Polisan tedarik zincirini başarıya boyadı
09/08/2014 - 13:07:00
Polisan, Tedarik Zinciri Dönüşümü (SCM) modülüyle, kurumsal yazılım ve uygulama alanında faaliyet gösteren SAP’tan aldığı ödülle lojistik süreçlerdeki başarısını kanıtladı. Polisan’ın Tedarik Zinciri Direktörü Kadriye Bayraktar, bu modülle sipariş karşılama oranlarını artırırken, termin sürelerini daha da kısalttıklarını söylüyor.
Polisan Holding, boya, kimya, tarım, tekstil, inşaat ve lojistik (liman işletmeciliği) olmak üzere, 6 farklı sektörde faaliyet gösteriyor. Geçen yıl gerçekleştirdiği yatırımla Yunanistan’da bulunan Polietilen Tereftalat (PET) fabrikasını bünyesine katan Polisan, bu yatırımla Yunanistan, Balkan ülkeleri ve Türkiye pazarını hedefliyor. 2018 yılında tüm boya üretim tesislerini Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde satın aldığı 142 bin metrekarelik arazi üzerine yapacağı yeni fabrikaya taşımaya hazırlanan Polisan, boya fabrikasının taşınmasıyla boşalan araziyi Dilovası’nda bulanan ve yıllık 8 milyon ton yük elleçleme kapasitesine sahip Poliport Limanı’na ekleyerek. Böylece Poliport’un kullanım alanı 200 bin m2'ye çıkaracak. Bu yatırımlarla lojistik ve depolama anlamında entegrasyon sağlayarak, liman faaliyetlerinin gelirlerini artırmayı hedefleyen Polisan’ın yeni yatırımlarının holding cirosuna 100 milyon euroya aşkın katkı sunması bekleniyor.
Polisan, gerçekleştirdiği yatırımlar kadar tedarik zinciri süreçlerinde yakaladığı başarılarla da adından söz ettiriyor. Tedarik Zinciri Dönüşümü (SCM) modülüyle, kurumsal yazılım ve uygulama alanında faaliyet gösteren SAP tarafından ödüle layık görülen Polisan, bu ödülle lojistik süreçlerini etkin yönettiğini kanıtlıyor. SAP’ın bu yıl ilk kez düzenlediği ödüle değer görülen ilk boya firması olan Polisan, süreç iyileştirme ve geliştirme çalışmalarını her adımda devam ettirmeyi hedefliyor. Polisan’ın Tedarik Zinciri Direktörü Kadriye Bayraktar, ödül getiren SCM modülünü, yeşil lojistik ve sürdürülebilir stratejilerini UTA Lojistik’e anlattı.
Yılın Tedarik Zinciri Dönüşümü (SAP SCM) Ödülü’nü getiren modülünüz hakkında bilgi verir misiniz?
Polisan Boya’ya ödül getiren SCM modülü, talep, tedarik, üretim ve sevkiyat planlamasına hizmet ediyor. Talep tahminlerini, eski verilerin ışığında bölge, ürün, mal grubu, hiyerarşi, satış temsilcisi gibi farklı kriterlere göre toplayıp, bu verileri baz alarak ve sistemde çalıştırılan optimizasyon programıyla hammadde planlama, talep tahminleri ve müşteri siparişlerini de dikkate alarak üretim planlaması, müşteri siparişlerine göre de sevkiyat planlaması yapılıyor. Tedarik kaynağından en uç noktaya kadar oluşan kanal süresince yürüttüğümüz faaliyetlerle sevkiyat sürelerimiz 1,5 gün seviyelerinde. Bu modül sayesinde nakliye süreçlerimizi daha etkin yöneteceğiz. Sipariş karşılama oranımız artacak ve termin sürelerimiz daha da kısalacak.
BORUSAN VE DİNÇER LOJİSTİK İLE ÇALIŞIYOR
Lojistik partnerlerinizi seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Bu alandaki iş ortaklarınızdan söz eder misiniz?
Lojistik, çağımızın rekabet unsurları arasında çok önemli bir etken. Aynı kalitede ürünlerin üretildiği bir ortamda, kim ürününü müşteriye önce ulaştırabiliyorsa bir adım öne geçiyor. Bu konuda, kendi sektörümüzde haklı olarak övündüğümüz bir sevkiyat hızına sahibiz. Dolayısıyla, öncelikle çalıştığımız firmaların bu hızı sağlayabilecek, bizimle birlikte koşabilecek alt yapılara sahip olmaları gerekiyor. İkinci olarak, firmalarla uzun soluklu ilişkiler kurmak isteriz. Sadece bugünün sorunlarını çözmek değil, birlikte büyümek ve gelişmek isteriz. Bu istikrarı gösterebilecek sağlamlıkla, kurumsal olarak sürdürülebilir büyümeyi hedeflemiş olmalarını bekleriz. Ayrıca bizim için açık görüşlü, yenilikçi ve değer katan projeler üreten bir bakış açısı da önemli. Biz lojistik firmalarımızı bizim müşterimize direkt temas eden bir uzantımız olarak görüyoruz, yani bir anlamda bizi müşterimize karşı temsil ediyor. Müşterilerimizin memnuniyeti konusunda çok duyarlıyız ve aynı hassasiyeti firmaların da hissetmelerini ve göstermelerini bekleriz. Son olarak da, çevresel, sosyal ve kurumsal denetim standartlarımıza uygun olmalarını bekliyoruz. Çok uzun zamandır iki büyük lojistik firması ile çalışıyoruz; Borusan Lojistik ve Dinçer Lojistik. Bu süre içinde birlikte çok şey başardık ve hala devam ediyoruz. Karşılıklı gelişme ve geliştirme üzerine kurulu, sektöre örnek olmuş başarılı bir süreci yürütüyoruz.
Polisan, karbon ayak izini nasıl siliyor?
Polisan Boya, Polisan Kimya ve Poliport iştiraklerimiz için başlatılan Kurumsal Karbon Ayak İzi Hesaplama çalışması, ISO-14064-1 standardına göre raporlandı. Polisan Boya ve Poliport, sektörlerinde kurumsal karbon ayak izini hesaplayan ilk Türk firmalarından oldular. İnsanlar, ekosistemler ve ekonomik sektörler üzerinde farklı etkileri olması beklenen iklim değişikliği, özellikle tarım ve su kaynaklarının geleceğini ve dolayısıyla tüm canlıların gıda ve suya erişimlerini tehdit ediyor. Doğal kaynaklara erişimdeki sıkıntının da tıpkı bir zincirleme reaksiyon gibi, enerji, kimya, turizm, tarım, sanayi gibi pek çok ekonomik sektörün yanında, halk sağlığı ve biyo çeşitliliği de olumsuz yönde etkilemesi bekleniyor.
Türkiye’nin de büyüyen ve fosil yakıt üzerine kurgulanmış ekonomisi ile iklim değişikliğine olan etkisi her geçen gün artıyor.
Türkiye’de sera gazı salınımı miktarı 1990 yılında, enerji, sanayi, tarım ve atık sektörleri başta olmak üzere toplam 187 milyon ton olarak gerçekleşirken, bu rakam 2011 yılına gelindiğinde 422 milyon tona ulaştı. Artan emisyonlarla mücadele çalışmaları için İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıklayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hedeflerine destek olmak ve iklim değişikliği ile mücadelede Polisan Holding olarak üstümüze düşen sorumluluğu alıyor, başlattığımız çalışmaları sürdürülebilir kılmayı amaçlıyoruz. Bir önceki yıla göre her bir birim ürün için kullandığımız doğal kaynak kullanım miktarlarımızı %5 azaltmayı hedefliyoruz.
YEŞİL LOJİSTİĞE YATIRIM YAPAN KAZANACAK
Çevre faktörü lojistik partner seçimlerinizi nasıl etkiliyor? Bu kapsamda lojistik çözüm ortaklarınızdan beklentileriniz neler?
Lojistik süreçlerinin, dünyadaki sera gazı emisyonlarının çok büyük bir bölümünün, yaklaşık dörtte birinin kaynağı olduğu belirtiliyor. Burada sağlanacak her olumlu değişimin, dünyanın sürdürülebilirliğine yapacağı katkı açık ve nettir. Tedarikçiden müşteriye, bir değer yaratma süreci olan tedarik zincirinde, lojistik firmalarının bu sürecin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi ve kendi karbon ayak izlerini azaltma sorumluluğunu taşımaları gerektiğine inanıyoruz. Yeşil lojistik için atılacak her adım, firmaları bir adım öne çıkararak farklılaştıracaktır. Tüketicinin sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk bilincinin gün geçtikçe artması, bu konuda değer yaratan firmaları ve ürün/hizmetlerini talep etmelerine neden olacaktır. Buna hazır olmak lazım. Ayrıca enerji günümüzün ve geleceğimizin en önemli sorunlarından biridir. Kaynaklar azaldığı için maliyetler yükseliyor ve ekonominin her alanını etkiliyor. Ekonominin her alanında daha az enerji kullanabilmeyi başarmamız gerekiyor. Lojistik firmalarımızdan, en azından ülkemizde geçerli çevre ve güvenlik standartlarına sahip olmalarını isteriz. Bu konudaki normlar, ülkemizde AB’ye oranla nispeten daha yavaş gelişse de, güçlü bir uyum çabası var. Yeni devreye alınan ADR yönetmeliğinin gereklerini yerine getirmelerini ve standartların korunması, uygulamanın yaygınlaştırılması desteğini vermeleri gerekliliğine inanıyoruz.
KARBON AYAK İZİ TAKİBİNDE
Polisan Holding her yıl kurumsal karbon ayak izini hesaplıyor. Bu sayede azaltım tedbirleri geliştirdiklerini belirten Kadriye Bayraktar, şunları aktarıyor: “Bu sayede uygulanan emisyon azaltım projelerinin verimliliğini de gözlemleme şansı buluyoruz. Tüm su bazlı boyalarımızda Uçucu Organik Karbon (VOC) miktarlarımız AB direktiflerinde belirtilen oranlara indirilmiştir. Halen Ar-Ge çalışmalarımızla bağlayıcı bileşimlerinde iyileştirme çalışmaları yaparak VOC değerlerimizi daha aşağıya çekmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilir çevre ilkeleri doğrultusunda çalışmalara tüm hızıyla devam edeceğiz. Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, Çevresel Ürün Bildirim Deklarasyonu gibi uluslararası standartlarla çalışmalara 2013 yılında başladık. YDD çalışması ile ürünün üretim ve kullanım aşamalarında kirliliğe sebep verebilecek, yüksek enerji ve hammadde gereksinimi olan süreçleri belirlemeye ve bunların etkilerini görmekte ve gerekli iyileştirmeleri yapmaktayız.
Çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir üretim ilkesini çok önemsiyoruz. Bu yaklaşımının önemli bir parçası olan iklim değişikliği tehdidi ile mücadele için çalışmalar başlatarak, ‘Kurumsal Karbon Ayak İzini’ yönetmeyi hedefliyoruz.”