Sorunları cinsiyet ayrımcılığı ile değil akıl yolu ile çözmeliyiz
Eğitim yaşamınızdan bahsedebilir misiniz? Hangi okullardan mezun oldunuz?
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bölümü'nden mezun oldum. Okul yıllarında çalışmaya başladığım Borchard Hattı'nın Türkiye Temsilcisi olan Barwil Universal Denizcilik'te satış ve pazarlama uzmanı olarak görev yaptım. 2005 yılında İspanyol merkezli Transunion S.A.'nın kuruluş aşamasında İzmir Şube Müdürü olarak başladığım görevime 2007 yılı itibariyle şirketin Türkiye Genel Müdürü olarak devam ettim. Türkiye'deki tüm operasyonel, finansal, satış, acente bağlantıları ve İspanya merkez ile koordinasyon süreçlerini yönettim. 2013 yılında Transunion S.A.'nın DACHSER SE tarafından satın alınmasından bu yana DACHSER Türkiye' nin Genel Müdürü olarak görevime devam etmekteyim.
Lojistik dünyasına nasıl adım attınız? Lojistik sektörünü seçme nedenleriniz nelerdir?
Çocuk yaşlarda meslek seçimim ile ilgili büyüklerim tarafından sorulan soruların hiçbirisine “DENİZCİLİK” şeklinde bir cevabım olmadı. Ancak lise döneminde çok sevdiğim bir öğretmenim beni bu alan hakkında bilgilendirdi ve yönlendirdi. Yani üniversiteye başladığımda nereye geldiğimi ve ne yapmak istediğimi biliyordum. Ne mutlu bana ki şu anda aldığım eğitim ile birebir örtüşen bir mesleğe sahibim. Birçok açıdan bu benim için bilinçli olarak yapılmış bir tercihti.
İş yaşamınızın dönüm noktalarında belirleyici rol alan kişiler size neler kattı?
Tabi ki çalışma hayatımın başından beri birlikte çalıştığım tüm arkadaşlarımın bana değerli katkıları olmuştur. Fakat Transunion’da birlikte çalışmaya başladığım ve hala yöneticim olan İspanyol Müdürümün çalışma hayatımda belirleyici bir rolü olmuştur. Kariyerimin her aşamasında kendisi bana örnek olmuş, kılavuzluk etmiş ve benim ilham kaynağım olmuştur.
HER ZORLUĞU YENİ BİR ÖĞRENME FIRSATI OLARAK GÖRDÜM
Kariyer yolculuğunuzda en çok zorlandığınız konular neler oldu ve bunları nasıl aştınız?
Bence lojistik, erkek-kadın ayrımı kabul etmeyen sektörün her alanında oyunun kuralına göre oynanması ilkesine dayalı bir meslek. Ancak bunu kabul edersek biz kadınlar olarak başarılı olabiliyoruz. Bir kadın lojistikçi olarak ben de mesleğime olan ilgim ve kendime olan inancım sayesinde önüme çıkan tüm zorlukları aştım ve her zorluğu yeni bir öğrenme fırsatı olarak gördüm. Bu yüzden her seferinde daha da güçlenmiş olarak yoluma devam ettim.
Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlarsınız? Yönetim anlayışınızı belirleyen ilkelerden bahsedebilir misiniz?
Çalışma hayatım boyunca ekip çalışmasına önem verdim. Birlikte çalıştığım herkesin işi konusundaki bilgi ve deneyiminin önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum. Kariyer yolculuğum boyunca dürüst, ahlaklı, adil ve objektif yönetim anlayışından taviz vermeden çalışmalarımı sürdürdüm, bu sayede ekip arkadaşlarımın da desteğiyle birlikte birçok başarıya imza attık. Bu süreçte tabi ki ilham aldığım kişilerden işimi nasıl yapmam gerektiğini öğrendiğim kadar, çalışanını olumsuz yönde etkileyen bazı yöneticilerden de ne yapmamam gerektiğini öğrendim.
KALIPLAŞMIŞ YARGILAR YIKILMAYA BAŞLADI
Lojistikte yönetici kadın sayısının az olmasını nelere bağlıyorsunuz?
Aslında sanılanın aksine lojistik sektöründe çalışan kadın sayısı oldukça fazla. Bence iş hayatında kadın-erkek ayrımı yapmak çok yersiz bir çabadır, aslolan ne olursa olsun görevini en iyi şekilde yerine getirmektir. Sadece lojistik değil neredeyse tüm alanlarda, maalesef toplumsal cinsiyet algısı sebebiyle, yöneticiliğin erkeklere daha uygun olduğu düşünülüyor. Ancak son yıllarda lojistik sektörü de dahil olmak üzere birçok alanda eğitimli, donanımlı ve azimli kadınların iş hayatına daha aktif bir şekilde dahil olmasıyla birlikte bu kalıplaşmış yargılar yıkılmaya başladı. Kadınlar zor çalışma koşullarına rağmen işlerini titizlikle yapıyorlar ve bence her sektöre olduğu gibi lojistik sektörüne de çalışanlarımın tabiriyle “Kadın Eli” değmesi gerekiyor.
Kadınların iş yaşamı ve toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyosunuz? Bu konuda neler önerirsiniz?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, daha insani ve eşit koşullarda çalışmak için bir grup kadın emekçinin mücadelesinden yola çıkarak her alanda her dönemde varolma mücadelesi veren dünyadaki tüm kadınlara adanmış bir gün. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlar mücadeleleri ve kararlılıkları sayesinde birçok hakkı kazandılar ve kazanmaya devam ediyorlar. Ülkemizdeki tüm kadınlara önerim, ataerkil düzenin kendilerine biçtiği rolle yetinmemeleri ve her zaman daha iyisi için mücadelelerine devam etmeleridir. Ülkemizde cinsiyete dayalı ayrımcılığın yol açtığı tüm sorunları cinsiyetle değil akıl yoluyla çözmek bize çağdaşlığı öğütleyen güzel ülkemizin mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük isteğiydi. Bunu başarabilen kadınlardan biri olmak kişisel olarak benim için gururların en büyüğü...
YETKİN VE EĞİTİMLİ LOJİSTİKÇİLERE DUYULAN İHTİYAÇ ARTIYOR
Mesleğe başlarken düşünceleriniz nelerdi? Bugün geldiğiniz noktada lojistik sektörüyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Üniversite yıllarında başladığım çalışma hayatımda aldığım her sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım. Kadınların yapamaz dedikleri alanlarda büyük bir keyifle çalıştım ve tüm bunları yaparken tek motivasyonum iyi bir çalışan olmaktı.
Türkiye’nin sahip olduğu potansiyele ve lojistik sektöründeki sürekli gelişmeye paralel olarak, Türk firmalarının yanı sıra son yıllarda birçok yabancı firma da ülkemizde bu alanda yatırımlar yapmakta, bu da lojistik sektörünün rekabetçi ve dinamik yapısını desteklemektedir.
Aynı zamanda sürdürülebilir gelişmede anahtar rolü üstlenmiş, küresel olarak kritik bir öneme sahip olan lojistik sektörü yeterli bilgi, beceri ve uzmanlık isteyen bir iştir, dolayısıyla uluslararası özelliğe sahip olan bu alanda yetişmiş, profesyonel, yetkin ve eğitimli lojistikçilere duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.