Tehlikeli madde taşımacılığı ve ADR
01/10/2012 - 13:57:00
Rüçhan Derici - Tehlikeli Madde Platformu Kurucusu
ADR Yönetmeliği olarak da bilinen Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik bilindiği üzere 31 Mart 2007 tarihinde yayımlanmış ve 1.1.2009 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenmekteyken 2008 yılının Haziran ayında 1.1.2010 tarihine ve daha sonra da 1.1.2011 tarihine ertelenmişti. T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1.1.2011 tarihini bir kez daha ertelemek yerine kademeli geçiş sağlamaya yönelik olarak bir süreç planlamasını 2010 yılının sonunda belirlemiş ve 1.1.2011 tarihinde Yönetmeliğin ilk dört maddesi olan amaç, kapsam, dayanak ve tanımlar maddelerini yürürlüğe almıştır. Ayrıca bu Yönetmelik değişikliği kapsamında gelecek dönem kademeleri de detaylı olarak tarihsel planlama kapsamında kamuoyuna duyurulmuştu.
Ambalajda kodlama dönemi
Bu planlamaya göre 1.1.2012 tarihinden itibaren ambalaj, etiket, işaret ve plakartlama ile ilgili kurallar yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda tehlikeli madde taşınmasında kullanılan ve karton, çelik, alüminyum, cam, plastik, örme, tahta vb. çeşitli malzemeden yapılan kutu, varil, bidon, çuval benzeri ambalajlar ile orta ölçekli dökme konteynır (IBC), çok elementli gaz konteynırı gibi ambalajların Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş çeşitli testler kapsamında değerlendirilmesi ile beraber yan resimde görülen işaret ile başlayan ve test kapsamına ilişkin bilgileri içeren bir kodlamanın yapılması gerekmektedir.
Örneğin:
Yukarıda görülen ambalaj homologasyonu olarak da bilinen ambalaj tip onaylarının belirli testlere uygun olarak ilgili kurum tarafından onaylandığını gösteren bir kodlama şeklidir. Bu kapsamda “4” ambalajın bir kutu olduğunu, “G” karton malzemeden yapılmış olduğunu, “X” paketleme grubu I, II veya III’e uygun olarak test edildiğini örnek vermek gerekirse 1,8 metreden düşme testini yapıldığını ve test sırasında ambalaj ve ambalaj içindeki dolgu malzemeleri dahil olmak üzere toplam en fazla 28 kilogram ağırlığa uygun olduğunu belirten bilgilerden oluşmaktadır. Aynı zamanda taşıma ambalajı da olan ürün ambalajlarında veya ambalaj içinde yer alan ürünlerin taşıma amaçlı olarak taşınacak maddenin özelliklerine uygun olan taşıma ambalajlarında taşınacak yüke ilişkin ana tehlike etiketinin ve varsa ikincil tehlike etiketlerinin ile gerekli işaretlerin yapıştırılması, tehlikeli maddelerin bir yük taşıma ünitesi olarak karayolu araçlarına veya konteynırlara yüklenmesinden sonra aracın veya konteynırın büyük etiket olarak da bilinen plakartlanması ve gerekli olduğu durumlar turuncu plakaların taşınmasına yönelik uygulamaların 1.1.2012 tarihi itibari ile başlanması anlamına gelmektedir. 01.01.2013 tarihinde tehlikeli madde taşıyan araçların taşınan maddeye uygun olarak “uygunluk belgesi” sahibi olması gerekmektedir. 01.01.2014 tarihinde ise diğer Yönetmelik kuralları uygulamaya geçmektedir.
Sürücülere eğitim ve sınav şartı getirildi
Ancak dikkat edilmesi gereken üç Yönetmelik maddesinin de açıklanmasında fayda görülmektedir. Birincisi; eğitim başlığı ile yayımlanan kapsamda bir yönerge yayımlanmış ve uygulamada 31.12.2011 tarihine kadar aranmaz şartı ile tehlikeli madde taşıyan araç sürücülerine Tehlikeli Madde Sürücü Eğitim Sertifikası eğitim ve sınav şartları belirtilmiştir. Ayrıca bu maddeye atıf, tehlikeli madde ile çalışan, taşıyan, gönderen ve teslim alan kuruluşlarda hizmet içi eğitimi de bu takvimin dışında değerlendirilmelidir.
İkincisi; Güvenlik danışmanlığı konusudur. Tehlikeli maddelerin taşınmasına taraf olan işletmelerde güvenlik danışmanı bulundurulması zorunludur. Yönetmelik bu maddenin başka bir yasal mevzuat kapsamında düzenleneceğini belirtmiştir. Bu durumda önümüzdeki yakın dönemde yayımlanacak bir yasal düzenleme ile bu yapının kuralları da belirlenebilir.
Üçüncüsü; mevzuat düzenleyen kurum haricindeki diğer kamu kurumlarına verilecek görevler ile yetkili kurum sorumlulukları çeşitli kamu kurumları arasında dağıtılabilir.
Yukarıda söz edilen üç madde ile ilgili Yönetmelik kapsamının dışında değerlendirilmiş olması nedeniyle bu ay içinde yayımlanacak bir yasal düzenleme ile uygulamaya alınabileceği anlamına gelmektedir. Bu maddeler kapsamında 2014 yılına kadar beklenmesini gerektirecek bir durum bulunmaktadır.
2.11.2011 tarihli Kanun Hükmünde Kararname ile Ulaştırma Bakanlığın yapısında yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu yapılanmada en dikkat çekici husus ise Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılığı Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıdır. Tüm taşıma modlarını kapsayacak şekilde tehlikeli malların taşınması, ayrı ayrı yürütülmesi yerine tek bir kurum bünyesinde yürütülecek olmasıdır.
ADR süreci normal şartlar altında 5 ila 10 yıl gibi bir sürece yayılması gereken adımları içerir. Aslında oldukça geç kalınmış bir uygulamadır. 2007 yılında çalışmalara başlanmış olsaydı bugün itibari ile yolun yarısının tamamlanmış olması mümkün olabilirdi. Bilindiği üzere ADR konvansiyonu sadece uluslararası taşımacılıkta kullanılacak bir mevzuat değil, ulusal taşımacılıkta da uygulanması zorunlu bir yapıyı gerektirmektedir. Türkiye, ADR sürecine hazır olması konusu değerlendirildiğinde aslında özel sektörün bir kısmı hazır ancak bir kısmının ADR kapsamı ve gereklilikleri hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığı gözlemlenmektedir. Bu kapsamda öncelikli olarak tip onaylarının tarafsız yapılarca uygulanmasının sağlanacağı bir yapının oluşturulması, ADR kurallarına uygun araç, ambalaj ve ekipman üreten kurumların aynı standartlarda değerlendirilebilecekleri bir sistemin oluşturulması ve eğitim konusunda daha yaygın bir uygulamaya geçilmesine gereklilik bulunmaktadır. Yönetmelik bugün uygulamaya geçse akaryakıt sektöründe mevcut araçlara, ev ve sanayi tüplerine kuralların uygulanması belirli bir sürece yayılmasının sağlanması gerekmektedir. Eğer kısa sürede bir uygulama zorunluluğu getirilmek istenirse bu durum son kullanıcılara kadar bir maliyet faktörü olarak yansıyabilir.
Araçlarla ilgili süreç netleştirilmeli
Yönetmeliğin lojistik sektörüne etkisi incelenirse bu durumda kargo işletmecileri, nakliyat ambarları ve kuryelerin tehlikeli madde taşımamaları gerekmektedir. Ancak küçük miktar taşımalarında ve numune taşımalarında uzmanlaşmış lojistik firmalarının henüz bulunmaması sektörde kısa süreli de olsa bazı sıkıntılar yaratacaktır. Ayrıca yetişmiş personel, sürücü ve yönetici açığı sistemin kurulmasında ve yönetilmesinde sorunlar oluşturması kaçınılmazdır. Yönetmeliğin uygulamaya alınmasında bir başka etki de kamu kurumlarında yeterli sayıda bulunmayan tehlikeli madde uzmanlarının ve denetçilerin uygulamayı yapan işletmeler ile uygulamaya geçmeyen işletmeler arasında farkı ortaya çıkarabilecek bir etkin denetim sistemini ve hızlı reflekslere sahip bir yönetim sisteminin henüz kurulmamış olmasını doğurabileceğidir. Öncelikle ADR’ye uygun olmayan araç tabirinden çok ADR onaylı olmayan binlerce araçtan söz etmek daha doğru olur. Binlerce aracın bu sektörde zaten çalışamayacak durumda olduğu bilinmektedir. Ancak bir kısmının üretim safhaları kontrollü olarak gerçekleştirilmesi nedeniyle ADR kapsamındaki kuralların çoğunluğunu yerine getirebilmektedir. Fakat belgelendirilmesini sağlayacak bir kurumun olmaması sistemin işleyişinde engelleri oluşturmaktadır. Bu kapsamda ilk olarak bir araç envanterinin çıkarılması ve ADR şartlarına uygun hale getirme maliyetleri ile yenisini yapma maliyetleri arasında farkın düzenleyici etki analizi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme soncuna göre bir Yönetmelik maddesi ile araçlara ilişkin sürecin netleştirilmesi gerekmektedir. Araçlarda olduğu gibi bu yöntemin taşınabilir basınçlı kaplarda da uygulanması gerekecektir.
Denizyolunda IMDG Kod eğitimleri
Karayolunda tehlikeli maddelerin taşınmasını düzenleyen ADR ve Yönetmelik haricinde denizyoluyla taşınacak tehlikeli yüklerle ilgili mevzuat uygulamaları da başlamıştır. Bu kapsamda tehlikeli yükü sınıflandıranlar (MSDS formunu hazırlayanlar) paketleyenler, etiketleyenler, işaretleyenler, plakartlandıranlar, yükleyenler, dolduranlar, elleçleyenler, taşıma evrakını düzenleyenler, taşıma teklifini isteyenler, taşıma teklifini onaylayanlar, taşıyanlar, fiili taşımayı gerçekleştiren sürücüler, tehlikeli yükleri istifleyenler, ayrıştıranlar, depolayanlar, tehlikeli yüklere ilişkin kontrol, denetim ve gözetim işlerini yürütenler, bilirkişiler, kaza, hasar ve sigorta eksperleri ile liman tesisinde çalışanların alması zorunlu olan IMDG Kod eğitimlerinde bir günlük genel farkındalık ve 3 günlük göreve yönelik eğitimler verilmektedir. 3e Danışmanlık IMDG Kod kapsamında Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kuruluşu olarak bu eğitimleri çeşitli kurumlar ile yaptığı protokoller ile genel katılıma açık olarak veya kurum içinde vermektedir. Eğitimleri tamamlayan ilgili personel IMDG Kod kapsamında yapılan tehlikeli yüklerin taşınması iş ve işlemlerinde bu sertifikayı belirtmek ve taşıma dokümanlarında da sertifika numarasını taşıma belgelerinin üstüne kaydederek yapılan işlerde kendi sorumluluğuna uygun görev alanında çalışmalar sürdürmektedir. IMDG Kod kapsamında yer alan tehlikeli yükler arasında UN numarası olan tehlikeli maddeler, UN numarası olmasa dahi çevreye zararlı veya deniz kirletici olan yükler ile kendisi tehlike içermese de yükleme güvenliği sağlanmamış tüm yükler sayılmaktadır. Eğitimlerin 4 Şubat 2012 tarihine kadar alınması gerekmektedir. 4 Şubat 2012 tarihinden itibaren Bakanlıkça aksi belirtilmezse tehlikeli yük taşıyan araç sürücüleri ve tehlikeli yüklere ilişkin eksik bilgi içeren sevkiyatlar liman tesislerine alınmayacaktır.
Tehlikeli yüklere ilişkin olarak Bakanlık bünyesinde kurulan ve yakın zamanda mevzuatının yayımlanması beklenen Genel Müdürlüğün Türkiye’de tehlikeli mal / madde / yük taşınmasına ilişkin kuralları ivedilikle şekillendirerek yayımlanması beklenmektedir. Tek bir merkezden tüm taşıma modlarının yönetilmesini sağlayacak bu çalışmaları ekonomide olumsuzluk oluşturmadan teknik yeterlilikleri sağlayacağı ve tehlikeli madde taşımacılığına yönelik gelişmelerle 2015 yılından itibaren knowhow geliştiren ve ihraç eden bir pozisyona doğru Türkiye’nin ulaşabileceği değerlendirilebilir.
Tehlikeli madde taşımacılığı ile ilgili hazırlanmış olan ve yapısal olarak, destekleyen kuruluşlardan gelen bilgiler ile yasal mevzuat değişimlerinin yer aldığı Tehlikeli Madde Platformu kapsamında ilgili kamu kurumları ile yapılan görüşmeler neticesinde tespit edilen görüşler ışığında Tehlikeli Madde Platformu tarafından toplanan bilgiler; ADR, RID ve IMDG Kod uzmanı olan TMP kurucu üyesi, 3e Lojistik Yönetim Danışmanlık Eğitim Bilişim Ticaret Ltd.Şti. Genel Müdürü, Karayolu, Denizyolu, Demiryolu Tehlikeli Madde Güvenlik ve Emniyet Danışmanı, IMDG Kod Eğitmeni Sayın Rüçhan Derici tarafından derlenerek UTA Lojistik okuyucuları için hazırlanmıştır.
Ambalajda kodlama dönemi
Bu planlamaya göre 1.1.2012 tarihinden itibaren ambalaj, etiket, işaret ve plakartlama ile ilgili kurallar yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda tehlikeli madde taşınmasında kullanılan ve karton, çelik, alüminyum, cam, plastik, örme, tahta vb. çeşitli malzemeden yapılan kutu, varil, bidon, çuval benzeri ambalajlar ile orta ölçekli dökme konteynır (IBC), çok elementli gaz konteynırı gibi ambalajların Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş çeşitli testler kapsamında değerlendirilmesi ile beraber yan resimde görülen işaret ile başlayan ve test kapsamına ilişkin bilgileri içeren bir kodlamanın yapılması gerekmektedir.
Örneğin:
Yukarıda görülen ambalaj homologasyonu olarak da bilinen ambalaj tip onaylarının belirli testlere uygun olarak ilgili kurum tarafından onaylandığını gösteren bir kodlama şeklidir. Bu kapsamda “4” ambalajın bir kutu olduğunu, “G” karton malzemeden yapılmış olduğunu, “X” paketleme grubu I, II veya III’e uygun olarak test edildiğini örnek vermek gerekirse 1,8 metreden düşme testini yapıldığını ve test sırasında ambalaj ve ambalaj içindeki dolgu malzemeleri dahil olmak üzere toplam en fazla 28 kilogram ağırlığa uygun olduğunu belirten bilgilerden oluşmaktadır. Aynı zamanda taşıma ambalajı da olan ürün ambalajlarında veya ambalaj içinde yer alan ürünlerin taşıma amaçlı olarak taşınacak maddenin özelliklerine uygun olan taşıma ambalajlarında taşınacak yüke ilişkin ana tehlike etiketinin ve varsa ikincil tehlike etiketlerinin ile gerekli işaretlerin yapıştırılması, tehlikeli maddelerin bir yük taşıma ünitesi olarak karayolu araçlarına veya konteynırlara yüklenmesinden sonra aracın veya konteynırın büyük etiket olarak da bilinen plakartlanması ve gerekli olduğu durumlar turuncu plakaların taşınmasına yönelik uygulamaların 1.1.2012 tarihi itibari ile başlanması anlamına gelmektedir. 01.01.2013 tarihinde tehlikeli madde taşıyan araçların taşınan maddeye uygun olarak “uygunluk belgesi” sahibi olması gerekmektedir. 01.01.2014 tarihinde ise diğer Yönetmelik kuralları uygulamaya geçmektedir.
Sürücülere eğitim ve sınav şartı getirildi
Ancak dikkat edilmesi gereken üç Yönetmelik maddesinin de açıklanmasında fayda görülmektedir. Birincisi; eğitim başlığı ile yayımlanan kapsamda bir yönerge yayımlanmış ve uygulamada 31.12.2011 tarihine kadar aranmaz şartı ile tehlikeli madde taşıyan araç sürücülerine Tehlikeli Madde Sürücü Eğitim Sertifikası eğitim ve sınav şartları belirtilmiştir. Ayrıca bu maddeye atıf, tehlikeli madde ile çalışan, taşıyan, gönderen ve teslim alan kuruluşlarda hizmet içi eğitimi de bu takvimin dışında değerlendirilmelidir.
İkincisi; Güvenlik danışmanlığı konusudur. Tehlikeli maddelerin taşınmasına taraf olan işletmelerde güvenlik danışmanı bulundurulması zorunludur. Yönetmelik bu maddenin başka bir yasal mevzuat kapsamında düzenleneceğini belirtmiştir. Bu durumda önümüzdeki yakın dönemde yayımlanacak bir yasal düzenleme ile bu yapının kuralları da belirlenebilir.
Üçüncüsü; mevzuat düzenleyen kurum haricindeki diğer kamu kurumlarına verilecek görevler ile yetkili kurum sorumlulukları çeşitli kamu kurumları arasında dağıtılabilir.
Yukarıda söz edilen üç madde ile ilgili Yönetmelik kapsamının dışında değerlendirilmiş olması nedeniyle bu ay içinde yayımlanacak bir yasal düzenleme ile uygulamaya alınabileceği anlamına gelmektedir. Bu maddeler kapsamında 2014 yılına kadar beklenmesini gerektirecek bir durum bulunmaktadır.
2.11.2011 tarihli Kanun Hükmünde Kararname ile Ulaştırma Bakanlığın yapısında yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu yapılanmada en dikkat çekici husus ise Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılığı Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıdır. Tüm taşıma modlarını kapsayacak şekilde tehlikeli malların taşınması, ayrı ayrı yürütülmesi yerine tek bir kurum bünyesinde yürütülecek olmasıdır.
ADR süreci normal şartlar altında 5 ila 10 yıl gibi bir sürece yayılması gereken adımları içerir. Aslında oldukça geç kalınmış bir uygulamadır. 2007 yılında çalışmalara başlanmış olsaydı bugün itibari ile yolun yarısının tamamlanmış olması mümkün olabilirdi. Bilindiği üzere ADR konvansiyonu sadece uluslararası taşımacılıkta kullanılacak bir mevzuat değil, ulusal taşımacılıkta da uygulanması zorunlu bir yapıyı gerektirmektedir. Türkiye, ADR sürecine hazır olması konusu değerlendirildiğinde aslında özel sektörün bir kısmı hazır ancak bir kısmının ADR kapsamı ve gereklilikleri hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığı gözlemlenmektedir. Bu kapsamda öncelikli olarak tip onaylarının tarafsız yapılarca uygulanmasının sağlanacağı bir yapının oluşturulması, ADR kurallarına uygun araç, ambalaj ve ekipman üreten kurumların aynı standartlarda değerlendirilebilecekleri bir sistemin oluşturulması ve eğitim konusunda daha yaygın bir uygulamaya geçilmesine gereklilik bulunmaktadır. Yönetmelik bugün uygulamaya geçse akaryakıt sektöründe mevcut araçlara, ev ve sanayi tüplerine kuralların uygulanması belirli bir sürece yayılmasının sağlanması gerekmektedir. Eğer kısa sürede bir uygulama zorunluluğu getirilmek istenirse bu durum son kullanıcılara kadar bir maliyet faktörü olarak yansıyabilir.
Araçlarla ilgili süreç netleştirilmeli
Yönetmeliğin lojistik sektörüne etkisi incelenirse bu durumda kargo işletmecileri, nakliyat ambarları ve kuryelerin tehlikeli madde taşımamaları gerekmektedir. Ancak küçük miktar taşımalarında ve numune taşımalarında uzmanlaşmış lojistik firmalarının henüz bulunmaması sektörde kısa süreli de olsa bazı sıkıntılar yaratacaktır. Ayrıca yetişmiş personel, sürücü ve yönetici açığı sistemin kurulmasında ve yönetilmesinde sorunlar oluşturması kaçınılmazdır. Yönetmeliğin uygulamaya alınmasında bir başka etki de kamu kurumlarında yeterli sayıda bulunmayan tehlikeli madde uzmanlarının ve denetçilerin uygulamayı yapan işletmeler ile uygulamaya geçmeyen işletmeler arasında farkı ortaya çıkarabilecek bir etkin denetim sistemini ve hızlı reflekslere sahip bir yönetim sisteminin henüz kurulmamış olmasını doğurabileceğidir. Öncelikle ADR’ye uygun olmayan araç tabirinden çok ADR onaylı olmayan binlerce araçtan söz etmek daha doğru olur. Binlerce aracın bu sektörde zaten çalışamayacak durumda olduğu bilinmektedir. Ancak bir kısmının üretim safhaları kontrollü olarak gerçekleştirilmesi nedeniyle ADR kapsamındaki kuralların çoğunluğunu yerine getirebilmektedir. Fakat belgelendirilmesini sağlayacak bir kurumun olmaması sistemin işleyişinde engelleri oluşturmaktadır. Bu kapsamda ilk olarak bir araç envanterinin çıkarılması ve ADR şartlarına uygun hale getirme maliyetleri ile yenisini yapma maliyetleri arasında farkın düzenleyici etki analizi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme soncuna göre bir Yönetmelik maddesi ile araçlara ilişkin sürecin netleştirilmesi gerekmektedir. Araçlarda olduğu gibi bu yöntemin taşınabilir basınçlı kaplarda da uygulanması gerekecektir.
Denizyolunda IMDG Kod eğitimleri
Karayolunda tehlikeli maddelerin taşınmasını düzenleyen ADR ve Yönetmelik haricinde denizyoluyla taşınacak tehlikeli yüklerle ilgili mevzuat uygulamaları da başlamıştır. Bu kapsamda tehlikeli yükü sınıflandıranlar (MSDS formunu hazırlayanlar) paketleyenler, etiketleyenler, işaretleyenler, plakartlandıranlar, yükleyenler, dolduranlar, elleçleyenler, taşıma evrakını düzenleyenler, taşıma teklifini isteyenler, taşıma teklifini onaylayanlar, taşıyanlar, fiili taşımayı gerçekleştiren sürücüler, tehlikeli yükleri istifleyenler, ayrıştıranlar, depolayanlar, tehlikeli yüklere ilişkin kontrol, denetim ve gözetim işlerini yürütenler, bilirkişiler, kaza, hasar ve sigorta eksperleri ile liman tesisinde çalışanların alması zorunlu olan IMDG Kod eğitimlerinde bir günlük genel farkındalık ve 3 günlük göreve yönelik eğitimler verilmektedir. 3e Danışmanlık IMDG Kod kapsamında Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kuruluşu olarak bu eğitimleri çeşitli kurumlar ile yaptığı protokoller ile genel katılıma açık olarak veya kurum içinde vermektedir. Eğitimleri tamamlayan ilgili personel IMDG Kod kapsamında yapılan tehlikeli yüklerin taşınması iş ve işlemlerinde bu sertifikayı belirtmek ve taşıma dokümanlarında da sertifika numarasını taşıma belgelerinin üstüne kaydederek yapılan işlerde kendi sorumluluğuna uygun görev alanında çalışmalar sürdürmektedir. IMDG Kod kapsamında yer alan tehlikeli yükler arasında UN numarası olan tehlikeli maddeler, UN numarası olmasa dahi çevreye zararlı veya deniz kirletici olan yükler ile kendisi tehlike içermese de yükleme güvenliği sağlanmamış tüm yükler sayılmaktadır. Eğitimlerin 4 Şubat 2012 tarihine kadar alınması gerekmektedir. 4 Şubat 2012 tarihinden itibaren Bakanlıkça aksi belirtilmezse tehlikeli yük taşıyan araç sürücüleri ve tehlikeli yüklere ilişkin eksik bilgi içeren sevkiyatlar liman tesislerine alınmayacaktır.
Tehlikeli yüklere ilişkin olarak Bakanlık bünyesinde kurulan ve yakın zamanda mevzuatının yayımlanması beklenen Genel Müdürlüğün Türkiye’de tehlikeli mal / madde / yük taşınmasına ilişkin kuralları ivedilikle şekillendirerek yayımlanması beklenmektedir. Tek bir merkezden tüm taşıma modlarının yönetilmesini sağlayacak bu çalışmaları ekonomide olumsuzluk oluşturmadan teknik yeterlilikleri sağlayacağı ve tehlikeli madde taşımacılığına yönelik gelişmelerle 2015 yılından itibaren knowhow geliştiren ve ihraç eden bir pozisyona doğru Türkiye’nin ulaşabileceği değerlendirilebilir.
Tehlikeli madde taşımacılığı ile ilgili hazırlanmış olan ve yapısal olarak, destekleyen kuruluşlardan gelen bilgiler ile yasal mevzuat değişimlerinin yer aldığı Tehlikeli Madde Platformu kapsamında ilgili kamu kurumları ile yapılan görüşmeler neticesinde tespit edilen görüşler ışığında Tehlikeli Madde Platformu tarafından toplanan bilgiler; ADR, RID ve IMDG Kod uzmanı olan TMP kurucu üyesi, 3e Lojistik Yönetim Danışmanlık Eğitim Bilişim Ticaret Ltd.Şti. Genel Müdürü, Karayolu, Denizyolu, Demiryolu Tehlikeli Madde Güvenlik ve Emniyet Danışmanı, IMDG Kod Eğitmeni Sayın Rüçhan Derici tarafından derlenerek UTA Lojistik okuyucuları için hazırlanmıştır.