Türkiye’nin konteyner trafiği Ege’den yönetilecek
25/06/2013 - 15:12:00
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Meclis Başkanı Géza Dologh, Alsancak Liman’nın yanı sıra 2015 yılında tamamlanacak ve 4 milyon TEU kapasiteye sahip olacak Çandarlı Limanı ile Ege bölgesinin kıtalararası deniz ticaretinde önemli bir merkez haline geleceğini söylüyor.
Türkiye’nin en büyük konteyner ihracat limanlarından biri olan İzmir Alsancak Limanı, aynı zamanda denizyolu, demiryolu ve karayolu bağlantıları ile Avrupa, Ortadoğu, Kafkasya ve Asya ülkeleri arasında önemli bir ticaret limanı olma özelliğini sürdürüyor. Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Meclis Başkanı Géza Dologh, çok geniş bir hinterlanda sahip olan İzmir Alsancak Limanı’nın Türkiye’nin en büyük konteyner ve ihracat yapan limanlardan biri olduğunu söylüyor.
ALSANCAK LİMANI’NIN ÖNEMİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın son demeçlerinde Çandarlı’daki Kuzey Ege Limanı’nın devreye girmesi ile İzmir Alsancak Limanı’nın sadece kruvaziyer gemilerinin yanaşacağı bir liman olarak kullanılacağını açıkladığını hatırlatan Géza Dologh, “Öncelikle geniş bir hinterlandı kapsayan İzmir Alsancak Limanı’nın konteyner taşımacılığında çok önemli bir yeri olduğunu belirtmek isteriz. Son yıllarda global kriz paralelinde konteyner taşımacılığında düşüş olmasına rağmen İzmir Alsancak Limanı önemini korudu. Limandan yapılan dökme ve konvansiyonel yük trafiği de önemli rakamlara ulaştı. İzmir Alsancak Limanı’nda 2012 yılsonu itibariyle toplam 2349 adet gemi ile 9 milyon 301 bin 556 ton yük elleçlendi. Konteyner trafiği 705.097 TEU oldu” diye konuşuyor.
Géza Dologh, İzmir’in ticaret potansiyelinin artırılması için Alsancak Limanı’nın kapasitesinin genişletilmesi ve bağlantı yollarının geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Géza Dologh, “Ayrıca, körfezde tarama çalışmaları yapılarak derinlik artırılmalı ve bu suretle gelecek büyük tonajdaki gemilerle taşıma ücretlerinde düşüş sağlanmalıdır. Çok geniş bir hinterlanda sahip olan limanın ülkemizin en büyük konteyner ve ihracat yapan limanlardan biri olduğu unutulmamalıdır. Özellikle kendilerine ait hizmetler için yapılan iskelelerden ayrı konteyner elleçlemesi için alternatif limanlar olarak Nemrut Körfezi’ne yapılan ve yapılması düşünülen terminal ve iskelelerin anlaşmalı denizcilik şirketleri ile hizmet verilmesinin artı bir avantaj olduğu görülmektedir” diyor.
ÇANDARLI 4 MİLYON TEU KAPASİTEYE SAHİP OLACAK
Bölgede devam eden Kuzey Ege Liman projesi hakkında da bilgi veren Dologh, Çandarlı Limanı ihalesinin olumlu sonuçlanarak mendirek yapımına başlandığını söylüyor. Kuzey Ege olarak adlandırılan bu limanın konteyner aktarma ve transit hizmetler açısından deniz ticaretine ve ülkeye büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Dologh, “Mayıs 2011’de mendireğinin temeli atılan Çandarlı Limanı’nın, yapımının 2015 yılında tamamlanması ve 4 milyon TEU kapasitesi ile kıtalararası transit konteyner yüklerin elleçlendiği Türkiye’nin en büyük ana limanı olması planlanıyor” diyor.
Géza Dologh, Türkiye’nin 2023 yılı hedefinde denizyolu taşımacılığının İzmir’in önemli bir rol oynayabilmesi için yapılması gereken çalışmaları ise şöyle sıralıyor: “2023 hedefleri çerçevesinde İzmir için planlanan yeni liman projeleri; Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı, Alsancak Limanı Modernizasyonu ve Aliağa ve Nemrut İskeleleri modernizasyonudur. Çoğunluğu Marmara ve Karadeniz kıyılarında yer alan yaklaşık 105 adet tersanemiz mevcuttur. Denizcilik sektöründeki kriz nedeniyle Ege ve Akdeniz’de tersane yapılması konusu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığ’ının kısa vadeli projelerinde yer almamaktadır. Bunun yanında Pasaport Terminali’nin en kısa zamanda yat yanaşma yeri olarak dönüştürülmesi İzmir için büyük kazanç olacaktır. Son zamanlarda medyamızda da ele alınan konular paralelinde İzmir’in ticari ve sanayisinin gelişmesi için yatırımların artırılması en büyük dileğimizdir.”
DENİZYOLU KONTEYNER ve RO-RO’YA KAYIYOR
Géza Dologh, denizcilik sektörünün dünyada olduğu gibi Türkiye için de önemli bir döviz girdisinin yanında birçok sektöre sunduğu katkıyla lokomotif sektörlerden olduğunu vurguluyor. Denizciliğin bilinçli bir şekilde kullanılmasıyla ülke gelirinin artmasının yanında sektörün de gelişeceğini belirten Géza Dologh, “2012 ihracatımız 142,5 milyar dolar olup 2023 yılında ülkemiz ihracatının 500 milyar dolar olması beklenmektedir. İhracatın taşıma kanalında ise en büyük payı (%88) denizcilik sektörü almaktadır. Mevcut 3,6 milyon DWT olan gemi inşa kapasitemizin 2023 yılında 10 milyon DWT olması hedeflenmektedir. Bu dönemde özellikle Ro-Ro, LNG, LPG, feribot ve kruvaziyer gibi özellikli gemiler inşa edebilecek altyapı ve teknolojiye sahip olunması planlanmaktadır” diye konuşuyor.
Géza Dologh, Türkiye'deki deniz taşımacılığının bütün dünyada olduğu gibi genel kargo taşımacılığından konteyner ve Ro-Ro taşımacılığına kaydığını belirtiyor. Türkiye’de denizyolu taşımacılığının geleceğine ilişkin öngörülerini de açıklayan Géza Dologh şunları aktarıyor: “Dökme taşımacılık faaliyetini kendi alanında icra etmektedir. Ancak, konteyner ve Ro-Ro taşımacılığının önem kazanmasındaki en önemli etken, değişen ekonomik şartlar ve teknolojik gelişmelerin deniz ticaretini etkilemesidir. Gemilerin süratlenmesi en uzak pazarlara bile kolay ulaşılmasını sağlamıştır. Türkiye için en uygun denizyolu ulaştırma sistemi kabul edilen konteyner ve ro-ro taşımacılığının önem kazanmasının bir başka nedeni ise ülkede ihracata yönelik büyüme politikalarına yönelinmesidir. Türkiye’de 1980’li yıllara kadar yıllık 2 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacmi, 1980 yılından sonra ihracatla ilgili mal gruplarının çeşitlenmesi ile artış göstermiştir. Türkiye’nin yıllık dış ticaret hacmi 20011 yılında 375.7 milyar dolar, 2012 yıl sonu itibariyle 389.1 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu. Ayrıca, bugüne kadar karayollarına yapılan yatırımlar ile bu yatırımların değerlendirilebileceği bir taşıma niteliğinde olan ro-ro taşımacılığı, ülkemiz koşullarına uygun denizyolu ulaştırma sistemi olarak görünmektedir. Bunun yanında, deniz taşımacılığının genel kargo taşımacılıktan konteyner ve ro-ro taşımacılığına kayması, kara, deniz ve hava taşımacılığının bütünleşmesi olan kombine taşımacılığın değer kazanmasına neden olmuştur.
ALSANCAK LİMANI’NIN ÖNEMİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın son demeçlerinde Çandarlı’daki Kuzey Ege Limanı’nın devreye girmesi ile İzmir Alsancak Limanı’nın sadece kruvaziyer gemilerinin yanaşacağı bir liman olarak kullanılacağını açıkladığını hatırlatan Géza Dologh, “Öncelikle geniş bir hinterlandı kapsayan İzmir Alsancak Limanı’nın konteyner taşımacılığında çok önemli bir yeri olduğunu belirtmek isteriz. Son yıllarda global kriz paralelinde konteyner taşımacılığında düşüş olmasına rağmen İzmir Alsancak Limanı önemini korudu. Limandan yapılan dökme ve konvansiyonel yük trafiği de önemli rakamlara ulaştı. İzmir Alsancak Limanı’nda 2012 yılsonu itibariyle toplam 2349 adet gemi ile 9 milyon 301 bin 556 ton yük elleçlendi. Konteyner trafiği 705.097 TEU oldu” diye konuşuyor.
Géza Dologh, İzmir’in ticaret potansiyelinin artırılması için Alsancak Limanı’nın kapasitesinin genişletilmesi ve bağlantı yollarının geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Géza Dologh, “Ayrıca, körfezde tarama çalışmaları yapılarak derinlik artırılmalı ve bu suretle gelecek büyük tonajdaki gemilerle taşıma ücretlerinde düşüş sağlanmalıdır. Çok geniş bir hinterlanda sahip olan limanın ülkemizin en büyük konteyner ve ihracat yapan limanlardan biri olduğu unutulmamalıdır. Özellikle kendilerine ait hizmetler için yapılan iskelelerden ayrı konteyner elleçlemesi için alternatif limanlar olarak Nemrut Körfezi’ne yapılan ve yapılması düşünülen terminal ve iskelelerin anlaşmalı denizcilik şirketleri ile hizmet verilmesinin artı bir avantaj olduğu görülmektedir” diyor.
ÇANDARLI 4 MİLYON TEU KAPASİTEYE SAHİP OLACAK
Bölgede devam eden Kuzey Ege Liman projesi hakkında da bilgi veren Dologh, Çandarlı Limanı ihalesinin olumlu sonuçlanarak mendirek yapımına başlandığını söylüyor. Kuzey Ege olarak adlandırılan bu limanın konteyner aktarma ve transit hizmetler açısından deniz ticaretine ve ülkeye büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Dologh, “Mayıs 2011’de mendireğinin temeli atılan Çandarlı Limanı’nın, yapımının 2015 yılında tamamlanması ve 4 milyon TEU kapasitesi ile kıtalararası transit konteyner yüklerin elleçlendiği Türkiye’nin en büyük ana limanı olması planlanıyor” diyor.
Géza Dologh, Türkiye’nin 2023 yılı hedefinde denizyolu taşımacılığının İzmir’in önemli bir rol oynayabilmesi için yapılması gereken çalışmaları ise şöyle sıralıyor: “2023 hedefleri çerçevesinde İzmir için planlanan yeni liman projeleri; Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı, Alsancak Limanı Modernizasyonu ve Aliağa ve Nemrut İskeleleri modernizasyonudur. Çoğunluğu Marmara ve Karadeniz kıyılarında yer alan yaklaşık 105 adet tersanemiz mevcuttur. Denizcilik sektöründeki kriz nedeniyle Ege ve Akdeniz’de tersane yapılması konusu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığ’ının kısa vadeli projelerinde yer almamaktadır. Bunun yanında Pasaport Terminali’nin en kısa zamanda yat yanaşma yeri olarak dönüştürülmesi İzmir için büyük kazanç olacaktır. Son zamanlarda medyamızda da ele alınan konular paralelinde İzmir’in ticari ve sanayisinin gelişmesi için yatırımların artırılması en büyük dileğimizdir.”
DENİZYOLU KONTEYNER ve RO-RO’YA KAYIYOR
Géza Dologh, denizcilik sektörünün dünyada olduğu gibi Türkiye için de önemli bir döviz girdisinin yanında birçok sektöre sunduğu katkıyla lokomotif sektörlerden olduğunu vurguluyor. Denizciliğin bilinçli bir şekilde kullanılmasıyla ülke gelirinin artmasının yanında sektörün de gelişeceğini belirten Géza Dologh, “2012 ihracatımız 142,5 milyar dolar olup 2023 yılında ülkemiz ihracatının 500 milyar dolar olması beklenmektedir. İhracatın taşıma kanalında ise en büyük payı (%88) denizcilik sektörü almaktadır. Mevcut 3,6 milyon DWT olan gemi inşa kapasitemizin 2023 yılında 10 milyon DWT olması hedeflenmektedir. Bu dönemde özellikle Ro-Ro, LNG, LPG, feribot ve kruvaziyer gibi özellikli gemiler inşa edebilecek altyapı ve teknolojiye sahip olunması planlanmaktadır” diye konuşuyor.
Géza Dologh, Türkiye'deki deniz taşımacılığının bütün dünyada olduğu gibi genel kargo taşımacılığından konteyner ve Ro-Ro taşımacılığına kaydığını belirtiyor. Türkiye’de denizyolu taşımacılığının geleceğine ilişkin öngörülerini de açıklayan Géza Dologh şunları aktarıyor: “Dökme taşımacılık faaliyetini kendi alanında icra etmektedir. Ancak, konteyner ve Ro-Ro taşımacılığının önem kazanmasındaki en önemli etken, değişen ekonomik şartlar ve teknolojik gelişmelerin deniz ticaretini etkilemesidir. Gemilerin süratlenmesi en uzak pazarlara bile kolay ulaşılmasını sağlamıştır. Türkiye için en uygun denizyolu ulaştırma sistemi kabul edilen konteyner ve ro-ro taşımacılığının önem kazanmasının bir başka nedeni ise ülkede ihracata yönelik büyüme politikalarına yönelinmesidir. Türkiye’de 1980’li yıllara kadar yıllık 2 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacmi, 1980 yılından sonra ihracatla ilgili mal gruplarının çeşitlenmesi ile artış göstermiştir. Türkiye’nin yıllık dış ticaret hacmi 20011 yılında 375.7 milyar dolar, 2012 yıl sonu itibariyle 389.1 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu. Ayrıca, bugüne kadar karayollarına yapılan yatırımlar ile bu yatırımların değerlendirilebileceği bir taşıma niteliğinde olan ro-ro taşımacılığı, ülkemiz koşullarına uygun denizyolu ulaştırma sistemi olarak görünmektedir. Bunun yanında, deniz taşımacılığının genel kargo taşımacılıktan konteyner ve ro-ro taşımacılığına kayması, kara, deniz ve hava taşımacılığının bütünleşmesi olan kombine taşımacılığın değer kazanmasına neden olmuştur.