BALO demiryolunda oyun kurucu olacak
23/04/2015 - 11:49:00
Sanayicinin lojistikteki en güçlü yatırımı olan BALO, Türkiye’de demiryolu taşımacılığını yeni bir noktaya taşıdı.
Sermaye artırımıyla ortaklık yapısını güçlendirip, yeni yatırımlar gerçekleştireceklerini belirten BALO Yönetim Kurulu Başkanı Harun Karacan, “BALO Türkiye’deki demiryolu taşımacılığının özel sektöre açılmasında oyun kurucu rolünü üstlenecek” dedi.
Anadolu sanayisine alternatif, çevreci ve ekonomik taşıma modelleri ile destek olmak üzere 2011 yılında TOBB öncülüğü ve katılımında yatırımı gerçekleştirilen BALO, bugün kamu, sanayiciler ve lojistik sektörünün katılımıyla milli bir projeye dönüşmüş durumda. 2014 yılı itibariyle haftalık sefer sayısını 3’e çıkaran BALO, Anadolu’nun yüklerini 4,5 gün gibi kısa bir sürede Avrupa’ya ulaştırıyor. Türkiye’de olduğu kadar uluslararası alanda da büyük ilgi gören ve yabancılardan ortaklık teklifi alan şirket, öncelikle sermaye artırımına giderek yeni üyelerle ortaklık yapısını genişletmeyi ve yurtiçinde yeni yatırımlar gerçekleştirmeyi hedefliyor. 2014 yılını yüzde 50 kapasite artışıyla kapatan BALO’nun 2015 için de önemli hedefler belirlediğini söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Harun Karacan, gündemlerindeki projeleri UTA Lojistik’e anlattı.
BAL0 projesi hangi ihtiyaç ve beklentilerden doğdu? Şirketin bugünkü ortaklık yapısından söz eder misiniz?
BALO projesi Türkiye’deki demiryolu ile yük taşımacılığını artırarak, lojistik sektörüne ivme kazandırmak ve sanayisine rekabet avantajı sağlamak amacıyla kuruldu. Özellikle artan dış ticaret hacmiyle birlikte ortaya çıkan alternatif lojistik çözümleri ve dünyada intermodal taşımacılığa verilen önem düşünüldüğünde, Türkiye’de de demiryolu taşımacılığının payının artırılması kaçınılmaz bir hale gelmişti. Bu çerçevede, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden oda, borsa ve organize sanayi bölgeleri bir araya gelerek, üyelerini lojistik anlamda desteklemek için bu projeye sermaye katılımında bulunmuşlardır. Şu anda BALO’nun, tamamı kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlardan oluşan, UTİKAD Uluslararası Lojistik Hizmet Üretenler Derneği’nin de aralarında bulunduğu 94 ortağı bulunmaktadır. BALO Türkiye’nin sanayici, ihracatçı ve lojistik firmalarının üye oldukları kurumlar aracılığı ile sermaye koyarak lojistik sektörüne yaptıkları bir yatırımdır.
SERMAYE ARTIRIMINA GİDİYOR
Projenin mali boyutu hakkında da bilgi verir misiniz? Bu kapsamda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz sermaye artırımıyla ne tür çalışmalar yürüteceksiniz?
BALO, faaliyete başladığı ilk yıl içinde demiryolu taşımacılığında yaşanan serbestleşmenin de etkisi ile yurtdışından ortaklık ve işbirliği teklifleri almaya başladı. Ancak bu alanda ulusal üstünlüğü koruyabilmek açısından kendi sermayesini artırmayı tercih etmiş ve 6 Aralık 2014’te yapılan Genel Kurul ile sermaye artırımına gitmiştir. Bu kararla Türkiye içinde demiryolu taşımacılığını geliştirecek yeni yatırımlar yapılması hedeflenirken, ayrıca yeni oda ve borsalara BALO’ya ortaklık imkanı sağlanmıştır. Üstlenilen misyon ve ulusal kazanım politikası çerçevesinde ilave sermaye artırımının bir yıl içinde yapılması öngörülmektedir. Bu sermaye artırımları ile planladığımız yatırımları adım adım gerçekleştirip, daha güçlendireceğimiz ortaklık yapımızla lojistik sektörünün demiryolu tedarikçisi olarak hizmet vermeye devam edeceğiz.
8 Eylül’de tarifeli tren seferlerine başlayan BALO, bugün haftada kaç sefer düzenliyor? Ne tür yükler, hangi ülkelere, hangi transit sürelerle taşınıyor?
8 Eylül 2013 tarihinde haftalık karşılıklı iki blok trenle operasyonlarına başlayan BALO, Mart 2014 tarihinden itibaren haftalık blok tren sayısını 3’e çıkardı. Tarifeli blok trenler Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri karşılıklı olarak Tekirdağ ve Duisburg’dan hareket etmektedir. Demiryolu taşımacılığının benimsenmesi için yatırım yaptığı 45’ HC PW konteynerlerle taşımalarını gerçekleştiren BALO’nun trenleri Tekirdağ (TR), Sopron (HU), Ludwigshafen (DE) ve Duisburg (DE) terminalleri arasında yük taşımaktadır. Terminal-Terminal transit süre Almanya’ya 7 gündür. Beyaz eşyadan otomobil aksamına, tekstilden kimyasallara kadar ülkemizde üretilen her türlü yük ve sanayicimizin ihtiyaç duyduğu tüm hammaddeler BALO trenleri ile taşınmaktadır.
Gerçekleştirdiğiniz operasyonlarda freight forwarder veya lojistik şirketleriyle nasıl bir işbirliği içindesiniz?
BALO, lojistik sektörüne tedarikçi olmak maksadı ile tarafsız (nötr) bir intermodal operatör olarak kendini tanımlamakta ve lojistik hizmet sağlayıcılar vasıtasıyla nihai hizmet kullanıcılarına servis sunmaktadır. Ürettiği blok tren servisini lojistik servis sağlayıcıları vasıtasıyla sunarak, hem lojistik servis sağlayıcılarımızın münferit taşıma maliyet ve risklerini üstlenmekte hem de lojistik sektör mensuplarının operasyonel yetkinlikleri ile mevcut hizmete bir kez daha katma değer sağlamasına olanak vermektedir.
SEFER SAYISI 5’E ÇIKARILACAK
BALO, 2014 yılında nasıl bir taşıma hacmine ulaştı? 2015 yılı için büyüme hedefleriniz neler?
Karşılıklı haftalık iki olan sefer sayısı 2014 yılında üçe çıkardık. Üçe çıkarılan sefer sayısı %50’lik bir kapasite artışını göstermektedir. Ayrıca Almanya güzergahında kullandığımız rotayı değiştirerek, daha hızlı ve altyapı bakımından sağlam olan Romanya hattını kullanmaya başladık. İhracat ve ithalat taşımalarında birbirine eş düzeyde doluluk oranlarını yakalayarak çift yönlü taşıma başarısını gösterdik. 2015 yılı için yeni bağlantılar vasıtası ile ulaşılan terminal sayısını artırarak haftalık tarifeli sefer sayısını beşe çıkarma, bunun yanı sıra doğu istikametinde tarihi İpek Yolu’nu “Demir İpek Yolu” olarak yeniden canlandırma, Viking Treni ile de kuzeye, Baltık ve İskandinav ülkelerine doğru etkin olmak hedefindeyiz. Bu hedef doğrultusunda yurtiçinde ve yurtdışında yatırımlar için yeni iş birliktelikleri planlamaktadır.
BALO, Türkiye ve demiryolu sektörünün geleceğinde nasıl bir aktör olacak?
Türkiye, 15 trilyon USD yurtiçi hasılanın üretildiği, 8 trilyon USD dış ticaretin olduğu, lojistik hizmetlerinin 1,5 trilyon USD’ye ulaştığı bölgede, ülkeler, kıtalar ve kültürler arasında bir köprü değil, tüm unsurların birbiriyle irtibatını sağlayan merkez olma yolunda hızla ilerlemektedir. Türkiye’nin merkez ülke olma vizyonu ve demiryolu taşımacılığının potansiyeli, ülkemize büyük fırsatlar sunduğu gibi büyük sorumluluklar da getirmektedir. Bu sürecin doğru yönetilmesi, işletmecilik alanında ulusal ve uluslararası bağlantıların kurgulanması, güçlü oyun kurucuların yeni oluşan bu pazarları şekillendirmesi son derece önem kazanmaktadır. Demiryolu Serbestleşmesi Kanunu’nun yürürlüğe konması ve yönetmeliklerin de yayınlanması ile birlikte, BALO’nun demiryolu taşımacılığındaki önemi daha da artacaktır. BALO Türkiye’deki demiryolu taşımacılığının özel sektöre açılmasında oyun kurucu rolünü üstlenecektir. Bu vizyon doğrultusunda yurtiçi ve uluslararası demiryolu taşımaları ekonomik ve sistemli bir şekilde gerçekleştirilebilecektir.
SERBESTLEŞME SÜRECİ HIZLANDIRILMALI
Demiryolu taşımacılığı hizmetlerinizde karşılaştığınız en temel sorunlar neler?
Türkiye’de demiryolu taşımacılığında yaşanan en temel sıkıntılar, demiryolu taşımacılığının altyapı eksiklikleri ile demiryolu taşımacılığının serbestleşme sürecindeki gecikmedir. Devletin demiryolu taşımacılığına 2015 yılında ayırdığı büyük bütçenin altyapı eksiklilerinin giderilmesinde olumlu etkisi olacağını düşündürmektedir. Ayrıca serbestleşmenin bir an önce sonuçlanması ve sektörün tüm aktörlere açık hale gelmesi için yasal düzenlemeler sonuçlandırılmalıdır. İnşaat süresi planlanandan çok daha uzun süren ve henüz tamamlanamayan Halkalı-Çerkezköy hattının biran önce tamamlanarak açılmasını, Bandırma tren feri rıhtımının hizmete alınmasını bekliyoruz. Tüm dünyada kara bağlantılı sevkiyatlarda en önemli alternatif olarak değerlendirilen demiryolu taşımaları altyapının geliştirilmesi ve üretilen hizmetin özelleşmesi ile birlikte istenilen kalite ve maliyetlerde üretilebilecektir.
Taşımacılık ve lojistik sektöründe teknolojinin gelişmesi ve küreselleşen pazar şartları ile birlikte uygun maliyetli, çevreci ve kolay planlanabilir tedarik zincirlerine ihtiyaç son yıllarda iyiden iyiye kendini göstermiştir. Demiryolu taşımacılığı Türkiye’nin gelecekteki olmazsa olmazıdır. Hem yakın pazar Avrupa’da hem de uzak pazarlarda demiryolları artık alternatif değil ana taşıma kanalı olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle serbestleşmede ulusal politikalar gözetilerek, devlet kurumları, akademik çevreler ve özel sektörün işbirliği içinde projeksiyon oluşturması ve bu doğrultuda birlikte hızlı hareket etmesi önemlidir.