Faber Mermer geleceği demiryolunda görüyor
1993 yılında kurulan Faber Mermer, Ege ve Batı Akdeniz bölgelerinde aktif olarak çalışan 8 Mermer ve Traverten ocağından çıkardığı malzemeleri Denizli’de bulunan fabrikasında işleyerek yurtiçi ve yurtdışı pazarlara gönderiyor. Ham ürün sınıflarında Çin, Hindistan gibi ülkelere, bitmiş ürünlerde ABD, Kanada, Batı Avrupa ve Ortadoğu’ya ihracat yapan şirketin iç piyasada da önemli bir iş hacmi bulunuyor.
7 kıtanın Antarktika hariç tamamına ürünlerini gönderen ve şimdiye kadar hiçbir lojistik engelle karşılaşmayan Faber Mermer için artan talebe paralel olarak iç piyasa da umut vadediyor. Karayoluna alternatif olarak demiryolu taşımacılığını her zaman desteklediklerini söyleyen Faber Mermer Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Cinkaya, “Bugün hale istediğimiz sonuçlara ulaşamasak da orta vadede iç nakliyelerimizin demiryolu ağırlıklı olmasını istiyoruz” diyor.
Yıllık 4 bin adetlik konteyner trafiği
Yatırımlarını yeni tamamladığı iki yeni mermeri bu yıl içinde piyasada konumlandırmaya hazırlanan Faber Mermer, lojistik süreçlerinde de konusunda uzmanlaşmış firmalarla çalışmayı tercih ediyor. “İhracat satışlarımızın çoğunluğu denizyoluyla gerçekleşiyor ancak satışlarımızda FOB çalıştığımız için müşterilerimiz firma tercihlerini kendileri yapıyorlar. Yurtiçinde de tek alternatifimizi karayolu ancak bu yıl demiryolu çözümleri de geliştirildi ve kullanılmaya başlandı” diyen Faber Mermer Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Cinkaya, hala yetersiz olan demiryolunu desteklemeye devam edeceklerinin altını çiziyor. Grup şirketleri de hesaba katıldığında yıllık 4 bin konteynerlik yük trafiklerinin olduğunu aktaran Cinkaya, dış pazarlarda da lojistik engellerle karşılaşmadıklarını vurguluyor. Cinkaya şöyle konuşuyor: “ABD ve Batı pazarlarındaki daralma nedeniyle sektörde eksen kayması yaşandı. Günümüzde Çin ve Hindistan gibi hammadde tüketicileri öne çıkmış durumda. Ayrıca Irak ve Ortadoğu hızlı gelişen pazarlar... Tüm bu hızlı pazar değişiminde lojistik olarak herhangi bir engelleyici bir faktörle karşılaşmadık.”
Global standartlar hareket alanını daraltıyor
Lojistik partnerlerini seçerken sektörel deneyimlerini ve sundukları özel çözümleri göz önünde bulundurduklarını söyleyen Cinkaya, nakliye maliyetlerinin toplam giderleri içinde çok büyük paya sahip olmasa da rekabet içinde oldukları ülkelerle kıyaslandığında bir dezavantaj yarattığını şu sözlerle anlatıyor: “Lojistik maliyetlere müdahale edebildiğimiz tek nokta bir konteyner içine yüklenebilecek malzeme miktarını metrekare olarak artırmak… Bunun için de ürünlerin mümkün olan en ince kalınlıkta üretilmesi gerekiyor. Fakat pazarlardaki kalınlık ölçüleri standart olduğu için çok fazla hareket alanımız bulunmuyor.”