e
Banner


Vestel’in gündeminde e-lojistik var
Lojistik ve tedarik zinciri alanındaki üstünlüğüyle rekabette sürdürülebilirliği yakalayan Vestel, bu dönemde demiryolu taşımacılığı ve e-lojistik alanına odaklanıyor. Ulusal ve uluslararası taşımalarda demiryolunu kullanmaya başladıklarını belirten Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Uğur Savaş, ayrıca bu yıl hayata geçirecekleri e-lojistik projesiyle tüm süreçleri elektronik ortama taşıyacaklarını açıkladı. 




vestelZorlu Holding'in amiral gemisi Vestel City, Avrupa'nın tek çatı altında entegre üretim yapan en büyük komplekslerinden biri olan Manisa’daki 1,2 milyon metrekarelik fabrikasında yalnızca TV ve beyaz eşya değil, teknoloji de üretiyor. Türkiye’de Endüstri 4.0’a öncülük eden şirketler arasında yer alan ve dijital dönüşümünün %80’ini tamamlayan Vestel Şirketler Grubu, üretimdeki gücünü gerçekleştirdiği Ar-Ge faaliyetlerinden alıyor. “Akıllı Hayat 2030” vizyonu çerçevesinde sürdürülebilirlik ve çevreci yaklaşımla daha az enerji ve su tüketen, gıda israfını önleyen makineler üreten Grup, sadece ürünlerini değil, karanlık üretim, robot-insan iş birliği, robot-robot iş birliği gibi birçok uygulamayla fabrikalarını da akıllandırarak yeniliğe öncülük ediyor. 
Vestel Şirketler Grubu’nun ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlanmasında lojistik ve tedarik zinciri yönetimi hayati önem taşıyor. Türkiye'nin Avrupa'ya olan yakınlığını Uzakdoğu'daki rakiplerine karşı ciddi bir lojistik üstünlüğe dönüştüren Grup, tedarik zinciri yönetiminde ürettiği farklı modellemelerle lojistik maliyetlerini düşürerek rekabet gücünü arttırıyor. 
Birçok alanda olduğu gibi, lojistikte de öncü olma hedefiyle ulusal ve uluslararası taşımalarda tren yolunu kullanmaya başladıklarını belirten Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Satın Alma Genel Müdür Yardımcısı Uğur Savaş, 2021 yılı için gündemlerindeki en önemli konunun e-lojistik olduğunu söyledi. Savaş, lojistik ajandalarında bulunan diğer üç önemli başlığı ise, global bir kriz haline gelen boş ekipman tedariği sorunu, Uzak Doğu’dan Türkiye’ye olan navlunların tarihin en yüksek rakamlarına ulaşması ve bunun maliyetlere etkisi ile lojistik süreçlerinin dijitalleşmesi olarak sıraladı. 
 
Vestel’in rekabet gücünde lojistik nasıl bir rol oynuyor?
 
Günlük hayatımızın en önemli parçalarından biri olan lojistik, Vestel şirketleri içerisinde de gereken öneme sahiptir. Son zamanlarda yaşadığımız gelişmeler bizlere tekrar gösterdi ki, lojistiğe gerçek manada değer veren,  altyapısı kuvvetli, tedarik zinciri ağını yüksek kabiliyetle yönetebilen şirketler, her zaman rakiplerine göre bir adım öne geçmektedir. Bu açıdan baktığımız zaman Vestel, gerek yurt içi gerekse uluslararası pazarda lojistiği, rekabette öne geçebilmek için bir araç olarak kullanmaktadır. Bu konuyu iki farklı açıdan değerlendirmek gerekiyor. Türkiye lokasyon olarak Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir aktarma merkezi ve köprü oluşturmasından kaynaklanan avantajlı konumu ile birçok otorite tarafından lojistik üssü olma iddiası veya ideali ile tanımlanmaktadır. Örneğin; Türkiye’den en fazla 4 saatlik uçuş mesafesinde 1,55 milyarlık insan nüfusunu barındıran, 35,7 trilyon ABD Doları GSMH üreten ve 6,8 trilyon ABD Doları ticaret hacmine sahip ülkelere ulaşılıyor. Dolayısıyla özellikle Uzak Doğu’daki rakiplerimize göre en büyük müşterimiz konumunda olan Avrupa Birliği Ülkeleri’ne doğru malı, zamanında, hasarsız bir şekilde teslim ederek coğrafi avantajımızı mükemmel bir lojistik hizmeti ile birleştirmemiz gerekiyor. Diğer bir husus ise, lojistiğin 5D’sinden bir tanesi olan, doğru maliyettir. Vestel, dünyanın sayılı TV ve Beyaz Eşya üreticilerinden biri olup, dünyanın 157 ülkesine ihracat yapmaktadır. Bu da, kendi sektöründeki tüm rakiplerle yarışmak demek. Vestel olarak biz, lojistikte doğru maliyeti yakalayabilmek için lojistiğin doğası gereği her zaman dinamik olmak zorundayız. Bu kapsamda başta ölçek ekonomisi olmak üzere, tedarik zincirimizde farklı modellemeler üretip bunları sahada en iyi şekilde uygulayıp, lojistik maliyetlerimizi düşürüp rekabet gücümüzü artırıyoruz. Lojistik süreçlerimiz, Vestel Elektronik şirketi bünyesinde bulunan Lojistik Satın Alma ekibi tarafından yönetilmektedir. Bu ekip, Vestel Elektronik, Vestel Beyaz Eşya, Vestel Ticaret, Vestel Ticaret İstanbul Şube olmak üzere, 4 farklı şirketimizin lojistik faaliyetlerinin satın almalarını yapmaktadır. 
Lojistik kendi içinde sürekli değişen, gelişen yaşayan bir yapı. Son zamanlarda, lojistik hizmetlerinin rolü, küresel taleplere ve bunun sonucunda ortaya çıkan piyasa koşullarına göre tekrar şekillenmiştir. Hepimiz artık e-ticaretin ne olduğunu çok iyi bilmekteyiz. Bu kapsamda Vestel dahil birçok şirket lojistik yapılarında değişimlere gitmektedir. 2021 yılı içerisinde uygulamayı planladığımız e-lojistik projemiz kapsamında ithalat, ihracat ve yurt içi dağıtımlarımızın tamamını kapsayacak bir şekilde, talebin girilmesi, şartnamenin oluşturulması, e-ihaleler vb. tüm süreçleri elektronik ortamda gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
 
vestelYılda kaç konteyner ürün sevkiyatı gerçekleştiriyorsunuz? Sevkiyatlarda hangi modları ve yöntemleri kullanıyorsunuz? 
 
Vestel Dış Ticaret olarak 2019 yılında yaklaşık 62.500 konteyner ihracat yapmış bulunmaktayız. Son 5 seneye baktığımız zaman, bu rakamlarda her sene yaklaşık civarında büyüme gerçekleşmiştir. İhracatta yaklaşık %90 oranında denizyolu, oranında ise karayolunu kullanmaktayız. Özellikle ihracat denizyolu taşımalarımızda kullandığımız konteynerlerin ürüne ve denize elverişli olmasına özen gösteririz. Konteyner içine yerleştirilen TV ve beyaz eşya ürünlerimizin istif kurallarına göre doğru yüklendiğinden emin oluruz. Yurt içi taşımalarımızı ise Türkiye’nin çeşitli yerlerinde aktarma merkezleri olan 3PL lojistik firmalarından dağıtım ve depolama hizmetleri alarak yönetmekteyiz. 
Birçok alanda olduğu gibi, lojistik alanında da öncü olmayı isteriz ve buna bağlı olarak Uzak Doğu’dan tren yolu ile Türkiye’ye yapılan ithalat yüklemeleri gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Bunun haricinde her ne kadar altyapımız istediğimiz seviyede olmasa da, özellikle yurt içi taşımalarda tren yolunu kullanmayı tercih ediyoruz. Buna örnek olarak Manisa-Kayseri arasında gerçekleştirdiğimiz sevkiyatları gösterebiliriz.  
 
Vestel olarak pandemi sürecinde faaliyetlerinizi nasıl sürdürdünüz? 
 
2020 yılına başlarken dünya tedarik zincirinde çok kritik bir yer tutan Çin’deki salgın sürecine karşı hazırlıklıydık. Covid-19 hızla Avrupa ve Amerika’ya yayılırken, tüm planlarımız devreye alınmaya hazırdı. Nitekim ülkemizde ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinde hızlıca bu planları devreye alarak, çalışan ve toplum sağlığını odak noktası olarak belirledik. Planlı iki duruş dönemi dışında hem üretim hem de istihdamda sürdürülebilirliği korumak üzere faaliyetlerimize devam ettik.
 
Lojistik sektörünün pandemi dönemindeki performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Lojistik kaynaklı yavaşlamaların ve hatta duraksamaların yaşandığı dönemler, siparişlerin teslim sürelerinin uzaması ve stok maliyeti gibi pek çok sektörü etkileyen gelişmeler doğurdu. Sınırların kapalı kaldığı sürelerde yaşadığımız olağandışı dönem lojistik sektörünü sarssa da, sektör kendine has yapısıyla hızlı bir telafi sürecine girdi.
 
Yıllık ne kadarlık bir lojistik satın alma gerçekleştiriyorsunuz? Lojistikte iş ortaklarınızı nasıl seçiyorsunuz? Hangi lojistik şirketleriyle çalışıyorsunuz? 
 
Vestel olarak, aralarında yerel tedarikçilerin, uluslararası faaliyet gösteren ve yurt içi temsilcilikleri olan firmaların da olduğu yaklaşık 100’den fazla tedarikçi ile çalışıyoruz. 2019 yılında yaklaşık 90 milyon ABD Dolarına yakın bir lojistik hizmet satın alması gerçekleştirdik. Büyüyen hacmimiz ile birlikte paralel olarak ciromuzun da büyüyeceğini öngörüyoruz. Bu, bize hem avantaj sağlıyor hem de dezavantaj. Avantajını daha önceki cevaplarımız da “ölçek ekonomisi” olarak belirtmiştik. Bu da, bizim rakiplerimize karşı elimizi güçlendiriyor. Dezavantajını ise şöyle anlatalım. Büyük bir hacminiz var ve bazı durumlarda tercih etmek istemediğiniz tedarikçilerle bile çalışmak zorunda kalabiliyorsunuz. Çünkü piyasada sizi doyuracak kadar yeterli firma olmayabiliyor. Bunlar yaşadığımız zorluklardan sadece bir tanesi. Dolayısıyla, temel felsefemiz, sürdürebilir bir kalitede, rekabetçi fiyatlarla etik kurallara bağlı, çevre politikalarına bağlı, kendini geliştirebilen tedarikçilerle çalışmaya dikkat ve özen gösteriyoruz. Lojistik ciromuzun en büyük kısmını oluşturan denizyolu ihracat ve ithalat tarafında MSC, MAERSK, ARKAS, CMA, SEALAND başta olmak üzere, neredeyse piyasadaki tüm armatörlerle çalışıyoruz. İkinci en büyük ciroya sahip olan ulusal dağıtım alanında ise HOROZ, TEZEL, EKOL, BORUSAN gibi tedarikçilerimiz bulunmaktadır. 
 
Türk ihracatçısının lojistik alanındaki kozunu güçlendirmek için özellikle hangi adımların atılması gerekiyor?
 
Dünya Bankası tarafından iki yılda bir yayımlanan ve 6 kritere göre 160 ülkenin lojistik performanslarının değerlendirildiği, “2018 Yılı Lojistik Performans Endeksi” raporunda 13 sıra gerileyen Türkiye’nin yeri 3,15 puanla 47. sıra olarak açıklanmıştır. Lojistik Performans Endeksi sıralamasında komşularımız ile karşılaştırıldığında iyi bir konumda bulunmamıza rağmen, Türkiye’nin konumunun transit bir geçiş güzergahı olması ve Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği üyeliğimiz dikkate alındığında, özellikle gümrük başlığında (58.) performansımızın arzulanan düzeyde olmadığı gözlenmektedir. Türkiye’nin rekabetçi küresel ekonomideki payının artırılabilmesi için Lojistik Performans Endeksi kriterleri üzerinde tek tek çalışılarak lojistik performansının yükseltilmesi gerektiği aşikardır. Bu kapsamda, Türk ihracatçısının uluslararası arenada elinin kuvvetlendirilmesi için yapılması gereken hamleleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. 

İhracatçıya navlun desteğinin sağlanması, 
Gümrük işlemlerinin hızlandırılması, 
Yurt içi ve uluslararası taşımalarda tren yolu kullanımının yaygınlaştırılması ve alt yapı yatırımının sağlanması, 
Altyapı yatırımları özellikle çok modlu taşımacılığı destekleyecek şekilde daha da güçlendirilmelidir.
Türkiye, ayrıca 20 adet lojistik merkezi/köyü kurma kararı vererek bugüne kadar 7’sini tamamlamıştır. Bu merkez ve köylerde sunulacak farklı taşımacılık yöntemlerinin nakliye maliyetlerini düşürmesi amaçlanmıştır. Ama ne yazık ki, bu lojistik köyler, henüz birer demiryolu dağıtım merkezi olmanın ötesine geçememiştir. Modern ülkelerdeki örneklerinde olduğu gibi, gerçek ve işlevsel lojistik merkezlere ivedilikle ihtiyaç vardır. Bu bağlamda; lojistik merkezlerle ilgili yasal bir düzenleme olmadığını, bu alanda kamuda çok başlı bir yapı ve eşgüdüm eksikliği olduğunu hatırlatmakta da yarar vardır.
Lojistik sektörünün insan gücü ihtiyacını karşılamak üzere; bugün üniversitelerimizde çok sayıda lojistik, dış ticaret bölümleri açılmış ve önemli bir insan gücü kapasitesi de yaratılmıştır. Ciddi bir istihdam sağlayan lojistik sektöründe nitelikli insan gücü kapasitesi önümüzdeki dönemde daha da artırılmalıdır.
Firmalarımızın rekabet gücünü olumsuz etkileyen, maliyetleri artıran, haksız kazançları körükleyen uygulamalardan kaçınılmalıdır. İhracat ve ithalat operasyonlarında eşyanın çıkış noktasından, diğer ülkedeki teslim noktasına varışına değin yaşanan lojistik süreçlerinde karşılaşılan gereksiz masraflar, sözleşmelere ve yasal tarifelere dayanmayan ilave ve haksız ödemeler/ücretlendirmeler, bürokrasiden kaynaklanan gecikmeler kamu ve özel sektörün işbirliği ile en alt seviyelere düşürülmelidir. İlgili Bakanlıklar bu konudaki uygulamaları eşgüdümle takip ederek, gerekli tedbirleri eş zamanlı almalıdır.

 

LOJİSTİK REKABETTE EN GÜÇLÜ ARAÇTIR 

 
İhracatçının rekabet gücünü artırmada lojistiğin rolüne de değinen Uğur Savaş, şunları aktardı: “Dünyamızda hızlı bir teknolojik ve ekonomik gelişme yaşanmaktadır. Bu gelişmeler, küreselleşme dediğimiz olguyu her geçen gün daha da ileriye götürmektedir. Böylelikle rekabet ortamı da küresel düzeye taşınmaktadır. Küresel düzeyde rekabet şirketleri ürünlerini daha iyi yapmaya, daha hızlı hazırlayıp daha hızlı bir şekilde müşterilere teslim etmeye zorlamaktadır. Bu kapsamda, lojistiğin bizim için önemi büyüktür. 2020 birçok konuda ezberlerin bozulduğu zorlayıcı bir yıl olmakla beraber, bazı sektörlerin lojistiği etkili bir araç olarak kullanıp satışlarını arttırdığı bir yıl da oldu. Ayrıca bu konuda sorumluluğu sadece şirketler ve paydaşlarıyla sınırlandırmak doğru olmaz. Ülkeler ve yönetimlerin vizyonları ve bakış açıları çok önemlidir. Bu nedenle, lojistik her zaman rekabet gücünü arttırabilecek ya da düşürebilecek bir araç oldu ve olmaya devam edecektir. Umuyoruz, birçok anlamda alışılmışın dışında yaşanan olaylarla, satışlarını arttırmaya çalışan ve zorlu bir sınavdan geçen şirketlerimize, lojistik gerek maliyetlerle gerekse zamanında teslimat süreleriyle beraber ihracatçılarımıza pozitif bir etki sağlar.”  
vestel



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat