Cushman&Wakefield’in Türkiye’de AVM yönetimi ve kiralamasında MOL Grup ile yaptığı işbirliğini duyurmak amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Ingleby, Cushman&akefield’in, “dünyadaki özel mülkiyeti en büyük olan” gayrimenkul danışmanlık şirketi olduğunu, 58 ülkede hizmet verdiklerini ve 1,5 milyar dolar civarında ciroya sahip olduklarını belirtti. Avrupa’da 350 AVM’yi pazarlamak üzere yetkilendirildiklerini dile getiren Ingleby, deneyimlerini Türkiye’ye de taşımak istediklerini ifade etti. Ingleby, Türkiye’de çok fazla AVM olduğu yönündeki düşüncelere katılmadığını belirterek, “Bizce Türkiye’de çok fazla AVM yok. Sadece olan AVM’lerin yönetiminde birtakım sıkıntılar var. Mevcut AVM’lerin daha efektif kullanılması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. Türkiye’deki tüm AVM’lerin kiralanması ve yönetimine talip olduklarını vurgulayan Ingleby, şunları kaydetti: “MOL mağazalarıyla yaptığımız işbirliğiyle MOL’ü ve arkasından diğer Türk tekstil markalarını, yönetimini yaptığımız dünyanın birçok ülkesindeki AVM’lere taşıyacağız. Ayrıca yine MOL’le birlikte Türkiye’deki AVM’lerin kiralanması ve yönetimini bir adım yukarı taşımak istiyoruz. Dünyada en küçüğünden en büyüğüne kadar birçok AVM’nin yönetimini yapıyoruz. Bu deneyimimizi Türkiye’ye de taşımak istiyoruz.” 

Dünyanın rotası Türkiye’ye çevrilmiş durumda

MOL Grup İcra Kurulu Başkanı Oktay Özdemir de Cushman&Wakefield’in Türkiye’ye girmesinin önemini vurgulayarak, Türkiye’deki AVM’lerin, Cushman&Wakefield’den destek alarak ekonomik krizi aşabileceklerini söyledi. Özdemir, dünyaya açılmak isteyen Türk markaları için Cushman&Wakefield’in “önemli bir fırsat” olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Şu anda dünyaya yüzde 100 yayılmış bir Türk tekstil markamız yok. Bunu kabul etmemiz lazım. Bugüne kadar markalarımız, bireysel çabalarıyla çoğu kez de destek görmeden dünyaya açılmaya çalışıyordu ve dünyadaki birçok AVM yönetimi de bu markalarımızı tanımadığı için AVM’lerine almıyorlardı. Ancak yaptığımız bu işbirliğiyle şimdi büyük bir fırsat yakaladık. Cushman&Wakefield, Türk markalarına inanıyor ve markalarımıza, yönetimini yaptığı AVM’lerde yer verecek. Türkiye’de üretim potansiyeli yüksek olan çok markamız var, ancak bizim en büyük sıkıntımız bu gücümüzü pazarlayamamaktı. Şimdi bu imkana kavuşmuş oluyoruz. Dünyanın rotası Türkiye’ye çevrilmiş durumda. Çok büyük bir gücümüz var. Dünya hazır giyim ihtiyacının yüzde 4’ünü Türk markaları karşılıyor. Türkiye, bu bölgede tüm Avrupa’nın tekstil üretim gücüne tek başına sahip olan bir ülke. Artık bu gücümüzü iyi pazarlamalıyız.” Soruları da yanıtlayan Özdemir, bir soru üzerine bu yılki büyüme hedeflerini, Cushman&Wakefield’le yaptıkları işbirliği sonucunda yeniden değerlendireceklerini, ancak en az geçen yılki kadar büyümeyi hedeflediklerini bildirdi.

“Avrupa modasına artık Türk perakendecisi yön veriyor”

Cushman&Wakefield Orta Doğu ve Balkanlar’dan Sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Boris Van Haare Heijmeijer ise Türkiye’ye her geldiğinde Türk perakendecileriyle tanıştığını belirterek, “Türk perakendecisi gerçekten çok etkileyici. Avrupa modasına artık Türk perakendecisi yön veriyor” dedi. Türk şirketlerinin hem dünyadaki rakipleriyle yarışacak güçte olduğuna, hem de Türkiye’nin konumu itibariyle Orta Doğu ve Balkanlar’a açılmalarının kolay olduğuna dikkati çeken Haare Heijmeijer, “Avrupa pazarında tüketiciler, AVM’lerde hep aynı markaları görmekten sıkıldı. Bu nedenle Türk markalarına Avrupa’da çok büyük fırsat var. Bunun için de MOL’un, Türk markalarına öncü olmasını diliyoruz” diye konuştu. Haare Heijmeijer, Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da yüzlerce AVM’nin olduğuna dikkati çekerek, “Bunlardan bazıları iş yapıyor, bazıları yapmıyor. Türk markalarına ihtiyaçları olan lokasyonlarda mağaza açmaları konusunda yardımcı olacağız” dedi.

(milliyet)