Bakan Abdulkadir Uraloğlu: Süper güç hedefine yeşil yoldan yürüyeceğiz!
20/10/2023 - 10:24:00
Abdulkadir Uraloğlu - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Lojistik sektörü, günümüzde ekonomik büyümenin ve küresel ticaretin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Ürünlerin üretim noktalarından tüketim noktalarına taşınmasını sağlayan bu sektör, ülkelerin ekonomik büyümesi, ticaret hacmi ve uluslararası ilişkilerin gelişmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'nin jeopolitik konumu, gelişmiş altyapısı, geniş taşıma ağı ve güçlü ekonomisi lojistik potansiyelini oldukça güçlü kılmaktadır.
‘KÜRESEL ÖLÇEKTE BİR LOJİSTİK MERKEZİYİZ’
Ülkemiz 4 saatlik uçuş süresiyle, yaklaşık 1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı, 43 trilyon 200 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla’ya sahip ve 11 trilyon dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkenin merkezi konumundadır. Asya, Avrupa ve Orta Doğu'nun kavşak noktasında bulunmasıyla da benzersiz bir coğrafi konuma sahiptir. Bu konum bizi Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerinin ekonomik ve sosyal gelişimleri için çok önemli bir noktaya taşıyor. Ülkemizin tüm ulaşım modlarıyla erişilebilir olması, bizi uluslararası ticaretin tam merkezinde konumlandırıyor. Adeta küresel ölçekte bir lojistik merkeziyiz.
Bu gerçeklerden hareketle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, ülkemizin sahip olduğu bu önemli potansiyelimizi ve kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanıyoruz. Ülke içinde çok modlu ulaşım bağlantıları sağlamanın yanı sıra, koridorlar oluşturarak kıtalar arasında kesintisiz ve kaliteli ulaştırma altyapıları tesis etmek üzere de çok ciddi çalışmalar yapmaktayız.
‘ULAŞTIRMAYA 194 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPTIK’
Son 21 yılda yaklaşık 194 milyar dolar yatırımla ulaştırma altyapılarımızı iyileştirmek, bu ağları genişletmek ve uluslararası taşımacılık güzergâhlarındaki eksik bağlantıları tamamlamak önceliklerimiz arasında yer aldı.
Bu çerçevede; Asya, Avrupa ve Orta Doğu'yu birbirine bağlayacak "bir kuşak bir yol projesi"ni ülkemiz açısından çok önemli bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Son yıllarda ulaşım ve iletişim alanında önemli projeler yaparak modern lojistik tesislerine ve ulaşım ağlarına sahip olduk. Ülkemizi; Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkaslar ve Kuzey Karadeniz ülkeleri arasında ulaşımın her modunda uluslararası bir koridora dönüştürdük. Yüksek hızlı tren hatlarımızla, otoyollarımızla, deniz limanlarımızla ve havaalanlarımızla ülkemizin iç ve dış ticaretini daha da güçlendiriyoruz. Özellikle İstanbul'un uluslararası hava trafiği açısından merkezi konumu, kargo taşımacılığı için önemli bir avantaj sağlıyor. Sahip olduğumuz geniş ve modern taşıma ağımızla; ülkemizin lojistik ağlarına hızlı ve etkili erişimini destekliyor ve farklı sektörlerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek esneklikte mal akışını optimize etmek için birçok seçenek sunuyoruz.
‘DEV PROJELERİ HAYATA GEÇİRDİK’
Ülkemiz dinamik ve geniş bir üretim kapasitesine sahiptir. Tekstil, otomotiv, gıda, kimya gibi çeşitlendirilmiş ekonomisiyle bölgesel ve küresel ölçekte dikkat çekmektedir. Bu ürünlerin lojistik açıdan etkin bir şekilde dağıtılabilmesi, ülkemizin üretim avantajlarını en iyi şekilde değerlendirmesini sağlamakta ve üretim ile tüketim merkezleri arasındaki etkin mal taşımacılığı, ekonomimizin büyümesini desteklemektedir. Ulaştırmaya yapılan yatırımlar aslında üretim yeteneği olan bölgelerimizin ürettiklerini hem yurtiçi hem yurtdışındaki alıcılara en modern, en hızlı ve en güvenli şekilde ulaştırması yönünde ciddi katkılar sağlamaktadır. Aynı şekilde, üreticinin daha kaliteli ve zamanında üretim yapabilmesi için en uygun girdilere uygun maliyetler ile ulaşabilmesi başarılmaktadır.
Bu noktada son 21 yıl içerisinde; Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim, Osmangazi, 1915 Çanakkale Köprüleri, İzmir-İstanbul, Ankara-Niğde ve Kuzey Marmara Otoyolları gibi dev projeleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirdik.
Yine, Türkiye’yi bölgesinin lojistik üssüne dönüştürecek 23 adet lojistik merkezde toplam 19 milyon m2 alanda hizmet vermeyi de planlıyoruz. Samsun-Gelemen, İzmit-Köseköy, Uşak, İstanbul-Halkalı, Eskişehir-Hasanbey, Balıkesir-Gökköy, Denizli-Kaklık, Kahramanmaraş-Türkoğlu, Erzurum-Palandöken, Mersin-Yenice, Konya-Kayacık, Kars olmak üzere 12 adet lojistik merkez işletmeye aldık. 12 adet lojistik merkezle toplam 5,1 milyon m2 alan ve 13,6 milyon ton kapasite oluşturduk. Sivas, Boğazköprü, İzmir-Kemalpaşa ve Rize-İyidere olmak üzere 4 adet lojistik merkezin yapımına da devam ediyoruz.
Özellikle Rize İyidere lojistik limanımız ülkemizin küresel bir lojistik üs olması hedefi için atılmış büyük bir adımdır. Doğu Karadeniz bölgesi, Avrupa ve Orta Asya’ya açılan Kafkasya koridoru üzerindeki konumu ile stratejik öneme sahiptir. Kafkas ülkeleri ve Orta Doğu Ülkeleri arasındaki potansiyel trafikten kaynaklanacak kombine taşımacılık zincirinin aktarma merkezi olacaktır. Yılda 3 milyon ton genel kargo, 8 milyon ton dökme yük, 100 bin TEU konteyner ve 100 bin araçlık Ro-Ro kapasitesi ile Karadeniz havzasında büyük tonajlı gemilerin yeni adresine dönüşecektir. Özellikle İran’ın Kuzey eyaletlerinin Dubai limanlarını kullanarak yaptığı 25 milyar dolarlık ithalatını bir aydan 15 güne indiren bir alternatif olması çok büyük bir avantajdır. Bu özelliğiyle bölgenin ve ülkemizin deniz ticaretinden aldığı paya büyük katkı sağlayacaktır.
‘YENİ PROJELERİ HIZLANDIRDIK’
Şimdi, Türkiye Yüzyılı’na yakışır yeni projelerimizle milletimizin hayatını kolaylaştırmak için daha da hızlandık. Trafiği azaltan ve mesafeleri kısaltan, batıdan doğuya kesintisiz ulaşım sunan akıllı yol ağını tamamlayacağız. 2028 yılına kadar bin 780 km yeni otoyol ağı yatırımı gerçekleştireceğiz.13 bin 919 kilometrelik demiryolu ağımıza Haziran 2028 tarihine kadar toplam 5 bin 719 kilometre daha hızlı tren, çok yüksek hızlı tren yatırımları ve konvansiyonel demiryolu ağ yatırımı gerçekleştireceğiz. Demiryolu ağımızı 17 bin 279 kilometreye çıkaracağız. Havalimanı sayımızı 61'e çıkaracağız. Yapımı devam eden Çukurova Bölgesel Havalimanı’nı en yakın sürede tamamlayacağız.
Ulaşım ve iletişim stratejilerimizi küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlamak ve bu stratejileri her daim güncel tutmak bizim en önem verdiğimiz konulardan biridir. Dünyadaki hızlı nüfus artışına paralel olarak şehirleşme ve sanayileşme ile birlikte artan ticaret ve üretim imkânlarına bağlı olarak doğal kaynakların plansız ve dengesiz kullanımı ne yazık ki çevresel sorunlarla karşı karşıya kalmamıza sebep olmuştur. İklim değişikliği, günlük yaşantımızı etkiliyor olmasının yanı sıra olumsuz ekonomik sonuçlara da yol açıyor. Her yıl artış gösteren kasırga, kuraklık, orman yangınları, sel ve taşkınlar gibi doğal felaketler küresel çapta milyarlarca dolarlık ekonomik bilançoya sebep oluyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, iklim krizinin ülkemiz ve dünyamız açısından verdiği olumsuz etkileri önemsiyoruz ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek için azimle çalışıyoruz. Hizmete sunduğumuz imza projelerin yanı sıra bir yandan da yeni projelerimizi ve hedeflerimizi içinde bulunduğumuz çağa uygun bir şekilde yenileyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz.
‘ÇEVRECİ, HIZLI, GÜVENLİ VE EKONOMİK ULAŞIM MODELLERİ GELİŞTİRİYORUZ’
Bir yandan, yatırımlarımızla ülkemizin “küresel lojistik bir süper güç olma” ve “dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme” hedefleri doğrultusunda mega projeler gerçekleştirirken, bu projelerin çevreye duyarlı ve ekolojik hayatı etkilememek; korumak ve geliştirmeye yönelik olmasına dikkat ediyoruz. Yeni ulaşım modellerimizde, çevre hassasiyetine, daha az karbon emisyonuna, hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik projeler hayata geçiriyoruz.
Çevreye daha duyarlı liman tesislerini ülkemize kazandırma adına; Bakanlığımızca başlattığımız limanlarda enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik projemiz kapsamında yürüttüğümüz “Yeşil Liman Sertifika Programı”mız kapsamında şu ana kadar 20 liman tesisi Yeşil Liman olarak faaliyet göstermektedir. Liman bölgelerimizde bulunan okullar ile ortak projeler oluşturularak yeni nesillere çevre farkındalığı oluşturmaya yönelik eğitimler düzenliyoruz. Limanlarımızda kullanılan iş makinelerinde fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji ile çalışan sistemlere geçiş sürecindeyiz.
Ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele ve enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı finansal ve stratejik ulusal politikalarımıza destek amaçlı olarak; marinaların elektrik enerji ihtiyacının güneş enerji sistemleri ile karşılanmasına yönelik mevzuat değişikliklerini tamamladık. Bu anlamda marinalar güneş enerji sistemlerini kurmaya başladılar. Yaygınlaşması için bilgilendirme ve saha ziyaretleri yapacağız.
Günümüzde ekonomik olan yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin bilinciyle, 2017 yılı aralık ayında İzmir’de Güneş Enerjisi Santrali’ni kullanıma aldık. Yakın zamanda da Van 11. Bölge Müdürlüğümüz sorumluluğundaki ikinci Güneş Enerjisi Santrali’mizi tamamlayarak hizmete sunduk.
Sürdürülebilir ve sağlıklı bir gelecek için durmadan çalışıyor; ulaşımın çehresini değiştiren yatırımlarımızla, yarınlarımıza yaşanabilir, temiz bir dünya bırakmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda peyzaj çalışmaları, çevre temizliği, ağaçlandırma ve yeşili koruyan pek çok projeye imza atıyoruz.
Karayolu güzergahlarındaki yapım çalışmalarında yaban hayvanlarının yaşadığı bölgelerde, onların hayatlarını tehlikeye sokmamak için alınabilecek en uygun önlem olarak “Ekolojik Köprüler” inşa ediyoruz. Bugüne kadar karayolu ve demiryolu olmak üzere toplamda 8 adet ekolojik köprü inşa ettik. Kuzey Marmara Otoyolu’nda 1, İstanbul-İzmir Otoyolu’nda 2, Malkara-Çanakkale Otoyolu’nda 1, Tarsus-Pozantı Otoyolu’nda 1 ve İzmir-Çeşme Otoyolu’nda 2 adet, Ankara-Eskişehir Hızlı Tren Hattı üzerinde ise bir adet ekolojik köprümüz bulunuyor. Önümüzdeki dönemde ekolojik köprülerimizin sayısını daha da artırmayı hedefliyoruz.
‘DEMİRYOLUNUN PAYINI %22’LERE ÇIKARACAĞIZ’
2053 net sıfır emisyon hedefimizle, karayolu taşımacılığını yüzde 72’den yüzde 57’ye düşürmeyi, demiryolu yük taşımacılığını da yüzde 5’den yüzde 22’ye çıkarmayı planlıyoruz. Bu sayede karbon salınımından azalma sağlayacağız.
Ayrıca mikro mobilite araçları, çevreye duyarlı özelliği ile ekolojik dengeyi koruyarak şehir hayatında makro etkiler uyandırıyor. Şehir içinde az alan kaplayan mikro ulaşım araçları ile yaşam alanlarımız genişliyor.
Bu kapsamda ülkemizde mevcut elektrikli araç sayısını büyük oranda artırma potansiyeline sahip yerli elektrikli araç üretimine başlanılmış olup, bu araçların daha da yaygınlaşması ile elektrik enerji ihtiyacı ve erişilebilir şarj istasyonları önemli gündemlerden biri olacaktır. Bundan dolayı elektrikli araçların menzilleri ve mevcut şarj istasyonlarının konumları düşünüldüğünde yolcukların daha verimli hale getirilmesi, şarj ihtiyacını karşılamak üzere kat edilen mesafenin optimum düzeye getirilebilmesi ve elektrikli araç kullanımını teşvik etmek amacıyla Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarının Uygun Konumlarının Belirlenmesine yönelik projeyi hayata geçirmekteyiz.
Diğer yandan kent içi lojistikte de gelişme ve değişimler yaşanmaktadır. Örneğin pandemi zamanında kullanımı artan e-skuterler bir yolcu ulaşımını sağlamanın ötesinde artık kargo taşımacılığı alanında da kullanılmaktadır. Biz de Bakanlık olarak önemli bir adım attık ve PTT teslimatlarını e-skuter araçları ile yapmaya başladık.
Özetleyecek olursak, gelecek vizyonumuzun en önemli unsurlarından biri, ülkemizin rekabet gücüne ve toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunan güvenli, ekonomik, konforlu, çevreye duyarlı, kesintisiz, dengeli ve sürdürülebilir bir ulaştırma sistemi oluşturmaktır. Bakanlığımızca, tüm ulaşım modlarımızı, birbirleriyle entegre ve uyumlu olarak yapıyor ve yönetiyoruz. Yeni ulaşım modellerimizde, çevre hassasiyetine, daha az karbon emisyonuna, hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik planlarımızı projelerimize uyarlıyoruz. Ulaşım sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması için tüm paydaşlarımızla iş birliği içinde hareket ediyoruz. Kamu, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve milletimizin ortak çabalarıyla çevreye duyarlı, modern ve etkin bir ulaşım ağını hep birlikte oluşturacağımıza canı gönülden inanıyorum.