Engin Özmen, Çetin Nuhoğlu’na cevap verdi
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Engin Özmen, Çetin Nuhoğlu’nun Gaziantep’ten kendisine yönelttiği sorulara bir bir cevap verdi. Özmen, “23 aylık görevimiz boyunca koltuğumuzda oturmadık ve sektörün sorunlarının çözümü noktasında çalışmalar yaptık” dedi.
Çetin Nuhoğlu’nun, Engin Özmen’e yönelttiği sorular ve cevapları ise şöyle:
-Son 2 yılda bir kez bile KUK toplantılarına katıldın mı?
-Hayır, hiçbir resmi KUK toplantısına katılmadım. Eğer bu beni başkanlıktan edecekse bir şey diyemem. Fakat ben göreve 15 Ocak 2011 yılında geldim. 2010 yılının sonunda KUK toplantılarının tamamı bitmişti. 2012 yılının KUK toplantılarına da UND Yönetim Kurulu’ndan bir görevli ve profesyonel ekipten arkadaşlarımız katıldı. UND’nin görüşleri ifade edildi. İsteklerimizin ve fikirlerimizin hayata geçmesi için ısrarcı olundu. Davet edildiğimiz toplantılarda UND’yi en üst seviyede temsil ettik. Evet, 2 yıldır hiçbir KUK toplantısına katılmadım.
- Bulgaristan’a bir kez gidip de KUK istedin mi?
Bulgaristan’dan KUK istedim. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Bulgaristan’ı ziyaret ettiğimizde hem kontrol merkezinin oluşturulması, hem de KUK toplantısının bir an önce yapılmasını dile getirdik. Bu bilgiyi Hisarcıklıoğlu’na teyit ettirmek gibi bir tavrım olmaz, ama isteyen sorabilir.
- UND neden Slovenya, Ukrayna, Romanya gibi ülkelerin KUK toplantılarında yoktu?
- Bununla ilgili şunu söyleyebilirim: Slovenya’da hiç KUK toplantısı yapılmadı. Ukrayna KUK toplantısına İcra Kurulu’ndan Çalışma Grubu Başkanı arkadaşımız katıldı. Romanya KUK toplantısına UND Yönetim Kurulu’ndan Necdet Yazar ile İcra Kurulu’ndan arkadaşlarımız katıldı. Başkanlık dönemimde hiçbir KUK toplantısına gitmedim. Bunun için seçimi kaybedeceksem edeyim. Ne diyebilirim.
- Daha önce, uçak biletlerini dahi ödemezken, şimdi ne oldu da otel paralarını dahi UND’ye ödetiyorsun? Çetin Nuhoğlu aday oldu diye mi? Bu içten pazarlık değil mi?
-Çetin Başkan, Genel Kurul’a davet ettiğimiz üyelerin uçak biletleri ve otel giderlerinden bahsediyor olmalı. Bu konuya ilişkin daha önce sektör basını da dahil defalarca açıklama yaptım. 215 oyla seçilmiş olmam beni rahatsız ediyor. Ben aday olsam da olmasam da, tüm üyelerin katılımı ile ve hedefim 900 üyenin katılacağı çok görkemli bir UND Genel Kurulu yapmak istiyorum. Bu isteğim birincisi sektörün birleşmesinin ardında; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı’nı başta olmak üzere kamuyu davet ederek gücünü göstermesi, ikincisi de bir STK olarak İstanbul’un göbeğinde bir mesaj içindir. Bunda bir art niyet yok. Yönetim Kurulu kararı ile alındı. Bu organizasyon için çalışmaya 1.5 ay önce başladık ve Çetin Bey aday değildi. Bunları konuşmak bana zul geliyor ama ne fayda. Bu ne ahlaksız bir iştir anlamdım. Rahmetli Saffet Ulusoy’un başkanlık yaptığı dönemlerde toplanan genel kurullara katılan üyelerin ulaşım ve konaklama giderleri karşılanmıyor muydu? İlk kez ben mi bir şey icat ettim?
- Un Ro-Ro, yakıt zammı dışında zam yapmayacağını açıklamıştı. Neden 1.400 Euro’dan 2.500 – 2800 Euro’lara çıkan zamlar yaptı? Bunun sebebi neden Un Ro-Ro’ya sorulmuyor?
- Un Ro-Ro’nun CEO’su Sedat Bey ve yardımcısı Fuat Bey ayda en az iki kez derneğe davet ediliyor. Ro-Ro zamları ile ilgili toplantılar yapılıyor. Allah aşkına hepsinin tutanaklarını isteyin. Dernekte mevcuttur. En son bir yıl önce Sedat Bey’e tüm baskılarımızla, ‘bu zamlar can yakıyor, kafana göre zam yapıyorsun. BAF uygulamasına geç, navlunu sabitle, her ay yakıttaki artışın yüzdesini faturaya BAF diye yansıt. Bizi bu sıkıntıdan kurtar. Biz de müşterilerimize BAF’ı yansıtalım, yakıt farkını alalım diye kararlar aldık. Maliyet hesaplarımızı yapamıyoruz. Bugün bu kararları uygulayan bir sürü nakliyeci arkadaşımız var. Şimdi, ben daha ne yapabilirim. 1.5 yıldır adamları BAF uygulamasına getirmeye çalışıyorum ki, bunu da yaptık.
- Un Ro-Ro tekel midir değil midir? Eğer bunun cevabını bilmiyorsan sektörden özür dileyecek misin? Rekabet Kurulu, Un Ro-Ro için “tekel” deyip de ceza vermedi mi?
- Evet, Rekabet Kurulu Un Ro-Ro’ya 841 bin lira ceza verdi. Yıkıcı rekabete sebebiyet vermekten 3/5 çoğunlukla cezanın mahiyeti olan bir karardır. Benim söylediğim şuydu: Bu gün de aynı noktadayım ve aynı şeyi söylüyorum. Birisi bana Un Ro-Ro’nun tekel konumu ile ne düşünüp düşünmediğimi sordu. Ben de ona, soruyu yanlış soruyorsunuz. Türkiye’de bir sürü Ro-Ro şirketi vardır. Sadece Un Ro-Ro’yu baz alıp her şeyi tekelmiş gibi gösterirsek yanlış yaparız. Karadeniz’de, Çeşme’de, Mersin’de çalışan Ro-Ro var. En sonuncusunu da Mısır’a koyduk. Un Ro-Ro Pendik Limanı’ndan Trieste Limanı’na kalkan tek Ro-Ro şirketidir ve İstanbul’da tekeldir. Tekeldir, rekabetçi rakibi yoktur. Türkiye’de tekeldir derseniz, bana göre yanlış olur. Dolayısıyla sektörden neden özür dileyeceğimi de anlamadım.
- Un Ro-Ro fiyat bazlı politikalarla sektöre girişi önlüyor mu önlemiyor mu? Önlüyorsa, dolayısıyla bundan zarar görenlerin tazminat davası açma hakkı var mı yok mu? Hakları varsa neden önlüyorsun?
- Herkesin herkese dava açma konusunda yasal hakkı vardır. Ben yasal bir engel değilim. Un Ro-Ro fiyat bazlı politikalarla sektöre girişi engellediği konusuna gelirsek; Türkiye’deki nakliye sektörü yalnızca Avrupa ile kail ve Avrupa dışında hiçbir hattımız yok, yaklaşık 60 bin araçla çalışan sektör yalnızca Avrupa’ya gidiyor! 1.5 milyon seferi olan, 285 milyar dolar ciro yapan, yaklaşık 2 bin C2’li firmadan bahsettiğimiz bir sektörü sadece Ro-Ro’ya bağlamak doğru bir bakış açısı değildir. Tabii ki, yatırım yapanlar Ro-Ro ve karayolu maliyet avantajlarını hesaplıyorlar. Maliyetler gereği, Ro-Ro ile giden C2’li nakliyeci 11 birim aracın yanı sıra 3 -5 tane de römork yaptırmalı. Yoksa çekici treyler ile gittiği zaman karayolu ile arasındaki maliyet avantajını kaybediyor ve daha maliyetli oluyor. Cazip olan nokta römorkçuluk yapmaktır. Sektöre girecek arkadaş bunları göze alıp girmeli işe. Korkup da giremiyorsa, Un Ro-Ro’ya dava açarsa açsın. Kaldı ki, bu sorunun altında şunun yattığını düşünüyorum:
“Siz bize davayı geri çektirdiniz, bu davayı açmayacağız dediniz, dolayısıyla Un Ro-Ro’yu korudunuz, koruyorsunuz ve sektöre girişleri engelliyorsunuz…” Böyle bir mantıkla baktığınızda ben buna vallahi de billahi de cevap veremem.
- UND Deniz, Un Ro-Ro’nun fiyat bazlı politikaları yüzünden battı mı batmadı mı? Rekabet Kurumu “battı” diyor. Yine Rekabetin Korunması Yasası gereği, 8 milyon 750 bin Euro zarara uğratılan UND Deniz’in zararının 3 katını tazmin etme hakkı var mı yok mu? Varsa ve bu yönde bir dava açılıyorsa neden geri çektiriyorsun? Neden davanın geri çekilmesi için UND Yönetim Kurulu Üyelerine ‘istifa ederim’ şantajı yapıyorsun?
- Rekabet Kurulu 3/5 çoğunlukla, yıkıcı rekabete sebebiyet vermekten Un Ro-Ro’ya 841 bin lira ceza verdi. Cezanın gerekçeli kararı henüz yazılmadı. Dava açılması için gerekçeli kararın beklenmesi gerekiyor. UND Deniz 8 milyon 750 bin Euro zarara uğratıldı fakat şunu da görmemiz lazım: Gerekçeli karara bakıp, gerçekten bu 8 milyon 750 bin Euro’nun yıkıcı rekabetten dolayı mı zarar edildiğini yoksa başka nedenlerden dolayı mı zarar edildiğini ve gerçek zararın ne kadar olduğunu görmemiz lazım. Bunu gördükten sonra yasa, “3 katına kadar tazminat davası açılabilir” diyor. Dava hakkı vardır. Dava gerekçeli karardan sonra her an açılabilir. Bunun önünde hiçbir yoktur. Bugün UND ile Un Ro-Ro arasında yapılan sözleşme de buna mani değildir.
Bu davdan 27 milyon Euro para kazanılamayacağını, öyle bir dava olmadığını, böyle bir davaya bir muhatap bulunamayacağını, bunun bir hayal olduğunu defalarca söyledim. Benim yaptığım sözleşme gereği de böyle bir davanın açılmasına rıza göstermem kendimi inkar etmek olacaktır. 2 yıl boyunca U.N Ro-Ro’ya böyle bir dava açmayacağım konusunu yüz kez, bin kez söyledim, bir kere de burada söylüyorum. Kaldı ki, geri kalan 0.80 hissenin de 10 milyon Euro’ya satışı ile ilgili protokolde bir maddenin olduğunu bir kez daha söylüyorum. Bireysel olarak dava açılabilir. O günkü UND yönetim kurulu üyelerinin de yasal hakları nedir bilmiyorum ama varsa açabilirler.
Onlar müflis iş adamı durumuna düştüklerinde, biz o borçları ödeyip onların müflis iş adamı olmalarını engellediğimizde o arkadaşların aklarlına Un Ro-Ro’ya dava açarak “bizi neden müflis iş adamı durumuna düşürdün” diye sormak akıllarına gelmiyor mu? Bir kez daha söylüyorum; Un Ro-Ro’ya dava açmanın şahıslara ve sektöre fayda sağlayacağına, söz konusu meblağların tahsil edileceğine inanmıyorum. Bunu ben kişisel olarak söylemiyorum, hukuksal olarak da mütalaaları var. Bunu yapmak bana göre hayaldir. İnşallah bu dava biri tarafından açılır, 70 milyon lira alınır. Ancak, ava açıp da bu 70 milyon lirayı alamayanların o zamanki halini merak ediyorum.
- Neden davanın geri çekilmesi için UND Yönetim Kurulu Üyelerine ‘istifa ederim’ şantajı yapıyorsun?
- Kişiye sormuşlar, “karşındakini nasıl bilirsin”, o da, “kendim gibi” demiş. Hayatımın hiçbir dönemin de hiç kimseye şantaj yapmadım. O günkü toplantı tutanağı elimizde. 22 UND Yönetim Kurulu üyesinin imza vardır. O gün istifa ederim diyen olmadı. Şantaj hiç olmadı. Ya paşa paşa gidersin ya da aldığın emaneti temsil edene kadar sahip çıkarsın. Bizim anlayışımız budur. UND Deniz’in yönetim kurulunu da mahkeme kararıyla Temmuz 2012’de değiştirdik. Başkanlığına Tamer Türker ve Bahattin Karakuş geldi. İmza yetkileri onlardadır. Tamer Dinçşahin, Hakan Yılmaz ve Fevzi Çakmak’tan oluşan 5 kişilik bir yönetim kurulu oluşturduk. 17 Ekim 2012’de UND Deniz’in avukatına bir yazı gönderdik. Yazıda UND Deniz’in yönetim kurulu üyelerinin değiştiğini, imza yetkilerinin değiştiğini, yazılı bir talimat almadan herhangi bir işlem yapmamasını ve kendilerine bilgi verilmesini içeren bir ihtarname gönderdik. İhtarname avukatın eline 19 Ekim 2012 tarihinde geçiyor. Avukat bize bir mektupla cevap veriyor. Mektupta, 18 Ekim’de bu sözleşmeyi yaptığım taraflardan aldığım yazılı talimat doğrultusunda Un Ro-Ro’nun aleyhine tazminat davası açtım diyor. Talimatı kimden aldığını sorduk. Tamer Dinçşahin ve Hakan Yılmaz isimlerini aldık. İşte arkadaşlarımızın, yetkisiz kişilerce verilen talimattan dolayı sorun yaşamaması için mücadele verdik. Davayı geri çekme kararı aldılar.
Çetin Bey benim hakkımda dava açacakmış. O zaman benim yetkisi olmadığı halde talimat verenler hakkında dava açma hakkım var mıydı yok muydu? Kaldı ki, yetkisi olmadan talimat vermek hem ahlaki, hem de yasal değil.
- Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na 6 -7 Aralık 2012’de, gündem maddesi oluşturmadan neden gittin? Gidiş amacın neydi? Bakanlıkta neler istedin? Yaklaşan seçimleri kazanmak için Bakanlıktan hiç değilse sektörün birkaç sorununu çözmesini istedin mi istemedin mi? Bakanlık görevlileri de sana “küçük ve orta boy Türk nakliyecisinin sorunları ortada yoksa bizden de bir şey beklemeyin dedi mi demedi mi? Bakanlık, sektörün verilerinin artık iletilmediğini, UND etki analizlerinin olmadığını sordu mu sormadı mı?
6 Aralık 2012 tarihinde Kara Ulaştırması Genel Müdürü Ali Rıza Yüceulu ve Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın ziyaretine katılanlar ve gündem maddeleri aşağıdaki gibidir. Gündem maddelerine ilişkin bilgi notu Yüceulu ve Aydın ile paylaşılmıştır.
Katılımcılar
Yönetim Kurulu Başkanı Engin Özmen, II. Başkan Bahaddin Karakuş, Başkan Yardımcısı Şerafettin Aras, Başkan Yardımcısı Tevfik Kutan, Başkan Yardımcısı Erdal İlhan, Başkan Yardımcısı Zahit Sağlık, Genel Sekreter Fevzi Çakmak, İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel, İcra Kurulu Başkan Vekili Melike Tümen ve Ankara Temsilcisi Necla Albayrak.