YURTDIŞI LOJİSTİK MERKEZLER İÇİN 5 STRATEJİK ÖNERİ
24/01/2013 - 09:35:00
Akdeniz’in bugün Türkiye’nin Anadolu’da bulunan firmaların dünyaya açılan kapısı olduğunu söyleyen AKİB Başkanı Bülent Aymen, bölgenin ulaştırma alanındaki yatırımların da önemli bir merkezi olduğunu iletiyor. Aymen, Mersin’e ek olarak İskenderun Körfezi’ndeki liman kapasitelerini iyileştirmeye yönelik yatırımların bölge ihracatının artmasında önemli bir faktör olacağına dikkat çekiyor.
Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Tekstil ve hammaddeleri, su ürünleri ve hayvansal mamuller, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, yaş meyve - sebze, hazır giyim ve konfeksiyon, kimyevi maddeler ve mamulleri, demir ve demir dışı metaller ile ağaç mamulleri ve orman ürünleri olmak üzere toplam 8 sektörden ve 5 ilden (Adana, Antakya, İskenderun, Karaman ve Kayseri) 5 binin üzerinde ihracatçıyı çatısı altında buluşturuyor. Türkiye ihracatına gibi ciddi oranda katkı sağladıklarına işaret eden AKİB Başkanı Bülent Aymen, bölgenin küresel rekabetteki en önemli kozlarından birinin de lojistik gücü olduğunu iletiyor. Aymen, “Akdeniz Bölgesi de gerek sanayi, gerek tarım sektörü ve gerekse ticaret hacmi ile ülkemiz ekonomisine önemli katkı sağlayan bir bölgemiz. Mersin Limanı, Mersin Serbest Bölgesi ve İskenderun Limanının varlığı, Bölgenin ticari açıdan güçlü bir altyapıya sahip olduğunu göstermekte. Özellikle Mersin Limanı ve Mersin Serbest Bölgesi üzerinden gerçekleştirilen ithalat-ihracat hacimlerinin çok yüksek olması ve süregelen yıllarda da artarak gelişecek olması, Mersin ili ve hinterlandının güçlü ticari altyapısının diğer bir göstergesi” şeklinde konuşuyor.
İhracatta sürdürülebilirliğinin sağlanması, dış ticarette maliyetlerin azaltılması ve ihraç ürünlerimizin yeni pazarlara en etkin ve verimli yoldan ulaştırılması amaçları ile yurtdışında Türk ihraç ürünlerinin depolanabildiği, elleçlenebildiği ve ilgili ülkenin iç kesimlerine dağıtımının yapılabileceği Türk lojistik merkezlerin kurulması faaliyetleri son dönemde hız kazandı. AKİB Başkanı Bülent Aymen de bu projelerin son derece stratejik öneme sahip olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Söz konusu lojistik merkezler; maliyet, hız, hizmet kalite itibariyle dünya pazarlarında yükselen firmalarımızın ürünlerinin diğer pazarlara ulaştırılmasına yönelik ihtiyaçlarına cevap verebilecek fiziki ve idari yapılandırmanın oluşturulması açısından önemlidir. Tek bir noktadan dağıtımın yapılabilmesine imkân sağlayacak bir lojistik merkez oluşturulduğunda, taşımalarımız doğrudan bu merkeze yapılabilecek ve süre ile maliyet açısından avantaj sağlanabilecektir.”
Aymen’e göre yurtdışında kurulacak lojistik merkezler için öncelikle ihracatın artırılabileceği pazarların seçilmesi gerekiyor. Bu noktada Aymen Kuzey Irak, Rusya, Ukrayna, Kuzey Amerika ve Libya’nın öne çıktığını aktarıyor.
AKİB açısından 2012 nasıl bir yıldı? Geride bıraktığımız yılda bölgenizde hangi sektörler yükselişe, hangi sektörler inişe geçti?
Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin ihracat performansını inceleyecek olursak, ilk 11 ayda yakalanmış olan 12 milyar dolarlık ihracat rakamı 2012 yılı sonunda, tüm sektörlerde toplam 13 milyar dolar ihracat seviyesinin geride bırakılacağının göstergesidir. Söz konusu ihracat performansı Türkiye geneli ihracattan AKİB olarak %9 oranında pay alarak tüm Genel Sekreterlikler arasında 4. sırada yer almakta olduğumuzu ifade etmekte.
Akdeniz İhracatçı Birlikleri bünyesinde yer alan 8 sektör arasında, Kimyevi Maddeler ile Demir ve Demir Dışı İhracatçıları Birliği en fazla ihracat yapan birlikler oldu. Buna karşın ihracat yaptığımız yakın çevremiz ve Avrupa’daki bazı ülkelerde yaşanan krizlerden en çok etkilenen ve ihracatta kayıp yaşayan birlikler Hazır Giyim ve Konfeksiyon ile Tarım oldu.
AKİB üyeleri 2012 yılında en fazla hangi ülkelere ihracat yaptı?
Akdeniz İhracatçı Birlikleri üyeleri, 2012 yılında en çok Mısır, Irak, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracat yaptı. Irak, Genel Sekreterliğimiz bünyesindeki sektörlerimizin hemen hemen hepsinin ortak pazarı konumunda. AKİB’in ihracat rakamlarından en fazla pay alan 3 ülkenin dışında yine üst sıralarda yer alan Suudi Arabistan ve Rusya Federasyonu da AKİB bünyesindeki birçok sektör için önde gelen pazarlar arasında yer alıyor.
ARKA BAHÇEDE HEM İHRACAT HEM LOJİSTİK KRİZİ YAŞANDI
Peki Avrupa’da süregelen ekonomik kriz ve Ortadoğu’da yaşanan siyasal gelişmeler hangi yeni pazarları öne çıkardı?
2012 yılında ihracatçılarımızın sıkıntı yaşadıkları konulardan en önemlileri elbette dış pazarlara ilişkin risklerdi. En önemli ihraç pazarlarımız olan Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan ekonomik sıkıntılara ilave olarak, AKİB üyeleri için arka bahçe konumunda olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde devam eden siyasi istikrarsızlık ihracatçılarımızın performansını olumsuz etkiledi. Ortadoğu pazarının AKİB üyeleri için önemi dikkate alındığında, 2012 yılının bizim açımızdan daha sıkıntılı geçtiğini söyleyebiliriz. Özellikle Suriye’nin içinde bulunduğu siyasi belirsizlik sadece dış ticaretimizi olumsuz etkilemesi dışında, geçiş ülkesi konumunda olması nedeniyle lojistik olarak da ihracatçılarımızı çok zorladı. Kısa vadede Mısır’a yapılan Ro-Ro seferleri ile bu sıkıntı giderilmeye çalışılmakla birlikte uzun dönemde ilişkilerin normale dönmesi ile dış ticaretimizin eski seviyelerin de üzerine çıkacağı kanaatindeyim. Yine 2012 yılı itibarı Irak’a gerçekleştirilen ihracatlarda birçok sektörde aranan gözetim belgesi uygulaması da ihracatçılarımızı zorladı. Ancak, tüm olumsuz dış konjonktüre rağmen AKİB, Türkiye ihracatından aldığı yaklaşık payla rekora en büyük katkıyı yapan birliklerinden birisi olurken, yine 2023 yılı hedeflerine ilerken de önemli katkı sunmaya devam edecek. 2023 yılı için 50 milyar dolar ihracat hedefi ile yola çıkan birliğimiz özverili ve çalışkan ihracatçılarımız sayesinde bu hedefe ulaşacaktır.
Akdeniz bölgesinin lojistik avantajı ihracattaki bu başarı öykülerinde nasıl bir yere sahip?
Türkiye'nin lojistik avantajının çok fazla olduğunun ve büyüyen bir sektör olduğunun altını çizmek isterim. Türkiye Ortadoğu, Orta Asya ve Avrupa'ya çok yakın ve bu bölgeler arasındaki geçişte önemli bir coğrafi konumda bulunuyor. Bunun yanısıra, Doğu Akdeniz’in en büyük kuru yük elleçleme kapasitesine sahip İskenderun Körfezi’ndeki limanlara ilave olarak, 2010 yılında özelleştirilen İskenderun Limanı’nda da konteyner kapasitesi bakımından Mersin Limanı’ndan daha büyük bir kapasiteye ulaşma hedefiyle yatırımlar sürüyor. Söz konusu yatırımların özellikle 2013’de devreye girecek olması bölge ihracatının artmasında önemli faktörlerden biri olacak.
Bu noktada önemli bir gerçeğin de altını çizmek lazım. Türkiye’nin İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunan firmaların dünyaya açılan kapısı niteliğindeki Bölge, özellikle ulaştırma alanında yapılan kamu yatırımlarının önemli bir merkezi konumunda.
EKONOMİ 3.5, LOJİSTİK 5 KAT BÜYÜMELİ!
Hedeflere ulaşmada lojistik açıdan çözüm arayan sorunlar neler?
Ülkemiz lojistik sektörünün daha da gelişmesi ve potansiyelini layıkıyla yerine getirmesi için başlıca sorunların çözüme kavuşturulması gerekiyor. Makro açıdan bakıldığında, 2023 yılında Türk ekonomisinin 3.5 kat büyümesi hedefleniyor ise, lojistik potansiyelde de 5 katlık bir büyümenin hayata geçirilmesi lazım. Bunun için gerekli altyapı çalışmalarına çok geç kalmadan kamu otoritesinin başlaması gerekiyor.
Lojistik sektörünün en önemli sorunu olarak fiziksel ve kurumsal altyapıdaki eksiklikler olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle Türkiye’nin bir Lojistik Kanunu olmalıdır. Sektörün gelişmesi yolunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi olarak, Türkiye Lojistik Master Planı İçin Strateji Belgesi çalışmasını tamamlamış bulunmaktayız. Lojistik Master Planı’nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başlanması gerekiyor.
Öte yandan uluslararası pazarlarda oldukça yoğun bir rekabet ortamı olduğundan, lojistiğin bir rekabet üstünlüğü olarak kullanılabilmesi hayati önem taşımakta. Bu hususta en önemli nokta sektörün planlı ve hızlı gelişmesidir. Ülkemiz coğrafi konumundan kaynaklanan doğal bir yapıya sahipken gerekli altyapıyı oluşturabilirseniz, sektörünün 2023 ve sonrasında 250-300 milyar dolarlık bir iş hacmi potansiyelinin oluşması mümkündür.
İhracatta sürdürülebilirliğinin sağlanması, dış ticarette maliyetlerin azaltılması ve ihraç ürünlerimizin yeni pazarlara en etkin ve verimli yoldan ulaştırılması amaçları ile yurtdışında Türk ihraç ürünlerinin depolanabildiği, elleçlenebildiği ve ilgili ülkenin iç kesimlerine dağıtımının yapılabileceği Türk lojistik merkezlerin kurulması faaliyetleri son dönemde hız kazandı. AKİB Başkanı Bülent Aymen de bu projelerin son derece stratejik öneme sahip olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Söz konusu lojistik merkezler; maliyet, hız, hizmet kalite itibariyle dünya pazarlarında yükselen firmalarımızın ürünlerinin diğer pazarlara ulaştırılmasına yönelik ihtiyaçlarına cevap verebilecek fiziki ve idari yapılandırmanın oluşturulması açısından önemlidir. Tek bir noktadan dağıtımın yapılabilmesine imkân sağlayacak bir lojistik merkez oluşturulduğunda, taşımalarımız doğrudan bu merkeze yapılabilecek ve süre ile maliyet açısından avantaj sağlanabilecektir.”
Aymen’e göre yurtdışında kurulacak lojistik merkezler için öncelikle ihracatın artırılabileceği pazarların seçilmesi gerekiyor. Bu noktada Aymen Kuzey Irak, Rusya, Ukrayna, Kuzey Amerika ve Libya’nın öne çıktığını aktarıyor.
AKİB açısından 2012 nasıl bir yıldı? Geride bıraktığımız yılda bölgenizde hangi sektörler yükselişe, hangi sektörler inişe geçti?
Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin ihracat performansını inceleyecek olursak, ilk 11 ayda yakalanmış olan 12 milyar dolarlık ihracat rakamı 2012 yılı sonunda, tüm sektörlerde toplam 13 milyar dolar ihracat seviyesinin geride bırakılacağının göstergesidir. Söz konusu ihracat performansı Türkiye geneli ihracattan AKİB olarak %9 oranında pay alarak tüm Genel Sekreterlikler arasında 4. sırada yer almakta olduğumuzu ifade etmekte.
Akdeniz İhracatçı Birlikleri bünyesinde yer alan 8 sektör arasında, Kimyevi Maddeler ile Demir ve Demir Dışı İhracatçıları Birliği en fazla ihracat yapan birlikler oldu. Buna karşın ihracat yaptığımız yakın çevremiz ve Avrupa’daki bazı ülkelerde yaşanan krizlerden en çok etkilenen ve ihracatta kayıp yaşayan birlikler Hazır Giyim ve Konfeksiyon ile Tarım oldu.
AKİB üyeleri 2012 yılında en fazla hangi ülkelere ihracat yaptı?
Akdeniz İhracatçı Birlikleri üyeleri, 2012 yılında en çok Mısır, Irak, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracat yaptı. Irak, Genel Sekreterliğimiz bünyesindeki sektörlerimizin hemen hemen hepsinin ortak pazarı konumunda. AKİB’in ihracat rakamlarından en fazla pay alan 3 ülkenin dışında yine üst sıralarda yer alan Suudi Arabistan ve Rusya Federasyonu da AKİB bünyesindeki birçok sektör için önde gelen pazarlar arasında yer alıyor.
ARKA BAHÇEDE HEM İHRACAT HEM LOJİSTİK KRİZİ YAŞANDI
Peki Avrupa’da süregelen ekonomik kriz ve Ortadoğu’da yaşanan siyasal gelişmeler hangi yeni pazarları öne çıkardı?
2012 yılında ihracatçılarımızın sıkıntı yaşadıkları konulardan en önemlileri elbette dış pazarlara ilişkin risklerdi. En önemli ihraç pazarlarımız olan Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan ekonomik sıkıntılara ilave olarak, AKİB üyeleri için arka bahçe konumunda olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde devam eden siyasi istikrarsızlık ihracatçılarımızın performansını olumsuz etkiledi. Ortadoğu pazarının AKİB üyeleri için önemi dikkate alındığında, 2012 yılının bizim açımızdan daha sıkıntılı geçtiğini söyleyebiliriz. Özellikle Suriye’nin içinde bulunduğu siyasi belirsizlik sadece dış ticaretimizi olumsuz etkilemesi dışında, geçiş ülkesi konumunda olması nedeniyle lojistik olarak da ihracatçılarımızı çok zorladı. Kısa vadede Mısır’a yapılan Ro-Ro seferleri ile bu sıkıntı giderilmeye çalışılmakla birlikte uzun dönemde ilişkilerin normale dönmesi ile dış ticaretimizin eski seviyelerin de üzerine çıkacağı kanaatindeyim. Yine 2012 yılı itibarı Irak’a gerçekleştirilen ihracatlarda birçok sektörde aranan gözetim belgesi uygulaması da ihracatçılarımızı zorladı. Ancak, tüm olumsuz dış konjonktüre rağmen AKİB, Türkiye ihracatından aldığı yaklaşık payla rekora en büyük katkıyı yapan birliklerinden birisi olurken, yine 2023 yılı hedeflerine ilerken de önemli katkı sunmaya devam edecek. 2023 yılı için 50 milyar dolar ihracat hedefi ile yola çıkan birliğimiz özverili ve çalışkan ihracatçılarımız sayesinde bu hedefe ulaşacaktır.
Akdeniz bölgesinin lojistik avantajı ihracattaki bu başarı öykülerinde nasıl bir yere sahip?
Türkiye'nin lojistik avantajının çok fazla olduğunun ve büyüyen bir sektör olduğunun altını çizmek isterim. Türkiye Ortadoğu, Orta Asya ve Avrupa'ya çok yakın ve bu bölgeler arasındaki geçişte önemli bir coğrafi konumda bulunuyor. Bunun yanısıra, Doğu Akdeniz’in en büyük kuru yük elleçleme kapasitesine sahip İskenderun Körfezi’ndeki limanlara ilave olarak, 2010 yılında özelleştirilen İskenderun Limanı’nda da konteyner kapasitesi bakımından Mersin Limanı’ndan daha büyük bir kapasiteye ulaşma hedefiyle yatırımlar sürüyor. Söz konusu yatırımların özellikle 2013’de devreye girecek olması bölge ihracatının artmasında önemli faktörlerden biri olacak.
Bu noktada önemli bir gerçeğin de altını çizmek lazım. Türkiye’nin İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunan firmaların dünyaya açılan kapısı niteliğindeki Bölge, özellikle ulaştırma alanında yapılan kamu yatırımlarının önemli bir merkezi konumunda.
EKONOMİ 3.5, LOJİSTİK 5 KAT BÜYÜMELİ!
Hedeflere ulaşmada lojistik açıdan çözüm arayan sorunlar neler?
Ülkemiz lojistik sektörünün daha da gelişmesi ve potansiyelini layıkıyla yerine getirmesi için başlıca sorunların çözüme kavuşturulması gerekiyor. Makro açıdan bakıldığında, 2023 yılında Türk ekonomisinin 3.5 kat büyümesi hedefleniyor ise, lojistik potansiyelde de 5 katlık bir büyümenin hayata geçirilmesi lazım. Bunun için gerekli altyapı çalışmalarına çok geç kalmadan kamu otoritesinin başlaması gerekiyor.
Lojistik sektörünün en önemli sorunu olarak fiziksel ve kurumsal altyapıdaki eksiklikler olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle Türkiye’nin bir Lojistik Kanunu olmalıdır. Sektörün gelişmesi yolunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi olarak, Türkiye Lojistik Master Planı İçin Strateji Belgesi çalışmasını tamamlamış bulunmaktayız. Lojistik Master Planı’nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başlanması gerekiyor.
Öte yandan uluslararası pazarlarda oldukça yoğun bir rekabet ortamı olduğundan, lojistiğin bir rekabet üstünlüğü olarak kullanılabilmesi hayati önem taşımakta. Bu hususta en önemli nokta sektörün planlı ve hızlı gelişmesidir. Ülkemiz coğrafi konumundan kaynaklanan doğal bir yapıya sahipken gerekli altyapıyı oluşturabilirseniz, sektörünün 2023 ve sonrasında 250-300 milyar dolarlık bir iş hacmi potansiyelinin oluşması mümkündür.