Eker Süt kendi lojistik dağıtım merkezlerini kuruyor
Türkiye genelinde kurmaya başladığı ‘cep dop’larla birkaç yıl içinde nüfusun yüzde 70’ine ulaşmayı planlayan Eker Süt, büyüme hedefleri doğrultusunda kendi lojistik dağıtım merkezlerini kuruyor.
Lojistik dağıtım merkezleri kurmanın firmalar için çok maliyetli bir operasyon olduğuna dikkat çeken Eker Süt Ürünleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nevra Eker, “Lojistik ve depolama hizmeti veren profesyonel bir kuruluş olsa çok daha verimli olurdu ve biz de dağıtım ağımızı daha kolay genişletebilirdik” diyor.
Ayrandan pastörize süte, kaymaktan, peynire, kefirden sütlü tatlıya kadar 100 farklı çeşitte süt ürününü Bursa’dan Türkiye’ye yayan Eker Süt, değişmeyen lezzeti, kıvamı ve kalitesi ile ayran üretiminde de Türkiye’nin en büyük firmaları arasında yer alıyor. Türkiye’nin süt endüstrisinde teknolojisi en yüksek birkaç fabrikasından biri olacak tesisini 2012 yılının başında faaliyete sokmaya hazırlanan Eker Süt, bugün sayısı 9 olan ‘cep depo’ları da yaygınlaştırarak Türkiye nüfusunun yüzde 70’ine ulaşmayı hedefliyor. Bursa-Mustafakemalpaşa’da 35 milyon Euro yatırımla 120 dönümlük arazi içinde, 25 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulacak yeni tesisleriyle günlük süt işleme kapasitelerini 3’e katlayarak 600 tona çıkaracaklarını belirten Eker Süt Ürünleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nevra Eker, aynı zamanda ürün yelpazelerine de her yıl iki-üç çeşit eklemeyi hedeflediklerini söylüyor. Üretim kadar dağıtım ağına da önemli yatırım yaptıklarını ifade eden Eker, büyüme hedefleri doğrultusunda kendi lojistik dağıtım merkezlerini kurduklarını söylüyor. Eker, “Ancak lojistik dağıtım merkezleri kurmak firmalar için çok maliyetli bir operasyon. Bunu yapan lojistik ve depolama hizmeti veren profesyonel bir kuruluş olsa çok daha verimli olurdu ve biz de daha kolay dağıtım ağımızı genişletebilirdik” diyor.
Eker olarak üretimden sofralara uzanan yolda lojistik süreçlerde nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Her gün Bursa ve civarındaki köylerden, Simav, Keles, Harmancık, Yenişehir ve Demirci’deki hayvancılık yapan çiftçiden toplayarak süt tankerleri ile fabrikaya ulaşan çiğ sütten önce laboratuvara numune veriliyor. Laboratuvar sonuçları “süt kabul” kriterlerine uygun olması durumunda klarifikasyon ve pastörizasyon işlemlerinden geçirilen süt, üretimi yapılacak ürün grubuna göre proseslere dağıtılıyor. Sonrasında da tam otomatik makinelerde el değmeden üretilen nihai ürünler yine el değmeden ambalajlanarak müşterilerimize sevk edilmek üzere soğuk hava depolarına gönderilir. Taze süt ve süt ürünlerinin muhafazası ve taşınması esnasında en önemli faktör soğuk zincirin korunmasıdır. Yani ürünler üretildikten sonra nihai tüketici tarafından tüketilene kadar mutlaka +4 derecenin altında muhafaza edilmelidir. Bu nedenle de ürünlerimizi taşıyan araçların mutlaka frigorifik araç olarak tabir edilen soğutuculu kasası bulunan araçlardan olması gerekmektedir. Bizim zaten tüm araç filomuz bu araçlardan oluşmaktadır. Bu süreçte hijyeni de çok önemsiyoruz. Hijyeni sağlamada en önemli görev çalışanlara düşmektedir. Bu nedenle tüm çalışanlar belli periyotlarda sürekli hijyen standartlarımız konusunda eğitilmektedirler. Firmamızın Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi TS EN ISO 22000 belgesine de sahiptir. Bu belgelendirme ile hijyen standardımızı sürekli koruduğumuzu belgelemiş oluyoruz.
15 bine yakın satış noktasına ulaşıyor
Eker lojistik operasyonlarını kendi bünyesinden mi sürdürüyor? Lojistik şirketlerinde aradığınız kıstaslar hakkında bilgi verir misiniz?
Eker olarak şehir içi dağıtımımızın tamamını kendi bünyemizden sürdürüyoruz. Şehirler arası lojistik operasyonlarımızı ise kısmen kendi bünyemizden kısmen de lojistik firmalarından destek alarak sürdürüyoruz. 200’ü geçen frigorifik aracımız ve 900 çalışanımız ile her gün 100 civarındaki ürün çeşidimizi 15 bine yakın satış noktasına ulaştırıyoruz. Ürettiğimiz ürünler taze gıda kategorisinde yer alıyor. Dolayısıyla lojistik şirketlerinde aradığımız en önemli özellik öncelikle aracın frigorifik olmasıdır. Ayrıca yine ürünlerimizi günlük olarak satış noktalarına ulaştırdığımız için istediğimiz anda istediğimiz kapasitede aracı bize sunabiliyor olmasıdır. Bir de lojistik operasyonumuzun maliyetinin altında bir maliyete yapabiliyor olması bizim için önemlidir.
Toplam maliyetlerinizin içerisinde lojistiğin tutarını değerlendirebilir misiniz? Bu maliyetleri düşürmede nasıl bir yol izliyorsunuz?
Günlük ve raf ömrü kısa ürünler dağıtmaktayız. Ürünlerimizin tamamını lojistik operasyonu ile satış noktalarına ulaştırıyoruz. Bu nedenle toplam maliyetlerimizin içinde lojistik maliyetlerimizin önemli bir payı var. Araç iç hacmini en iyi şekilde kullanabilecek, kolileme ve paletleme sistemleri kullanıyoruz. Özellikle bizim son tasarladığımız akıllı palet sistemi ile sektöre bu anlamda önemli bir katkımız olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda kurmuş olduğumuz sipariş tahmin sistemi ile depolarımızın en optimal stok seviyesi ile çalışmasını sağlayarak lojistik sistemini yönlendiriyoruz.
‘Cep depo’larla nüfusun %70’ine ulaşacak
Depolama konusundaki kriterleriniz, beklentileriniz ve çözüm ortaklarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Ürünlerimizin depolanmasında tamamen kendi depolarımızdan faydalanıyoruz. İstanbul’da iki, Bursa, Ankara ve İzmir’de de birer olmak üzere, 5 bölge müdürlüğümüzün yanı sıra İzmit, Bodrum, Konya, Adana, Antalya, Eskişehir, Samsun, Muğla ve Kayseri gibi 9 noktada cep depomuz var. Cep depoları önümüzdeki yıllarda da farklı noktalarda kurmaya devam edeceğiz. Böylece birkaç yıl içinde Türkiye’nin yüzde 70’ine ürünlerimizle ulaşmış olacağız.
Eker’in ilkleri
*1994 yılında 1 litrelik cam ambalajdaki yayık ayranı ile yeni bir pazar yarattı.
* 2005 yılında Türkiye’de ilk defa geleneksel lezzetlerden kaymak, Eker güvencesi ile ambalajlanarak market raflarında yerini aldı.
*‘Lean pack’ denilen ve %90 oranında kalsiyum karbonat içeren yumurta kabuğundan esinlenerek üretilen çevre dostu ambalajı da Türkiye’de ilk defa Eker, pastorize süt üretiminde kullandı.
* 2007’de sütlü tatlıları portföyüne ekleyerek ilk kez büyük marketlerde satılmasını sağladı.