Türk çelik sektörünün büyüklüğünü rakamsal verilerle açıklayabilir misiniz? İhracatta hangi pazarlar öne çıkıyor?
3 entegre, 24 ark ocaklı, 4 indüksiyon ocaklı tesisi ve 100 civarında haddehane ile üretim yapan çelik sektörümüz, yaklaşık 35 bin kişiye doğrudan, dolaylı olarak yaklaşık 200 bin kişiye ise dolaylı olarak istihdam sağlıyor. Sektörümüz, 2016 yılında 33,2 milyon ton ham çelik üretimi ile dünyanın en büyük 8’inci üreticisi konumuna yükseldi. Avrupa’nın ise ikinci büyük üreticisi olma konumunu korudu.
2016 yılı çelik ihracatımız değer bazında 9,1 milyar dolar, miktar bazında 16,5 milyon ton olarak gerçekleşti. 2016 yılı 10 aylık dönemde Türk çelik sektörü dünya çelik ihracat sıralamasında 9.’luğa yükselirken; inşaat çeliği ihracatında da dünya ikinciliğini sürdürdü.
2016 yılında çelik sektörümüz miktar bazında en fazla ihracatı 5,3 milyon ton ile Ortadoğu’ya yaptı. Ortadoğu’yu %29 artışla 3,6 milyon tona ulaşan AB ülkeleri, %1 artışla 2,5 milyon tona yükselen Kuzey Amerika ülkeleri ve %2,3 artışla 2,3 milyon tona yükselen Kuzey Afrika ülkeleri izledi.

2016’DA 100 BİN TON ÇELİK İHRACAT EDİLDİ
2016’da Uzakdoğu’ya ne kadar tonluk bir ihracat gerçekleştirdiniz? İhracatta öne çıkan ilk 5 ülke hangisi oldu?
Türk çelik sektörü 2016 yılında Uzakdoğu ülkelerine 100 bin ton ihracat gerçekleştirdi. TİM ülke gruplandırmasına göre ihracat yapılan Uzakdoğu ülkeleri; Endonezya, Filipinler, Güney Kore, Hong Kong, Japonya, Kuzey Kore, Malezya, Singapur, Tayland, Tayvan’dır. İhracatta ne çıkan ilk 5 ülke ise; Tayland, Malezya, Singapur, Güney Kore ve Tayvan oldu. Uzakdoğu’ya yapılan sevkiyatlarda firmalarımız dökme yük ve konteyner taşımacılığından yararlanmaktadır.

Bu bölgeye ihracatını artırmak isteyen Türk çelik sektörü, lojistikte hangi iyileştirilmelerin yapılmasını bekliyor?
Uzakdoğu’ya nakliyede dökme yük taşımacılığı için düzenli hat seferleri bulunmamaktadır. Bu sebeple düşük tonajlı kargolar sadece konteyner ile taşınabilmektedir. Eğer düzenli hat seferleri olursa düşük tonajlı kargolar da dökme yük ile taşınabilecek, yüksek tonajlı kargoların ise daha uygun maliyetli ile ihracatı sağlanabilecektir. Bu bağlamda düzenli hat seferlerinin önemi, diğer birkaç bölgeye olduğu gibi bu bölgeye ihracatta da ön plana çıkmaktadır. Konteynerde olduğu gibi dökme yükte de düzenli hatların oluşturulması büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca navlun fiyatlarındaki dalgalanmalar ihracatımız üzerinde olumsuz yönde bir etki oluşturuyor. Fiyat değişimlerinden ortaya çıkan bu riski bertaraf etmek için devletimiz lojistik sektörüne destek vermelidir. Düzenli hat seferleri oluşturulması konusunun ihracatımız açısından önemini vurgulamıştım. Bu konu da ancak devletimizin desteği ve lojistik sektörümüzün çaba göstermesi ile çözüme kavuşacaktır. Son olarak, Uzakdoğu ülkeleri ile Serbest Ticaret Anlaşması yapılması da var olan ithalat vergilerini sıfırlayarak ihracatımızın önünü açacaktır.

ÇİN BELİRLEYİCİ OLACAK
Türk çelik sektörünün Uzakdoğu pazarına yönelik büyüme hedefleri neler?
Geçen yıl Uzakdoğu ülkelerine gerçekleştirdiğimiz ihracat diğer pazarlarımıza oranla çok daha düşük kaldı. Ancak birlik olarak orta ve uzun vadeli hedefimiz bu pazardaki etkinliğimizi ve payımızı artırmaktır. Çin’in dünyadan aldığı tepki neticesinde dampingli, teşvikli ve hatta hileli ihracatından vazgeçiyor olması ve aşırı düşük fiyatları rekabetçi seviyelere yükselmesi sonucu, sadece 2017 yılı Ocak ayında Uzakdoğu’ya 67 bin ton ihracat gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Bu durum dünyanın yaklaşık 200 ülkesine dampingsiz ve teşviksiz ihracat gerçekleştiren sektörümüzün, Çin’in DTÖ kuralları çerçevesinde ticaret yapması durumunda Uzakdoğu pazarında da yüksek rekabetçiliğe sahip olabileceğinin en büyük kanıtıdır. Dünyanın en prestijli projelerinde kullanılan, güvenilirliği ve rekabetçi fiyatları sebebi ile birçok ülke tarafından tercih edilen ürünlerimizin ihracatının Uzakdoğu pazarına önümüzdeki yıllarda daha da artacağını düşünüyoruz. 

Kaynak: Çelik İhracatçıları Birliği, TÜİK