Entegre ve Hızlı Lojistik Çözümler madenciliğe yeni rekorlar getirecek
26/01/2013 - 14:42:00
Madenciliğin Türkiye ekonomisi ve ihracatının gizli güçlerinden biri olduğuna işaret eden İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, lojistiğin de sektör için giderek daha da önemli bir bileşen haline geldiğini söylüyor. Özer, ihracatta ülke sayısı 150’yi geçen sektörün sahip olduğu zengin kaynakları nitelikli, entegre ve hızlı lojistik hizmetlerle dünya pazarlarına ulaştırması halinde ihracatın daha da artacağını kaydediyor.
Madencilik sektörü, bugünün gelişmiş sanayi ülkelerinin hemen hepsinde ekonomik gelişmede çok önemli bir role sahip. Dünya maden sektörünün en etkili oyuncuları arasında; Avusturalya, Çin, Brezilya, Şili, Rusya, Güney Afrika, Hindistan, ABD, Peru ve Kanada geliyor. Türkiye ise global pazarda bilinen, önemli bir oyuncu. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) verilerine göre Türkiye, dünyada 132 ülke arasında toplam maden üretim değeri açısından 28’inci sırada yer alıyor. Maden çeşitliliği açısından ise 10’uncu sırada bulunuyor. İhracat açısından Türkiye’nin konumuna bakıldığında da 2011 yılı ihracat verilerine göre dünya maden ihracatında 18. sıraya yerleşmiş durumdayız.
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer’e göre sektörünü büyümesinde ihracat önemli bir rol oynuyor. Bu sebeple lojistik çözümlere olan ihtiyacın gitgide daha da kritikleşeceği görüşünde olan Özer, şu yorumu yapıyor: “Lojistik, ihracat yapan tüm sektörlerde olduğu gibi madencilik için de önemli bir bileşen. Madencilik sektörü, dinamikleri gereği madenin çıktığı yerde yapılıyor. Sektörümüz iç pazarın ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, ihracat odaklı da bir büyüme sergiliyor. Bu açıdan firmalarımızın ürünlerinin alıcısına ulaşmasında nitelikli lojistik hizmetleri hayati önem taşıyor. Sektör firmalarımız lojistik ihtiyaçlarını büyük oranda outsource ederek sağlıyor.”
Maden ihracatında süre gelen ihracatı en çok hangi ürün gruplarına borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz?
Toplam maden ihracatımız içerisinde yüzde 46’lık bir pay alan doğal taş ihracatında Türkiye, Çin ve İtalya’nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Ülkemizin granit rezerv ve çeşitliliğinin sınırlı olması ve ihracatımızın tamamına yakınının mermer-traverten ürünlerinden oluşması nedeniyle toplam doğal taş ihracatında üçüncü sırada bulunuyoruz. Granit ihracatı kapsam dışında tutulup sadece mermer-traverten ihracatımız baz alındığında ise dünya mermer-traverten ihracatında ülkemiz ilk sırada geliyor.
Bununla birlikte madencilik sektörünün, Türkiye ihracatındaki payını değerlendirdiğimizde, Türkiye ekonomisinin gizli güçlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Sektörümüzün direkt ihracatına dolaylı ihracat rakamları da eklendiğinde madenciliğin Türkiye ekonomisini canlı tutan sektörlerin başında geldiği görülüyor. Maden ürünleri, hemen hemen tüm sanayi sektörlerinde ham madde ya da ara mal olarak kullanılıyor. Kimya, boya, cam, seramik, elektronik, otomotiv, çimento ve daha birçok sektörde, madencilik sektörünün ürünleri yer alıyor; ancak bu sektörlerin ihracatları madencilik sektörünün toplam ihracatı içinde değerlendirilmiyor. Madencilik sektörünün bu sektörlerdeki payı genel ihracat rakamlarına eklenirse sektörün Türkiye ekonomisi için yarattığı katma değer daha net ortaya çıkıyor.
Peki sektörün 2012 karnesi nasıldı? İMİB olarak 2013 için nasıl bir yol haritası çiziyorsunuz?
Madencilik sektörünün ihracat grafiğinde son yıllarda sürekli yukarı doğru bir tırmanış olduğunu görüyoruz. 2011 yılında ülkemizin maden ihracatı, 2010 yılının aynı dönemine göre yüzde 6 artışla, 3 milyar 876 milyon dolara yükseldi. 2012 yılında ise maden sektörü ihracatının yüzde 7 oranında artarak 4,1 milyar doların biraz üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Doğal taş ihracatımızda ise maden sektörüne göre daha fazla bir artış bekliyoruz. Bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında artış ile sektörün 2012 yılını 1,9 milyar dolar seviyelerinde bir ihracatla kapatacağını öngörebiliriz.
2013 yılında sektörün hem ihracatının artmasını hem de büyümesini bekliyoruz. Bu doğrultuda sektörümüzün 2013’te ihracatını yüzde 10-12 artırmasını hedefliyoruz. Bunun paralelinde sektörün büyüme oranının ise yüzde 3-4 seviyelerinde olacağını tahmin ediyoruz.
HİNDİSTAN TÜRK DOĞAL TAŞI İLE TANIŞACAK
Madencilikte ihracat yapılan ülke sayısının 150’yi aştığını biliyoruz. Bu kadar geniş bir yelpaze karşısında hedefinizde hangi yeni pazarlar var?
Türk madencilik sektörü, dünyanın her yerine ihracat yapıyor. Fakat sektör firmalarımızın ihracat rakamlarını daha da yukarıya taşımak için pazarlarını çeşitlendirmeleri gerekiyor. 2012 yılı verilerine baktığımızda doğal taş sektörü ihracatında ilk sırada Çin yer alıyor. Ancak sektör olarak Çin’e alternatif pazarlar geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, doğal taş kültürüne sahip olan Hindistan, 2013 yılında hedef pazarlarımız arasında ilk sırada geliyor. Hindistan’ın uygulamış olduğu ithalat kotası bu pazara girişteki en önemli sorunumuz. Bu sorunu aşmak için Ekonomi Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmaların ilk sonuçlarını 2012 yılında aldık; 2013 yılında da yoğun çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz. Hindistan dışında ABD pazarında da ihracatımızın artmasını bekliyoruz. İhracatımızı artırmayı hedeflediğimiz diğer pazarlar arasında; Suudi Arabistan, Irak, Rusya Federasyonu, BAE, Katar ve Brezilya geliyor.
Hızla büyüyen sektör lojistiğe nasıl bir rol biçiyor? Bu alanda en önemli üç beklentiniz neler?
Sektörümüzün lojistik ihtiyacında, hız, maliyet ve en önemlisi de ürünlerin herhangi bir zarar görmeden taşınması belirleyici faktör. Maden ihracatımızda çok farklı ürün kalemleri olduğu için her bir ürünün taşınmasında farklı bir lojistik tercihi yapılıyor. Burada tabi ki hedef pazarlar da önemli bir rol oynuyor. Sektörün lojistikte genel tercihine baktığımızda, deniz taşımacılığının önde olduğunu ancak karayolu ve demir yolunun da kullanıldığını görüyoruz.
Ülkemizin coğrafi konumu, dünya ticaretinin kalbinin attığı merkezlere olan yakınlığı gibi faktörler maliyetleri görece düşürse de madencilik sektöründeki ürünlerin birim başına tonajları yüksek olduğu için lojistik, önemli maliyet kalemlerimizden birini oluşturuyor. Maliyetlerin düşmesinde, lojistik sektöründeki gelişmeler etkili olacak. Ülkemizde birbirine entegre edilmiş ve gelişmiş bir taşıma altyapısının kurulması da bu noktada önemli.
İHRACAT ve LOJİSTİKTE DOĞRU STRATEJİLER BAŞARIYI GARANTİLER
2023 vizyonunuzun temel bileşenleri neler olacak?
Ülkemizin madencilik alanında sahip olduğu zengin kaynakları, doğru stratejilerle dünya pazarlarına ulaştırabildiğimiz takdirde, sektörümüzün ihracatının önümüzdeki yıllarda daha da artacağını söyleyebiliriz. Bu doğrultuda, 2023 yılı için maden ihracatımızı 15 milyar dolara yükseltmeyi amaçlıyoruz. Ülkemizin 2023 yılı ihracat hedefi olan 500 milyar dolar içerisinde maden sektörünün doğrudan ihracatının payının 15 milyar dolar olacağını ancak sektörün birincil ham madde girdisi olarak kullanıldığı sanayi sektörü ihracatı değerlendirildiğinde 2023 yılında ekonomiye katkısının 70 - 90 milyar dolar dolayında olacağını tahmin ediyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedeflerinin tutturulmasında madencilik sektörü kritik bir rol oynayacak.
SEKTÖR KÜNYESİ
MADENCİLİK
2012 İhracatı: Madencilik - 4,1 milyar dolar, doğal taş – 1,9 milyar dolar
2013 Hedefi: % 10-12’lik artış öngörülüyor
En Fazla İhracat Yapılan Ülke: Çin
Hedef Pazarlar: Hindistan ve ABD
Lojistik Beklenti: Nitelikli, hızlı ve entegre çözümler
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer’e göre sektörünü büyümesinde ihracat önemli bir rol oynuyor. Bu sebeple lojistik çözümlere olan ihtiyacın gitgide daha da kritikleşeceği görüşünde olan Özer, şu yorumu yapıyor: “Lojistik, ihracat yapan tüm sektörlerde olduğu gibi madencilik için de önemli bir bileşen. Madencilik sektörü, dinamikleri gereği madenin çıktığı yerde yapılıyor. Sektörümüz iç pazarın ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, ihracat odaklı da bir büyüme sergiliyor. Bu açıdan firmalarımızın ürünlerinin alıcısına ulaşmasında nitelikli lojistik hizmetleri hayati önem taşıyor. Sektör firmalarımız lojistik ihtiyaçlarını büyük oranda outsource ederek sağlıyor.”
Maden ihracatında süre gelen ihracatı en çok hangi ürün gruplarına borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz?
Toplam maden ihracatımız içerisinde yüzde 46’lık bir pay alan doğal taş ihracatında Türkiye, Çin ve İtalya’nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Ülkemizin granit rezerv ve çeşitliliğinin sınırlı olması ve ihracatımızın tamamına yakınının mermer-traverten ürünlerinden oluşması nedeniyle toplam doğal taş ihracatında üçüncü sırada bulunuyoruz. Granit ihracatı kapsam dışında tutulup sadece mermer-traverten ihracatımız baz alındığında ise dünya mermer-traverten ihracatında ülkemiz ilk sırada geliyor.
Bununla birlikte madencilik sektörünün, Türkiye ihracatındaki payını değerlendirdiğimizde, Türkiye ekonomisinin gizli güçlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Sektörümüzün direkt ihracatına dolaylı ihracat rakamları da eklendiğinde madenciliğin Türkiye ekonomisini canlı tutan sektörlerin başında geldiği görülüyor. Maden ürünleri, hemen hemen tüm sanayi sektörlerinde ham madde ya da ara mal olarak kullanılıyor. Kimya, boya, cam, seramik, elektronik, otomotiv, çimento ve daha birçok sektörde, madencilik sektörünün ürünleri yer alıyor; ancak bu sektörlerin ihracatları madencilik sektörünün toplam ihracatı içinde değerlendirilmiyor. Madencilik sektörünün bu sektörlerdeki payı genel ihracat rakamlarına eklenirse sektörün Türkiye ekonomisi için yarattığı katma değer daha net ortaya çıkıyor.
Peki sektörün 2012 karnesi nasıldı? İMİB olarak 2013 için nasıl bir yol haritası çiziyorsunuz?
Madencilik sektörünün ihracat grafiğinde son yıllarda sürekli yukarı doğru bir tırmanış olduğunu görüyoruz. 2011 yılında ülkemizin maden ihracatı, 2010 yılının aynı dönemine göre yüzde 6 artışla, 3 milyar 876 milyon dolara yükseldi. 2012 yılında ise maden sektörü ihracatının yüzde 7 oranında artarak 4,1 milyar doların biraz üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Doğal taş ihracatımızda ise maden sektörüne göre daha fazla bir artış bekliyoruz. Bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında artış ile sektörün 2012 yılını 1,9 milyar dolar seviyelerinde bir ihracatla kapatacağını öngörebiliriz.
2013 yılında sektörün hem ihracatının artmasını hem de büyümesini bekliyoruz. Bu doğrultuda sektörümüzün 2013’te ihracatını yüzde 10-12 artırmasını hedefliyoruz. Bunun paralelinde sektörün büyüme oranının ise yüzde 3-4 seviyelerinde olacağını tahmin ediyoruz.
HİNDİSTAN TÜRK DOĞAL TAŞI İLE TANIŞACAK
Madencilikte ihracat yapılan ülke sayısının 150’yi aştığını biliyoruz. Bu kadar geniş bir yelpaze karşısında hedefinizde hangi yeni pazarlar var?
Türk madencilik sektörü, dünyanın her yerine ihracat yapıyor. Fakat sektör firmalarımızın ihracat rakamlarını daha da yukarıya taşımak için pazarlarını çeşitlendirmeleri gerekiyor. 2012 yılı verilerine baktığımızda doğal taş sektörü ihracatında ilk sırada Çin yer alıyor. Ancak sektör olarak Çin’e alternatif pazarlar geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, doğal taş kültürüne sahip olan Hindistan, 2013 yılında hedef pazarlarımız arasında ilk sırada geliyor. Hindistan’ın uygulamış olduğu ithalat kotası bu pazara girişteki en önemli sorunumuz. Bu sorunu aşmak için Ekonomi Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmaların ilk sonuçlarını 2012 yılında aldık; 2013 yılında da yoğun çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz. Hindistan dışında ABD pazarında da ihracatımızın artmasını bekliyoruz. İhracatımızı artırmayı hedeflediğimiz diğer pazarlar arasında; Suudi Arabistan, Irak, Rusya Federasyonu, BAE, Katar ve Brezilya geliyor.
Hızla büyüyen sektör lojistiğe nasıl bir rol biçiyor? Bu alanda en önemli üç beklentiniz neler?
Sektörümüzün lojistik ihtiyacında, hız, maliyet ve en önemlisi de ürünlerin herhangi bir zarar görmeden taşınması belirleyici faktör. Maden ihracatımızda çok farklı ürün kalemleri olduğu için her bir ürünün taşınmasında farklı bir lojistik tercihi yapılıyor. Burada tabi ki hedef pazarlar da önemli bir rol oynuyor. Sektörün lojistikte genel tercihine baktığımızda, deniz taşımacılığının önde olduğunu ancak karayolu ve demir yolunun da kullanıldığını görüyoruz.
Ülkemizin coğrafi konumu, dünya ticaretinin kalbinin attığı merkezlere olan yakınlığı gibi faktörler maliyetleri görece düşürse de madencilik sektöründeki ürünlerin birim başına tonajları yüksek olduğu için lojistik, önemli maliyet kalemlerimizden birini oluşturuyor. Maliyetlerin düşmesinde, lojistik sektöründeki gelişmeler etkili olacak. Ülkemizde birbirine entegre edilmiş ve gelişmiş bir taşıma altyapısının kurulması da bu noktada önemli.
İHRACAT ve LOJİSTİKTE DOĞRU STRATEJİLER BAŞARIYI GARANTİLER
2023 vizyonunuzun temel bileşenleri neler olacak?
Ülkemizin madencilik alanında sahip olduğu zengin kaynakları, doğru stratejilerle dünya pazarlarına ulaştırabildiğimiz takdirde, sektörümüzün ihracatının önümüzdeki yıllarda daha da artacağını söyleyebiliriz. Bu doğrultuda, 2023 yılı için maden ihracatımızı 15 milyar dolara yükseltmeyi amaçlıyoruz. Ülkemizin 2023 yılı ihracat hedefi olan 500 milyar dolar içerisinde maden sektörünün doğrudan ihracatının payının 15 milyar dolar olacağını ancak sektörün birincil ham madde girdisi olarak kullanıldığı sanayi sektörü ihracatı değerlendirildiğinde 2023 yılında ekonomiye katkısının 70 - 90 milyar dolar dolayında olacağını tahmin ediyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedeflerinin tutturulmasında madencilik sektörü kritik bir rol oynayacak.
SEKTÖR KÜNYESİ
MADENCİLİK
2012 İhracatı: Madencilik - 4,1 milyar dolar, doğal taş – 1,9 milyar dolar
2013 Hedefi: % 10-12’lik artış öngörülüyor
En Fazla İhracat Yapılan Ülke: Çin
Hedef Pazarlar: Hindistan ve ABD
Lojistik Beklenti: Nitelikli, hızlı ve entegre çözümler