Pimsa Otomotiv’in lojistik ajandası yoğun
Türk otomotiv sanayine poliüretan mamülleri üreten ilk firmalardan biri olan Pimsa Otomotiv, 1975 tarihinde kuruldu. Poliüretandan koltuk süngeri, direksiyon simidi ve kolçak üretimi ile işe başlayan şirket, direksiyon simidi ve halı, izolasyon gibi akustik parça imalatlarının yabancı ortaklı şirketlere geçmesiyle ticari araç ile traktör ve iş makineleri sektörüne kaydı. Müşteri portföyünün genişlemesi ile birçok global firma, grubun müşterisi haline geldi ve ihracat imkanları arttı. Sürekli büyüyen ve gelişen bir organizasyona sahip olan Pimsa Otomotiv, bugün 3 ülkede toplam 8 fabrikasıyla müşterilerine hizmet veriyor. 17 yıldır Pimsa Otomotiv’de görev yapan Lojistik ve Planlama Müdürü Zafer Barış Güngör, tedarik zinciri süreçlerini nasıl iyileştirdiklerini ve lojistik şirketlerinden ne tür hizmetler aldıklarını UTA Lojistik’e anlattı.
Tedarik zinciri süreçlerinizi nasıl iyileştirdiniz?
Otomotiv sektöründe tedarik zinciri dediğimizde; sipariş yönetiminden malzeme teminine, ithalat-ihracattan gümrük sürecine, ambalaj yönetiminden paketleme tasarımına, taşıma modu seçiminden stok politikalarına kadar birçok kavram önümüze geliyor. Öncelikle sektör bizden dataları tam zamanında ve doğru bir şekilde işlememizi, sipariş aşamasında fizibilite yapmamızı, malın istenen miktarlarda ve tam zamanında müşteride olabilmesi için tüm süreçleri yakından takip etmemizi ve iletişim trafiğini yönetebilmemizi bekliyor. Ford, Toyota, Mercedes gibi değerli ana sanayi müşterilerimizin tedarik yönetimini sağlarken bizi motive ettikleri ve yönlendirdikleri bir gerçek. Bizde aynı motivasyonu tedarikçilerimize ve nakliyecilerimiz de dahil olmak üzere tüm lojistik servis sağlayan firmalara aktarmaya gayret ediyoruz. Tedarik zinciri süreçlerimizi navlun, gümrük, antrepo ve depo maliyet minimizasyonunu sağlayarak, stok politikalarımızı optimize ederek, süreçlerimizdeki verimliliği artırarak ve araç doluluk oranlarımızı iyileştirerek geliştiriyoruz. Bu alana dönük yaptığımız yatırımları; IT sistemimizin geliştirilmesi, barkod uygulamaları, üretim planlama otomasyonu, daha yakın ve tam teşekküllü depoların kullanılması, ek depo kiralama ve yurt dışı depo çalışmalarımızdan söz edebiliriz. Yine yakın gelecekte tamamlamayı planladığımız İngiltere yatırımımız içinde konsinye depo gibi, konsolidasyon merkezi gibi çeşitli lojistik hamlelere de ihtiyaç duyacağız.
FABRİKADAN HER GÜN 32 TIR ÇIKIYOR
Yılda sevkiyat oranınız nedir ve hangi taşıma modlarını kullanıyorsunuz?
Günlük yaklaşık 32 tırlık, 640 paletlik sevkiyatımız var. Yurt dışında İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Slovakya, İsveç, Finlandiya, Japonya, Çin, Hindistan, Tayland, Meksika, Amerika, Brezilya, Arjantin sevkiyatlarımız, yurt içinde ise Çerkezköy, İzmit, Adapazarı, Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Ankara, İzmir olmak üzere toplamda son bir yılda 8.000 civarında taşıma gerçekleştirdik. Sevkiyatlarda ağırlıklı karayolunu kullanıyoruz ve önemli bir bölümü exworks olarak fabrikamızdan teslim alınıyor. Avrupa hariç tüm ihracat sevkiyatlarımızı denizyolu ile gerçekleştiriyoruz. Buna rağmen karayolunun denizyoluna göre %70’e %30 gibi bir üstünlüğü söz konusu. Demiryolu taşıma modunun son dönemde geliştirildiği, intermodal ve multimodal taşımaların yaygınlaştığını gözlemliyoruz. Yakın gelecekte alternatif rotaların avantajlı fiyatlarla servis edildiğini görebilmeyi diliyorum.
Lojistik şirketlerinden ne tür hizmetler alıyorsunuz? İş ortaklarınızı nasıl seçiyorsunuz?
Lojistik şirketlerden depolama, antrepo, nakliye, elleçleme, gerektiğinde paketleme hizmetleri alıyoruz. İş ortaklarımızı seçim kriterlerimize göre belirliyoruz. Buları; hızlı tekliflendirme, hedef fiyatın yakalanması, tüm süreç boyunca doğru bilginin zamanında paylaşımı, force major durumlarda hariç teslimat sürelerinde garanti verilmesi, evrak dolaşımının zamanında, doğru adres ve kişilere yapılması, teslimat sürelerinin teyit çerçevesinde gerçekleşmesi, iletişim ve ilişki yönetimi ile otomotiv sektöründe deneyimli olma olarak sıralayabilirim. Son dönemde belirttiğim kriterlerde son derece başarılı bulduğumuz, Gefco, Unimar ve Evolog olmak üzere üç ayrı firmadan hizmet alıyoruz.
Lojistik ajandasında hangi başlıklar var?
Bazı sevkiyatlarımızı demiryoluyla yapma düşüncemiz var. Yine grup şirketleri ile ihracat yüklerimizi konsolide edip ithalatlarımızı da birlikte yaparak, round trip avantajı ile verimlilik yakalamayı hedefliyoruz. Devlet teşviklerinin artırıldığı ve çeşitlendirildiği son dönemde yurt dışı konsinye depo desteği, marka tescil ve pazarlama faaliyet desteklerinin alınması da yine ajandamızda olan maddelerden birkaçı. Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası başvurumuzu da yakın zamanda yapmayı planlıyoruz.
İNSANA YATIRIM YAPILMALI
Türk lojistik şirketlerinin hizmet kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sorunuza salt olumlu veya salt olumsuz yanıt vermem mümkün değil. Lojistik şirketlerin yurt içi ve yurt dışı yatırımları, hizmet ağlarını geliştirme çabaları, yeniliğe, teknolojiye, bilişim alanlarına yönelik yatırımları takdire şayandır. Yeni mezun gençlerimizi yurt dışına gönderen, sektörel bilgi yanında yabancı kültürleri tanımalarına ve yabancı dilini geliştirmelerine imkan sağlayan sektör şirketlerini alkışlıyorum. Ancak madalyonun her zaman bir yüzü daha olduğunu unutmamak gerekir. Yukarıda saydığım başarıyı gösteren şirketlerimizin maalesef insan kaynakları ve müşteri ilişkilerine yatırım yapmadıklarını kolaylıkla fark ediyoruz. Teknik personel açığı hemen göze çarpıyor. Çoğu satış temsilcisinin konteyner, tır ölçülerini bilmediğini, rota planlayamadığını, hızlı teklif veremediğini, alternatif çözümler öneremediğini gözlemliyoruz. Diğer bir önemli konu ise işletmeye uygun niteliklere sahip çalışanların seçimidir. Çalışanın eğitimi, yabancı dil bilgisi, grup çalışma sistemine olan eğilimi, kişiliği ve bu işe psikolojik bakımdan yatkınlığı, girişken olup olmadığı şirketin dikkat etmesi gereken başlıca hususlardandır. Yine iletişimin ilişki yönetimine döndüğü günümüzde müşteriyi kazanma, müşteriyi elde tutma, müşteri ile başka müşteriler kazanma anlamında mesai harcanması sektörün faydasına olacaktır. Son olarak antrepo, serbest depo, nakliye, gümrükleme, paketleme, elleçleme gibi başlıklarda daha rekabetçi olunabilmesi için mutlaka suretle etkili benchmark çalışmaları yapılması gerekiyor. X firmanın aynı bölgede 10 dolar/m3’e sağladığı serbest depolama hizmetini, bir başka şirket 7 dolara verebilmekte. Sektörün en büyük firmaları bile bu kıyaslama çalışmalarından uzak durmaktalar. “Rakibe saygı” diye tabir edilen bir garip mesafe bırakılmakta. Firmalar birbirlerinin sahalarına girme çekincesi ile ilgili dataları temin ve analiz etmeyi tercih etmemektedirler.
PARLAYAN DEĞER ÇABA VE TUTKU
Tedarik zinciri yönetiminde işin en zor yanın yine tereddütsüz en heyecanlı yanı olduğunu belirten Pimsa Otomotiv Lojistik ve Planlama Müdürü Zafer Barış Güngör, şunları aktarıyor: “Outbound lojistik parametreleri öngörmeye çalışmak hem zor hem heyecan duyacağınız bir gayret. Sınır kuyrukları, gümrük işlemleri, yürüme yasakları, grevler, olumsuz hava koşulları, yurt dışı gümrüklerde yaşanan problemler ve bekleme süreleri, kaybolan evraklar, yol çalışmaları, bayram ve ulusal tatil dönemleri, kapalılık zamanları, gemiye, uçağa mal yetiştirme çabaları ve daha niceleri lojistik dünyasını renkli ve bir o kadar meşakkatli kılan unsurlar. Çağımızda zeka, akıl, yetenek ve diplomaların önem seviyeleri sınırlandı. Parlayan değerler çaba ve tutku. Çaba bir insanın yapabileceğinin en iyisini yapması tutku ise güçlü istek olarak tanımlanabilir. Lojistik dünyası için çaba göstermek, tutku ile bu dünyaya hizmet etmek için çok fazla sebebimiz var.
“Otomotiv ve yan sanayi sektörlerinde en önemli risk üretim bandının duruşudur. Bandı durdurmamak için tedarik zincirini doğru yönetmek zorundasınız. Biz lojistik sektör hizmet sağlayıcı firmalardan uygun / hedef maliyetlerde teklifler alamazsak, müşterimizle bir anlaşma sağlamakta zorlanırız ve günün sonunda tüm iş ortakları kaybetmiş olur. Nakliyeci, gümrükçü, depocu, tedarik sanayi firmaları olarak tüm paydaşların bir masanın etrafında aynı gaye ile oturduğunu özümsememiz gerekiyor.”