Transorient kadınların gücüyle büyüyor
21/03/2019 - 13:53:00
Transorient, lojistik sektöründe cinsiyet eşitliğine öncülük eden şirketlerden. Şirket içinde kadın iş gücü oranının %42 olduğunu, tüm kararların alındığı Strateji Kurulunda ise 8 kişiden 5’inin kadın olduğunu aktaran Transorient Yönetici Ortağı Nil Tunaşar, “Detaycılık ve aynı anda birçok konuya odaklanabilmek kadınların ortak özelliği. Bu özellik iş yaşamında avantaja dönüşüyor” diyor.
Transorient Yönetici Ortağı Nil Tunaşar, lojistik sektöründe başarılarıyla adından söz ettiren yöneticilerden. Çok uluslu bir şirketin Türkiye ofisinde çalışarak iş hayatına atılan Tunaşar, lojistik sektörüyle bu dönemde tanışıyor. Lojistiğin dinamik, yeniliklere açık, küresel bir oyun alanına sahip yapısının son derece cezbedici geldiğini belirten Tunaşar, daha sonra 1961 yılında Zeki Pakyürek tarafından kurulan Transorient’e katıldığını söylüyor.
Transorient, sektörde cinsiyet eşitliğini sağlayan öncü şirketlerden. Şirket içinde kadın iş gücü oranının %45 olduğunu belirten Nil Tunaşar, Strateji Kurulu’nda ise 10 kişiden 5’inin kadın olduğunu söylüyor. Lojistikte kadın iş gücünü artırabilmek için öncelikle bu sektörün erkeklere uygun olduğu algısının kırılması gerektiğinin altını çizen Tunaşar, “Bu sektörün birçok başarılı iş kadını bulunmakta. Onların görünür olması, örnek oluşturması kadınların lojistiğe girişinde avantaj sağlayacaktır. Bu gün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden bazılarını kadınlar yönetirken, lojistik şirketleri yönetememeleri düşünülebilir mi? Tüm sektörlerde kadınların oranı artmakta, lojistikte de bu böyle, ancak bu artışın daha hızlı gerçekleşmesini diliyorum” diyor.
DETAYCI VE ÇOK YÖNLÜLÜK AVANTAJA DÖNÜŞÜYOR
Detaycılık ve aynı anda birçok konuya odaklanabilmenin kadınların ortak özelliği olduğunu vurgulayan Nil Tunaşar, bu özelliklerin iş yaşamında avantaja dönüştüğünü söylüyor. Yönetimde sürekli yenilikçi bir yaklaşım ile proje üretimine önem verdiğini aktaran Tunaşar, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sürekli değişim ve gelişim rüzgarlarının estiği bu günün küresel iş dünyasında herkesin yaptığını geleneksel iş yapış biçimlerinde yapmayı sürdürdüğünüzde rakipleriniz ile baş edememe riskini taşırsınız. Öte yandan fırsatları ve riskleri yönetebilme becerisini başarının sırrı olarak görüyorum. Fırsatları yönetebilmek için tüm dünyadaki gelişim ve değişimleri yakından izlemeniz, riskleri yönetebilmek için ise öncelikle bunları görebilmeniz ve etkilerini ölçebilmeniz gerekiyor. Şirketimizde her iki konuda da son derece detaylı ve titiz izleme ve ölçüm mekanizmaları kurgulamış durumdayız. Ayrıca şirket içi memnuniyeti de bizim için çok önemli bir ana çalışma konusu. Ekibimizin başarısını detaylı bir performans yönetim sistemi içerisinde ölçüyor, değerlendiriyor ve ödüllendiriyoruz. Sürekli gelişim ana mottomuz olduğundan performans sisteminin temeline birey ve grup hedeflerini yerleştirdik. Bu yönetim biçiminde firmamızdaki depo elemanları veya şoförlerimiz de dahil olarak tüm ekip, sürekli bir gelişim ve değişim sisteminin aktif öğeleri oluyorlar.”