e
Banner


Otomotiv sektörünün lojistik ihtiyaçları
Ömer Faruk Bacanlı / DTD Genel Sekreteri




omer_faruk_medlogOtomotiv sektörü ülkemizde ve dünyada sanayi gelişimi olarak lokomotif sektörlerden olmaya devam etmektedir. Otomotiv sanayii bitmiş ürün kolunun yanında bağlı kolları olan yan sanayi ve yedek parça üretimi ile birlikte dünya ekonomisi içerinde büyük bir öneme sahiptir. Otomotiv tüm dünya da kullanım alanı olan, sürekli kendini yenileyen, eski ürünlerin de sirkülasyonu yoğun olan bir sektör olması sebebi ile yoğun sanayi üretimi süreçlerinden geçmektedir. 
Sektörün önde gelen büyük sanayi kuruluşlarının bu yaygın talepleri karşılamak ve bu süreç içerisinde en uygun maliyetleri sağlamak için aldıkları kararlar ekonomik önceliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Sektördeki dev kuruluşların konuşlandıkları bölgeler, yan sanayi üretimi ve yedek parça üretimi sağlayan firmalar içinde belirleyici bir sebep olarak sanayi gelişimindeki halkaların oluşumuna katkı sağlamaktadır. Otomotiv sektörünün sanayi alanı seçimlerinde lojistik alanların da önemi çok büyüktür. Limanlara yakınlık, sanayi üretim olanakları, iş gücü maliyetleri, lojistik imkanlar belirleyici faktörler olmaktadır. Bunun sonucunda da bağıl iş alanları büyük sanayi kuruluşlarının etrafına yerleşmekte ve otomobil sanayinin lojistik ve altyapı anlamında en hızlı çözümleri almasına olanak sağlamaktadır. 
Bu büyük sanayi kuruluşları var olan hacimlerinin en ekonomik ve en esnek şartlarda elleçlenebilmesi için lojistik anlamda çok güçlü altyapı ihtiyaçlarına sahiptir. Nihai ürünlerin depolanabileceği, montajlanabileceği, etiketlenebileceği ve dağıtımının gerçekleştirilebileceği kapsamlı lojistik merkezler, sektörün öncü firmaları açısından çok önemli bir gereksinim olarak ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş ülkeler otomobil sektöründe nihai ürün ve bileşen sanayisi için bu tür lojistik imkanları sanayi kuruluşların yakın çevrelerine yoğun bir şekilde konuşlandırmış durumdadır. Depolama, montaj ve demontaj alanları, çok modlu taşımaya olanak sağlayacak demiryolu, karayolu ve iç deniz yolu bağlantıları sektörün öncü firmalarının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde altyapısı sağlanmış ve bu firmalara hizmet vermektedir. 
Ancak bizim de içinde bulunduğumuz gelişmekte olan ülkeler için altyapı hizmetleri henüz tam olarak tamamlanabilmiş durumda değildir. Sektörün öncü firmaları için gelişmekte olan ülkeler önemli bir pazar olduğu için, üretim bantları nihai ürün ve bağıl sanayiler altyapı eksiklerine rağmen gelişmekte olan ülkelerde de sanayi yatırımlarının gerçekleşmesini sağlamaktadır. Sektörün dünya ekonomisi içerisindeki yeri göz önüne alınarak bu dev sanayi kuruluşlarının gereksinim duyduğu altyapı ve bilişim ihtiyaçlarının gelişmekte olan ülkelerde de sağlanması gerekmektedir. Öncelikli olarak sanayi kuruluşlarının ekonomik ve lojistik ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile sektör bileşenlerinin yönlendirmeleri doğrultusunda kurulacak lojistik merkezler çok önemlidir. Lojistik merkezlerin sadece alandan ibaret olmadığını görerek, tüm nihai ürünlerin montajlanabileceği, montaj sonrası etiketlenme, test ve yazılım hizmetlerinin alınabileceği teknik imkanları oluşturmak daha sonra bu ürünlerin sevklerinin bölgelere göre en uyun taşıma modları ile sevklerinin sağlanacağı alanların ve imkanların oluşturulması şarttır. Bunların arasında en önemli, ekonomik ve gelişmiş ülkelerde görünen taşıma methodu “demiryolu” ön plana çıkmaktadır. Ayrıca bağıl sanayi kuruluşlarının, nihai ürün sanayinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek depo ve ulaştırma alanlarının oluşturulması mevcut sistem içerinde üretim yapan sanayi kuruluşlarının daha hızlı ve esnek imkanlarla üretimlerini yapabilmesini ve bağıl hizmet veren sanayilerinde bu üretim sürecini hızlandırmasına imkan tanıyacaktır.
Türkiye’de 1990’lı yılların başında 1000 kişiye düşen otomobil sahipliği 70 adetler civarında iken, 2014’te bu sayı 173 adetlere yükseldi. 1000 kişiye düşen otomobil sayısı dünya ortalaması 2014’te 165 adet iken, ülkemiz iki yıldır dünya ortalamasının üzerine çıktı. Bu memnuniyet verici bir gelişme gibi görünüyor, ancak Batı Avrupa’da otomobil sahipliği oranı bin kişide 611, Doğu Avrupa’da 352 adet seviyelerinde. Otomotiv sektörünün önemi büyük, ancak sektörümüze uygulanan vergi oranları Avrupa ülkelerine kıyasla çok yüksek olduğundan pazarımız gerçek potansiyelinin hala gerisinde bulunuyor. Odaklanılması gereken nokta Türkiye açısından iç pazar olmalıdır. Büyük bir iç pazardan gücünü alan Türkiye otomotiv sektörünün global rekabetteki yerini daha da sağlamlaştırmak mümkündür. Sektörün gelişimi, ömrünü tamamlamış araçların bir plan çerçevesinde çevre ve insan sağlığı bakımından parktan çekilmesi kapsamında gerekli altyapı çalışmalarına da yer vererek, otomotiv sektörünün üretimi dünyada batıdan doğuya kayarken ülkemizin global arenada rekabet üstünlüğünün gelişmesi bakımından ihtiyaç duyulan düzenlemelerin de yapılmasıyla da ilgilidir.Geleceğe dönük hedeflerde Türkiye’nin konumunu korumak ve sağlamlaştırmak için dünya otomotiv endüstrisindeki yeni trendleri yakından incelemesi gerekiyor, daha güçlü bir otomotiv sektörü için inovasyonun desteklenmesi gerekiyor. Türkiye’nin konumu itibariyle önemli bir lojistik üstünlüğe sahip olduğu bir gerçektir, ülkemizin mevcut lojistik altyapısı da gelecekte üretimi ve ihracatı destekleyecek, sektörümüzün hedeflerine cevap vermeye devam edecek şekilde gelişimini sürdürmeli ve yeni yatırımları da destekleyecek şekilde adımlar atılmalıdır.
Türkiye'de otomotiv  üretimi her geçen yıl yüzdelik oranla artmakta ve bu artışa istinaden otomotiv-yedek parça taşımacılığı ve stoklanması da artmaktadır. Otomotiv sektörü tüm bağıl alanları ile birlikte, lojistiğin taşımacılık ve depolamadan ibaret olmadığını, bilgi lojistiğinin ve ürüne dair verilebilecek tüm hizmetlerin içinde barındığı bir kavram olduğunu bizlere göstermektedir. Taşıma imkanları yanında katma değer sağlayacak hizmetlerin sağlanması otomotiv sektörü için lojistik bileşenlerinin karşılaması gereken önemli bir ihtiyaçtır. Türkiye'nin jeopolitik durumu birçok Avrupa ve Uzakdoğu markalarının yatırımları için istedikleri normlara uygundur. Doğu Avrupa ülkeleri ile Ortadoğu ve Kafkaslara kadar olan otomotiv-yedek parçaları ihracatı Türkiye'de istikrarını koruyabilen, güven duyulan ve bu sektörde kendini geliştirebilen firmaları hak ettikleri yerlere getirmelidir ve getirecektir. 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat