tesis ve araçlarımızdaki ısı derecelerini entegre bir şekilde takip ediyoruz. Sistem algoritmaları ile kontaminasyon riski olan ürünlerin bir arada tutulmasının önüne geçiyoruz. Gelişen teknoloji ile artık IoT’yi (nesnelerin internetini) akıllı etiketleri konuşuyoruz. Bunları da süreçlerimizin içine dahil ederek izlenilebilirliği daha da artırmayı hedefliyoruz.
 
AKILLI ELDİVEN TEKNOLOJİSİYLE VERİMLİLİK ARTIRIYOR 
 
Sektörde nasıl fark yaratıyorsunuz? 
 
Akca Lojistik olarak, kişiselleştirilmiş çözümler sunma konusunda iddialıyız. Çözüm ortaklarımızın ihtiyaçlarını tam olarak anlayarak, onlar için özel olarak tasarlanmış lojistik çözümleri sunmak, en güçlü yönlerimizden biridir. Sektördeki başarımızda teknolojik yatırımlarımızın ve nitelikli personel altyapımızın önemli bir rolü bulunuyor.
Sektördeki sürekli değişen ve gelişen teknolojilere olan ilgimiz ve öncü olma vizyonumuz, Akca Lojistik'i diğer firmalardan ayıran önemli faktörler arasında. Bu nedenle, yeni teknolojilere yatırım yapıyor ve lojistik süreçlerimize otomasyonu dahil ederek verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Depolarda kullanılan iş makinelerin otonom hale getirilmesiyle ilgili her türlü projeye ilgi duyuyor ve bunları takip ediyoruz. Bu yola baş koymuş, start-up mantığında çalışan genç mühendis arkadaşlarımızı destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz. 
Bunlara ek olarak Akca Teknoloji altında geliştirdiğimiz çözümler, hem kendi iş süreçlerimizi optimize etmemize hem de müşterilerimize teknoloji hizmeti sunarak sektöre katkı sağlamamıza yardımcı oluyor.
Çözüm ortağı olduğumuz akıllı eldiven teknolojimiz, lojistik sektöründe inandığımız önemli bir inovasyonu temsil etmektedir. Akıllı eldivenler, el terminallerinin yerini alarak hem hızıyla hem ergonomisiyle iş yapılan sektöre bağlı olarak yüzde 20 ila 50 arasında operasyonel verimlilik sağlayan ürünlerdir. Bu akıllı eldivenler sayesinde lojistik süreçlerinde insan kaynaklı hataları minimuma indirmeyi, çalışma sürelerini önemli ölçüde azaltmayı hedefliyoruz. Akca Lojistik olarak, çözüm ortaklarımıza en iyi hizmeti sunma misyonumuzu büyük bir özveriyle yerine getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 
İLK YARIYILDA 30 BİN SEFER!
 
Yılın ilk yarısında nasıl bir taşıma hacmine ulaştınız? Yılı nasıl kapatmayı hedefliyorsunuz?
 
Akca Lojistik olarak, depolama, nakliye ve mikro dağıtım ana faaliyet alanlarımızı oluşturmakta. Bütün bu alanlarda gıda sektörüyle de çalışma halindeyiz. Bütün bu faaliyet alanlarımızın tamamının 1/3’ünde gıda ve ilişik ürünlerin lojistiğini yönetmekteyiz. Daha spesifik olmak gerekirse depolama kapasitemizin ¼’ünde gıda ürünleri depolamaktayız. Bu alanlarda depoladığımız ürünlere örnek vermek gerekirse çikolata, atıştırmalık ürünler, süt ve süt ürünleri, dondurulmuş hazır gıdalar, konserve ürünleri ve margarin gibi son kullanıcıya yönelik ürünlerin depolamaktayız. Nakliye tarafında ise indirim marketleri, yerel zincirler, bayiler, hotel, kafeterya restoran gibi müşteri noktalarına 2023’ün ilk 6 ayında 30 bin seferin üzerinde gıda ürünü sevkiyatı gerçekleştirdik. 2023 yılının ikinci yarısında ise hem yatayda müşteri portföyümüzü genişleterek hem de okula dönüş (back to school) dönemi ve Kasım ayı e-ticaretteki beklenen artışların etkisiyle ilk 6 ayda oluşturduğumuz kapasiteyi en az yüzde 25 oranında geliştirmeyi hedefliyoruz. Bunun ilk işaretlerini de görür durumdayız.
 
Ajandanızda neler var? 
 
Gıda lojistiği alanında özellikle soğuk zinciri önemsiyoruz. Bu doğrultuda, 2023 yılı içinde yeni bir soğuk hava deposunu faaliyete geçirdik. Bu depo özellikle İstanbul bölgesindeki müşterilerimize şehir içi dağıtım hizmeti sunma amacıyla kullanılıyor. Türkiye genelinde soğuk zincir depolama alanında eksiklik olduğunu görüyoruz ve bu alana yatırım yapmanın gerekliliğine inanıyoruz. Bu sebeple, buraya odaklanma niyetindeyiz. İklimlendirilmiş alanlara sahip depo sayımızı Türkiye genelinde artırmak bu alanda birinci hedefimiz. Buna paralel olarak taşıma faaliyetlerimizde de filomuzdaki FRC sertifikalı araç sayımızı artırmak niyetindeyiz.
Gıda lojistiği tarafında çalışma ve gelişmesini büyütmemizin yanı sıra bu işin sosyal sorumluluk tarafına da ayrıca önem veriyoruz. Gençlerin lojistik sektörüne ilgisini artırma yönünde planlarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda okullarda eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerine başlayacağız. Bunu daha disiplinli ve sistematik hale getireceğiz. Ajandamızda bulunan diğer önemli unsurlar arasında, operasyonel verimliliği artırmak için teknolojik yatırımlara ağırlık vermek ve süreç iyileştirmeleri yer alıyor. Daha akıllı depolama ve stok yönetimi sistemleri ile teslimat sürelerini optimize etmeyi planlıyoruz.
 
‘ETKİN BİR DENETİM MEKANİZMASINA İHTİYAÇ VAR’ 
 
Gıda lojistiğinde en hayati konunun, gıdanın özgün formunun muhafaza edilmesi olduğunu vurgulayan Akca Lojistik Genel Müdürü Enes Akça, “Gıda ürününün bir kere formunu bozduğunuzda veya kontamine ettiğinizde o ürün tamamen kullanılamaz hale gelmekte. Eğer denetim eksiklikleri sebebiyle böyle bir ürün tekrar dolaşıma girerse bu insan sağlığı açısından da sakıncalı bir durum teşkil etmekte. Bütün bu sıkıntıların önüne geçebilmek için yüksek standartlara sahip depoların sayılarının artırılması ve FRC ve FRN sertifikalı araçların piyasada daha çok bulunur hale gelmesi önemli. Ayrıca bütün bu altyapıyı destekleyen ve izlenilebilir kılan IT altyapılarına ilişkin yatırımların da yapılması lazım” dedi. İsrafın önlenmesi ve daha etkin bir lojistik yönetimi için mevcut yasal düzenlemelerin güncellenmesi ve daha sıkı denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önemine dikkat çeken Akça, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin taraf olduğu ATP Konvansiyonu gibi uluslararası standartların daha etkin bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi gerekmekte. Türkiye’de ATP Konvansiyonu’nun oluşturduğu FRC sertifikasına sahip 15 bin civarında TIR dorsesi bulunduğu söylenilebilir. Bunların yüzde 80’i ihracata çalışırken, kalan 3 bin civarında aracın Türkiye dahilindeki işleri kaldırması çok mümkün görünmemektedir. Buradan şunu anlayabiliriz ki Türkiye’de yurt içi taşımacılıkta atılması gereken daha çok adım bulunuyor. Ayrıca lojistik alanında faaliyet gösteren şirketler olarak bizlerin de üzerine düşen görevler bulunmakta. Soğuk zincire daha fazla yatırım yapmalı bu alanda bilincin artırılmasına katkı sağlamalıyız. Ve aynı zamanda iş süreçlerimizi daha denetlenebilir ve izlenilebilir hale getirmeliyiz.” 
 
 
 
 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat