e
Banner


İş hayatında kadın olmayı zorluk olarak görmedim
Borusan Lojistik'te Forwardingden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Esen Öz Tekayak, turizm yerine lojistik sektörünü seçen, kariyer yolculuğu boyunca “bilmiyorum, öğretebilir misiniz” demekten hiç çekinmeyen, yönetici olmak yerine rol model, öğretici ve arkadaş olmayı tercih eden başarılı bir iş kadını. Sektörde 23 yıllık bir tecrübeye sahip Öz Tekayak, “İş hayatında hiçbir zaman kadın olmayı bir zorluk olarak görmedim” dedi. 




BorusanNasıl bir eğitim aldınız? 
Üniversiteye başlayana kadar hayatım çok hareketli geçti diyebilirim. Babam devlet memuru olduğu için birçok farklı şehirde yaşama imkanı buldum, bu sebeple de sürekli okul değiştirdim tabii. Üniversite hayatım ise, herhalde herkesin yaşamak isteyeceği en güzel şehirlerden biri olan İzmir’de geçti. Dokuz Eylül Üniversitesi Turizm ve Otel Yönetimi’nden mezun oldum.
 
TURİZM OKUDU, LOJİSTİĞİ SEÇTİ 
 
Çocukken kariyer planlarınız neydi? 
 
Bu soruyu duyduğumda hep gülümserim çünkü gerçekten çocukken hayal ettiğim kariyerim ile şu andaki kariyerim arasında çok fark var. Ben çok uzun yıllar İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’na gitmek istedim, bunun için küçük çaplı girişimlerim de oldu. Şan derslerine başladım, keman dersi aldım. Sonra yolum turizme çevrildi, oradan da kendimi lojistik sektöründe buldum. Üniversitede bölümüm turizm üzerine olmasına rağmen bu alanda çalışma hayatım çok uzun sürmedi, hatta profesyonel olarak başlamadı bile diyebilirim. 1-2 dönem mezuniyet öncesi staj yapma zorunluluğu sebebi ile otellerde çalıştım fakat benim için sürdürülebilir bir meslek olmadığını fark ettim. Özellikle vardiyalı çalışma şartlarının ilerde, bir evin hatta çocukların da sorumluluğunu alacağım dönemde beni çok zorlayacağını düşünerek devam etmeme kararı aldım.
 
Lojistik sektörüyle nasıl tanıştınız? Mesleğe başlarken düşünceleriniz neydi? Bugün lojistik sektörüyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
 
Mezun olduktan ve son otel stajımı bitirdikten hemen sonra 1998 yılında lojistik sektörüne girdim. Ailemdeki birçok kişi lojistik sektöründe birçok farklı firmada farklı pozisyonlardaydı zaten. Ben de aslında o dönemde tamamen ailemin de desteği ile tesadüfen atılmış oldum lojistik dünyasına… 
Aslında sektöre başlarken lojistik benim için sadece karayolu ile yapılan, Avrupa-Türkiye arası yüklemelerin organize edildiği, çok da karmaşık ve riskleri olmayan bir sektördü. Açıkçası başka bir fikrim de yoktu. Elbette içine girdikçe çok farklı dinamiklerin, süreçlerin, zorlukların, avantajların olduğunu gördüm. En önemlisi lojistik olmadan hayatın devam etmesinin imkansız olduğunu fark ettim. 
Türkiye, jeopolitik konumu gereği Doğu ile Batı'yı, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayarak, küresel ticaret için çok önemli bir kesişme noktasında yer alıyor. Diğer taraftan stratejik konumu bakımından ciddi bir dış ticaret hacmine sahip birçok pazara da erişim sunuyor. Bu sebeple hayat standartlarımızı belirleyen tüketim ihtiyaçlarımızın bize ulaşmasını sağlayan faaliyetlerin en önemlisi lojistiktir. Benim sektöre başladığım günden bugüne, 23-24 yıl arasında bile tartışılmayacak kadar büyük farklılıklar var. Zaman geçtikçe teknoloji ve ekonomi de beraberinde gelişiyor, sınırlar kalkıyor. Sınırların kalkmasıyla da dünya küreselleşiyor ve isteyen herkes her şeyi her yerden bulabiliyor. Bu durum, her iş kolunda her alanda inanılmaz bir rekabet oluşmasına sebep oluyor. Artık herkes her işi yapıyor. Böyle bir ortamda bir ürün almak istediğinizde, son derece farklı seçeneklerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Almak istediğiniz ürünü neredeyse her yerde, yaklaşık olarak aynı fiyata bulabiliyorsunuz. Ama sizin için önemli olan almak istediğiniz ürünü her yerde bulmak ve almak değil; almak istediğiniz ürünü, en düşük fiyata, en yüksek kalitede, istediğiniz zamanda, istediğiniz miktarda almak. İşte bunun için de lojistik son derece önemli. Çünkü lojistik olmadan bunları yapabilme şansınız yok. Özellikle Mart 2020’de hayatımıza giren Covid-19 ile talihsiz bir döneme girsek de, lojistik sektörü önemini tüm dünyaya bir kez daha kanıtladı.
 
“BİLMİYORUM, ÖĞRETEBİLİR MİSİNİZ?” DEMEKTEN ÇEKİNMEDİM 
 
Kariyer yolculuğunuzda en çok zorlandığınız konular neler oldu? Bunları nasıl aştınız?
 
Ben sektöre girdiğim dönemde rotasyon, oryantasyon eğitimleri yaygın değildi. Dolayısı ile yanınızdaki iş arkadaşınız size ne kadar gösterirse o kadar öğrenebilirdiniz ama ben bu konularda genellikle şanslıydım. Hocalarım, çalışma arkadaşlarım çok değerli kişilerdi ve her birinden çok şey öğrendim. Ama burada şanstan çok sizin de öğrenmeye açık, hevesli ve istekli olmanız önemli. Ben her zaman çok soru soran, sorgulayan, daha fazlasını öğrenmek isteyen kişi oldum iş hayatında. En önemlisi de bilmiyorum demekten, öğretebilir misiniz diye sormaktan hiç çekinmedim.
 
Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? İş dünyasında kadın olmanın zorlukları neler?
 
Yönetici olmaktan ziyade aslında belki de rol model, öğretici ve arkadaş olmak diyebiliriz. Dinleyen bir yönetici olmaya ve aslında çoğu zaman da cevabı karşı tarafa buldurmaya, birlikte çözmeye çalışıyorum. Organizasyonumuzda “biz” olmayı gerçekten önemsiyorum. Çünkü “biz” olunabildiğinde çok farklı sonuçlara imza atıldığını, 23 yıllık iş hayatımda net olarak deneyimledim. Feedback vermeye, bunu sadece performans değerlendirme döneminde değil, olumlu ya da olumsuz zamanında vermeye, takdir etmeye gayret ediyorum. Yine aynı şekilde feedback almayı da seviyorum.
Yine diğer önemli bir olmazsa olmazım motivasyon. Hem kendim için hem ekip arkadaşlarım için elimden geldiğince motivasyonu yüksek tutmaya çalışıyorum. Enerjisi yüksek bir ekibin neler yapabileceğini biliyorum. Ve tabii, en önemlisi de adil olabilmek; toplamda 70 kişilik bir takımız forwarding olarak, haklıyı ve haksızı tarafsız bir şekilde ayırt etmek benim en öncelikli sorumluluğum. 
Kadınların en önemli özelliklerinin başında; iyi insan ilişkileri, kuvvetli iletişim, ekip çalışmasına yatkınlık, duygusal zeka, empati kabiliyeti ve adil olmak geliyor. Kadın olmak demek, sürece ve detaylara odaklanmak demek. Kadının enerjisi ve direnci, genel olarak çok yüksek. Bu sebeple de iş hayatında hiçbir zaman kadın olmayı bir zorluk olarak görmedim.
 
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ EN BÜYÜK ENGEL 
 
Kadınların iş dünyasındaki konumunun güçlendirilmesi için neler öneriyorsunuz?
 
Kadınların çalışma hayatına katılımı çoğu zaman, geleneksel kalıplar ve değerler engeli ile karşılaşıyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, kadınların çalışma hayatına katılmasına engel oluşturduğu da aşikar. Bu nedenle de kadın iş dünyasında çok görünür değil. Yönetime de katılmıyor, daha doğrusu katılamıyor. Adet, gelenek ve göreneklerimizden gelen engeller var.
Diğer yandan Uluslararası Çalışma Örgütü 2019 araştırması ise, kadınların iş dünyasına katkılarının hiç de azımsanamayacak derecede olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan analizlere göre;
Yönetim kurullarında kadın üye sayısı arttıkça şirketlerin iş akışları yüzde 20 iyileşmektedir. 
Kadın istihdamının yanı sıra özlük haklarında ve şirket politikalarında da cinsiyet eşitliği sağlayan firmalarda kârlılık ve verimliliğin artırma olasılığı yüzde 62,6 artmaktadır.
Yetenekli çalışanları elde tutma olasılığı yüzde 59,7 artmaktadır.
Ülkemizde de kadınların iş yaşamına aktif katılımları ile ilgili bir takım politika ve uygulamalar geliştirilmeye çalışılmakta. Ancak kamu-özel sektör, finans kurumları, sivil toplum kuruluşlarının birlikte harekete geçme hızı düşük kaldığından maalesef istenilen noktaya gelemiyoruz. İş dünyasına kadının iş adaptasyonunu sağlayacak kurumlar; bakımevleri ve kreşler yok. Bu işverene bırakılmış durumda. Bunun yanında ülkemizden, küresel şirketlerin ve bizler gibi holdinglerin üst yönetimine atanan birçok başarılı kadın hepimiz için gurur verici örnekler oluyor ve birçok kadın için önemli bir yol açıyor.
 
BORUSAN’IN ODAĞINDA “EŞİTLİK” VAR 
 
Borusan olarak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz? 
 
Borusan olarak kuruluşumuzdan bu yana odağımızda insan bulunuyor. Sürdürülebilirliği temel alan insan odaklı bir kurum kültürünü benimsiyoruz. Bu bakış açışıyla gündeme gelen en önemli konularımızdan biri de hiç şüphesiz “eşitlik”. Tüm Borusanlılar olarak Borusan Eşittir inisiyatifimiz kapsamında iş hayatındaki cinsiyetçi yaklaşımın değiştirilmesi ve kadının toplumdaki yerinin güçlendirilmesi adına pek çok çalışma yapıyor ve kadının güçlendirilmesini odağımıza alıyoruz. İş yapış biçimimizi, konuşma dilimizi, bakış açımızı daha eşitlikçi bir yapıya dönüştürüyoruz. Borusan Eşittir platformu çalışmalarımız kapsamında hayata geçen sene geçirdiğimiz “Cinsiyet Gözlüğü” programımızla analiz ederken, planlama yaparken ve karar alırken attığımız her adımı toplumsal cinsiyet eşitliği çıkarımları açısından değerlendirerek sorguluyoruz. İletişim, işe alım, terfi, performans ya da ücretlendirme gibi her aksiyon ve politikanın toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinden bir bakışla ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Borusan olarak sadece bir gün değil, her gün odağımızda “İnsan” ve “Eşitlik” var.
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat