Nestlé yüzünü yeşil lojistiğe döndü
27/07/2018 - 12:58:00
Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden Nestlé, belirlediği sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda lojistik operasyonlarının çevreye olan etkisini azaltmaya için de ciddi adımlar atıyor.
Nestlé Türkiye Müşteri Hizmetleri ve Dağıtım Birim Müdürü Emel Gülşen, Bursa’da bulunan Karacabey fabrikasından tüm tır siparişlerini direkt müşteriye ulaştırırken, ithal ettikleri ürünlerde intermodal taşımacılık yöntemini kullanmayı tercih ettiklerini söylüyor.
Nestlé’nin Türkiye’deki üretim faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Dünyanın en büyük gıda ve içecek firması Nestlé’nin hikayesi 1866 yılında İsviçre Vevey’de başlamıştır. Şirketin kurucusu Henri Nestlé geliştirdiği dünyanın ilk süt bazlı bebek maması “Farine Lactée” ile anne sütü alamadığı için yaşamını kaybetmekte olan bir bebeğin hayatını kurtarmıştır. Nestlé, kuruluşundan günümüze kadar geçen 150 yılda bünyesine yeni ürünler, yeni kategoriler, katarak istikrarlı bir şekilde büyümüş, dünya gıda ve beslenme sektörünün lideri haline gelmiştir. Bugün Nestlé dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi olarak 500’e yakın fabrikası, 328 bin çalışanı ile dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde faaliyet göstermektedir. Nestlé’nin dünya genelindeki 10 bine yakın ürünü her gün 1 milyarın üzerinde tüketici tarafından tercih edilmektedir.
Türk tüketicisiyle ilk olarak 1875 yılında piyasaya sunduğu bebek maması ürünleriyle tanışan Nestlé, o tarihten bu yana tüketicileriyle kurduğu derin bağlarla Türkiye’deki faaliyetlerine devam etmektedir. Türkiye’deki ilk ofisini 1909 yılında İstanbul Karaköy’de açan Nestlé’nin Türkiye’deki gelişimi ilk’lerle doludur. Nestlé, 1927 yılında Cumhuriyet’in ilk sanayi yatırımlarından biri olan Türkiye’deki ilk çikolata fabrikasını İstanbul Feriköy’de açtı. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çikolata denildiğinde ilk akla gelen isim olan Nestlé, bilinen markalarının yanı sıra DAMAK ve CHOKELLA gibi Türk tüketicisine özel ürettiği markaları da tüketicinin beğenisine sundu.
Tüketicilerin sevgisi ve ilgisiyle 110 yıldır Türkiye’ye hizmet etmeyi sürdüren Nestlé, üretimini %92 oranında yerel hammadde kullanarak, Bursa Karacabey ve Bursa Kestel’deki 2 fabrikasında gerçekleştiriyor. 1927’de Türkiye’deki ilk çikolata fabrikasını kurarak üretime başlayan Nestlé, bugün 12 kategoride 800’ün üzerinde ürünü ve 50’ye yakın markasıyla faaliyet gösteriyor. Halen 3 bin 800 kişiye doğrudan, 7 binin üzerinde kişiye dolaylı olarak istihdam sağlıyor.
İNTERMODAL TAŞIMACILIĞI KULLANIYOR
Lojistik operasyonlarınızı nasıl yönetiyorsunuz? Süreçlerinizi iyileştirmek için ne tür adımlar atıyorsunuz?
Nestlé Türkiye olarak lojistik operasyonlarımızı, Gebze’de bulunan ana dağıtım merkezimizin yanısıra Türkiye’deki üç bölge müdürlüğümüzün depolarından gerçekleştirmekteyiz. Karacabey’de ürettiğimiz ürünleri depolarımız üzerinden 81 distribütörümüze ve zincir mağazalarımızın merkez depolarına ulaştırıyoruz. Tüm lojistik süreçlerimizi SAP /WMS – TM modülleriyle yönetiyoruz. Tüketicilerimize kaliteli ve taze ürünlerimizi en kolay ve hızlı şekilde ulaştırabilmek için lojistik operasyonlarımızı sürekli geliştiriyoruz. Süreçlerimizi yalınlaştırmak ve daha etkin hale getirebilmek adına yeni teknolojilerden yararlanırken aynı zamanda “sürdürülebilir çevreye saygı” anlayışımız kapsamında karbon ayak izimizi azaltacak çalışmaları da sürdürüyoruz. Örneğin Karacabey fabrikamızdan tüm tır siparişlerimizi direkt müşterilerimize ulaştırıyor ve ithal ettiğimiz ürünlerde intermodal dediğimiz karma taşmacılık yöntemini sıklıkla kullanıyoruz.
Dış kaynak kullanımını bir rekabet aracı olarak görüyor musunuz? Lojistik şirketlerinden ne tür hizmetler alıyorsunuz ve iş ortaklarınızı nasıl seçiyorsunuz?
Ürünlerimizin her zaman en taze hali ile kolay erişilebilir olması bizim en büyük önceliğimiz. Lojistik stratejimizi bu kapsamda kurguluyor ve dış kaynak kullanımımızda dünyada ve Türkiye’de lider firmalarla çalışıyoruz. Sürekli iyileştirme mantığı içerisinde bizim iş yapma biçimimiz değişirken, dış dünya, tüketici ve müşteri beklentileri de değişiyor. Biz de dış kaynak kullanımımızı bu çerçevede her yıl gözden geçiriyoruz.
Lojistik operasyonlarımızda farklı çözümler kullanıyoruz. Bursa’daki fabrika operasyonlarımızı kendi bünyemizde yürütürken, bitmiş ürün dağıtımında ve depolanmasında, ithalat ve ihracat işlemlerinde çözüm ortaklarıyla çalışmayı tercih ediyoruz. Lojistik iş ortaklarımızın bizimle aynı vizyonla hareket etmelerini bekliyoruz. İş güvenliği ve kalite bizim olmazsa olmazlarımızdan. Operasyonlarımızda sıfır hata, maksimum güvenlik, maksimum bulunabilirlik ve çevreye saygı temel beklentilerimiz arasında yer alıyor. Amacımız, bu değerlerle çalışan firmalarla uzun süreli ortaklıklar kurmak.
TAŞIMA HACMİ ÇİFT HANELİ BÜYÜYOR
Yıllık sevkiyat hacminiz nedir?
Yıllık olarak 25.000 araçlık hacmimiz var, aynı zamanda her yıl çift haneli büyümeler gerçekleştiriyoruz. Yurt içi taşımalarda karayolu kullanırken, yurt dışı taşımalarda deniz ve demiryolunu tercih ediyoruz.
Gıda lojistiğinde nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Gıda lojistiği çok hassas bir konu. Sıcaklık kontrolü gerektiren zincirlerde tüm süreç boyunca aynı ısıyı korumak şart. Bu zincir, hammadde tedariğinden başlar, üretim ve ara nakliyelerde devam eder, depolamayı içerir ve rafa kadar uzanır. Sıcaklık ve nem kesinlikle doğru izleme ve haritalama gerektirir. Aynı zamanda ölçme sistemleriyle de desteklemek şarttır. Bu sebeple örneğin bu yıl Nestlé olarak ısı takip eden özel depo ve dağıtım alarm sistemini kurduk. Bunun yanında, raf ömrü ve tavsiye edilen tüketim tarihine uygunluğun takip gerekliliği, gıda ürünlerini diğer ürünlerden ayıran bir özellik. Raf ömrü takip stratejisi doğrultusunda; ürünlerin toplandığından ve sevk edildiğinden emin olmak gerekir. Zararlı ile mücadele ve iyi depolama uygulamaları göz ardı edilmemelidir. Operasyonları periyodik olarak denetlemek de büyük önem taşıyor.
“Araç doluluk oranları ve son noktaya en hızlı şekilde ulaşım gittikçe daha fazla önem kazanmakta, zincirdeki elleçleme sayısını teke indirmek nihai amaç olmalı. Bu kapsamda sektör olarak birlikte ortak taşımacılık yöntemleri geliştirmenin faydalı olacağına inanıyoruz.”