e


Ünal Baylan: Türkiye denizcilikte gücünü yeni projelerle artıracak
T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, UTA Lojistik Dergisi’ne konteyner krizinden dijitalleşmeye, yeşil limandan filo yenileme projesine, Ro-Ro taşımacılığına kadar denizcilik ve lojistik sektörünü etkileyecek birçok önemli konuya ilişkin değerlendirmelere bulundu. Baylan, 2023 hedefleri doğrultusunda Türk denizciliğinin küresel piyasada daha fazla söz sahibi olması adına kısa ve orta vadede hedefledikleri açıkladı. 




Unal BaylanDış ticaret taşımalarında denizyolunun payı nedir? Denizyolu yük taşımacılığının milli gelire katkısı nedir? 
 
TÜİK verilere göre, 2020 yılında Türkiye’nin dış ticareti 164,64 milyar dolar ihracat ve 219,52 milyar dolar ithalat olmak üzere toplam 389,16 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Toplam dış ticaret taşımalarında denizyolunun payı ise 100,91 milyar doları ihracat ve 114,84 milyar doları da ithalat olmak üzere toplam 215,75 milyar dolara ulaşmıştır. Kısaca, toplam dış ticaretin parasal olarak yaklaşık %55,4’ü denizyolu ile gerçekleşmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan temin edilen verilere göre, denizcilik sektöründe yer alan ve denizyolu yük taşımacılığı faaliyetinde bulunan işletmeler yıllık yaklaşık 18,9 milyar TL gelir ile denizcilik sektörü faaliyet kolları arasında milli gelire en çok katkıyı vermişlerdir. AB ile kıyaslandığında ülkemizde denizciliğin ekonomimize katkısının da daha fazla olduğu görülmektedir. Önümüzdeki süreçte, Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan alınacak veri setleri kapsamında sektörel büyüklüklerin güncellenmesi, alt sektör büyüklüklerinde, istihdam ve karlılıktaki değişimlerin izlenmesi ve değerlendirmelerin Genel Müdürlüğümüzce yapılması planlanmaktadır. Özellikle istihdam politikalarının şekillendirilmesinde, bu veriler büyük önem arz etmektedir. 
 
Türkiye denizyolu taşımacılığında nasıl bir filo gücüne sahip? Türk sahipli koster filosu ve gemilerin yaş ortalaması nedir? 
 
2003 yılında Türk sahipli deniz ticareti filosu 8,9 milyon DWT (Deadweight Ton) ile dünyada 17. sırada yer almakta iken Ocak 2021 itibariyle de 28,9 milyon DWT ile 15’inci sıraya yükselmiştir. Ancak, koster filomuz her geçen gün yaşlanarak artan maliyetler sebebiyle rekabet gücünü yitirmektedir. Bununla birlikte özellikle AB limanlarında belirli bir yaşın üzerindeki gemiler için uygulanan yoğun denetimler ve gemi tutuklanmaları işletmeci firmaların AB ülkeleri ile ticaret yapmasının önünde bir zorluk olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla AB’den denizcilikten aldığımız payın azalmasına sebep olmaktadır. Bu ticari kayıpların yanında söz konusu gemilerin seyir, can, mal ve çevre emniyeti açısından da yüksek riske sahip olması, deniz egemenlik alanlarımız için de ayrıca bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
 
GEMİSİ HURDAYA AYRILIP YENİSİNİ İNŞA ETTİRENE TEŞVİK 
 
Koster Filosu Yenileme Projesi hakkında bilgi verir misiniz?
 
2008’de yaşanan küresel krizden etkilenen deniz ticaret filosunun rekabet gücüne yeniden kavuşturmak, Akdeniz ve Karadeniz’de deniz taşımacılığında yeniden ivme kazanabilmek ve bununla birlikte gemi inşa sanayimizi geliştirmek üzere uzun süredir denizciliğimizin ihtiyacı olan teşvik mekanizmalarını çalıştırmaya başladık. Bu kapsamda, 28 Nisan 2021 tarihinde “Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair Yönetmelik” yayımlanmıştır. Bu Yönetmeliğin getirdiği teşvik ile Koster Filosunun Yenilenmesi Projesi’ni de başlatmış olduk. Türk deniz ticaret filosuna yapılacak destek ile her yıl filomuzdaki ekonomik ömrünü tamamlamış 5 gemiye hurda destek bedeli ödenerek yaşlı gemiler hurdaya ayrılıp yerlerine yenilerinin inşa edilmesi sağlanacaktır. Bu sayede kısa vadede olamasa bile orta ve uzun vadeli bir planlama ile gemilerimizin yenilenmesini sağlayacağımız bir teşvik mekanizması oluşturulmuştur. Hurda teşviki kapsamında, sadece koster filomuz yenilenmeyecek, bunun yanı sıra yeni gemiler sayesinde firmaların işletme maliyetleri düşecek, bu gemiler yerli tersanelerimizde inşa edilerek yerli sanayimiz gelişecek ve ihraç mallarımızın da Akdeniz ve Karadeniz’de bu gemilerle taşınmasıyla navlun gelirleri ülkemizde kalacaktır. Ek olarak, limanlarımıza hareketlilik gelecek, gemi insanlarımız için iş potansiyeli oluşacak ve ülkemizin stratejik konumunu güçlendirmesi için güçlü bir deniz taşımacılığı altyapısına sahip olunacaktır. Pandemi sonrası, genel yük gemilerinin navlunlarında görülen muazzam artışla birlikte (baltık kuru yük endeksindeki ciddi artış) koster işletmecilerimizin gelirlerinin artmasını, dolayısıyla yeni gemi inşası için bir talep oluşturmasını bekliyoruz. 
 
Pandemi süreci denizyoluyla yük taşımacılığını nasıl etkiledi? 
 
Çin’de ortaya çıkan bu salgın tüm dünyaya yayılmış, ülkeler sınırlarını kapatmış, insanlar izole olmuş, ulaşım aksamış, tedarik zinciri problemleri ortaya çıkmıştır. Ülkemizde bu sorunun etkilerini görmüş olmakla birlikte Bakanlığımızın aldığı tedbirler neticesinde, 2020 yılında limanlarımızda elleçlenen konteyner miktarı bir önceki yıla göre %0,3 artarak 11 milyon 626 bin TEU olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılı Ocak-Haziran döneminde ise limanlarımızda elleçlenen yük miktarı bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,1 artarak 255 milyon 902 bin ton, limanlarımızda elleçlenen konteyner miktarı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre ,2 artarak 6 milyon 164 bin TEU olarak gerçekleşmiştir. Uluslararası kuruluşların verilerine göre 2020 yılında dünya konteyner taşımacılığı yaklaşık % 4.5 azalmışken, Türk limanlarındaki konteyner elleçlemesi Covid-19 küresel salgına rağmen küçük de olsa artış yaşamıştır. Bu veriler ışığında başarılı bir kriz yönetimi yapıldığı mevcut çıktılarıyla ortadadır.
 
'YEŞİL LİMAN’ PROGRAMINDA DEĞİŞİKLİK YAPILACAK 
 
Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü “Yeşil Liman” projesi hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
 
Ülkemizdeki birçok liman tesisi kentin merkezinde veya yakınında dar bir sahada hizmet vermekte, gemi ve liman operasyonlarından kaynaklı kirlilik şehir yaşamını ve insanlarımızı olumsuz etkilerinden korunması gerekmektedir. Yaşanan veya yaşanması muhtemel çevre kaynaklı olumsuzlukların giderilmesi ve mümkün ise ortadan kaldırılması için, çevreye daha duyarlı liman tesislerinin ülkeye kazandırılması gerekmekte olduğu düşünülerek “Yeşil Liman Sertifika Programı” Genel Müdürlüğümüz bünyesinde başlatılmıştır.
Anılan sertifika programı kapsamında belirlenen şartları yerine getiren ve bunları idareye sunan liman tesislerine “Yeşil Liman” belgesi verilmektedir.  Onbirinci Kalkınma Planı içinde (2019-2023) çevreye duyarlı liman uygulamaları da yer almakta olup 510’uncu maddesinde “Ülkemizdeki kamu ve özel sektörün liman yatırımları bütüncül bir bakış açısıyla koordine edilecek ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir liman uygulamaları yaygınlaştırılacaktır” hedefi yer almıştır. Dünyadaki denizcilik sektörü paydaşları, Birleşmiş Milletler ’in denizciliğin sıfır karbona yönelik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için gerekli olan araştırma ve geliştirme çalışmalarını desteklemekte ve bu yönde yeni düzenlemeleri hayata geçirmek için çalışmalar yapmaktadır. Bu kapsamda, Genel Müdürlüğümüz iklim değişikliği etkilerinin bertaraf edilebilmesi için limanlarda düşük emisyonlu teknolojilerin kullanılması hususu sertifika programının ana unsurlarından birini oluşturmakta. Yeşil liman sertifika programına yönelik yapacağımız yeni mevzuat düzenlemesi ile ISO 14064 standardı kapsamında sera gazı emisyonlarının raporlanması ve doğrulanmasını zorunlu hale getirilecektir. Uluslararası ticarete açık liman tesislerimizde 20 tanesi bugüne yeşil liman sertifikalandırılması gerçekleştirilmiş olup 6 liman tesisimizin başvuru süreci devam etmektedir.  Yeşil Liman sertifikasını hak eden liman işletmelerinin Yeşil Liman Sertifikalı işletme olması hasebiyle limancılık sektörüne önderlik edeceği ve sektörü daha ilerilere taşıyacağına inancımız tamdır.  Nihai olarak şunu ifade etmek isterim ki; mevcut uygulamaları sürekli geliştirmek, dünyada yapılan diğer iyi uygulamaları örnek alarak ve ülkemizin öncü limanlara sahip olması için çalışmalarımıza devam etmekteyiz.  
 
DENİZCİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN AJANDASI YOĞUN 
 
Denizcilik ile ilgili yakın zamanda hayata geçirmeyi planladığınız çalışmalardan kısaca bahseder misiniz?  
 
2023 hedefleri doğrultusunda Türk denizciliğinin küresel piyasada daha fazla söz sahibi olması adına kısa ve orta vadede hedeflerimizi ve faaliyetlerimizi kısaca özetlemek isterim. 
•Dijital devrim diye tanımlanan dijitalleşmeyle birlikte deniz ticaretimize yönelik iş ve işlemlerin birçoğunun elektronik ortama taşınmasına büyük önem vermekteyiz. Bürokrasinin azaltılması, mevzuatın daha yalın hale getirilmesi ve deniz ticaretinin kolaylaştırılması yönündeki çalışmalarımıza devam ediyoruz.
•İntermodal taşımacılığın geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası çevrede karayolu-denizyolu, demiryolu-denizyolu, karayolu-demiryolu kombinasyonunun sağlanmasına yönelik mevzuat ve uluslararası standartlara uygun altyapıyı oluşturuyoruz.
•İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Denizcilik sektöründen kaynaklanan zararlı emisyonların azaltılması ve yeşil denizciliğin desteklenmesine yönelik sektörel ve toplumsal farkındalığı artırıyoruz.
•Çevre dostu ve alternatif enerji kaynaklarının gemilerde kullanımının yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Liman tesislerinde liman elektriği (cold-ironing) gibi altyapıların kurulması ile sürdürülebilir enerji kullanımına yönelik çalışmaları destekliyoruz ayrıca bu konuda teşvik mekanizmalarının kurulmasına çalışıyoruz.
•Denizciliğin uluslararası alanda en önemli gündem maddesi olan emisyonların azaltılması hususunda da sektörümüze finansal destek sağlamayı hedefleyen ve önünü açıcı mevzuat çalışmalarımızın yanında özellikle e-navigasyon projelerimiz yoluyla dijitalleşmeyi kullanarak zararlı emisyonların azaltımında örnek ülkeler arasına girmeyi hedefliyoruz.
•Limanlarımızda yük cinsine göre potansiyel yük trafiği projeksiyonunu oluşturarak limanların daha verimli çalışması için rehberlik yapıyoruz
•Tüm taşıma modlarına göre bütünleşik ulaştırma istatistik veri tabanı oluşturulması ve tüm paydaşların kullanıma sunulması için çalışmalarımız devam ediyor. Trans-Avrupa, Pan-Avrupa, TRACECA ve diğer ulaştırma ağlarında limanların etkinliğinin artırılması için ülkeler ile işbirliği çalışmalarını yürütüyoruz
•Ticaretin sürdürülebilirliği ve gelişmesindeki en önemli unsurlardan birisi emniyet ve güvenilirliktir. Bu bağlamda, mükemmel bir coğrafyada bulunan ülkemizi çevreleyen denizlerimizde ve boğazlarımızda deniz trafiğini yönetmek, seyir emniyetini ve deniz, can, mal ve çevre güvenliğini sağlamak, bölgemizde deniz yolu taşımacılığına olan güvenilirliği artırmak amacıyla Gemi Trafik Hizmetleri Sistemlerimizi (GTHS) kurduk ve gerekli olan deniz alanlarına yenilerini tesis ediyoruz. Gemi Trafik Hizmetleri Sistemlerimizin (GTHS) yerli ve milli olarak geliştirilmesi çalışmalarını başlattık.  Sistem ilk aşamada Türk Boğazlarında sonra da devletimizin çok önem verdiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Doğu Akdeniz’i de kapsayacak olan “Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Projesi” için de kullanılacaktır. Çalışmalar hızla devam etmekte olup yakın zamanda sistemin kurulumuna başlanacaktır. 
•Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemini bir adım daha ileriye taşıyıp Marmara Denizinin tamamının gemi trafik hizmetleri kapsamına alınması amacıyla kurmayı amaçladığımız “Marmara Gemi Trafik Hizmetleri Projesi”nin de yine yakın bir zamanda kurulumuna başlamayı planlıyoruz.
•Kurduğumuz ve işletmekte olduğumuz Gemi Trafik Hizmetleri sistemlerinin yanında, 2007 yılında dünyadaki en öncü ülkelerden birisi olarak kurduğumuz Otomatik Tanımlama Sistemi (OTS) ve yine 2010 yılında kurulumunu tamamladığımız Uzak Mesafeden Gemilerin Tanımlanması ve Takibi (LRIT) Sistemi gibi gemi takip ve izleme sistemlerini yine yerli ve milli imkanlarla entegre edip tek bir deniz resmi elde edebilmek amacıyla da ayrıca bir proje Bakanlığımızca yürütülmektedir.
•Akıllı Ulaşım Sistemleri, e-navigasyon ve karar destek sistemleri gibi deniz ulaştırmasında hem maliyet avantajı sağlayacak hem de emniyeti ve güvenliği artıracak sistemlere yönelik olarak gerek IMO nezdindeki toplantılarda öncülük yapıyor, gerekse de çağın gerektirdiği altyapının ülkemizde kurulması amacıyla planlamalarımızı bu yönde gerçekleştiriyoruz.
•Gelecekte denizlerde görülmesi beklenen insansız deniz araçlarına yönelik teknik, operasyonel, idari ve hukuki altyapı çalışmalarına yönelik çalışmalarımızı da sürdürmeye devam ediyoruz.
•Ülkemizin gemi trafiği açısından en riskli bölgesi olan Marmara Denizi’nin kuzeybatısında yer alan ve geniş lojistik imkânlara sahip olan Tekirdağ, Marmara Ereğlisi ilçesinde ülkemizin deniz kazalarına ve deniz kirliliğine karşı müdahalede beyni ve koordine görevini yapacak olan Avrupa’nın en büyük Acil Müdahale Merkezi olan Ulusal Deniz Emniyeti Merkezi’ni (UDEM) kurduk. Bu kapsamda, kısa zaman içinde Akdeniz, Karadeniz ve Hazar havzasında yer alan ülkeler başta olmak üzere işbirliği yapılacak ülkelerin acil müdahale eğitimleri ile acil müdahale ekipmanlarının testlerini UDEM’de gerçekleştireceğiz. UDEM, deniz yetki alanlarımızda personel, ekipman, donanım, yazılım ve gerekli tüm altyapı imkanları ile deniz emniyetinin teminine ilişkin her türlü hazırlıklı olma, planlama, koordinasyon, müdahale gibi görevleri icra etmek üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının karar destek sistemi olarak faaliyet gösterecektir. 
•Deniz emniyeti ve güvenliğinin en önemi unsurlarından biri de gemi insanları olup ülkemiz dünya deniz ticaret filosu için gemi insanı yetiştirmede önemli bir kaynaktır. Şu an itibarıyla, uluslararası standartlarda eğitim veren ve Bakanlığımızca yetkilendirilmiş 100 eğitim kurumu ve dünya denizlerindeki gemilerde hizmet etmeye hazır 154 bin 497 aktif gemi insanımız bulunmaktadır.
•Diğer yandan vatandaşımızı denizle buluşturmak için devam etmekte olan “Hedef 2023: 1 Milyon Amatör Denizci Projesi” kapsamında belgelendirdiğimiz 848 bin amatör denizcimiz var ve 2023 yılına kadar 1 milyon hedefine ulaşmayı planlıyoruz. 
•Türk gemi insanlarımızın uluslararası arenada istihdam edilebilmelerine katkıda bulunmak amacıyla dünya denizciliğine yön veren bayrak devletleriyle yapmış olduğumuz ikili anlaşma sayısı; Danimarka, Hong Kong ve Norveç ile STCW sözleşmesi kapsamında imzalamış olduğumuz protokoller ile 35’e yükseldi. Bu konudaki çalışmalarımıza, dünya denizciliğinde büyük ağırlığa sahip ülkelerle yapacağımız protokollerle devam edeceğiz. Yakın zamanda yine büyük bir filoya sahip, Türk gemi insanlarının istihdamına katkı sağlayacak ülkelerden birisi ile imza sürecini önümüzdeki günlerde tamamlayacağız ve bunu diğer protokoller takip edecek.
•Diğer taraftan, Türk gemi insanlarının yabancı bayraklı gemilerde istihdam edilmesinin önünde engel teşkil eden sigortalılık ve gemi insanlarımızın niteliklerinin artırılması gibi konularda çalışmalar yapıyoruz. 
•İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde personel değişimlerinde sıkıntılar yaşandı 2020 yılı Aralık ayında yayınladığımız Genelge ile gemi insanları ile denizcilik alanında faaliyet gösteren diğer çalışanları “Kilit Çalışan” olarak ilan ettik ve birçok kısıtlamadan muaf tutulmalarını sağladık.
•Denizcilik eğitiminde de çalışmalarımıza hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımız ile beraber çalışarak denizcilik alanında eğitim veren 6 meslek lisemizi proje okul olarak belirledik Bu okullarımızda İngilizce ağırlıklı program uygulanarak gemi insanlarının ana eksikliği olan dil problemi ortadan kaldırılacaktır. Deniz stajı, beceri eğitimi gibi uygulamalı eğitimlerine yardımcı olacağız ve mezun olduklarında yabancı bayraklı gemilerde istihdam edilmelerini sağlayacağız. Bahse konu proje okullar ve ilgili liman başkanlıklarımız ile anılan okullarda eğitim materyali/ekipman ihtiyaç listesi belirledik ve bu ekipmanların alım sürecindeyiz.
•Armatörlerimizi ve yabancı firmalara gemi adamı tedariki yapan firmaları mümkün olduğunca fazla stajyer ikame etmeleri için teşvik ediyoruz. Bu kapsamda, staj bulmada daha çok zorlukla karşılaşan kadın deniz insanlarımızı kapsayacak şekilde öğrencilerimizin stajlarını yapabilmelerine olanak sağlayacak Fırsat Eşitliği, İyi Niyet ve İş Birliği protokollerini 15 işletme firmamızla imzaladık. Bu protokol kapsamında okullarımızın belirlediği kız öğrencilerimize staj imkanı sağlıyoruz.
•Bir diğer projemiz de ise, deniz taşımacılığındaki kazaların ana nedeni olan insan hatasının azaltılmasını sağlamak için gemi insanlarımızın eğitim kalitesini artırmayı hedefledik. Bu doğrultuda hazırlanan hem teorik hem de pratik eğitimlerin verileceği modern bir eğitim merkezi projesiyle denizcilerimizin mesleki gelişimine katkıda bulunmak, gemi insanlarının uygulama eğitimleri için ihtiyaç duyulan eğitimleri gerçekleştirmek, gemi manevralarına ve acil durum manevralarına hazırlıklı olunmasını sağlamak amacıyla Deniz Emniyeti Eğitim Merkezi Projesi’ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu projede, öğrencilerimizin staj sorununun çözümü için katkı sağlayacak bir eğitim gemisi üzerinde de çalışıyoruz.
 
 
NAVLUNLAR YÜKSEK SEYRETMEYE DEVAM EDECEK 
 
Konteyner krizine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, “Pandemi sonrası ekonomilerin açılmaya başlamasıyla, Çin’in eskisinden daha hızlı bir şekilde üretime geçmesi sonucu çok ciddi talep artışları olmuştur. Bu talebi karşılamak için ihtiyaç duyulan konteynerlerin temini ve pozisyona sokulması maliyetleri artırmış ve limanlarda sıkışıklıklar meydana getirmiştir. Sonuç olarak, bu alanda navlunlar önemli ölçüde artmış, armatörler karlılığı göz önünde bulundurarak yüksek navlun ücretlerinin bulunduğu Çin-Kuzey Amerika ve Çin-Kuzey Avrupa rotalarına daha fazla kapasite ayırmışlardır. Türkiye’nin ithalatında ilk sırada yer alan Çin’in Şangay limanından Hollanda'nın Rotterdam limanına 40 ft’lik bir konteynerin taşınmasının maliyeti Kasım 2020'de 2 bin dolar civarındayken, rakam yakın zamanda 8-10 bin dolar civarına çıkarak son bir yılda yüzde 485 artış olmuştur. Yine Drewry World Container Index verilerine göre, navlunda sekiz ana rotayı içeren birleşik fiyat endeksindeki artış son bir yılda yüzde 293'e ulaşmıştır. 2008 krizi sonrasında strateji değişikliğine giden küresel hat operatörleri oluşturdukları ittifaklarla (alliance) pandemi süresince pazardaki paylarını artırmak yerine kârlılıklarını koruma stratejilerine odaklanmışlardır. Geçmiş krizden edindikleri tecrübelerle de 3 büyük ittifak olarak adlandırılan 2M, Ocean Alliance ve The Alliance pandemi sürecinde kapasite planlamalarını başarılı bir şekilde yaparak kazançlarını büyük ölçüde arttırmışlardır. Taşımacılık devi Maersk hisselerinin değerinin son bir yılda üçe katlanması bu durumu açıkça göstermektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde bireysel tüketim artarken, şirketler stok alımına yönelmiş buna bağlı olarak da arz zincirindeki sorunlar navlunları ve ürün fiyatlarını arttırmıştır. Mevcut alışkanlıklardaki değişimler ve şirketlerin ittifak stratejileri göz önüne alındığında navlun fiyatlarının orta vadede de günümüz seviyelerinde olduğu gibi yüksek seyretmesi tahmin edilmektedir” dedi. 
 
RO-RO PROJELERİYLE KARADAKİ YÜKLER DENİZE AKTARILACAK 
 
Özellikle kısa mesafe yük taşımacılığında dominant bir mod olan karayolu taşımacılığından, yüklerin daha ekonomik olan denizyoluna aktarılması hususundaki düşüncelerini de aktaran Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, özellikle Ro-Ro taşımacılığına dikkat çekti. Baylan, şunları aktardı: “Kombine taşımacılığın desteklenmesi amacıyla limanlarımızın demiryolu bağlantılarını her geçen gün geliştirmekteyiz. Buna ek olarak, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun ihracat rejimi kapsamında yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorklara (standart yakıt deposu miktarlarını aşmamak kaydıyla) yapılacak akaryakıt teslimlerinde ÖTV-KDV istisnası, Alsancak, Derince, Giresun, İskenderun, Karasu, Samsun, Trabzon, Yalova ve Zonguldak deniz sınır kapılarındaki gümrüklü sahalarda uygulanmaktadır. Haydarpaşa limanımızda da benzer uygulamanın başlatılması için harekete geçilmiştir. Bu istisna sayesinde, limanlarımızdaki Ro-Ro gemi hareketliliğinin arttırılarak liman kapasitesinin daha etkin kullanılması, oluşabilecek karayolu trafiğinin denizyoluna kaydırılması, ihracatın arttırılması ve dış ticaretin geliştirilmesiyle ülke ekonomisine katkı sağlaması öngörülmektedir. Birçok avantajı olan Ro-Ro taşımacılığının etkin kullanılması, oluşabilecek karayolu trafiğinin denizyoluna kaydırılması, ihracatın arttırılması ve ülke ekonomisine katkı sağlaması bakımından olumlu değerlendirilmekte, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızca desteklenmekte ve kombine taşımacılığın en iyi uygulamaları arasındadır. Bu çerçevede özel sektörün talebi ve işbirliğimiz doğrultusunda, 2021 yılı itibariyle hizmete girmiştir. Karasu Köstence hattı Romanya tarafında meydana gelen sorunlar sebebiyle durmuş ancak İspanya seferleri faal olarak devam etmektedir. Bunlara ek olarak, Türk deniz ticaret filosunun gelişmesi, yenilenmesi, pazar payının büyümesi; denizyoluyla yapılan tehlikeli yük dahil her türlü yük taşımacılığı faaliyetinin uluslararası sözleşmeler, standartlar ve mevzuata uygun olarak emniyetli ve güvenli bir şekilde yapılmasının temin edilmesi; denizyolu yük taşımacılığının kombine taşımacılıktaki payının arttırılmasına ve kabotaj ve iç su taşımacılığında kullanılan araçların yakıtlarından kaynaklanan hava kirliliğinin azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadele etmek amacıyla alternatif ve çevre dostu enerji kaynaklarının kullanılmasına yönelik teşvik düzenlemelerinin yapılması önceliklerimiz arasındadır.” 
 
 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat