Tehlike madde taşımacılığında milat: 2014
Tehlikeli madde taşıyan araçlara uygunluk belgesi verecek bir kurum olmadığı için ‘taşıma araçları/üniteleriyle ilgili’ hükümleri bir yıl daha ertelemek zorunda kaldıklarını belirten Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak, 2014 yılında Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik’in tamamen yürürlüğe girmesiyle sektörün tek elden yürütüleceğini ve gözle görülür bir dönüşümün yaşanacağını söylüyor.
Türkiye’de tehlikeli madde taşımacılığı önemli bir değişim sürecinden geçiyor. 2011 yılının Kasım ayında yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname ile bir Genel Müdürlüğe kavuşan sektörde, 2014 yılında ise devrim niteliğinde değişimler yaşanacak. Sektör açısından çok önemli bir düzenleme olan ADR’de, kademeli geçişin sorun yaşanmadan devam ettiğini belirten Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak, Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik’in 1 Ocak 2014 yılında tamamen yürürlüğe girmesiyle sektörde ADR hükümlerine uyulmasında gözle görülür bir dönüşüm yaşanacağını söylüyor. “01 Ocak 2014 tarihi itibarıyla ülkemizde tehlikeli yük taşımacılığı tek elden yönetilerek, kontrol altına alınacak ve taşımacılık daha güvenli ve emniyetli bir şekilde yapılacak” diyen Gönülaçak, dönüşümün sektörlere getirdiği yüklerin ise en az düzeye çekilmesi için gereken hassasiyeti fazlasıyla gösterdiklerinin altını çiziyor.
BM NUMARASI VERECEK KURULUŞ OLUŞTURULUYOR
Öncelikle Bakanlık bünyesinde geçtiğimiz yıl faaliyetlerine başlayan Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü’nün hangi hedeflerle kurulduğunu öğrenebilir miyiz?
655 Sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kurulan Genel Müdürlüğümüz; karayolu, demiryolu, havayolu ve denizyoluyla yapılacak tehlikeli mal taşımacılığı faaliyetlerinin, uluslararası sözleşmeler, standartlar ve mevzuata uygun olarak ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında yapılmasını ve bu faaliyetlerin diğer taşımacılık faaliyetleriyle uyumlu olarak hizmet vermesini sağlamak amacıyla çalışmalarına başladı.
Bu bağlamda; Genel Müdürlüğümüzün bir diğer hedefi de toplumumuzun kaliteli hizmet alabilmesi ve yapılan hizmetlerin denetlenebilmesini temin etmek. Genel Müdürlüğümüzün teşkilatlanmaya başlamasından itibaren, 655 sayılı KHK’nin 10’uncu maddesi gereğince tevdi edilen görev, yetki ve sorumluluklar kapsamında mevzuat çalışmalarına başladı. “Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğin” 42’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi 26/12/2012 tarih ve 28509 sayılı Resmi Gazetede revize edildi. Bunun dışında; tehlikeli yük taşıyan araçların periyodik muayenelerinin yapılacağı araç muayene istasyonlarına yönelik yönetmelik, tehlikeli yüklerin denizyoluyla taşınması hakkında yönetmelik, tehlikeli yüklerin demiryoluyla taşınması hakkında yönetmelik, tüm modlarda görev yapacak güvenlik danışmanları hakkında yönetmelik, yine tüm modlarda uluslararası kurallar gereği verilen eğitimler, eğitim kurumlarının yetkilendirilmesi ve eğiticilerle ilgili hükümlerin olacağı yönetmelik, kombine taşımacılık ile ilgili yönetmelik taslakları üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca tehlikeli maddelerin; kara, deniz, hava ve demiryoluyla taşınmasında kullanılan ambalajların yine uluslararası standartlara göre test edilip Birleşmiş Milletler (BM) numarası verecek yetkin bir kuruluş oluşturmak için çalışmalarımız devam ediyor.
Türkiye’nin tehlikeli madde taşımacılığı alandaki güçlü ve zayıf yönlerin neler olduğunu söyleyebilirsiniz?
Tehlikeli Yüklerin Karayoluyla Uluslararası Taşınması (ADR), Tehlikeli Yüklerin Demiryoluyla Uluslararası Taşınması (RID), Tehlikeli Yüklerin Havayoluyla Uluslararası Taşınması (IATA-DGR) ve Tehlikeli Yüklerin Denizyoluyla Uluslararası Taşınması (IMDG CODE) gibi sözleşme ve anlaşmalara taraf olmamız, bunların uygulanmasına yönelik mevzuat düzenlemeleri ve tüm taşıma modlarında sorumlu Genel Müdürlüğümüzün ihdas edilmesi, bu konudaki kararlılığımızın ve hassasiyetimizin bir göstergesidir.
Diğer taraftan zayıf yönümüz ise; konunun gerek kamu tarafında gerekse de özel sektör tarafında yeni olması ve çok maliyetli yatırımları gerektirmesidir. Bu konuda iştigal eden firma personeline eğitim verecek uzman konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Bu konuda özel sektörde görev yapacak güvenlik danışman sayısının yetersiz olması, altyapı yetersizliklerinden kaynaklı denetim eksikliklerini bu alandaki zayıf yönlerimiz olarak sıralanabiliriz.
SÜREÇ HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR
Türkiye, tehlikeli madde taşımacılığına yasal bir kimlik kazandıracak ADR Konvansiyonu’na taraf oldu. Fakat bu kapsamda 6 yıl önce yürürlüğe giren Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik’in yürürlüğe giriş tarihi 26 Aralık 2012 tarihinde 1 yıl daha ertelendi. Bu ertelenmenin gerekçeleri nelerdi? Önümüzdeki 1 yıl boyunca kamu bu alanda hangi adımları atacak? Kamu tarafı olarak sektör temsilcilerinden beklentileriniz neler?
ADR’ye paralel olarak hazırlanan ve ulusal mevzuata uyumlaştırma düzenlemesi olan “Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik” 31 Ocak 2007 tarih ve 26479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu Yönetmeliğin 1, 2, 3 ve 4 üncü maddeleri 1 Ocak 2011 tarihinde, işaretleme, etiketleme ve ambalajlama ile ilgili hükümler 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Taşıma araçları/üniteleriyle ilgili hükümlerin 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girmesi ise bazı mücbiri sebeplerden dolayı 1 Ocak 2014 tarihine ötelendi. Sebebi ülkemizde tehlikeli madde taşıyan taşıtlara, ADR uygunluk belgesi verecek bir kuruluşun henüz yetkilendirilmemesidir. Bu problemi ortadan kaldıracak mahiyette çalışmaları sonuçlandırmak üzereyiz. Kısa bir zamanda konuyla ilgili bir kuruluşa yetkilendirme yapılacak. Ayrıca bu taşıtların yine ADR’ye göre periyodik muayenelerinin yapılması gerekiyor. Konuyla ilgili bir yönetmelik üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Taşıma araçları/üniteleri dışındaki konularda her hangi bir öteleme söz konusu değil.
İlgili yönetmeliğin yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2014 tarihinde tehlikeli madde taşımacılığı sektörünün tüm tarafları için neler değişecek?
Bu tarihten sonra halen yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerinin yanı sıra; tehlikeli madde sektöründe faaliyet gösteren taraflar; gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran, taşımacı, taşıt sürücüsü ve araçta bulunan diğer görevliler, teslim alan, boşaltan ve tank/konteyner/depo işletmecisi hak, sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirecek. Tehlikeli madde taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren tüm taraflar ADR’nin ön gördüğü güvenlik danışmanlığı hizmetini almak zorunda kalacak. Tehlikeli madde taşıyacak yeni taşıtlar ve üniteleri, ADR’ye uygun donanımda olacak, ilgili mevzuat kapsamında, sektöre yönelik denetim ve cezai uygulamalar eksiksiz yapılacak, tehlikeli madde taşımacılığı yapan taşıtlar, yerel idarecilerce belirlenmiş yol güzergâhı, park yerleri ve depoları kullanacaklar. Yine tehlikeli madde taşımacılığı yapan taşıtlar, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından belirlenecek tünel, köprü ve tüp geçitleri kullanacaklar.
SRC 5 EĞİTİMCİLERİ EĞİTİMDEN GEÇİRİLECEK
ADR sürecinde sürücü eğitimleri, sertifikalandırma vb. alanlardaki ihtiyaçlara yönelik Genel Müdürlüğünüz ne tür çözümler üretiyor?
ADR sürücü eğitimleri (SRC 5), Bakanlığımızdan yetki almış eğitim kurumlar marifetiyle devam ediyor. Eğitim kurumlarına başvuran, tehlikeli madde taşıyan araç şoförleri eğitimlerini alıp sınavları geçmeleri akabinde SRC -5 Belgelerini almakta ve tehlikeli madde taşımacılığı yapabiliyor. ADR sürücü eğitimleri (SRC 5), konudaki en büyük sıkıntı bu konuda eğitim veren eğitici sayısının az olmasıdır. Genel Müdürlük olarak bu konuda kolları sıvadık ve eğiticilerin eğitimi programını açmaya yönelik bir çalışma hazırlıyoruz. Çalışma tamamlandığı zaman, eğiticilerin eğitiminin yeri ve şartları ilgililere ilan edilecek. Ayrıca bu süreçte yetkilendirilen eğitim kurumlarına yönelik denetimleri de artırdık.
Genel Müdürlüğünüzün 2013 yılı için planlarını ve çalışmalarını öğrenebilir miyiz?
Kısa vadede uygulama mevzuatının tamamlanması, bu alanda eğitim veren eğitim kurumlarının sisteme dahil edilmesi, bu kurumların eğitici ihtiyacının karşılanması, mevzuatla ilgili denetimlere başlanmasını hedefliyoruz. Orta vadede tüm taşıma modlarında faaliyet gösteren kişilerin kendileriyle ilgili konularda eğitimlerini tamamlamaları ve eğitim almayan bir kişinin bu alanda faaliyet göstermemesi ve bu konularda tüm denetimlerin hayata geçirilmesini planlıyoruz. Uzun vadede ise bu alanda iştigal eden gerek şirketlerin gerek çalışanların gerekse de ilgili kamu kurumlarının tehlikeli madde taşımacılığında insan ve hayvan sağlığı, çevrenin korunması, yüklerin güvenliğini sağlayacak şekilde bir bilince ulaşmalarını sağlayacağız.
TSE İLE DİRSEK TEMASINDAYIZ
“ADR’deki otorite boşluğu TSE tarafından doldurulmalı” şeklindeki önerileri değerlendiren Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak, ADR kapsamında TSE’nin uzmanlık alanlarına giren, gerek ambalaj konusunda gerekse de taşıtların ADR’ye uygunluk değerlendirmeleri kapsamında yakın bir işbirliği içerisinde olduklarını söylüyor. Gönülalçak, “Bakanlık elbette ki lüzum gördüğü konularda yasal altyapısını hazırlayarak yetki devriyle bazı kurum/kuruluşları yetkilendirebilir. Fakat bu yetkilendirme hiçbir zaman Bakanlığımız sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” diyor.
Yine tehlikeli madde taşımacılığında yaşanan mevzuat sorunlarına karşı sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü bünyesinde bir komisyon kurulması yönündeki talepleri değerlendiren Gönülalçak şunları aktarıyor: “Genel Müdürlüğümüz kurulduğu günden itibaren konuyla ilgili tüm taraflarla bir araya geliyor ve düşüncelerini alıyoruz. Mevzuat hazırlanırken de taslaklar hazırlandıktan sonra da sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini alacağız. Gerekirse bu konuda toplantılar tertip edileceğiz. Bunu katılımcı demokrasinin bir gereği olarak görüyoruz. Ancak bu hiçbir zaman kendi görev ve yetkimizi özel sektörle paylaşacağız manasına da gelmemeli.”