İzmir Avrupa’nın lojistik üssü olacak AMA NASIL?
Bir liman kenti olma özelliği ile Türkiye’nin dünyanın açılan kapılarından olan İzmir, bu yönüyle 2023 hedeflerine giden yolda dış ticaretin önemli merkezlerinden de biri olacak. Bu gerçekten hareketle İzmir’i ihracat kadar lojistikte de hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın üssü yapmak için harekete geçen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, ilk rotasını Kemalpaşa olarak belirledi. Ancak Bakanlığın Kemalpaşa’yı Çandarlı Limanı ile entegre ederek bir lojistik köye dönüştürme girişimi sanayicileri ve lojistikçileri ikiye böldü.
Gerek ihracat gerekse lojistik açıdan sahip olduğu potansiyelle 2023 için hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracatın 100 milyar dolarına talip olan İzmir’in bu hedefine giden yol haritası da netleşmeye başladı. Uluslararası taşımacılık alanında 291, antrepo grubunda 44, iç taşımacılık hizmetlerinde de 1700 civarında firmanın faaliyet gösterdiği kent önce Türkiye’nin ardından da Avrupa’nın lojistik üssü olmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz günlerde İzmir’i lojistik üs haline getirecek çalışmalara hızla başladıklarını açıklayan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “Kuzey Ege Limanı ile Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’ni birbirine bağlayacak demiryolunu, İzmir’in kurtuluş günü olan 9 Eylül’de açıyoruz. Böylece Kemalpaşa Lojistik Köyü’nü Ege Bölgesi yüklerinin toplama merkezi yapacak en önemli adımı atmış oluyoruz” dedi. İzmir'in artan ihtiyaçlarını karşılama amacıyla Kuzey Ege Limanı'nın yanısıra Alsancak Limanı Rehabilitasyon Projesini de başlattıklarını hatırlatan Yıldırım, bu kapsamda İzmir'de lojistik köy kurulmasının şart olduğunu söyledi. “Bizim amacımız, İzmir’in sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın önemli lojistik üslerinden biri olmasıdır. Bu kapsamda da Kemalpaşa'ya bir lojistik köy kurma çalışmalarına başladık. İhalesini yaptık, değerlendirmelerin ardından yakın zamanda da yer teslimini yapacağız” diyen Bakan Yıldırım projenin detaylarını da paylaştı. Buna göre, Türkiye’nin en büyük lojistik üssü olacak Kemalpaşa Lojistik Merkezi, 3 milyon metrekare alana inşa edilecek. Merkezde 14 bin 211 konteyner depolanabilecek. Merkez Kemalpaşa demiryolu bağlantı hattıyla Kuzey Ege Limanı'na bağlanarak Ege Bölgesi'nin yüklerinin toplama merkezi olacak. Lojistik köyün tamamlanmasından sonra Denizli ve Aydın istikametinden gelen demiryolu yükleri Torbalı-Kemalpaşa-Menemen-Aliağa-Çandarlı güzergâhını takip ederek limana ulaşacak.
UTA Lojistik Dergisi olarak, İzmir’i Avrupa’nın lojistik üssüne dönüştürmeyi hedefleyen ve bu doğrultuda ilk kapsamlı yatırımı Kemalpaşa Lojistik Merkezi ile yapan Bakanlığın bu kararını ihracatın ve lojistik sektörünün temsilcilerine yorumlattık. Temsilciler atılan tüm adımların desteklenmesi gerektiği konusunda hem fikir olsa da, lojistiğin kalbi konumunda olan limanların altyapısının bir an önce tamamlanmasının önemine de işaret ediyorlar. Lojistik merkezin lokasyonu konusunda görüş ayrılıkları da yaşanırken, yetkililer maliyetleri düşürecek daha iyi formüller olduğuna dikkat çekiyorlar.
Cihan Elbirli - İnci Lojistik:
Potansiyeli 6 yıl önce görerek yatırım yaptık
İzmir merkezli bir şirket olarak kentin ithalat ve ihracat trafiğini omuzlayan İnci Lojistik, kentin Avrupa’nın lojistik üssü olması yolunda atılan adımları da destekliyor. “İzmir’de kurulacak üs; limandan gelen, giden yüklerde ve bu yüklerin Anadolu’ya dağıtımında büyük bir köprü görevi görecek” diyen İnci Lojistik A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Cihan Elbirli, özellikle alternatifler arasında en iyi çözüm olduğu düşündükleri Kemalpaşa’nın potansiyelini 6 yıl önce görerek bu lokasyona bir tesis kurduklarına dikkat çekiyor. Elbirli, “Ancak Aliağa ve Alsancak limanları ile demiryolu bağlantıları kurulmalı ve bu sayede yük akışları sağlıklı bir şekilde yönetilmelidir. Burada kurulabilecek hub noktanın demiryolu ile bağlamasıyla; şehrin dışında yönetilen depolarda dağıtımlar organize edilerek, tüm Anadolu’ya yük trafiği kurulabilir” diyor.
İzmir’in Avrupa’nın lojistik üssü olması için atılması gereken diğer adımları ise Elbirli şöyle sıralıyor: Coğrafya ile fiziksel ve kurumsal altyapı eksiklikleri ortadan kaldırılmalı, taşıma modları arasındaki dengesizlikler giderilmeli, dış pazarlarda yaşanan bürokratik sorunlar aşılmalı, donanımlı ve eğitimli personel açığı kapatılmalı.
Zafer Özkök - Gefco Türkiye
Lojistik üs olma yolunda en büyük rakip Yunanistan
Ticaretin büyük bir kısmı denizyolu taşımacılığı ile sağlanan İzmir’in 2023 vizyonu çerçevesinde daha da önem kazanacağını söyleyen Gefco Türkiye Satış Pazarlama Direktörü Zafer Özkök, kentteki ofislerinden müşterilerine depolama, kara, deniz, havayolu taşımacılığı ve yurtiçi dağıtım hizmetleri verdiğini aktarıyor. İzmir’in Avrupa’nın lojistik üssü olma hedefini sorduğumuz Özkök şu yanıtı veriyor: “Gelecekte İzmir’in sektörde oynayacağı rolün ne olacağı, Türkiye’deki gelişmelere oldukça duyarlı. Örneğin Mersin Limanı’nın Asya ile ticarette önemli bir üs haline gelmesi, İzmir’i daha çok Avrupa ve Akdeniz ülkeleri ile gerçekleştirilecek ticarete ve buna bağlı lojistik faaliyetlere yoğunlaştıracağını düşünüyoruz. Bu noktada İzmir’e bir lojistik köy kurulması, Çandarlı Limanı’nın faaliyete geçmesi, Alsancak Limanı’nın yapısal olarak iyileştirilmesi, sektör için en önemli itici güçler olacak.” Özkök, İzmir’de lojistiğe yatırım yapacak yerli ve yabancı şirketlerin hem kentin hem de sektörün sorunlarını iyi bilmesi gerektiğine işaret ederek, zayıf yanların ve tehditlerin yatırımlarla önemli ölçüde fırsatlara dönüşeceğini düşünüyor.
İzmir’in Avrupa, Asya ve Orta Doğu ile bağlantılı karayollarına sahip olmasının, deniz taşımacılığında da avantajlı bir konumda bulunmasının gelecek yıllarda İzmir’i lojistik sektöründe dünya devletleriyle rekabet edebilecek konuma taşıyacağına inanan Çandarlı, buna karşın mevcut altyapısal sorunların rakiplerin yıldızını parlattığını şu sözlerle anlatıyor: “Kentin lojistik bir köye sahip olmaması, karayolu ve demiryolu ağlarının yetersizliği, lojistik sahaların İzmir ili çevresine yayılması (Çandarlı, Bornova Işıkkent, Pınarbaşı,Torbalı, Kemalpaşa), bölgedeki demiryolu ağlarının, kara ve denizyollarına paralel olarak gelişmemesi, İzmir - Ankara ve İzmir - İstanbul otoyol bağlantılarının halen tamamlanmamış olması ile ilgili sorunlar hala devam ediyor.
Özellikle İzmir Limanı’nda yaşanan yükleme ve boşaltmadaki gecikmeler, limanın yetersiz altyapısı nedeniyle mal sahipleri ve taşımacılık firmaları Yunanistan’ı tercih ediyor.”
Koray Koral - Horoz Lojistik:
Kemalpaşa rantbl değil, Çandarlı olsun!
İzmir’de iki şirketi ile faaliyet gösteren Horoz Lojistik, freight forwarder olarak deniz ve havayolu taşıma modlarının tüm çeşitlerini gerçekleştirirken, dahili konteyner taşımacılığı hizmeti de sunuyor. Kentin yük trafiğinde payı hayli yüksek olan şirketin Kemalpaşa’da da deposu bulunuyor. Kemalpaşa’nın üs olarak seçilmesinin bölgeye çok ciddi yatırımların yapılmasını gerektirdiğini söyleyen Horoz Lojistik İzmir Deniz İhracat Operasyon Yönetmeni Koray Koral, “Bölge içerisinde mevcut altyapı ve trafik akış güzergahları açısından Belkahve ve Sabuncubeli gibi iki önemli ulaşım zorluğu yaratan tepe var. Demiryolu bağlantısının dökme yük taşıyan işletmelere bir avantaj yaratabilmesi için fabrikalara bağlantı yollarının da planlara dahil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kot farkından dolayı Kemalpaşa-Pınarbaşı-Alsancak Limanı güzergahında projenin zorlanacağını düşünüyoruz” diye konuşuyor.
Mevcut bölge sanayisi göz önünde bulundurulduğunda Kemalpaşa’nın Ege Bölgesi’nin yük toplama merkezi açısından rantabl olmadığını düşünen Koral, merkezlerin yükün yoğun olduğu yerlere yakın konumlandırılması gerektiğinin altını çizerek şunları ekliyor: “Zoraki ve mevcut karayolu ile kurulu tesisler nedeniyle demiryolu bağlantısı ve elleçleme merkezi kısır kalacak. Bu noktada bir çok depo inşa ederek bölgeyi bir yük cazibe merkezi haline getirmenin çok kolay olmayacağı görüşündeyim. Kemalpaşa’nın dışında asıl dikkate alınması gereken yatırımın, Çandarlı Limanı olduğuna inanıyorum.”
İzmir’in gerek İstanbul gerekse çevre illerle olan karayolu ve demiryolu bağlantılarının güçsüz ve yetersiz olduğuna dikkat çeken Koral, kentteki sanayi yatırımları yetersiz olduğu sürece yeni lojistik yatırımların da anlamını yitireceğinin de altını çiziyor.
ALTO Başkanı Adnan Saka:
İhracatçılara ek maliyetler doğacak
İzmir’in lojistik üs olması konusunda Bakanlığın yatırımlarını ve planlamalarını yerinde fakat geç atılan adımlar olarak yorumlayan Aliağa Ticaret Odası Başkanı Adnan Saka, ancak lojistik merkez olarak Kemalpaşa yerine denize yakın arazilerin seçilmesinin uzun vadede daha uygun olduğu görüşünde. Kemalpaşa’nın artıları kadar zayıf yönlerinin de bulunduğunun altını çizen Saka şu değerlendirmeyi yapıyor: “Kemalpaşa Lojistik Merkezi, Kemalpaşa, Torbalı, Turgutlu gibi ilçelerin ve çevre illerden gelecek yükün toplama noktası olarak belirlenmiş olabilir. Ancak Kemalpaşa’dan gerek Kuzey Ege Çandarlı Limanı’na gerek de Aliağa Limanlarına yükün aktarılmasında ihracat yapan firmalara ek maliyetler doğacak olmasının, global rekabetin yaşandığı ortamda planlamanın en önemli zayıf yönü olduğunu düşünüyorum. İzmir Alsancak Limanı mevcut yapısı ile Kemalpaşa’dan gelecek yükü karşılamakta yeterli olsaydı böyle düşünemeyecektim. Ancak bilindiği üzere İzmir Alsancak Limanından konteyner yükleme boşaltmalarının büyük çoğunluğu Aliağa’daki konteyner limanlarına kaydı.”
Geçen yıl Almanya’da Hamburg ve Bremen Lojistik Köyü’ne bir inceleme gezisi düzenlediklerini ve önemli incelemelerde bulunduklarından söz eden Saka, “Aslında ders çıkarmamız gereken konular var” diyerek şöyle devam ediyor: “Almanya’dan dönüşümüzün ardından Bremen Lojistik Köyü üst düzey yetkililerini Aliağa’ya getirerek Aliağa’yı incelemelerini sağladık ve önerilerini aldık. Aliağa’nın limanlar bölgesini ve sanayisini görünce hayran kaldılar. Ancak liman altyapı eksiklikleri konusunda, ulaşım ağları konusunda yetersiz kalınmış olmasına oldukça şaşırdılar. En çarpıcı fikirleri ise burada Aliağa Organize Sanayi Bölgesi(ALOSBİ) gibi altyapısı hazır, limanlara oldukça yakın, Avrupa’ya açılan önemli bir noktada arazi bulunuyor, burası neden boş bekliyor, biz Bremen’de böyle bir yapıya sahip olsaydık şu anda dünyanın en önemli lojistik merkezi olurduk demeleriydi.”
Firmaların 2023 hedeflerine giden yolda rekabet edebilirliklerini artıracak projeler geliştirmesi gerektiğine dikkat çeken Saka, “Eğer İzmir Avrupa’nın hatta dünyanın önemli lojistik merkezlerinden biri olmak istiyorsa, firmaların en az maliyetli seçeneklerle karşı karşıya bırakılması gerekir. Neden gerekir diye soracak olursanız da İzmir’de kurulacak lojistik merkezde yatırım yapacak firmaların Avrupa ve dünyanın herhangi bir noktasındaki lojistik merkezlerdeki firmalarla eşit şartlarda rekabet etmeleri için zemin oluşturulmalıdır” diyor.
Saka, İzmir’de kurulacak lojistik merkezin limanlara yakın, uygun arazilerin seçilmesiyle oluşturulmasının, firmaların nakliye, enerji ve zaman kaybı gibi maliyetlerini en aza indirmeleri için önemli, etkin bir çözüm olacağını da ifade ediyor. “Bugün Kemalpaşa’da planlanan lojistik merkez ile ilgili bu tür değerlendirmelerin yapıldığına ve gerekli önlemlerin alındığına inanmakla beraber, Aliağasız bir planlamanın önümüzdeki yıllarda yeni lojistik Köy ya da merkezlerinin planlanmasını kaçınılmaz kılabileceğini düşünüyorum” diyen Saka, Kemalpaşa’da kurulması planlanan lojistik merkezinin ülkenin her türlü yatırımdan ve imkanlardan ihracat için faydalanabilmesi açısından faydalı olacağına sözlerine ekliyor.
İZMİR’İN LOJİSTİK MERKEZ OLMASINI DESTEKLEYEN AVANTAJLARI
- Türkiye’nin ve İzmir’in jeopolitik konumu (Akdeniz-Karadeniz ve Ege Denizi üçgeninin kesişiminde yer alması, Anadolu üzerinden Ortadoğu’ya, Balkanlara ve Avrupa’ya yakınlık, Akdeniz-Karadeniz geçişi üzerinde yer alması, Süveyş Kanalı’na yakınlık)
- 8 bin 500 yıldır liman ve ticaret kenti olması,
- İldeki mevcut sanayi potansiyeli, tarım ürünlerinin ticaret-ihraç potansiyeli ve hammadde ticaret-ihraç potansiyeli,
- 5 adet liman, havalimanı, demiryolu ve karayolu ağı,
- Manisa, Denizli, Aydın, Muğla, Bursa, Uşak, Kütahya gibi tarım, sanayi üretimi ve maden işleme kapasitesi yüksek merkezlere yakınlık,
- İzmir Alsancak Limanı sayesinde Ege Bölgesi dışında Orta Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgelerine hitap edebilme potansiyeli,
- 1.200’ü aşkın uluslararası sermayeli firmaya ev sahipliği,
- Yetişmiş ve nitelikli işgücü.
Kaynak: İzmir Ticaret Odası (İZTO)