e


Lojistik Sektörünün Profesyonel Akademisyenleri
Milyar dolarlık ciroya ulaşan lojistik sektörü 21. yüzyılın meleği olarak görülüyor. Üniversitedeki lojistik bölümlerine talep her geçen gün artarken, lojistik sektörünün profesyonel akademisyenleri üniversite kürsülerinden verdikleri eğitimlerle lojistik sektörü çalışanlarının nitelik kazanmasına büyük bir katkı sunuyor. 




kosta_sandalciYetişmiş insan gücü her sektörde olduğu gibi lojistikte de en büyük gereksinimlerden birini oluşturuyor. Eğitimli iş gücünün, Türkiye'nin hem 2023 için belirlediği 500 milyar dolarlık ihracat hem de 'lojistik üs' olma hedefine ulaşmasında kilit rol oynayacağı şüphesiz. 2023 yılında 1,5 milyondan fazla kişinin istihdam edilmesi beklenen sektörde, yetişmiş insan gücü talebi hızla artıyor. Türkiye’de hala lojistik eğitimi konusunda ortak bir yol haritası oluşturulamasa da hem eğitim veren kurumların sayısı hem de bu sektöre olan ilgi her geçen gün artıyor. Milyar dolarlık ciroya ulaşan lojistik sektörü 21. yüzyılın meleği olarak görülüyor ve üniversitelerin lojistik bölümündeki öğrenci sayısı her geçen gün artıyor. Bu süreçte en büyük misyonlardan birisini de kuşkusuz lojistik sektörünün profesyonel akademisyenleri üstleniyor. 
Lojistik sektöründe ciddi bir birikime sahip olan UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve M&M Holding İcra Kurulu Üyesi 
Kosta Sandalcı, Pegasus Kargo Direktörü Aydın Alpa, Bertan Lojistik Genel Müdürü Mehmet Yavuz Kankavi, UND Genel Sekreteri ve ALC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çiçekli, Lojistik Yönetim Danışmanı Atilla Yıldıztekin ve Uysen Danışmanlık Limited Şirketi’nin ortağı, Soykur Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi’nin sahibi Cahit Soysal bu akademisyenlerden bazıları. Bu akademisyenler, eğitim vermeye nasıl başladıklarını, öğrencileriyle olan diyaloglarını ve lojistikte eğitimin önemini UTA Lojistik’e anlattı.  
 
KOSTA SANDALCI 
EN BÜYÜK ARZUM DERSLERİ 
İNGİLİZCE VEREBİLMEK 
 
Lojistik sektörünün duayen isimlerinden Kosta Sandalcı, 11 yıla aşkın bir süredir aynı zamanda İktisat Fakültesi’nden mezun olduğu İstanbul Üniversitesi’nde Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu’nda gönüllü öğretim görevlisi olarak ders veriyor. Yoğun iş temposuna rağmen hiç aksatmadan her Pazartesi mutlaka üniversiteye giden Sandalcı’nın dersi, teori ve pratiği bütünleştiren zevkli anlatımıyla öğrencileri tarafından da ilgiyle takip ediliyor. 
Eğitim vermeye aynı zamanda üniversitede sınıf arkadaşı olan Konsped Genel Müdürü Mete Tırman ve o süreçte İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. Hayri Ülgen’in telkinleriyle karar verdiğini belirten Sandalcı, şunları aktarıyor: “Eğitim vermeye ilk başta tereddütle yaklaştım. ‘Bu iş bana göre değil’ diyordum. Ancak Prof. Dr. Hayri Ülgen ‘senden daha iyisi olamaz’ diyordu ve bugün bunun ne kadar doğru olduğunu görüyorum. 11 yıldır hiç aksatmadan 3. sınıflara yılın ilk döneminde Pazartesi günleri saat 1 ila 4 ya da 2 ila 5 arasında olmak üzere, toplam 3 saat demiryolu taşımacılığı, kombine taşımacılık, multimodal taşımacılık konularında ders veriyorum. Bundan büyük bir zevk de alıyorum. Mezun olduğum üniversiteye öğretim görevlisi olarak yardımcı olmak çok güzel bir şey. Yardımcı olmak diyorum çünkü bunun karşılığında hiçbir bir maddi karşılık beklemiyorum. Hem yorulduğum hem de iş yoğunluğumdan kaynaklı son üç yıldır ‘artık bırakacağım’ diyorum ama bir türlü bırakmıyorum. Akademisyenlik gerçekten de bünyeye işleyen virüs gibi bir şey. Tüm koşuşturmama ve yorgunluğuma rağmen dersten çıktığımda bunu yapmış olma mutluluğunu yaşıyorum.”
Öğrenciler Kosta Sandalcı’nın derslerine büyük bir ilgi gösteriyor. Gençlerin kimden neyi öğreneceğini çok iyi bildiğini belirten Sandalcı, “Lojistik sektöründen gelen birisinden teorik bilgilere ek olarak pratik bir şeyler de öğrenebileceklerini görerek derslerime büyük bir ilgi gösteriyorlar. Sevilen, dersi dinlenen ve takip edilen hocaların başından geliyorum. Ortalama sınıf öğrencisi sayısı 90 civarında olduğu düşünülürse benim dersime katılım gösteren öğrenci sayısı 60’ın altına düşmüyor. Yani sınıfın üçte ikisi mutlaka dersime giriyor” diyor. 
Öğrencileriyle hoca-öğrenci ilişkilerinin ötesine geçen Sandalcı, dersleri nasıl çekici kıldığını ise şöyle anlatıyor: “Öncelikle ders verdiğim öğrencileri tanımaya çalışıyorum. Hem bu bölümü neden seçtiğini hem de lisan durumunu öğreniyorum. Çünkü ben lojistik sektöründe lisanın son derece önemli olduğuna inanıyorum. Lisan olmadan lojistik sektöründe merdivenleri çıkmak kolay değil. Bu anlamda 11 yıldır en büyük arzum derslerimi İngilizce olarak verebilmekti. Bugüne kadar başaramadım, çünkü gençlerin İngilizce dil bilgileri eğitim için yeterli değil. Sırf İngilizce ders vermek için de bu dilde anlatım yapmak çocuklara bir şey kazandırmayacaktı. Bu yüzden mutlaka öğrencilerime lisan öğrenmeleri yönünde telkinde bulunuyorum. Bir diğer önemli konu ise özellikle devlet üniversitelerinde öğrenciler pratikten çok uzak yetişiyor. Bu yüzden iş hayatına başladıklarında ‘sudan çıkmış balığa’ dönüyorlar. O yüzden ben verdiğim dersleri teorinin yanında pratikle besliyorum. Her sene kendi imkanlarımla öğrencilerimi Halkalı’ya götürüyorum. Sahada eğitim yapıyoruz. Öğrenciler bir forkliftin, konteynerin ya da vinçin ne işe yaradığını yakından görüyor. Sadece bu yıl bunu yapamadım çünkü Halkalı kapalıydı. Yine dersleri pratik örnekler vererek anlatıyorum ve kalıcı olmasını sağlıyorum. Disiplini elden bırakmıyor ama öğrencilerimle otoriter bir hoca-öğrenci ilişkisi de kurmuyorum. Öğrencilerime kendilerini geliştirmelerini telkin ediyorum. Çünkü üniversitede teori ve pratiğin bir kısmını öğrenebilirler. Metodolojik bir yaklaşımla kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bu tafsiyeleri dinleyen öğrencilerimden bir kısmı bugün kendi şirketlerini yönetiyor.” 
“Gençleri yetiştirip ülkeye kazandırmak bana büyük bir mutluluk veriyor” diyen Sandalcı, 11 yılda 1000’in üzerinde öğrenciye ders verdiğini söylüyor. Gittiği şirketlerde, fuarlarda ya da yurtdışında bazen öğrencileriyle karşılaştığını belirten Sandalcı, “Tabi 11 yılda 1000’in üzerinde öğrenciye ders verdim, hepsini hatırlamam bazen mümkün olmuyor. Ancak konuştukça hatırlıyor ve gözlerim yaşarıyor. Örneğin Çin’de bir öğrencimle karşılaştım, hem İngilizce hem Çince öğrenmiş ve 6 yıldır orada bir şirkette çalışıyor. Yine son olarak Logitrans Fuarı’nda bir kız öğrencim boynuma atıldı. Gitmiş İngiltere’de mastır yapmış. Bunlar keyifli anılar...” diyor. 
Kosta Sandalcı, lojistik sektörünün öneminin artmasıyla birlikte gelen öğrencilerde de önemli değişikliklerin yaşandığını söylüyor. Ders vermeye başladığı ilk yıllarda birçok öğrencinin okula hasbelkader geldiğini belirten Sandalcı, “Lojistik yıldızı parlayan sektörlerden biri haline geldi. Bu da gençlerin ilgisini çekmeye başladı. Lojistik bölümüne talep artıyor. Hatta bugün İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksek Okulu’nun giriş puanı İşletme Fakültesi’ni bile geçti. Gelen öğrenciler lojistikçi olmak istiyorum diyor. Bu da mükemmel bir gelişme” diye konuşuyor. 
Kosta Sandalcı “Notu bol bir hocamız” sorusunu ise, “Sınavlarda kısa ve öz soruları tercih ediyorum. Çünkü öğrenci hikaye yazmaya başlarsa o sorunun içinde kayboluyor. O yüzden öğrencilerimden sorulara öz cevaplar vermelerini istiyorum. Minimum 20-25 soru soruyorum. Dersime giren öğrenci mutlaka başaralı oluyor ve geçer not alıyor, ancak girmeyen alamıyor. Hatta bu öğrencilerin sınavlarda bazı sorulara verdiği cevaplar oldukça gülünç oluyor” şeklinde cevaplıyor. 
 
MARKA OKULLARA İHTİYAÇ VAR 
 
Kosta Sandalcı, verdiği eğitimin müfredatını da üniversitenin değil, uzun bir çalışma sonucunda Doç. Dr. Murat Erdal ve Aydın Güvenler ile birlikte kendisinin hazırladığını söylüyor. Sandalcı hazırladıkları müfredatın daha sonra UTİKAD’ın sponsorluğu ile “Uluslararası Demiryolu Eşya Taşımacılığı” başlığıyla kitaplaştırıldığını ve bugün birçok lojistik okuluna kaynak oluşturduğunu aktarıyor. 
Lojistik sektöründe ideal eleman için lojistik eğitim alması ve lisans sahibi olması şeklinde iki kriterinin olduğunu belirten Sandalcı, “Bu iki kriteri taşıyan eleman tecrübesiz olsa dahi çok çabuk öğreniyor. Türkiye lojistik sektöründe bu iki kritere sahip iş gücüne ihtiyaç var” diyor.  
Üniversitelerde daha fazla lojistik profesyonelinin ders vermesi gerektiğini belirten Kosta Sandalcı, eğitim veren kurumlar açısından ise İsviçre, Almanya gibi ülke örneklerinde olduğu gibi Türkiye’de de gerçekten iyi akademisyenlerle donatılmış, uzmanlaşmış marka üniversiteler yaratılması gerektiğini düşünüyor. UTİKAD olarak da eğitim konusuna büyük bir önem verdiklerini aktaran Sandalcı, bu anlamda FIATA sistemini Türkiye’ye getirip, bir akademi kurma hazırlıklarını sürdürdüklerini sözlerine ekliyor. 
 
aydin_alpaAYDIN ALPA
SEKTÖRÜN GELECEĞİNE GENÇLER YÖN VERECEK 
 
Lojistik sektörünün gönüllü akademisyenlerinden birisi de havacılıkta 30 yılı aşkın bir deneyime sahip olan Pegasus Kargo Direktörü Aydın Alpa. Gençlerin sektörde büyük rol oynayacağını ve hava kargonun geleceğini şekillendireceklerine inanan Alpa, bunun için ise farklı tecrübelerden de yararlanmaları gerektiğini düşünerek 2011 yılında eğitim vermeye başladığını söylüyor. Hava kargo konusunda bir dönem Aydın Üniversitesi’nde ve 2 dönemde Yeditepe Üniversitesi’nde eğitim verdiğini belirten Alpa, şunları aktarıyor: “Derslere, o günkü dersin konusuna göre alanında uzman ve stratejik noktalarda çalışan yurtiçinden veya yurtdışından misafir konuklar alıyorum. Bu da derslere olan ilgiyi artırıyor, öğrencilerin başka tecrübelerden de yarar sağlamasına yardımcı oluyor. Gençlere eğitime daha çok yönelmelerini önerirken, yeni mezunlara da sektörde iş imkanı sağlanarak tecrübe kazanmalarına yardımcı olunması gerektiğini düşünüyorum. Bizim şuanda bulunduğumuz konumları ileride genç arkadaşlarımız dolduracak. Dolayısıyla ne kadar iyi eğitim aldılarsa o kadar şansları yüksek ve başarılı olacaklarına inanıyorum. Bu seviyelere ulaşmaları da ancak eğitimle mümkün.” 
 
 
mehmet_yavuz_kankaviMEHMET YAVUZ KANKAVİ
KURAM KADAR PRATİKTE ÖNEMLİ 
 
1983 yılında ODTÜ İdari İlimler Fakültesi’ni bitirdikten sonra Zihni Gemi işletmelerinden başlayıp yurtdışında devam eden yöneticilik kariyerini AS-AV Uluslararası Nakliyatın Genel Müdürü olarak sonlandıran ve 2003 yılında Bertan Lojistik’i kuran Mehmet Yavuz Kankavi de sektörün sayılı akademisyenlerinden. Lojistik sektöründe 30 yılı aşkın tecrübeye sahip olan, uzun yıllar yurtdışında kalan, birçok sertifikaya sahip Kankavi, iki yıldır Haliç Üniversitesi’nde İşyeri Uygulamaları-1, İşyeri Uygulamaları-2 ve “Ulaştırma Sistemleri” konularında ders veriyor. Önümüzdeki süreçte de ders vermeyi sürdüreceğini belirten Kankavi şunları aktarıyor: “Bilgi ve tecrübeleri paylaşmayı seviyorum. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir deyişini unutmadan bilimin emrindeyim. Öğrencilik yıllarından beri kamp ve dershane öğretmenliği yaptığım için tecrübeli bir eğitimciyim. Öğrencilerin ilgisini pratik örneklerle çekiyorum. Onlara emek olmadan başarı olmayacağı yönünde telkinlerde bulunuyorum. Ayrıca öğrencilerimden birini de şirketimde istihdam ediyorum. Yani öğrencilerim mezun olduktan sonra bizde çalışabilirler. Öğrencilerle aramızdaki iletişimden çok memnunum.” 
Lojistik sektörü açısından eğitimli insan gücü ihtiyacının her geçen gün arttığını belirten Kankavi, “Sektör temsilcilerinin üniversitelerde öğrencilerle deneyimlerini paylaşması, eğitimli insan gücünün yetişmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca çok sayıda lojistik bölümü açıldı. Bu bölümlerde kuram kadar pratik de önemli. Değerli akademisyenlerin kuramsal bilgilerini sektör temsilcilerinin tecrübeleriyle desteklemek gerekir” diyor. 
 
ALİ ÇİÇEKLİ 
EN GÜZEL ZAMANLARIMI 
GENÇLERLE GEÇİRİYORUM 
 
Eğitim konusunda gösterdiği çabalarla uluslararası nakliye sektörüne ciddi katkılar sunan bir diğer akademisyen ise UND Genel Sekreteri ve ALC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çiçekli. 2004-2008 yılları arasında UND Eğitim Merkezi’nde ÜDY Sertifika eğitmenliği yapan, 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksek Okulu’ndan talep gelince hiç tereddüt etmeden kabul eden Ali Çiçekli, o tarihten bugüne üniversitede öğretim görevlisi olarak ders veriyor. Çiçekli, İstanbul Üniversitesi dışında birçok üniversite, yüksekokul ve meslek lisesinde seminer ve konferansa katılıp eğitim verdiğini belirtiyor. 
Üniversitede 4. sınıf öğrencilerinin derslerine girdiğini söyleyen Ali Çiçekli, şunları aktarıyor: “Bu, belki de öğrenciler için bir şans. Zira eğitimini verdiğim derste öğrencilerin daha çok iş hayatına girdikten sonra kendilerine pratikte yarayacak konulara ağırlık veriyorum. Genel müfredatın çerçevesinin dışına çıkmadan öğrencilere aldıkları akademik eğitimin pratikteki uygulamasını ve bu bağlamda karşılaşılabilecek sorunlar ile çözüm yollarını vermeye çalışıyorum. Bu kapsamda örneğin karayolunda güzergahlar, belgeler, taşıma şekilleri, UBAK, CMR uygulamaları, dispozisyon gibi konu başlıklarını anlatıyorum. 30 yılı aşkın sektör tecrübemde karşılaştığım olaylardan örnekler vererek öğrencilerin aldıkları teorik bilgileri pekiştirmelerine çalışıyorum. Öğretimde, öğretim kalitesinin yükseltilememesi, sürekli artan öğrenci sayısı, her gün bir yenisi eklenen özel üniversite ve yüksekokullar, yetersiz öğretim kadrosu, uzaktan eğitimler, üniversitelerin kapasite yetersizliği, öğrencilerin gelecek planlamasının daha orta öğretim döneminden başlayarak yapılmaması, mesleki eğitimlere yönlendirilmeme, öğrencinin yetenek ve isteğine göre değil de puanının yettiği ve çoğu kez hiç ilgi duymadığı branşlarda okumak durumunda kalması gibi birçok zorluk olduğunu biliyoruz. Tabii bu ve buna benzer nedenlerden dolayı öğrencilerin derslere ilgisinin azalması normaldir. Buna karşın biz klasik ders işleme metodunun dışına çıkarak derslerimizi daha çok interaktif yapıyoruz. Öğrencilerin sürekli ilgi ve dikkatlerini çekerek konu üzerinde düşünmeye, yorum ve muhakeme yapmaya yönlendiriyoruz. O taze ve genç beyinlerden bazen o kadar çok güzel fikirler ortaya çıkıyor ki, gerçekten şaşırmamak elde değil. Demek ki, bu gençlerimiz doğru eğitilip doğru yönlendirilirse ve kendilerini ortaya çıkarma fırsatı verilirse çok yaratıcı ve yararlı fikirler ortaya çıkaracaklardır.” 
Hayatının en güzel zamanlarını gençlerle beraber geçirdiğini belirten Ali Çiçekli, mezun olan bir öğrencisiyle anısını ise şöyle anlatıyor: “Bir gün bir taşıma firmasından bir yük için araç ve fiyat talebinde bulundum. Karşıdaki kişi bu parsiyel yükü en üst fiktif tonajdan hesaplayarak verdi. Tabii biz daha az ödemek için ‘neden şu baremden hesaplamadınız, şu baremden hesaplansa bu kadar yapmaz’ filan diye cevap verdim. Karşıdaki kişi ‘hocam böyle hesaplamayı siz bana öğrettiniz, derste ve o ders sınavınızdan 100 almıştım, unuttunuz mu’ demez mi? Ben tabii birkaç yıl önce mezun olmuş öğrencimin ismini ilk başta anımsayamamıştım. Bu cevabı alınca kedisinden, tabii çok sevindim ve gururlandım. Demek ki, öğrettiklerimiz boşa gitmemiş. Sektörde böyle eğitimli ve yetişmiş gençler çoğaldıkça sektörün kalitesi ve saygınlığı da artacaktır.” 
Önünüzdeki süreçte de eğitim vermeyi sürdüreceğini belirten Ali Çiçekli, öğrencilerine sürekli kendilerini geliştirmelerini ve dil öğrenmelerini, meslektaşlarına ise eğitime önem vermelerini ve işe alımlarında mümkün olduğunca lojistik okulu mezunlarını tercih etmelerini öneriyor. 
 
ATİLLA YILDIZTEKİN
OTEL LOBİSİNDE SINAV YAPAN İLK ÖĞRETMEN 
 
Lojistik sektöründe birçok şirkette görev alan ve son 8 yıldır da 70’ten fazla şirkete lojistik yönetimi, tedarik zinciri planlaması, depo inşaatları, lojistik master planlar gibi konularda danışmanlık hizmeti veren Lojistik Yönetim Danışmanı Atilla Yıldıztekin de kendini eğitime adayanlardan. 1999 yılında lojistiği öğrenmek için Chicago’da Northwestern Üniversitesi’nde 2 haftalık yoğun bir sertifika programına katıldığını ve onun ardından öğrendiklerini paylaşmaya başladığını belirten Atilla Yıldıztekin, ilk dersini 2000 yılında Yeditepe Üniversitesi’nde 1. sınıflara temel lojistik konusunda verdiğini söylüyor. Bugüne kadar tedarik zinciri yönetimi, lojistik yönetimi, depo yönetimi, taşımacılık yönetimi, capstone projeleri gibi birçok konuda eğitim verdiğini belirten Yıldıztekin, “Yeditepe Üniversitesi’nde ders verirken bir dönem İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde de lojistik konulu master dersleri verdim. Son 7 yıldır da Yeditepe Üniversitesi’nde lisansüstü dersleri veriyorum. Genellikle haftada bir gece istenilirse iki gece, 3 saat ders veriyorum. Ayrıca Türkiye’de birçok üniversite ve yüksekokulda seminerlere katıldım” diyor. 
Derslerinde öncelikle öğrencilere eğitiminin bir ders olmadığını anlattığını belirten Atilla Yıldıztekin, şunları aktarıyor: “Okullarına bilgimi paylaşmak için geldiğimi ve devam ettiği sürece kimsenin sınıfta kalmayacağını söylüyorum. Derslerimde teorik konuları pratik deneyimlerimle birleştirerek ve akıllarında kalacak örneklerle anlatıyorum. Çalıştıkları sektörden örnekler seçiyorum. Dersim sırasında çalıştıkları iş yerlerinde karşılaştıkları sorunları veya fırsatları soruyorum. Onları derse ortak ediyorum. Tecrübelerimi paylaşıyorum. Anlattığım her şeyi powerpoint slaty olarak ders öncesi yolluyorum ve derse gelirken okuyarak gelmelerini istiyorum. Derse erken gidiyorum ve geçmiş dersle ilgili kısa sorular soruyorum.” 
Atilla Yıldıztekin, akademisyenlik hayatında yaşadığı en ilginç anıyı ise şöyle anlatıyor: “Geçtiğimiz sene grip salgını nedeniyle final imtihanına katılamayan bir öğrencime tekrar 15 sayfalık ayrı bir soru kağıdı hazırlayarak imtihana çağırdım ve imtihanını Maslak Sheraton Otelin lobisinde yaptık. Sanıyorum o, üniversite tarihinde hocasıyla beraber bir otelin lobisinde çay içerek final imtihanı olan tek öğrencidir.” 
Önünüzdeki süreçte de eğitim vermeyi sürdüreceğini belirten Yıldıztekin, meslektaşlarına haftada hiç olmazsa bir saat konuşmacı olarak derslere katılmalarını, öğrencilerine ise mezun olduktan sonra pratikte teorik bilgilerini geliştirmeyi sürdürmelerini öneriyor. 
 
CAHİT SOYSAL 
70 MİLYONLA DEĞİL, 7 MİLYARLA REKABET EDİLECEK 
 
Lojistik sektörünün profesyonel akademisyenlerinden birisi de sektörde 35 yıla aşkın deneyimi olan Uysen Danışmanlık Limited Şirketi’nin ortağı, Soykur Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi’nin sahibi Cahit Soysal. Aynı zamanda UND’ye başdanışman sıfatıyla hizmet veren Soysal, 2003 yılından itibaren lojistik sektöründe eğitim vermeye başladı. UND İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürütürken sektörün talebi doğrultusunda kurulan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksek Okulu’nda (ULYO) önce “Türkiye ve Avrupa Birliği Ulaştırma Mevzuatı” adı altında daha sonra ise “Lojistik Hukuku – I” ve “Lojistik Hukuku – II” adı altında 8 yılda 16 sömestr ders verdiğini belirten Soysal, “Şimdilerde lisans programlarına değil, lisansüstü programlara ya da sektörel seminerlere katkı sağlıyor. ULYO dışında, Yeditepe Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Okan Üniversitesi gibi akademik kuruluşlarda seminerler verdim. Yine Merkez Bankası, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İGEME, TOBB-UND, UND gibi kamu ya da sektör kuruluşlarında seminerler veriyorum. Lojistik, dış ticaret ve gümrük konuları eğitim verdiğim alanları oluşturuyor” diyor. 
18 yaşını tamamlamış ve rüştünü ispat etmiş bir insana zorla bir şeylerin öğretilemeyeceğini belirten Soysal, kendisinin eğitim yöntemini şöyle aktarıyor: “Günümüzde yaşanan küreselleşme süreci dünyayı küresel bir köye dönüştürdü. Öğrenci bilmelidir ki, artık bu küresel arenada sadece 70 milyon Türk insanı ile değil 7 milyar dünya insanı ile rekabet edecek. Bunun için ilk başta eğitim şart. Uzmanlık eğitimini ‘yalap şalap’ tamamlamış bir öğrencinin iş bulma olanağı da çok zayıf. Klasik deyimiyle, ‘ekmek aslanın ağzında’. Sınıf ya da anfinin sahnesi ‘öğrencilerin ilgisini çekeceğim’ diye öğretim üyelerinin maskaralık yapacağı bir alan değil. Almaya hazır olan alır, almaya niyeti olmayana yapılacak bir şey yok. Bununla birlikte, özellikle üç ders üst üste olduğunda, öğrencilerin algısını sürekli açık tutmak için bir önce söylediğim kavramın ne anlama geldiğini işaretle gösterdiğim öğrenciye sorarak, onları sürekli soruya hazırlıklı olmaya sevk ederim. Şüphesiz, aralara espriler de yerleştirerek ortak güleceğimiz bir şeyler bulurum.” 
Lojistiğin insanlığın varoluşundan beri kaçınılmaz bir hizmet alanı olduğunu vurgulayan Soysal, “İnsanların işini kolaylaştıracak neyi icat ederseniz edin, bunu insanların erişeceği yerlere zamanında götüremezseniz, icadınızın insanlığa hiçbir faydası yok demektir. Lojistik sektörünün önemini dersler yeterince anlatamıyor. Bunun için en güzel kaynak William Forstchen’in ‘Bir Saniye Sonra’ adlı romanı. ABD’nin tümünü etkileyen bir elektromanyetik darbe tüm bilgisayar chiplerini yakıyor. Otomobil, kamyon, gemi, uçak, tren, telefon, cep telefonu, televizyon, radyo gibi chip taşıyan tüm cihazlar devre dışına çıkıyor. Romanın sonlarına doğru insanlar insan eti yiyecek konuma geliyor. Lojistiğin günümüzde ne kadar hayati olduğunu anlatan bundan daha güzel bir kitap olamaz. Bu nedenle, özellikle lojistik sektöründe eğitim çok önemli. Çünkü sektörel dersler diğer müfredat programlarında yok. Bunun için lojistik okullarından eğitim almak lazım. Ya da lojistik sektörü ile ilgili derslerin diğer müfredat programlarına da alınması gerekli” diyor. Hem meslektaşlarına hem de öğrencilerine “yaptığınız işi sevin” önerisinde bulunan Soysal, başarıya giden tek yolun bundan geçtiğini söylüyor. 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat