Banner


Toyota’nın kapılarından her gün 1000 tır geçiyor
Tedarik zinciri süreçlerinde “basit, güvenli ve yalın” felsefesi ile hareket eden Toyota’nın lojistik kapılarından günlük, parça ve bitmiş araç taşıyan 1000 tır giriş ve çıkış yapıyor. Tedarik zinciri süreçlerinde maliyet kadar çevre faktörünü de gözettiklerine dikkat çeken Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Üretim Kontrol Müdür Yardımcısı Hasan Aydemir, bu doğrultuda yeşil lojistik çözümlerine yöneldiklerini söylüyor. 




toyotaToyota Otomotiv Sanayi Türkiye, 280 bin adetlik kapasitesiyle Toyota’nın Avrupa’daki en yüksek üretim hacmine sahip fabrikası konumunda bulunuyor. C-HR modeliyle birlikte Japonya dışında ilk Toyota Yeni Global Platformu (TNGA) modeli üreten fabrika olma unvanına sahip fabrika, bu yılın Ocak ayında seri üretimine başladığı Yeni Corolla Sedan ile bu durumunu pekiştirmiş bulunuyor. Üretiminin her yıl ortalama %90’ını yaklaşık 150 ülkeye ihraç eden Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, 3 vardiyalı üretim sisteminde 5 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. Kurulduğu günden bu yana yaptığı 2.5 milyar dolar yatırım ve yaklaşık 30 milyar doların üzerinde ihracatla ülke ekonomisine büyük bir katkı sunan Toyota, tedarik zinciri süreçlerinde ise en büyük farkı yeşil lojistik çözümleriyle yaratıyor. Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Üretim Kontrol Müdür Yardımcısı Hasan Aydemir, 2050 hedeflerinde yer alan “Çevreye Sıfır Etki (Sıfır Karbon, Sıfır Emisyon)” hedeflerine paralel olarak deniz ve demiryoluna ciddi yatırımlar yaptıklarını açıklıyor. Araç üretiminde kullandıkları parça ve malzemelerinin hacim olarak yaklaşık %90’ını Türkiye’deki yerli yan sanayi şirketlerinden karşıladıklarını aktaran Aydemir, “Kalan kısımları ise Avrupa ve Japonya’dan gelmektedir. Türkiye’deki yan sanayilerden parça toplamak için tırlarımız her gün 40.000 km, bir başka deyişle her gün dünyanın etrafını dolaşacak kadar yol kat etmektedirler. Fabrikamızın lojistik kapılarından günlük, parça ve bitmiş araç taşıyan 1000 tır giriş ve çıkış yapmaktadır. Hem parça ithalatında hem de araç ihracatımızda ağırlıklı olarak denizyolu taşımacılığı kullanmaktayız. Bunu demiryolu ve karayolu sevkiyatları takip etmektedir” diyor. 
 
YÜZÜNÜ YEŞİLE DÖNDÜ 
Toyota’nın tedarik zincirindeki felsefesi nedir? 
Toyota’nın temel felsefesi olan “Just In Time” yani tam zamanında üretim; tedarik zincirimizin de ilk çıkış noktasıdır. Hangi durum ve şart altında olursa olsun, her türlü malzeme veya parça tedariği, gerektiği miktarda ve gerektiği zaman da temin edilmelidir. Toyota, tedarik süreçlerinde “Basit, Güvenli ve Yalın” felsefesi ile hareket etmektedir. Geçmişten günümüze Toyota lojistik anlayışı, her zaman tüm paydaşların birbirine güvendiği, sürdürülebilir taşıma modlarının kullanıldığı ve yalın süreçlerle yönetildiği temel stratejisi ile oluşmuştur. Toyota Türkiye olarak tedarik zinciri süreçlerinde sadece maliyet odaklı hareket etmiyor, şirketimizin 2050 hedeflerinde yer alan “Çevreye Sıfır Etki (Sıfır Karbon, Sıfır Emisyon)” amacına uygun olarak yeşil lojistik modlarını hayata geçirmek için gayret ediyoruz. Bu bilinçle gerek Avrupa’da, gerek Japonya’da gemi veya tren lojistiğine yatırım yapmaktayız. Bildiğimiz kadarıyla Avrupa’dan düzenli olarak tren lojistiği kullanan tek otomotiv firmasıyız. Her olası problemleri (hava koşulu gibi) göz önüne alarak biz tren lojistiğinde ısrarcıyız. Çünkü biz sadece ürettiğimiz araçların çevreci olmasına değil, tedarik zincirimizin de çevreci olmasına; hatta fabrikamızın içindeki tüm proseslerimizin de çevreye duyarlı olmasına özen gösteririz. Yeşil lojistik anlayışımız bizim en büyük kazancımızdır. Toyota’nın güçlü yanlarından bir tanesi de “Yokoten”dir. Yani öğrenimlerimizin, iyi veya kötü tüm fabrikalarla paylaşılması ve gerekli derslerin alınması; iyi olan noktaların uygulanması; kötü noktaların çözümü için karşı önlem alınmasıdır. Tedarik zincirinde de bunu uygulamaktayız. Tüm Toyota fabrikaları olarak hangi fabrikada hangi gelişme olursa iyi yanlarını alıp kendimizde uyguluyoruz. Hangi ülkeden parça/malzeme temin ederseniz edin, önemli olan fabrikanıza nasıl ve hangi taşıma moduyla (kara, hava, deniz, demiryolu) getirdiğinizdir. Şirketimizin karlılığını arttırmak için üretim maliyetlerini azaltmamız kaçınılmaz bir gereksinimdir. Ayrıca gelişen Türkiye otomotiv yan sanayisine olan inancımızın neticesi olarak, Toyota’nın Avrupa, Afrika gibi üretim yapan diğer tesislerine de yüksek hacimde parça ihracatı yapmaktayız. Bu da bize, ülkemizin sektördeki rekabetçiliğini gösteren önemli olgulardan biridir.
 
Lojistik şirketlerinden ne tür hizmetler alıyorsunuz? 
Toyota tüm lojistik süreçlerinde baskın ve belirleyici rol alır. Sadece süreçlerin planlamasını değil, yan sanayilerden parçaların toplanmasından hat kenarında araca takılmasına kadar olan tüm süreci planlar ve etkin olarak izlemektedir. Biz lojistik şirketlerinden süreç takibi ve anormalliklerin yönetilmesi konusunda destek almaktayız. Dijitalleşen ve gelişen teknolojiler bize bu sürecin an be an takibine olanak vermektedir. Biz de buna uyum sağlayarak, tedarik ettiğimiz ürünleri toplama noktasından itibaren takip ederek süreçlerimizi yönetmekteyiz. İş ortaklarımızı belirlemeden önce biz idealimizdeki süreci tanımlarız. Tedarik zincirinde kullanacağımız taşıma modlarını, takip metodlarını belirledikten sonra buna uygun tedarikçi arayışına gireriz. Yani biz tedarikçilerin yapabileceklerinden çok bizim isteklerimizi ne oranda karşılayabildiklerine bakarız. Çünkü bizim seçtiğimiz şirketler bizim iş ortağımız ve paydaşımızdır.  Yurtdışında ve yurtiçinde küresel çaptaki lojistik firmalarıyla çalışıyoruz. Bizim en önemli farkımız direkt lojistik firmalarıyla birebir çalışmaktır. Arada aracı şirket kullanmamaktayız.
 
NEHİR TAŞIMACILIĞINI ARTTIRIYOR 
Lojistik ajandanızda hangi başlıklar var? 
Ajandamızın ilk maddeleri asla değişmez; iş güvenliği ve kaizen (sürekli iyileştirme). Gerek dış gerek iç lojistik alanlarında iş güvenliği için gereken ne varsa yapmak önceliğimizdir. İş güvenliğini sadece Toyota’nın kendi çalışanlarına değil, tüm lojistik paydaşlarımıza da aşılamaktayız. Bunun için her türlü eğitim ve yapısal önlemleri almaktan çekinmiyoruz. Sonrasında lojistik süreçlerindeki tüm yenilikleri takip ederek, buna paralel tedarik zincirimizi geliştirmekteyiz. Toyota olarak bu günlerde herkesin de olduğu gibi dijitalleşme gündemimizde. Tedarik zincirimizdeki süreçlerin anlık takibini nasıl yaparız; gerek fabrikaya olan akış, gerekse fabrikamızdan tedarikçilere, müşterilere olan akışı nasıl dijital ve sistemsel ortamlarda takip ederiz konusunda çalışmalar yapmaktayız. Çevre politikalarımıza paralel olarak, günün moda deyimiyle karbon ayak izimizi azaltmak için her türlü lojistik modunu kullanmaya devam ediyoruz. Örneğin Avrupa’da yaygın olan ve halen ülkemizde olmayan nehir üzerinde küçük gemilerle taşımayı kullanım oranımızı arttırmaya çalışıyoruz. 
 
Lojistik sektöründeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Karşılaştığınız en temel sorunlar neler? 
Son yıllardaki otomotiv ve yan sanayi gelişmelerine paralel olarak, lojistik firmalarının da gelişimi hızlanmıştır. Ancak hala alınması gereken yollar olduğunu düşünüyorum. Müşteri bazında özel çözümler sunabilmek, her ihtiyacı farklı çözümlerle ortak olabilmek lojistik firmalarının devamlılığı için kilit rol oynayacaktır. Talep eden firma ve talebi gerçekleştiren firma mantığının değişmesi gerekmektedir. Artık iki tarafın tek bir ortak amaç için çalışması ve beraber aynı hedef için çalışan bir ekibin üyesi olduğunu hissetmesi gerekir. Sektörde farklı olabilmenin ve ayakta kalabilmenin anahtarı budur.
Lojistik süreçlerimizde yaşadığımız en önemli sorun ithalat yüklerinin gümrüklerde uzun süre beklemesi ve gümrüklerimizin sadece hafta içi mesai saatlerinde çalışmasıdır. Oysa biz 2016 yılının son çeyreğinden bu yana 3 vardiya 6 gün çalışan bir fabrika olarak, gümrüklerin bize paralel çalışmalarını arzu etmekteyiz. Bunun örnekleri Avrupa’da mevcut. Bu konuda devletimizin adım atması hem bizim hem de ülkemizin ilave istihdam yaratmasına imkan sağlayacaktır. Bununla birlikte lojistik taşıma çeşitliliğimizin artması, demiryollarının genişletilmesi, nehir taşımacılığının başlatılması, denizlerimizin daha aktif kullanılması (örneğin Akdeniz’den Ege ve Marmara Denizi’ne hatta Karadeniz’e düzenli gemi sevkiyatları) bizim orta vadedeki beklentilerimizdir. 
 
LOJİSTİKTE MESAİ HİÇ BİTMİYOR!
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye AŞ Üretim Kontrol Müdür Yardımcısı Hasan Aydemir, lojistik işinde olanların mesai saati kavramını unutması gerektiğini söylüyor. Aydemir, “Bizim gibi dünyanın her ülkesinden malzeme tedarik eden şirket çalışanları için mesai hiç bitmez. Kaldı ki bizim gibi 6 gün 24 saat çalışan bir fabrikada her an iletişiminizin açık olması gerekir. Dünyanın neresinde siyasi, ekonomik veya meteorolojik bir olay olsa lojistik etkilenmektedir. Japonya’da tsunami olduğunda, Amerika’daki bir fabrikada yangın çıktığında veya Avrupa’da kar dolayısıyla yollar kapandığında etkisi hep lojistiğedir. Üretiminizi durdurmamak için her an tetikte olmanız gerekmektedir” diyor. Aydemir, lojistik işinin en keyifli yanı ise her zaman farklı insanlar ve farklı kültürlerle etkileşim içinde olmak olarak açıklıyor. 
 
 
  
 
 
 
 
 
 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat