Boyner merkezi dağıtım projesiyle verimliliği artıracak
Boyner Büyük Mağazacılık, gıda dışı perakende sektörünün en köklü ve güçlü şirketlerinin başında geliyor. 1981 yılında ilk mağazasını açarak hizmet vermeye başlayan Boyner, o günden bu yana sektörü yeniliklerle tanıştırarak, büyümesini sürdürüyor. Boyner’in bugün itibariyle 38 şehirde toplam 137 mağaza ile faaliyet gösterdiklerini belirten Operasyon ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sedef Nasuhioğlu, sundukları ürün, hizmet ve yeniliklerle müşteri sayılarını sürekli artırdıklarını söylüyor. Nasuhioğlu, bu kapsamda 2014 yılında kayıtlı müşteri sayılarını 1,5 milyon artırarak 11 milyona ulaştırdıklarını belirtiyor. İstikrarlı büyümesini sürürden Boyner’in 2014 yılını ,2 oranında bir büyüme ve 1,67 milyar TL’lik bir ciro ile kapattığını vurgulayan Nasuhioğlu, bu yıl Çanakkale, İzmit ve Adapazarı gibi yerlerde mağazalar açarak, hizmet ağlarını genişleteceklerinin altını çiziyor.
TEDARİK ZİNCİRİNDE DÖNÜŞÜM HAMLESİ BAŞLATTI
Müşterilerine her zaman en iyiyi sunmak için ürün seçiminden lojistik ve tedarik zincirine kadar tüm süreçleri bütüncül bir yapıda ele aldıklarını ve sürekli olarak iyileştirdiklerinin altını çizen Sedef Nasuhioğlu, “Tedarik yönetimi zinciri ve lojistik konularında kendimizi bir adım daha ileriye taşıyacak yenilikler gerçekleştiriyoruz. Şirket olarak önümüzdeki 2-3 yıllık süreçte tedarik zinciri ve lojistik süreçlerimizde köklü bir dönüşüm yapmak üzere önemli değişimleri hayata geçiriyoruz. Tedarik zincirimizle ilgili tüm sürecimizi, planlama ve lokasyondan başlayıp ürünler mağaza rafına ulaşıncaya kadar gözden geçiriyor, Boyner’in Koşulsuz Müşteri Mutluluğu ilkesini göz ardı etmeden, yeniden kurguluyoruz. Ana hedefimiz ürünlerin doğru zamanda doğru lokasyonda doğru miktarda (OTIF) bulunmasını sağlamak. Bunu gerçekleştirirken de, mağaza ekiplerimizin hayatlarını kolaylaştıracak uygulamaları başlatmaktır” diyor.
İstanbul bölgesinde seçilmiş pilot mağazalar ile merkezi dağıtım projesini hayata geçirdiklerini vurgulayan Sedef Nasuhioğlu. Sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu proje kapsamındaki mağazalarımızda ürün yelpazesinin %85-90’ının tedariki, merkezi depodan otomatik besleme algoritmasının yönlendirmesi ile günlük veya 2 günlük olarak yapılıyor. Bu şekilde mağazalarımız tek bir araçla tüm ürünlerini teslim alıyor, gün içinde farklı tedarikçilerden çoklu ürün giriş karmaşası da yaşanmamış oluyor. Ayrıca mağaza çalışanlarımız operasyonel konular yerine daha fazla zamanlarını müşterilerimiz ile ilgilenerek geçirme fırsatına sahip oluyor. Pilot projenin sonuçları mutluluk verici oldu. Hedefimiz adım adım tüm mağazalarımızı bu sisteme dâhil ederek, tedarik zincirimizi daha yalın ve verimli hale getirmektir. Pilot projenin genele yayılması ile birlikte mağazalarımızın tamamına hizmet verebilecek büyüklükte yeni bir dağıtım merkezi, sistemi destekleyecek büyüklükte bir dağıtım ağı kurgusu ile tüm bu çatıyı ayakta tutacak teknolojik yatırımlar, önümüzdeki dönemde gündemimizde olan diğer konular arasında yer alıyor.” Depolama, dağıtım, gümrükleme ve navlun hizmetleri için konularında uzman lojistik şirketleriyle çalıştıklarını belirten Nasuhioğlu
Galata Taşımacılık, Ekol Lojistik ve Solmaz Gümrükleme’nin çözüm ortakları arasında yer alan firmalar olduğunu söylüyor.
FARKLILAŞMA HANGİ ALANLARDA YAŞANACAK?
Türkiye’de tekstil lojistiğinin hızlı gelişim gösteren iş kollarından biri olduğuna dikkat çeken Sedef Nasuhioğlu, “Son derece kaliteli, işlerinde uzman ve kendilerini sürekli geliştiren lojistik hizmet sağlayıcılarımızın olduğunu görmek, güven veriyor. Hizmet seviyeleri işin karmaşıklığına göre farklılık göstermekle birlikte iyi uygulamaları da göz önünde bulundurduğumuzda, kabul edilebilir seviyelerde diyebiliriz” diyor. Ancak halen kaynak paylaşımı, teknoloji kullanımı, performans parametreleri üzerine kurulmuş iş akışları, insan bağımsız süreç kurgusu konularında fırsat alanları olduğunu vurgulayan Nasuhioğlu, şunları aktarıyor: “Outlet pazarının büyümesine paralel bu kanalı besleyecek paylaşımlı ve düşük maliyetli lojistik merkezleri hizmet sağlayıcılarından beklentilerimiz arasında yer alıyor. Trafik yoğunluğu yaşanan büyük şehirlerde AVM içi lojistiği, şehir içi mini dağıtım platformları ve bunu destekleyecek mikro dağıtım sistemleri gibi yenilikçi ve pratik çözümler, önümüzdeki dönemde lojistik hizmet sağlayıcılarının bir birinden farklılaşması ve bir kısmının öne çıkmasında önemli rol alacak inisiyatifler olduğunu düşünüyoruz.”