ANTREPOLARDAKİ SORUNLAR ÇÖZÜM BEKLİYOR
İçerisinde taşımacılık, gümrükleme, depolama, dağıtım, elleçleme gibi birçok entegre yapıyı barındıran lojistik, birden çok hizmet dalının bir arada olduğu zincir bir yapıdır. Bu çerçevede, 2 Aralık 2014 tarihinde Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında yapılan değişiklikler uzun yıllardır sektörümüzde hizmet veren antrepo işletmecilerini yakından etkilemiştir.
Antrepo işletmecilerinin yaşadığı sorunlar ve lojistik işlemlere yansımasına ilişkin tespitlerimi aktarmadan önce, son günlerde ülke gündeminde sektörümüze yönelik yer alan gelişmelere ilişkin görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Etkisini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz küresel bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Bu süreçte lojistik sektörünün küresel ekonomi içindeki payı da giderek artmaktadır. Bu bağlamda, lojistik sektörümüzün ülkemizin küresel rekabette avantajlı olabilmesi, dünya değer zincirinde yer alabilmesi için oynadığı rol büyük bir öneme sahiptir. Son seçim döneminde gerek hükümetin gerekse de diğer siyasi partilerin ülkemizin lojistik sektöründeki potansiyeline yönelik açıklamalarını sektör olarak memnuniyetle takip ediyoruz. Lojistik merkez olma yolunda emin adımlarla ilerlediğimiz bu süreçte, lojistik altyapımızın ve mevzuatımızın gerekli dönüşümlere imkân verecek şekilde yapılandırılması için daha çok çalışmamız gerekiyor.
Özetle ifade etmek gerekirse; refah toplumu olabilmemiz için hukuki ve teknik darboğazları ortadan kaldırıp, maliyet avantajları yaratan bir lojistik yapılanmasına ihtiyacımız var. Bu süreç uzun bir yolculuk, bu yolculukta farklı etkenler ve çözüm bekleyen alanlar var. Sektörümüzün son dönemlerde büyük sancılar hissettiği antrepo alanlarındaki sorunlar çözüm aranması gereken konuların başında gelmektedir.
2 Aralık 2014 tarihinde Gümrük Yönetmeliğinde yapılan değişiklerle; antrepo rejimi kapsamında antrepolara alınacak eşyalar için uygulanan mevcut teminat sistemindeki “götürü teminat” seçeneği iptal edilerek, genel antrepolara alınacak malların vergileri tutarında, ayrı ayrı veya toplu teminat verilmesi sistemine geçilmesi öngörülmüştür. Yönetmelikte yapılan bu değişiklerle daha önce geçerli olan teminatlar geçersiz hale gelmiş, eşyanın gümrük vergilerini belirli oranlarda karşılayacak miktarlarda teminat talep edilmiştir. Bu yüksek teminat tutarları da, antrepo hizmetlerini kullanan dış ticaretçilere ve sanayicilere ek maliyetler olarak yansımıştır.
Ayrıca, eski sistem gereği verilmiş olan 75.000 Avro’luk teminatlarında iade edilmemesi de başta antrepo işletmecileri olmak üzere ihracatçı firmalardan, taşımacı firmalara kadar tüm paydaşları önemli ölçüde etkilemektedir. Öte yandan, deniz limanlarına gelen ithal dolu konteynerlerin geçici depolama yerlerine alınmaması, ülkemizden transit geçecek bazı eşyaların antrepolara konulmasının yasaklanması gibi değişiklikler de uluslararası rekabetçiliğimizi olumsuz etkilemektedir. Diğer taraftan önceki mevzuata göre yatırım yapmış işletmelerin yatırımlarının da atıl kalmasına neden olmuştur ki ekonomik büyümeye olumlu etki edecek yatırım ortamı da bozulmaya başlamıştır.
Yine antrepolardaki verimliliği artıran, iş akışlarını hızlandıran ve gümrük memurlarıyla birlikte kontrolü artıran Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sistemi de kısıtlanarak bu sektörde hizmet veren müşavirlerin devre dışı bırakılması amaçlanmış ve bu sektördeki istihdamı daraltmıştır.
UTİKAD olarak, değişikliklerin neden olacağı sorunlar, ülkemiz ekonomisine etkileri ve çözüm önerilerine ilişkin görüşlerimizi yönetmeliğin yayınlandığı tarihten hemen sonra T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile paylaştık. Ancak ne yazık ki öngörümüz doğrultusunda ortaya çıkan maliyet artışı birçok firmanın pozisyonunu değiştirmesine ve yatırım kararını ertelemesine sebep olmuştur. Son olarak bu konuları, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu’nun (YOİKK) Dış Ticaret ve Gümrükler Teknik Komitesi’nin 2015-2016 Eylem Planı çalışma toplantısında sektör adına dile getirdik.
Uluslararası ticarette lojistik sürecin ara halkaları arasında olan antrepolardaki bu maliyet artışı ve operasyon sürecini etkileyen uygulamaların bir an önce lojistik akışlarını aksatmayacak şekilde güncellenmesi ve dış ticaretimizin kolaylaşması lehine düzenlenmesi gerekmektedir. Geçen her gün sektörümüze dolayısıyla ülke ekonomimize zarar vermektedir.