AB ile taşımacılıkta karayolu güçleniyor, sırada intermodal var
18/04/2022 - 10:21:00
Türkiye ile AB arasındaki ticaretin ve taşımacılığın yepyeni bir boyut kazandığı bu dönemde Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan Romanya ve Sırbistan gibi ülkelerde transit belge sorununun çözüme kavuşturularak karayoluyla ihracat taşımalarında kolaylık sağladığını vurgulayan Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, ilişkilerin yeni intermodal yük koridorları ve demiryolu taşımacılığıyla güçlendirileceğini söyledi. Baştor,“Orta Koridor güzergahında etkin olmak birincil stratejik önceliğimiz” dedi.
Avrupa ile ticaret ve taşımacılık ilişkileri nasıl ilerliyor?
Özellikle Gümrük Birliği ile birlikte Türkiye ile AB arasındaki ticaretin hızla geliştiğini görüyoruz. Bu süreçte, ticaretteki artış ile birlikte Türk taşımacılık filosunun hızla büyümeye başlamış, lojistik sektörü güçlenmeye başlamıştır. Ülkemizin AB’ye adaylık statüsünü kazanması ve sonrasında AB ile uyumlu mevzuat çalışmaları sayesinde daha kurumsal, rekabet gücü daha da güçlü bir lojistik sektörü ortaya çıkmıştır. Son olarak pandemi sonrasında tedarik zincirindeki kırılmalar ve ülkelerin ticarette daha yakın coğrafyaya yönelmesi sonucunda ülkemiz ile AB arasındaki ticaretin ve taşımacılığın yepyeni bir boyut kazandığını görüyoruz. AB ile ticarette ana taşıma modu denizyolu ve karayolu taşımacılığıdır. AB ülkelerine yönelik ihraç taşımalarımız pandemi sonrasında yüzde 27 artmış ve 484 bin sefere ulaşmıştır.
KOTALARDAKİ KÖR DÜĞÜM ÇÖZÜLÜYOR
Türk lojistik ve taşımacılık sektörünün Avrupa taşımalarında karşılaştığı sorunların çözümüne ilişkin ne tür adımlar atıldı?
Uluslararası karayolu taşımacılığında; geçiş belgesi kotaları, geçiş ücretleri ve sürücü vizeleri AB ile yaşanan en temel sorunlardır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak gerek ikili gerekse çok taraflı platformlarda bu sorunların çözümüne yönelik büyük gayret gösteriyoruz. Son dönemde yapılan toplantılarda bu çabaların sonuç verdiğini ve önemli kazanımlar elde ettiğimizi görüyoruz. Bunlardan bazılarını kısaca özetleyecek olursak; örneğin yıllardır kronik hale gelen Macaristan transit sorunu çözülmüş, teati edilen belge sayısı kısa süre içerisinde 36 binden 130 bine yükseltilmiştir. Ayrıca, transitin kotaya tabi olmadığı, talebimiz üzerine belge verileceği güvence altına alınmıştır. Her ne kadar AB üyesi olmasa da AB’ye yönelik taşımalarda ana transit güzergâhlardan olan Sırbistan ile geçiş ücretleri kaldırılarak çok girişli belge teati edilmeye başlanmıştır. Yunanistan transit geçiş belgesi kotası 35 binden 40 bine yükseltilirken, bu belgelerin yarısının ücretsiz olması sağlanmıştır. Bulgaristan transit geçiş belgesi sayısı 250 binden 375 bine arttırılmıştır. Son olarak 29-30 Mart 2022 tarihlerinde İstanbul’da yapılan Romanya KUKK toplantısı ile transit belgelerin serbestleştirilmesi ve taşımacılıktan geçiş ücretlerinin tamamen kaldırılması sağlanmıştır. Bu kazanımlar sonucunda taşımacılarımız artık Avrupa’ya çok daha kolay erişebileceklerdir.
Gündeminizde başka hangi projeler var?
Ülkeler ile iki bazda görüşmelerden önemli kazanımlar elde edilse de, özellikle pandemi sonrası taşımacılığın gelişimi dikkate alındığında, AB ile bu sorunlara kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla ortak çözüm üretilmesi daha da önemli hale gelmiştir. Gümrük Birliğinin güncellenmesi sürecinde yaşanan sorunlara çözüm bulunabilmesi için kapsamlı çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca, Ukrayna’daki durum nedeniyle AB’nin Ukrayna ve Moldova’ya yönelik karayolu taşımacılığı anlamında bazı kolaylıklar sağlaması muhtemeldir. Bizler de bu süreci yakından takip ederek, ilgili AB makamları ile sürekli temas halinde kalıyoruz. Önceki yıllarda AB tarafından hazırlatılan Etki Analizi Çalışmaları, yaşanan sorunların çözümü durumunda bunun hem AB hem de Türkiye için ticaretten istihdama çeşitli katkılar sağlayacağını ortaya koymuştu. Yeni dönemde bu kazanımlar her iki taraf için de çok daha yüksek olacaktır. Yapılan görüşmelerde bu ortaya konmaktadır.
YENİ RO-RO HATLARINA İHTİYAÇ VAR
Ukrayna krizi taşımacılık sektörüne nasıl yansıdı? Kuzey güzergahında yaşanan sıkıntı Türkiye’yi nasıl etkileyecek?
Konteyner krizi karayolu taşımacılığına yönelik talebi arttırdı. Ülkemiz ise, güçlü karayolu altyapısı ve kurumsallaşmış lojistik sektörü ile ihracatını ve karayolu taşımacılığını arttırarak tedarik zincirinde ön plana çıktı. Ukrayna krizi ise, taşımacılıkta sadece güzergahların değişimine neden olmadı, ülkeler arasında işbirliğini daha da güçlendirdi. Kriz nedeniyle Ukrayna’da kalan veya Ukrayna üzerinden kuzey ülkelerine giden taşıtlarımızın güvenli bir şekilde ülkemize dönebilmesi için hızla harekete geçtik. Alternatif koridorlar belirleyerek, kısa süre içerisinde Polonya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Gürcistan gibi ülkelerden taşıtlarımızın geçiş belgesiz, sürücülerimizin vizesiz dönebilmelerini sağladık. Uygulamamız diğer ülkelere de örnek oldu. Birçok ülke tahliye sürecine devam ederken, biz Türkiye olarak ihracat için alternatif güzergahlarımızı belirleyerek ara vermeden taşımalarımıza devam ettik.
Ancak, bu durumun kısa vadede getirdiği bazı olumsuzluklar da mevcut. Orta Asya’ya taşımalarımız Türkmenistan üzerinden giderken, bu güzergahın kapanması üzerine Ukrayna-Rusya veya Gürcistan-Rusya güzergahı kullanılmaya başlanmıştı. Şuanda tek güzergah Gürcistan-Rusya. Sadece Türk taşıtları değil, bölgedeki çoğu ülkenin bu güzergahı kullanması, sınır kapılarındaki tadilat süreci ve son olarak mevsimsel koşullar nedeniyle sınır kapılarının geçici olarak kapanması üzerine özelikle Verhniy Lars sınır kapısında bekleme süreleri arttı. İlgili ülkeler ile sürekli temas halindeyiz. Alternatif olarak Ro-Ro hatları ön plana çıkmakta. Samsun-Kavkaz arası Ro-Ro taşımaları başladı. Ancak, Ro-Ro hatlarının daha da geliştirilmesi, alternatif limanlarda da Ro-Ro seferlerinin başlaması, bölgedeki taşımacılığın sürdürülebilmesi için önemli.
Kuzey güzergahının kullanılamayacak olması, Orta Koridorun ön plana çıkmasını sağladı. Türkiye olarak yıllardır bu güzergahın gelişmesi, özellikle Hazar denizinde Ro-Ro taşımalarının kapasitesin artması ve maliyetlerin düşmesi için büyük çaba gösteriyoruz. Son gelişmeler, yıllardır yaptığımız çalışmaların ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Koridorun potansiyeli büyük. Ancak bu potansiyelin hayata geçmesi için güzergahtaki diğer ülkelerin de üzerine düşeni yapması gerekmekte. Buna yönelik çalışmalarımız devam edecek.
DEMİRYOLUNDA YENİ BİR EYLEM PLANI OLUŞTURULUYOR
Türkiye’nin coğrafi alandaki lojistik köprü olma avantajını ete kemiğe büründürmek adına atılacak adımlar neler? Özel sektörden neler bekliyorsunuz?
Bölgesinin en güçlü ekonomileri arasında yer alan Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika’nın kalbinde önemli bir üretim üssüdür. Yıllardır ulaştırma alanında yapılan yatırımlar sonucunda oluşturulan güçlü lojistik altyapı, Türkiye’de ekonominin ve dış ticaretin itici gücü haline gelmiştir. Ülkemizin coğrafi avantajı onu doğal bir lojistik köprü haline getirmektedir. Başta Çin olmak üzere Uzak Doğu ülkelerini Avrupa Kıtasına bağlayan bilinen adıyla Orta Koridor güzergahında etkin olmak birincil stratejik önceliğimizdir.
Ülkemizin geleceğe yönelik hedefleri doğrultusunda dış ticaretteki taleplerinin karşılanması, bunun yanı sıra transit konumunun da sunduğu fırsatlar ile ülkemizin sadece ürettiğinden değil, toprakları üzerinde taşınan yüklerden de katma değer kazanması ve lojistik hizmet ihracatında sayılı ülkeler arasında yer alması stratejik önceliklerimiz arasında yer almaktadır.
Lojistiğin daha da geliştirilebilmesi, yükün farklı taşıma modlarında güvenli, etkin ve hızlı şekilde taşındığı intermodal taşımacılık ile çok yakından ilgilidir. Bu bağlamda, intermodal taşımacılığı, özellikle zaman ve maliyet yönünden en verimli taşıma modu olarak görüyor ve bu açıdan büyük önem atfediyoruz.
1990’lı yıllarda Balkanlarda yaşanan siyasi sıkıntılar nedeniyle, bir zorunluluk olarak ortaya çıkan Ro-Ro taşımalarının, atılan doğru adımların sonucunda bugün Türkiye ile Avrupa arasındaki ticarette önemli görevler üstlenir hale gelmiştir. Özel sektör girişimcilerimizin bu başarıları Bakanlığımızca da takdir edilmektedir. Sadece Türkiye-Avrupa güzergâhında değil, Karadeniz’de, Hazar Denizi’nde ve ülkemiz ile Kuzey Afrika ülkeleri arasında kurulacak Ro-Ro hatlarında da ülkemiz girişimcilerinin benzeri başarı öyküleri yazmalarını bekliyoruz. Bakanlık olarak da özel sektörümüz ile koordineli olarak bu çalışmalara öncülük edeceğiz. Burada elde edilecek başarılar, ülkemize lojistiğin yanı sıra dış ticarette de önemli kazanımlar sağlayacaktır.
Özellikle Avrupa’ya yönelik taşımalarımızda karşılaşılan geçiş belgesi kotası ve sınır kapılarındaki yoğunluk gibi sorunlar nedeniyle en etkin çözüm olarak yine kombine taşımacılık öne çıkmaktadır. Hâlihazırda uluslararası karayolu taşımalarımızın önemli bir bölümü deniz sınır kapılarımızdan, Ro-Ro seferleri şeklinde gerçekleşmektedir. İtalya, Fransa, Rusya, Ukrayna gibi ülkelere yönelik Ro-Ro hatları aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle en aktif olarak kullanılan hatları 2021 yılında gelin-giden araç sayısına göre; 202 bin 698 araçla Tuzla-Trieste (İtalya), 83 bin 534 araçla Yalova-Sete (Fransa), 61 bin 652 araçla Çeşme-Trieste (İtalya), 50 bin 872 araçla Samsun-Tuapse (Rusya) ve 42 bin 138 araçla Mersin-Trieste (İtalya) şeklinde sıralayabiliriz.
Ro-Ro hatları dışında Ro-La hatlarını da kullanan taşımacılarımız, alternatif taşıma modları ile ticaretimizi kesintisiz bir şekilde sürdürülebilmektedir. Önümüzdeki dönemde de, yeni Ro-Ro hatları, blok tren/konteyner gibi kombine taşımacılık alternatifleri ile ülkemiz ihracatını destekleyerek, daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir taşımacılık sistemi tesis etmeyi planlıyoruz.
Bakanlığımız intermodal/kombine taşımacılığa atfettiği önem nedeniyle bu konuda birçok çalışma yapmaktadır. Bu çalışmalardan bir tanesi de Türkiye-AB Mali İşbirliği çerçevesinde, 2014-2020 yıllarını içeren Katılım-Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA-II) kapsamında Avrupa Birliği, Sürdürülebilir/Güvenli Taşımacılık Eylem Alanı’nda öncelikli beş alandan biri olan intermodal/kombine taşımacılığın geliştirilmesi konusunda sunulan “Türkiye Demiryolu Sektöründe İntermodal Taşımacılık Hizmetlerinin Güçlendirilmesi” AB projesidir. Söz konusu proje ile Türkiye’de gerçekleştirilen yük taşımacılığında emniyetli ve çevre dostu demiryolu taşımacılığının payının artırılmasına katkı sağlamayı hedeflemekteyiz.
Bu amaca uygun olarak proje kapsamında demiryolu taşımacılığını içeren çok modlu taşımacılık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Bu çalışmalar arasında demiryolu taşımacılığını içeren çok modlu taşımacılığın güçlendirilmesi, uygun ulaştırma altyapı ağı üzerinde çok modlu yük taşımacılığına uygun koridorların belirlenmesi, bu taşıma koridorlarının geliştirilmesi için uygulanacak stratejinin oluşturulması yer almaktadır.
Bu çalışmalar sonunda belirlenen yük taşımacılığı koridorları üzerinde yapılması gereken altyapı ve işletmeye yönelik faaliyetleri içeren bir eylem planı hazırlayacağız. Bu eylem planı içerisinde belirlenecek altyapı yatırımları ile de Avrupa Birliği’nin IPA III döneminde sağlayacağı kredi destekleri için bir proje havuzu oluşturacağız. Bu AB projesi kapsamında hem uluslararası koridorlarla bağlantıları olan yeni intermodal yük koridorları belirleyecek hem de emniyetli ve çevre dostu demiryolu taşımacılığını güçlendirecek yeni proje önerileri ortaya koyacağız. Bu çalışmalar neticesinde; intermodal/kombine taşımacılığı daha da güçlendirerek ilerleyen dönemde ticari koridorlarımıza ve ülkemize katma değer sağlayabileceğiz.
YEŞİL MUTABAKAT İÇİN YOL HARİTASI HAZIR
Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile birlikte iklim değişikliğiyle bağlantılı politikaların uluslararası ekonomi ve ticaret gündeminin merkezine yerleştiğini söyledi. Türkiye’de ise Paris İklim Anlaşması'nın yürürlüğe girmesinin, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum çalışmalarını hızlandırdığını vurgulayan Baştor, şunları aktardı: “Bu çerçevede uluslararası ticaret düzeninde son yıllarda ivme kazanan iklim değişikliği ile mücadele politikalarına adaptasyonunu sağlamayı hedefleyen ve ihracatta rekabetçiliğimizi güçlendirecek bir yol haritası niteliğinde olan ‘Yeşil Mutabakat Eylem Planı’ yayımlandı. Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında Genel Müdürlüğümüz tarafından yürütülen bazı faaliyetler ‘Sürdürülebilir ve Akıllı Taşımacılığın Geliştirilmesi’ hedefi kapsamında belirlenmiştir. Bu hedef kapsamında Kombine Taşımacılık Yönetmeliği ve Lojistik Merkezler Yönetmeliği üzerine çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Kombine Taşımacılık Yönetmeliğin birkaç versiyonu üzerinde çalışmalar gerçekleştirdik. Gerek AB’deki gerekse ülkemizdeki yeni gelişmeleri dikkate alarak taslağı daha da geliştirmeye çalıştık ve çalışmalarımız neticesinde yeşil lojistik kavramının da yönetmelik kapsamına alınmasına karar verdik. Böylelikle kombine taşımacılık faaliyetleriyle birlikte diğer bazı yeşil lojistik faaliyetleri de destekleyerek Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ile gelecek yeni kurallar için sektörümüzün daha rekabetçi olabilmesini sağlamak istiyoruz. Kombine taşımacılık faaliyetleri yürüten, çevreci Ar-Ge yatırımları yapan veya çevre koruma kampanyaları yürüten firmalara belirleyeceğimiz kriterler kapsamında Yeşil Lojistik Belgesini vereceğiz. Prestij değeri de olacak olan Yeşil Lojistik Belgesi’ne sahip firmaların teşviklerden yararlanmaları için avantajlar sağlayacağız. Kombine taşımacılık ve yeşil lojistik faaliyetleri etkin ve verimli yapan işletmelere idari ve mali yönden destekler sağlayarak ülkemizin küresel tedarik zincirlerine sağladığı entegrasyonun güçlendirilmesini ve yeşil yatırımların ülkemize çekilmesini amaçlıyoruz.”
KÜRESEL GEÇİŞ PROJESİ ÖNELİ FIRSATLAR SUNUYOR
Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, AB’nin Küresel Geçit projesine ilişkin de değerlendirmelerde buldu. Çin’in Kuşak ve Yol Projesi ile AB’nin Küresel Geçit Projesi’nin birbirinin alternatifi olamayacağını belirten Baştor, “Avrupa’da taşımacılık bir dönüşüm sürecinde. Yeşil taşımacılık ve dijitalleşmenin ön plana çıktığı bir dönemde, Küresel Geçit projesini de bu bağlamda ele almak yararlı. Türkiye açısından, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum konusunda Küresel Geçit projesi önemli fırsatlar sunabilir. Ayrıca, Türkiye ile AB arasında sürdürülebilir bir taşımacılık sisteminin kurulabilmesi amacıyla, Küresel Geçit projesinin sunduğu imkanlardan yararlanılması için çalışmalarımız mevcut” dedi.