Kahve Dünyası maliyetlerini nasıl minimize etti?
17/01/2019 - 14:01:00
Her gün mağazalarında 100 binden fazla kişiyi ağırlayan Kahve Dünyası, yılda yaklaşık 15 bin ton sevkiyat gerçekleştiriyor. Lojistik süreçlerini iyileştirmek için iki önemli projeyi hayata geçirdiklerini belirten Kahve Dünyası Tedarik Zinciri Direktörü Altuğ Durmaz, dağıtım süreçlerini outsource ederken, stok seviyelerini de minimize ederek maliyetleri düşürdüklerini söylüyor.
Türkiye’deki kahve pazarına 2004 yılında 0 Türk sermayesi ile giren Kahve Dünyası, bugün 350 civarında satış noktasıyla birbirinden farklı kahve ve çikolata çeşidini misafirleriyle buluşturuyor. Yurt dışında açtığı mağazalarla Türk kahvesi ve diğer özgün lezzetlerini dünyaya tanıtmaya devam eden şirket, müşterilerine en taze ve lezzetli ürünleri sunmak için lojistik, dağıtım ve depolama süreçlerini de iyileştirmeye devam ediyor. Kahve Dünyası Tedarik Zinciri Direktörü Altuğ Durmaz, lojistik süreçlerini iyileştirmek için attıkları adımları ve lojistik alanda yaşadıkları sorunları UTA Lojistik’e anlattı.
Kahve Dünyası hakkında bilgi verir misiniz?
Kahve Dünyası, bünyesinde yedi şirket bulunan Altınmarka Grubu’nun bir üyesi olarak ilk mağazasını 2004 yılında İstanbul’un Eminönü semtinde açtı. Kısa sürede sektörün öncü markalarından biri haline gelen şirketimizin bugün yurt içinde 34 ilde 175’i mağaza olmak üzere 350 civarında satış noktası bulunuyor. Yurt dışında ise İngiltere, Romanya, Kuveyt ve Suudi Arabistan’daki 13 mağaza ve satış noktamız ile hizmet veriyoruz. Kahve Dünyası olarak her gün mağazalarımızı ziyaret eden 100 binden fazla misafirimize; kahve, çikolata, unlu mamul, dondurma ve fit lezzetler kategorilerinde olmak üzere bini aşkın ürün çeşidi sunuyoruz.
ÖZEL DONANIMLI
DEPO VE ARAÇLAR KULLANIYOR
Lojistik, dağıtım ve depolama alanlarında nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Kuruluşumuzdan bu yana ödün vermediğimiz konuların başında, müşterilerimize en taze ve lezzetli ürünleri sunmak geliyor. Bu doğrultuda hem ürünlerimizin ideal depolama şartlarının sağlanması hem de mağazalarımıza teslimine kadarki soğuk zincir sürecinin kırılmadan tamamlanması için özel donanımlı depo ve araçlar kullanıyoruz. Depo ve araçların yanı sıra, mağaza talep planlama ve üretim ile dirsek teması halinde çalışıyor, bunu da Kahve Dünyası’nın teknolojik altyapısı ile destekliyoruz. Bu sayede minimum stokla en taze ürünleri sunarak müşteri memnuniyetimizi artırıyoruz. Diğer yandan minimum stok ile çalışmak, minimum zayi anlamına da geliyor ve bu durum maliyetlerimizi ciddi oranda azaltıyor.
Süreçlerinizi iyileştirmek için devreye aldığınız projelerden ve elde ettiğiniz kazanımlardan söz eder misiniz?
Süreçlerimizi iyileştirmek adına hayata geçirdiğimiz iki projeden söz edebiliriz. Yurt içi mağazalara dağıtım operasyonunu şirketimizin özmal araç ve personeli ile gerçekleştiriyorduk. Bu durum verimliliğimizi ve maliyetlerimizi etkiliyordu. Bu nedenle dağıtımı outsource etme kararı aldık ve ilk etapta maliyetlerde avantaj elde ettik. Bunun yanında, verimliliğin raporlarla takip edildiği, olası risklerin (kaza, rapor, iş bırakma, tazminat yükü vb) azaltıldığı, daha izlenebilir ve sürdürülebilir esnek bir yapının hayatımıza geçirilmesini sağladık. Bu proje ile LODER ve SCP Club iş birliğiyle düzenlenen yarışmada, 2018 yılının “En Etkili Tedarik Zinciri Profesyoneli” ödülüne layık görüldüm. Kahve Dünyası’nın vizyonu, ileri teknoloji yatırımları ve yeniliklere açık oluşu, bizleri iyi projeler üretmeye sevk ediyor. Bu ödülü de bu doğrultuda değerlendiriyorum.
Bu alandaki ikinci projemiz ise “Stok Optimizasyonu” oldu. Mağazalarımız ve tüm depolarımızdaki çikolata ürünlerini optimum stok seviyelerine çekmek ve bunun sürekliliğini sağlamak adına satış operasyon departmanımızla birlikte bir proje başlatarak stok süreçlerimizi yeniden ele aldık. Stok yönetimine teknolojiyi daha fazla entegre ederek konuyla ilgili departmanların bağlantısını güçlendirdik. Yaklaşık dört aylık süre içinde hem mağazalardaki atıl stok seviyeleri azaltıldı hem stok yönetiminin ne kadar önemli olduğu konusunda farkındalık artırıldı hem de maliyet avantajı sağlandı.
YILDA 15 BİN TON
SEVKİYAT YAPIYOR
Yılda ne kadarlık bir ürün sevkiyatı yapıyorsunuz? Lojistik şirketlerinden destek alıyor musunuz? Bu alanda iş ortaklarınızı seçerken en temel kriterleriniz neler?
Yurt içi sevkiyatlarımızın tamamında, yurt dışı sevkiyatlarımızın ise neredeyse tamamında karayolu ile ürünlerimizi taşıyoruz. 1.500 tonu donuk ürün olmak üzere yıllık yaklaşık 15 bin ton sevkiyat yapıyoruz. İstanbul içi serin, İstanbul dışı serin, İstanbul içi donuk, İstanbul dışı donuk olmak üzere dört farklı kategoride dağıtım işlemi uyguluyoruz. Bunlar arasında yalnızca İstanbul içi donuk dağıtım operasyonunu şirketimizin özmal araç ve kadrolu personeliyle yapıyor, bunun dışındaki dağıtım operasyonlarında sektörün önde gelen lojistik firmalarından hizmet alıyoruz. Depolama operasyonunun ise tamamını kendi yönetimimizde olan depolarımızda gerçekleştiriyoruz. Mağaza sevkiyatlarımızın yanı sıra, her yıl katlanarak büyüyen e-ticaret kanalımızın dağıtım organizasyonuna da büyük önem veriyoruz. Bu noktada da, konusunda uzman firmalarla çalışarak müşterilerimize farklı teslim seçenekleri sunuyoruz. Bu firmaları seçerken dikkat ettiğimiz temel faktörleri şöyle sıralayabiliriz: İşinin uzmanı kadro ve donanıma sahip olmaları, sağlam referansları, sadece operasyonel değil, aynı zamanda sistemsel olarak da gerekli altyapıya sahip olmaları ve en önemlisi de Kahve Dünyası’nın çözüm ortağı olarak, bizi temsil edebilecek vizyona ve tecrübeye sahip olmaları.
Lojistik süreçlerde yaşadığınız ve çözüm bekleyen en temel sorunlar neler? Lojistik şirketlerine önerileriniz neler?
Lojistik süreçlerde yaşadığımız en temel sorunların başında kalifiye eleman azlığı, tüm süreçlere tek elden çözüm sunacak firmaların azlığı, standartlaşmamış sistem altyapısı, entegrasyon problemleri ve günümüz global teknolojilerden yeterince yararlanamama geliyor. Lojistik şirketlerine önerilerim ise talep edilen hizmetlere teklif vermeden evvel çok dikkatli ve titiz hazırlık yapmaları, hizmet süresi içerisinde olası ilave taleplere cevap verebilecek altyapıyı hazırlamaları, teknolojik gelişmeleri yakından takip edip en hızlı şekilde süreçlerine adapte etmeleri ve “operasyon kalitemi daha fazla nasıl artırırım” düşüncesiyle hareket etmeleri olacak. Bunların yanı sıra, kalifiye personel çalıştırıp tutma konusunda daha hevesli olmaları ve sadece müşteri ile değil aynı zamanda rakipleriyle de ortak çalışma konusuna açık olmaları hem kendileri hem de kendilerinden hizmet alan şirketler açısından çok daha iyi sonuçlar ortaya çıkaracaktır.