e
Banner


Veysi Kurt: Demiryolunu özel sektörle birlikte uyum içerisinde büyüteceğiz
Özel demiryolu işletmecileriyle uyum içerisinde sektörü büyüteceklerini vurgulayan TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Kurt, “2023 yılı hedefimiz demiryolu ile taşınan yük payını yüzde 15 ’e, yolcu payını is yüzde 10’a çıkarmaktır. Bu hedefi, sektörde birlikte çalışacağımız diğer operatörlerle başarabiliriz. Hep birlikte serbest, adil ve yapıcı bir rekabetle; demiryoluyla taşınan yükün niteliğinin, çeşitliliğinin ve miktarının artırılmasını sağlayabiliriz” dedi. 




veysi_kurt_tcddDemiryolu ulaştırmasının serbestleştirilmesi ve TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin yeni dönemdeki görev alanları hakkında bilgi verir misiniz? 
Yaklaşık 160 yıllık köklü bir kurum olan TCDD’nin ve Türkiye Demiryollarının yeniden yapılandırılması çalışmaları 1950’li yıllardan itibaren tüm dünyada rekabet gücünü yitiren demiryolu taşımacılığının yeniden güçlendirilmesi ile yakın zamanda Avrupa Birliği mevzuatına uyum çabalarının bir sonucudur. Serbestleşme ile Türkiye demiryolu taşımacılık sektörünün diğer taşımacılık türleri karşısında rekabet gücünü ve taşıma payını artırmak amacı ile demiryolu taşımacılığının kendi içinde de rekabete açılması sağlanmıştır. Burada varılmak istenilen sonuç; devletin dışındaki işletmecilerin de kendi personeli ve araçları ile mevcut demiryolu ağı üzerinde taşımacılık yapabilmesine imkân sağlanmasıdır. Demiryolu taşımacılığı içinde sağlanacak rekabet ile tren işletmelerinin vereceği hizmetin kalitesi yükselecek ve taşıma fiyatları diğer ulaşım türlerine karşı daha rekabetçi hale gelecektir. Uzun vadede taşıma modları arasında uyum sağlanacak, karayolu lehine oluşan dengesizlik demiryolu lehine değişecektir. 
Yürütülen serbestleşme sürecinde 1 Mayıs 2013 tarihinde 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun yayımlanarak TCDD Taşımacılık A.Ş. kuruldu. 14 Haziran 2016 tarihinde tescili gerçekleştirilerek faaliyetlerine başladı. 28 Aralık 2016 da ise TCDD Genel Müdürlüğü ile personel ve araç devir işlemleriyle taşınmaz tahsisleri konusunda bir protokol imzalandı. Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanunu’nun yürürlüğü girmesi ile birlikte TCDD altyapı işletmecisi, şirketimiz ise üstyapı işletmecisi kuruluş olarak tanımlandı. Buna göre şirketimiz, yolcu taşımacılığı, yurtiçi ve uluslararası yük taşımacılığı, lojistik hizmetleri, feribot ile yük ve yolcu taşımacılığını gerçekleştirecektir. YHT’ler, konvansiyonel yolcu trenleri ve kent içi banliyö trenleri, ayrıca Marmaray-Başkentray şirketimizce işletilecektir. Serbestleşme sonrasında özel şirketler kendilerine ait araç ve personel ile yük ve yolcu taşıyabileceklerdir. 
 
Gündeminizdeki projelerden söz eder misiniz?
Şirketimiz, iş birimine dayalı organizasyon yapısı ile karlılık ve verimlilik ilkelerine göre faaliyetlerini yürütmek amacı ile yük, yolcu ve araç bakım ana birimleri şeklinde yapılanmıştır. Bunun sonucunda hesapların ayrıştırılması ve maliyetlerin izlenmesi, alan uzmanlaşması, projelerde standartlaşma ve proje izleme kolaylığı sağlanacaktır. Öncelikli amacımız ortak hedef ve amaçlar doğrultusunda bir aile gibi birlikte hareket eden, güçlü bir yapı oluşturmaktır. Bu amaçla; organizasyon yapısını sade ve etkin tutarak, hem çalışanlarımız hem de müşterilerimizle mevcut iletişim ağını daha güçlü ve etkili hale getirmek mümkün olacaktır. 
Yolcu taşımacılığı bağlamında, ticari olarak sürdürülebilir olmayan hatlar “Kamu Hizmeti Yükümlüğü” kapsamında devlet tarafından desteklenecek ve bu hatlardaki taşımacılık kamu hizmeti sözleşmelerine tabi olarak yürütülecektir. Bu sebeplerden ötürü kalite ve verimliliğimizi artırmak için YHT gibi stratejik ve ticari yolcu taşımacılığına, bölgeler arası yolcu ve yük taşımacılığına önem veriyoruz. İlk 5 yıl içinde personel ve yakıt giderlerini, araçların bakım maliyetlerini ve ortaya çıkan işletme kayıplarını azaltılmayı hedefliyoruz. Bu arada altyapı işletmecisi olan TCDD tarafından karayoluna göre uzun olan güzergâhlarda koridor iyileştirilmelerinin yapılması, ortalama ticari hızların artırılması, demiryolunun diğer ulaşım türleriyle bütünleştirilmesi için limanlar, OSB’ler, üretim-yük merkezleri, fabrikalar ve maden sahalarına iltisak hatlarının (kılçık hatlarının) yapılması bizim hedeflerimizi gerçekleştirmemizde ve sektörü iyileştirmede büyük destek sağlayacaktır.
Şirketimiz verimli ve karlı bir işletmecilik yapmayı, demiryolu ile taşınan yük miktarını, kalitesini çeşitliliğini artırmayı hedeflemektedir. Bu amaçla diğer operatörler ile sadece yurtiçinde değil, 25 milyon kilometre karelik bir coğrafyada yapıcı rekabet ortamı ve işbirlikleri sağlayarak çok büyük başarılara imza atmak için projeler yürütülüyor. Avrupa’da Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Asya’da Azerbaycan ve İran’la ikili anlaşmalar yaptık. Özel demiryolu işletmecileri ile uyum içerisinde sektörü büyüteceğiz.
 
ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI %40’A ÇIKACAK 
Serbestleşme demiryolunun toplam yük taşımacılığı içinde aldığı paya nasıl yansıyacak? 
Lojistik sektörü ekonominin temel taşlarından biridir. Ticaret ve endüstri firmalarının başarısı güvenilir, emniyetli, ekonomik ve zamanında yapılan lojistik operasyonlarına doğrudan bağlıdır. 2023 yılında dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olacak. Türkiye’de de lojistik kapasitenin yüksek miktarda artacağı ortadadır. 2023 yılı hedefimiz; demiryolu ile taşınan yük payını ’e, yolcu payını ise % 10’a çıkarmaktır. Bu hedeflere sektörde birlikte çalışacağımız diğer operatörlerle ulaşabiliriz. Hep birlikte serbest, adil ve yapıcı bir rekabetle; demiryoluyla taşınan yükün niteliğinin, çeşitliliğinin ve miktarının artırılmasını sağlayabiliriz. 2023 yılına kadar yük taşımalarındaki özel sektör payının %40 civarında olmasını bekliyoruz.
 
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı Projesi Türkiye ve bölgeye ne kazandıracak?
Asya ve Avrupa’yı bağlayan köprü durumundaki ülkemiz, küresel ticaretin kavşak noktalarından birinde bulunmaktadır. Dünyadaki lojistik pastasından alacağımız pay ülkemize önemli miktarda katma değer sağlayacaktır. Lojistik sektörünün büyümesi tamamıyla sanayi ve ticaret sektörlerinin büyümesine bağlıdır. Son yıllarda dünyanın sanayi ve teknoloji üretimi Çin merkezli olarak Asya’da gerçekleşmektedir. Tüketim merkezinin Avrupa olduğunu düşünürsek yüklerin geçiş noktasındaki ülkemizin önemli miktarda transit yük potansiyeli bulunmaktadır. Bunun yanında Orta Asya ülkeleriyle tarihi bağların kuvvetli olması, bölge ülkeleri ile iş birliği yapmamızı kolay kılıyor. 
Temelleri 2007 yılında Gürcistan’da, 2008 yılında ise Kars’ta atılan Bakü-Tiflis-Kars Projesi, Hazar Denizi geçişli tren-feribot hatları, Rusya üzerinden kesintisiz demiryolu hatları ile Kazakistan ve Türkmenistan’a olan bağlantısıyla, ülkemiz Orta Asya, Uzakdoğu ve Güney Asya’ya demiryolu erişimini sağlayacak önemli bir uluslararası koridoru oluşturuyor. Bu projeyle İran üzerinden geçen mevcut doğu-batı koridoruna ve Rusya üzerinden geçen kuzey koridoru ile beraber Asya-Avrupa arasında eksik olan koridor tamamlanmış olacak ve lojistik ihtiyaçlar önemli bir kapasite oluşturacaktır. Orta Asya ülkelerinin Hazar Denizi üzerinden Türkiye’ye bağlanması, MARMARAY Projesi ile Avrupa-Orta Asya arasında daha kısa ve daha güvenli ulaşım sağlayacak. Proje tamamlandığında Tarihi İpek Yolu yeniden canlanacak ve bölgedeki ülkeler arası ekonomik ve kültürel işbirliği gelişecektir. Ülkemiz Avrupa ile Ortadoğu-Asya arasında oluşacak uluslararası transit yük pastasından önemli miktarda pay alacaktır. Koridorda da 6 ile 20 milyon ton arasında taşıma potansiyeli bekliyoruz. 
Ayrıca, TRACECA (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaşım Koridoru) bünyesinde, AB finansmanlı Lojistik Merkezleri ve Deniz otoyolları II projesi kapsamında yürütülen Silk Wind (İpek Rüzgarı) projesi ile Türkiye üzerinden Avrupa ile Çin arasında kesintisiz intermodal (Türkiye’den Gürcistan üzerinden Azerbaycan’a demiryolu, Azerbaycan’ın Alat Limanı ve Kazakistan’ın Aktau Limanı arasında feribot ve Kazakistan ötesi Çin’e kadar demiryolu ile) yük taşımacılığı yapılacak. Proje tamamlandığında transit yükler Türkiye üzerinden tren ile Avrupa’ya ve Ortadoğu’ya ulaşacak ve Türkiye’nin güneyinden deniz bağlantısıyla Afrika’ya yük taşıması yapılacak. Rusya ile Türkiye arasında demiryolu ulaşımını sağlayacak BTK hattı, Azerbaycan, Nahçıvan ve Türkiye’yi birleştirerek, Kazakistan’ın Aktau ve Türkmenistan’ın Türkmenbaşı limanlarının da koridora dahil edilmesiyle stratejik bir proje haline gelecek. Yine Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hizmete girdiğinde, kısa vadede yıllık 6,5 milyon ton, uzun vadede ise 17 milyon ton yük taşımacılığının alt yapısı sağlanmış olacaktır. 
 
SANAYİ ÜRÜNLERİNİ DE 
RAYLARA TAŞIYACAĞIZ 
Türkiye’de demiryolu taşımacılığının geleceğini nasıl görüyorsunuz? 
Tüm dünyada petrole bağımlı olmayan, güvenlik ve çevreci nitelikleri ile ön plana çıkan demiryolu taşımacılığı yeniden tercih edilir hale geldi. Ülkemizde de hükümetlerimiz tarafından 2000’li yıllardan itibaren (2002) demiryollarına her yıl bir buçuk milyar dolar yatırım yapıldı. Bu yatırımların sonucunda vatandaşlarımız 2009 yılından itibaren Yüksek Hızlı Trenlerle tanıştı ve Türkiye YHT işletmeciliği yapan sayılı ülkelerden birisi oldu. Yük taşımacılığında ise 2004 yılından itibaren blok tren uygulamasına geçilerek demiryoluyla taşınan yük miktarı önemli oranda artırıldı. Taşımalarda yük cinsi bakımından özellikle konteyner taşımalarında kömür, cevher, krom gibi hammaddeler önemli oranı oluşturmaktadır. Konteyner taşımalarında klasik yükler haricinde sanayi ürünlerinin miktarını artırmayı hedefliyoruz. Halen çalışmaları devam eden kent içi demiryolu projeleri, BAŞKENTRAY, MARMARAY’ın diğer etapları ayrıca Ankara-Sivas, Ankara-İzmir YHT, Bursa-Osmaneli, Konya-Karaman HT projelerinin önümüzdeki 5 yıl içerisinde aralıklarla tamamlanması bekleniyor. Demiryolu doğası gereği her zaman yatırımların tetikleyicisi olmuştur. Demiryolu altyapısı ile ilgili yatırımlar devam edecek, demiryolu ağımız büyüyecek, büyüdükçe de üretim merkezleri, fabrikalar, sanayi bölgeleri ve sonuç itibariyle ülkemiz gelişecektir.
 
2017 İÇİN YÜK HEDEFİ 26,8 MİLYON TON
2016 yılında yaklaşık 26 milyon ton yük taşıdıklarını belirten TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Kurt, “Bunun 800 bin tonunu ihracat, 1.050 bin tonunu ise ithalat olmak üzere 1.850.000 tonu uluslararası taşımalar oluşturdu. Bu taşımaların 1.500 bin tonu Avrupa’ya, 350 bin tonu İran ve ötesi ülkelere yapıldı. Taşımalarda, Asya yönünde İran; Avrupa yönünde ise Bulgaristan, Slovakya, Macaristan, Almanya ve Romanya öne çıkan ülkeler oldu. Yük cinsi bakamından ise, ülkemizin önemli sektörlerinden demir çelik endüstrisinin ham madde ihtiyacı olan demir cevheri ve kömür, inşaat malzemeleri, klinker, madenler, konteyner ve akaryakıt taşımaları öne çıktı. 2017 yılında 24,45 milyon ton yurtiçi, 2,35 milyon ton uluslararası olmak üzere toplam 26,8 milyon ton yük taşımayı hedefliyoruz” dedi. 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat