Tekstil ihracatına hava kargo desteği
28/06/2017 - 11:38:00
İTHİB Başkanı İsmail Gülle, hava kargoda maliyetlerin düşmesiyle birlikte AB ve Ortadoğu ülkelerinin yanında, ABD ve Çin gibi uzak ama son derece önemli ülkelerde tekstil ve hazır giyim sektörünün pazar payının artacağına dikkat çekiyor.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, tekstil ve hazır giyimin ,5 pay ve 25 milyar dolar ihracat değeri ile Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren sektörleri konumunda olduğunu söylüyor. 2016 yılında tekstil ve hazır giyim sektörlerinde en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkelerin; 3,5 milyar dolar ile Almanya ve 2,3 milyar dolar İngiltere olduğunu belirten Gülle, “En önemli pazarlarımız olan AB ülkelerine ihracatımız ise 2016 yılında 16 milyar dolar değerinde gerçekleşti. İlk 10 ihracat pazarlarımız içerisinde %6 artış ve 2 milyar dolar ihracat değeri ile İspanya, 8,7 artış ve 878 milyon dolar ihracat değeri ile Bulgaristan ihracat artışı ile dikkat çeken ülkeler arasında yer aldı” diyor. Türkiye’nin bugün tekstil ve hazırgiyim sektörlerinde dünyanın en büyük 7. tedarikçisi konumunda olduğunun bilgisini veren Gülle, amaçlarının bu konumu güçlendirmek, pekiştirmek ve önümüzdeki süreçte daha da iyi bir yere getirmek olduğunu vurguluyor. Gülle, “Zira biliyoruz ki 10 yıl önceye göre ülkemiz çok daha iyi bir konuma ulaşmış durumdadır. Bu doğrultuda 2023 ihracat stratejimiz kapsamında hedeflerimiz belirlenmiş olup çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürmektedir” diyor.
TÜRKİYE’NİN LOJİSTİK KABİLİYETİ ARTACAK
İsmail Gülle, tekstil ve hazır giyim sektörü tarafından 2016’da gerçekleştirilen ihracattın %61’inin karayolu, %32’sinin denizyolu, %2’inin ise havayoluyla yapıldığını söylüyor. Havayolu taşımalarında istenilen seviyelere ulaşılması ve maliyetlerin düşmesiyle birlikte AB ve Ortadoğu ülkelerinin yanında, ABD ve Çin gibi uzak ama son derece önemli ülkelerde tekstil ve hazır giyim sektörünün pazar payının artacağına dikkat çeken Gülle, “2016 yılında ABD’nin dünyadan 111 milyar dolar tekstil ve hazırgiyim ithalatı içerisinde Türkiye’nin aldığı pay maalesef %1 ile 1.1 milyar dolardır. Aynı yıl Çin’in dünyadan 28 milyar dolarlık tekstil ve hazırgiyim ithalatı içerisinde Türkiye’nin almış olduğu pay ise %1,5 ile 429 milyon dolar değerindedir. Gerek coğrafi uzaklıklar nedeniyle ortaya çıkan yüksek lojistik maliyetleri, gerekse yüksek vergi oranları nedeniyle ABD ve Çin gibi ülkelere yönelik ihracatımız maalesef beklentilerimizin altında kalmaktadır. Yüksek vergi oranları, tarife dışı engeller maalesef kolay çözülebilecek sorunlar değildir. Ancak lojistik yetersizlikler nedeniyle karşı karşıya olduğumuz sorunlar için son dönemde ülkemizde çok önemli adımlar atılmaktadır. Hali hazırda inşaatı devam eden 3. Havalimanı, Tarihi İpek Yolunu canlandırması planlanan Bakü – Tiflis – Kars bağlantısı ile kesintisiz bir şekilde Çin’den Londra’ya kadar uzanan demiryolu, ülkemizin lojistik altyapısına ve kabiliyetlerine hiç şüphesiz çok büyük katkılar sunacaktır” diye konuşuyor.
DIŞ TİCARET GÜMRÜĞE TAKILMAMALI
Tekstil ve hazır giyim sektörünün 2017’yi atılım yılı ilan ettiğini belirten İsmail Gülle, bu anlamda lojistik alanda atılması gereken en temel adımları ise şöyle sıralıyor: “İhracat rakamlarımız Türkiye genelinde ve tekstil sektöründe hızla artmaktadır. Ancak hâlâ alacağımız çok yol, atacağımız çok adım bulunmaktadır. İhracatımızın daha güçlü daha sürdürülebilir bir yapıya bürünmesi için; lojistik anlamda önemli değişimlere, yapısal reformlara ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle gümrükleme hizmetlerinde ihracatçılarımıza kolaylık sağlanmalıdır. Avrupa Birliği’nde ihracatçılar sadece ihracat beyannamesi ile AB sınır kapısına giderek doğrudan sınır kapılarında gümrük işlemlerini tamamlayabiliyorken, ülkemizde çok sınırlı sayıdaki ‘Yetkilendirilmiş Yükümlüler’ haricinde gümrük işlemlerinin bağlı bulunan gümrük noktalarında yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Asya ve Uzakdoğu’daki tekstil ve hazırgiyim sektörlerindeki rakiplerimize kıyasla Türk tekstili hızlı ve esnek üretim kabiliyeti ile öne çıkarken, gümrükleme süreçlerinde son yıllarda atılan olumlu adımlara rağmen ülkemizin bin bir emekle sahip olduğu avantajlarımız etkinliğini kaybetmektedir. Özellikle küçük (parsiyel) yüklemeler için sınır kapılarında gümrükleme yapılabilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Aynı zamanda ihracat işlemlerinde 7/24 gümrükleme yapılabilmesi sağlanmalıdır. Gümrüklerdeki fazla mesai yükü ihracatçının üzerinden alınmalıdır. Türkiye’nin 2023 vizyonuna yakışan da ihracatçının gümrük kapılarında AB standartları kapsamında beklemelerin olduğu, 24 saat hizmet sağlayan gümrük kapılarıyla hareket edilmesidir. Bizi ihracat hedeflerimize ancak bu tür girişimler ulaştırabilecektir.”