TGSD: İhracatta çıtayı lojistik sektörüyle birlikte yükseltebiliriz
Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün ulaştığı büyüklük hakkında bilgi vererek, üretim ve ihracat faaliyetlerinden söz eder misiniz?
Hazır giyim sektörü olarak, üretim ve istihdamda gıdadan sonra en büyük imalat sanayi koluyuz. GSMH’nin % 3’ünü, imalat üretiminin %6,2’sini, imalatta işgücünün ’ini, toplam ihracat gelirinin ,3’ünü gerçekleştiriyoruz. Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü iç pazarda yaklaşık 27 milyar dolar büyüklüğe sahip. 81 ilde 35 bin işletme ile Türkiye’nin her yerinde üretiyoruz. Sadece üretimde 500 binin üzerinde çalışanımız var. Perakende sektörüyle birlikte 1,5 milyon kişiye istihdam sağlıyoruz. Tüm bu rakamlar Türkiye imalat sanayisinin en önemli bileşenlerinden biri olduğumuzu gösteriyor.
Türk hazır giyim sektörü olarak Türkiye’nin en çok ihracat yapan ikinci büyük sektörüyüz. Aynı zamanda kazandırdığımız katma değer ve istihdam sayısıyla da uzak ara lider durumundayız. Öte yandan, Türk markalarına ait 4 bin 500 mağaza ile dünyanın her yerinde tüketici ile buluşuyoruz. Amerika’da Belize’den Afrika’da Madagaskar’a, Avrupa’da İzlanda’dan Asya’da Maldivler’e kadar, her coğrafyada 217 ülkeye hazır giyim ürünü ihraç ediyoruz. Dünyanın 6’ıncı büyük, AB’nin ise Çin’den sonra ikinci büyük tedarikçisiyiz. Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımızın %75’i, bir diğer ifade ile 4’te 3’ünü 28 AB ülkesine yapıyoruz.
2014’TE İHRACATTA 19 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ihracatta 2014 yılını nasıl bir büyümeyle kapattı? 2015 yılına yönelik ihracat hedefleri neler?
2014 yılı Türkiye ekonomisinin sahip olduğu potansiyelin altında bir büyüme ve gelişme gösterdi. Bununla birlikte hazır giyim sektörü 2014 yılında Türkiye ekonomisinin ve birçok sanayi sektörünün üzerinde performans gösterdi. Yıllık ihracat artarak yaklaşık 19 milyar dolara ulaştı. Toplam iç satışlar %8 artarak 54 milyar TL’ye, modern perakende satışları ise artarak 37 milyar TL’ye çıktı. Sanayi üretiminde ise %2 büyüme yaşandı. Sektörün genelinde yatırımlar geriledi. 2014 yılında 450 milyon TL tutarında yatırım teşviki alındı. 2014’de Avrupa’nın tüm dünyadan yaptığı hazır giyim ithalatı yüzde 9.4 arttı. Oysa Türkiye’nin bu coğrafyaya gerçekleştirdiği ihracattaki artış hızı %7’de kaldı. Aradaki yaklaşık 2,5 puanlık fark, ihracatımıza eksi 500 milyon dolar olarak yansıdı ve Avrupa’nın ithalatındaki artış hızını yakalayamadık. Türkiye olarak kalitemizi ispatlamış durumdayız. Yüzde 7 büyüme iyi bir oran. Avrupa pazarını takip ediyoruz. 2015’te daha iyi siparişler alacağımızı düşünüyoruz.
2015 yılında dünya pazarlarında öncelikli hedefimiz payımızı korumak olacak. 2015’te petrole bağımlı harcamaların düşmesinden dolayı alışverişe daha çok bütçe ayrılmasını bekliyoruz. Bu da doğrudan hazır giyim harcamalarının artması anlamına geliyor. 2015’te de Avrupa Birliği pazarı daha öncelikli ve önemli olacak. Euro-dolar paritesindeki gerileme ve bölge pazarlarımızdaki sıkıntılara rağmen ihracatta %8-10 arası artış hedefliyoruz. İç pazarda da 2014 yılına benzer %8-10 arasında büyüme ile toplam satışlar 60 milyar TL’ye, modern perakende satışları da 40 milyar TL’ye yaklaşacağını umuyoruz.
Bunun yanında Rusya, Irak, Suriye başta olmak üzere, yakın coğrafyamızda silahların susması halinde ciddi bir sıçrama yapacağımızı umuyoruz. Bunu gerçekleştirebilmemiz için mutlaka yeni yatırımların da hayata geçirilmesi gerekiyor. Tüm bunların gerçekleşmesi halinde 3 yılda 25 milyar dolar ihracat sınırını aşarız. Öte yandan biz ihracatımızı artırırken, ithalatın da arttığını gözlemliyoruz. Bu yıl 2,5 milyar dolar düzeyinde olan hazır giyim ithalatının 2015’te 3 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. 2015 yılında performansımızı olumsuz etkileyecek unsurların başında kumaş girdilerindeki koruma önlemlerinin sürmesi ve dahilde işleme rejimi düzenlemesi ile getirilen olanakların sınırlanması gelecek. Sonuç olarak, sıkıntılara ve risklere rağmen ihracat sektörlerinin dinamizmi ile tecrübe ve bilgi birikimi sayesinde 2015 yılında ihracattaki artışın ve ülke ekonomisindeki istikrarlı seyir ile büyümenin devam etmesini bekliyoruz.
Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon sektörü lojistik süreçlerini nasıl yönetiyor? Süreçlerini ne oranda outsource ediyor?
Lojistik firmaları ile işbirliği ile depolama, gümrükleme, nakliye gibi tüm faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında çok fazla olmamakla beraber kendi lojistiğini sağlayan ve antreposu da bulunan firmalarımız da mevcut. Ancak genel eğilim lojistik hizmeti alınması yönünde. Depolar, lojistik sürecin önemli halkalarından birini oluşturuyor ve satış noktalarının planlanan zamanlarda beslenmesi, stok ve sipariş hazırlama doğruluk oranlarının yüksek tutulabilmesi, lojistik maliyetinin dolayısıyla da ürün maliyetinin düşürülmesi adına büyük rol oynuyor. Yurtdışından gelen ürünlerin gümrükleme sürecinde depolanması, transit ticaret yapılacak ürünlerin müşteri talepleri doğrultusunda siparişlerinin hazırlanarak sevk edilmesi, sipariş yönetimi, stok yönetimi, envanter yönetimi, bayi yönetimi depolar kapsamında sunulan hizmetler arasında yer alıyor.
Depolama ve lojistik hizmeti müşterilerimizin bizlerden beklediği bir hizmet haline geldi. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde firmalarımızın rakiplerinden pozitif olarak ayrışması için müşterilerine üretim haricinde bu hizmetleri de vereceklerini düşünüyorum. Bu nedenle önümüzdeki dönemde hem yurtiçinde hem yurtdışında depolama ve lojistik hizmetleriyle ilgili yatırımlar yapılacak, haliyle finansman talebi ortaya çıkacaktır.
YURTİÇİ LOJİSTİK SÜREÇLERİ DÜZENLENMELİ
Türkiye hazır giyim sektörünün lojistik sektöründen en temel beklentileri neler?
Üretimi Anadolu’ya kaydırıp maliyet iyileştirmesine gidebilmek için iç lojistik süreçlerinin düzenlenmesi gerekiyor. Bunun dışında ehliyetli firma sayısının artması ayrı bir şart. Haliyle taşımacılık sektöründe rekabet fiyatlara yansıyor. İhracatçı ise ister istemez maliyetlerini düşünüyor. Ancak gece gündüz çalışarak hazırlanan ürünler geç teslim edilince bütün çaba boşa gidiyor. Nakliye firmalarını seçerken mutlaka fiyat-servis kalitesi dengesinin dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün rekabet üstünlüğünü koruması ve artırabilmesi, yeni hedeflenen pazarlara girebilmesi ve pazar geliştirme faaliyetlerinde bulunabilmesi için lojistik sektörünü önemsiyoruz. Türkiye’nin 2023 hedefinin gerçekleştirilmesi için firmaların rekabet gücüne olumsuz etki yapan unsurların bertaraf edilmesi gerekiyor. İhracat ve ithalat operasyonlarında bir ülkeden çıkan eşyanın diğer ülkedeki teslim noktasına varışına kadarki süreçte lojistik alandaki gereksiz masraf ve gecikmeler kamu ve özel sektörün işbirliğiyle asgari seviyeye indirilebilir. Bu işbirliği çerçevesinde, kamunun gerekli altyapı yatırımlarını hızla yapması ve mevzuat temelini oturtması gerekiyor. Firmaların da yeni kurumsal strateji ve süreçler geliştirmesi gerekiyor. Ayrıca lojistik sektörünün de Türk ihracatçısına uluslararası standartlarda, uygun fiyat ve kalitede hizmet vermesi son derece önemli.
RAKAMLARLA HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ
- Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü iç pazarda yaklaşık 27 milyar dolar büyüklüğe sahip,
- 35 bin işletme Türkiye’nin her bölgesinde üretim yapıyor,
- GSMH’nin % 3’ünü, imalat üretiminin %6,2’sini, imalatta işgücünün ’ini, toplam ihracat gelirinin ,3’ünü gerçekleştiriyor,
- Üretimde 500 bin kişiye istihdam sağlıyor, perakendeyle birlikte bu rakam 1,5 milyonu geçiyor,
- Dünyanın 6’ıncı büyük, AB’nin ise Çin’den sonra ikinci büyük tedarikçisi,
- Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının %75’i, bir diğer ifade ile 4’te 3’ü 28 AB ülkesine yapılıyor,
- 217 ülkeye ihracat yapıyor,
- 2014’te ihracat artarak yaklaşık 19 milyar dolara ulaştı.