Küresel dalgalanmalar koster piyasasını esnek rotalara zorluyor
25/04/2025 - 12:21:00
KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çendik, ABD-Çin gerilimi ve bölgesel çatışmaların navlun piyasalarında istikrarsızlığa yol açtığını belirtiyor. Küresel ticaret akışındaki daralmanın arz-talep dengesini bozarak sektörde “bekle-gör” dönemini başlattığını ifade eden Çendik’e göre Türk koster filosunun rekabet gücünü koruyabilmesi için stratejik yenilenme ve güçlü iş birlikleri hayati önem taşıyor. 2025 ve sonrasında ise şirketlerin belirsizlikleri yönetebilmek adına rotalarını esnekleştirmeleri ve uzun vadeli stratejilerini yeniden şekillendirmeleri bekleniyor.
Karadeniz, Akdeniz ve Avrupa’da taşımacılık yapan 1.000 ila 12.000 DWT (Deadweight Tonnage) kapasitesine sahip koster gemileri, küresel denizyolu taşımacılığında etkin rol oynuyor. Çin’den sonra dünyadaki en büyük ikinci koster filosuna sahip olan Türkiye, aynı zamanda Karadeniz ve Akdeniz havzasında lider konumda bulunuyor. Bu güçlü konumu sayesinde, Türk koster filosu hem ekonomik hem de istihdam açısından önemli bir rol üstleniyor.
Bu alanda faaliyet gösteren KOSDER ne tür çalışmalar yürütüyor?
Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER), 150 üye ve yaklaşık 550 gemiye ulaşmış ve dünyada koster tonajını temsil eden sayılı denizcilik sivil toplum kuruluşlarından biri. 2025 yılı itibarıyla BIMCO üyesi olan KOSDER, hem ülkemizin tanıtımına katkı sunuyor hem de sektörün gelişimi adına ulusal ve uluslararası düzeyde projeler üretiyor. Derneğimiz, yaş ortalaması 25’in üzerinde olan Türk koster filosunun yenilenmesi için kamu kurumlarıyla iş birliği içinde çalışmalarını yürütüyor.
2025 YILI ZORLU BAŞLADI
2025 yılına koster taşımacılığı nasıl başladı?
2025, koster taşımacılığı açısından zorlu bir başlangıç yaptı. Nehir/deniz tipi koster piyasasında navlun fiyatlarında düşüş yaşandı. Örneğin, Azov-Marmara hattında 3.000 tonluk tahıl taşımaları için navlun bedeli 22-23 dolar/tondan 18-19 dolar/ton seviyelerine geriledi. Türkiye’nin buğday ithalatını azaltması ve Rusya’nın ihracat kısıtlamaları, piyasada arz fazlasına yol açtı. İstanbul Navlun Endeksi (ISTFIX) de bu gelişmeler doğrultusunda 656 puandan 625 puana geriledi. Bu durum, sektördeki belirsizliklerin ve mevsimsel durgunluğun etkilerini yansıtıyor.
Küresel gelişmelerin koster taşımacılığına etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Konjonktürel açıdan bakıldığında, küresel ekonominin başat aktörleri olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin’in yanı sıra Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin benimsediği politikalar, yalnızca genel ticareti değil, deniz taşımacılığı başta olmak üzere tüm lojistik zincirlerini doğrudan etkiliyor. Özellikle ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla başlayan yeni siyasi dönemde uygulanan “şahin politikalar”, denizyolu lojistiğinde beklenen olumlu ivmenin önüne geçmiş durumda.
Beyaz Saray’ın Çin ürünlerine yönelik ithalat kısıtlamaları ve ek vergi uygulamaları yalnızca ikili ilişkileri değil, çok uluslu ticaret akışlarını da sekteye uğratıyor. Bu durum, 2022 yılından bu yana süregelen Rusya-Ukrayna savaşının bitirilmesine dair daha önce var olan olumlu beklentilere de gölge düşürmüş durumda.
ABD-Çin arasında yaşanan gerilim neleri tetikliyor?
ABD ve Çin arasında karşılıklı restleşmelerin artması, küresel ölçekte ticari belirsizliklerin derinleşmesine neden oluyor. Trump’ın iç politikadaki baskılara rağmen geri adım atmaması ve daha katı ekonomik tedbirler alması, önümüzdeki dönemde yeni gelişmeleri beraberinde getirecek gibi görünüyor. Bu atmosfer, sıklıkla duyduğumuz “ticaret savaşları” kavramının yeniden gündeme gelmesine yol açtı. Uzmanlar, iki büyük ekonominin küresel ticareti kendi çıkar alanlarına göre bölme riski taşıdığına dikkat çekiyor.
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), ABD-Çin arasında yaşanabilecek daha keskin ayrışmaların küresel ticaret hacmi üzerinde olumsuz etkiler doğuracağına dair uyarılarda bulunuyor.
BEKLE-GÖR DÖNEMİNE GİRİLDİ
Bu durum koster taşımacılığını nasıl etkiliyor?
ABD-Çin gerilimi doğrudan koster taşımacılığını da etkiliyor. Küresel ticaret akışlarındaki daralma, koster taşımacılığı yapan firmalar açısından arz-talep dengesini bozarken; navlun fiyatlarında istikrarsızlık yaratıyor. ABD'nin Çin'e yönelik gümrük tarifelerini artırması, Çin’in buna karşılık vermesiyle birlikte birçok bölgesel ticaret güzergâhında hacim kayıpları yaşanıyor. Bu durum, sektörde bir bekle-gör sürecine neden oluyor; firmalar yatırım ve operasyon planlarını belirsizlikler nedeniyle erteleyebiliyor.
Bu gelişmeler ışığında, 2025 ve sonrası için ne gibi beklentiler var?
2025 ve sonrasında, koster taşımacılığı yapan şirketlerin stratejilerini yeniden belirlemesi ve esnek rotalar geliştirmesi bekleniyor. İsrail-Filistin arasında devam eden gerilim de denizyolu lojistiği açısından pozitif yaklaşımın önüne geçiyor. Uluslararası barış ve ekonomik stabilizasyon beklentileri artarken, sektördeki tüm paydaşlar küresel güçlerden daha yapıcı adımlar bekliyor. Suriye’de istikrarın sağlanması ve limanların yeniden açılması ise bölgesel ticarette bir rahatlama sağlayabilir.
TÜRK KOSTER FİLOSU KAN KAYBEDİYOR!
Türk sahipli koster filosundaki daralmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk sahipli koster filosunda son yıllarda ciddi bir düşüş yaşandı. Yabancı armatörlerin sayısı artarken, Türk armatörler yüksek işletme maliyetleri, yakıt giderleri, sigorta masrafları ve finansmana erişim sıkıntılarıyla mücadele ediyor. Bunun yanında, sürekli güncellenen regülasyonlar ve uygulanan yaptırımlar da Türk armatörlerin rekabet gücünü zayıflatıyor. Filonun yaşlanması ve yeterince yenilenememesi, sektörde ciddi bir handikap oluşturuyor.
SEKTÖRÜ DESTEKLEYEN POLİTİKALARA İHTİYAÇ VAR
Bu sorunlara karşı nasıl bir çözüm öneriliyor?
Koster taşımacılığı sektörünün mevcut sorunlarıyla yüzleşmesi ve bu sorunlara yönelik somut çözümler üretilmesi gerekiyor. Sektörü destekleyen idari politikaların hayata geçirilmesi, hem Türk denizciliğinin hem de ülke ekonomisinin geleceği açısından büyük önem taşıyor. KOSDER olarak bu sürecin ancak sektör paydaşlarının iş birliği ve ortak iradesiyle aşılabileceğini düşünüyoruz.