OMSAN otomotiv sektörünü varış çizgisine taşıyor
19/03/2019 - 12:19:00
OMSAN Lojistik otomotiv endüstrisini, acil ve stok yedek parça taşımacılığı, Milk-Run taşımaları, demiryolu ve havayolu taşımacılığı, PDI hizmeti gibi sunduğu yaratıcı lojistik çözümlerle destekliyor. Araç lojistiğinin şirketin ana iş kollarından biri olduğunu belirten OMSAN Lojistik Genel Müdürü Dr. A.Bülent Sabuncu, “Türkiye’de satılan her üç araçtan birinin, Fas’ta ise satılan her iki araçtan birinin taşımasını OMSAN olarak biz gerçekleştiriyoruz” diyor.
OMSAN Lojistik, otomotiv endüstrisine yönelik hizmetlerine ne zaman başladı ve süreç içinde nasıl şekillendirdi?
1978 yılında bir OYAK şirketi olarak kurulan OMSAN Lojistik, kuruluşunun ilk yıllarında otomobiller için güvenlik ekipmanları üretirken faaliyet verdiği alanda değişiklik yapmış ve 1982’den itibaren otomotiv endüstrisi için ilk olarak uluslararası karayolu taşımacılığı hizmeti vermeye başladı. OMSAN o tarihten bugüne otomotiv ana ve yan sanayilerinin ihtiyaç duyduğu her türlü lojistik hizmeti, sahip olduğu teknolojik altyapı, operasyonel güç ve 41 yıllık otomotiv sektör tecrübesi ile Türkiye, Fransa, Romanya, Fas, Kazakistan ve Rusya’daki OMSAN şirketleri ve diğer ülkelerdeki stratejik iş ortakları vasıtasıyla çok geniş bir coğrafyada sürdürüyor. Lojistiğin her alanında sürekli gelişimi ilke edinerek, otomotiv endüstrisine sunduğumuz kaliteli hizmetlerin yanında, çok çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmalara da yurt içi-yurt dışı karayolu, denizyolu, havayolu, demiryolu taşımacılığı, serbest ve gümrüklü depo yönetimi, mikro dağıtım, proje taşımacılığı, ev ve ofis lojistiği, gümrükleme ve sigorta hizmetleri kapsamında entegre lojistik hizmetler sunuyoruz. OMSAN’ın; 800 öz mal ve 550 tedarikçi aracından oluşan karayolu nakliye filosu, 82 adet öz mal vagon, 415 adet kiralık vagon, 15 adet kiralık lokomotif, 180 adet öz mal konteyner, 110 adet kiralık konteynerden oluşan demiryolu filosu, yurt içinde İstanbul, Kocaeli, İzmir, Bursa ve Ankara ile yurt dışında Fransa, Fas ile birlikte 150 bin m² depolama alanı; yurt içinde Bursa, İstanbul, Kocaeli ve yurt dışında Romanya ve Fas’ta 850 bin m² araç park sahası bulunuyor.
DÖRT DÖRTLÜK HİZMETLER
Otomotiv endüstrisine yönelik geliştirdiğiniz özel çözümler neler?
Otomotiv lojistiği alanında 600 binden fazla taşıt aracına, uzun süreli sözleşmeler kapsamında lojistik hizmet veriyoruz. Öz kaynaklarımız ile geliştirdiğimiz, 3G/4G mobil terminal ve barkod destekli bilgi sistemleri altyapımız sayesinde de araçları, şasi numarası ile takip edebiliyor ve lojistik süreçlerin her adımında anlık bilgi akışı sağlayabiliyoruz. Araç lojistiği bizim ana unsurlarımızdan biri, ancak diğer lojistik faaliyetlerimizde de OMSAN olarak öncülüğümüzü her zaman koruyoruz. Otomotiv endüstrisine sunduğumuz hizmetlerde nihai müşterilerimize araçlarını teslim etmeden önce katma değerli hizmetler olarak adlandırılan PDI (Pre Delivery Inspection) hizmetini İstanbul, Bursa ve Fas’ta açık saha parklarımızda oluşturduğumuz 4.500 m²’lik kapalı tesislerimiz içerisinde sunmaktayız. PDI hizmeti kapsamında; bitmiş ürün nihai müşteriye teslim edilmeden önce ürün üzerinde 250 nokta kontrolü yapıyoruz. Bu kontrollerde herhangi bir eksiklik görüyorsak üreticisi tarafından söz konusu eksikliğin giderilmesini sağlıyor sonrasında ürünü alıcısına ulaştırıyoruz. Müşterilerinin ihtiyaçlarına çözüm sunmayı hedefleyen OMSAN Lojistik’in otomotiv sektörüne sunduğu en önemli hizmetlerinden biri de yurtiçi, yurtdışı acil ve stok yedek parça taşımacılığıdır. Acil ve stok yedek parça taşımacılığı kapsamında müşterilerimizin depolarından yetkili servislerine düzenli olarak ulaştırılması gereken yedek parçaların dağıtımını gerçekleştiriyor aynı zamanda yetkili servislerin acil yedek parça ihtiyaçlarının tedarikini sağlıyoruz. OMSAN’ın otomotiv endüstrisinde yurtiçi karayolu yedek parça taşımacılığı kapsamında sunduğu bir diğer hizmeti ise “Milk Run” taşımalarıdır. Müşterilerimizin üretim planına göre Türkiye’deki tedarikçilerinden malzemeleri topluyor, bu malzemeleri depolarımızda konsolide ettikten sonra üretim hattına sevk ediyoruz. Ana sanayiye yapılan sevkiyatlardan sonra boş ambalajlar için süreci tersine işleterek, boş ambalajları ana sanayiden alıp kullanılmak üzere yan sanayi firmalarına teslim ediyoruz. Milk Run taşımalarında 30 dakika ile 12 saat zaman dilimi içerisinde sıfır stoklu üretim hattına yedek parça taşımacılığı gerçekleştiriyoruz. Otomotiv alanında sunduğumuz bir diğer hizmetimiz de Arabam Tatilde. Türkiye'de bir ilk olan Arabam Tatilde hizmetinden faydalanan müşterilerimiz, 2010 yılından bu yana İstanbul ve Ankara'dan Bodrum, İzmir, Antalya ve Dalaman'a seyahat ederken, araçları OMSAN Lojistik güvencesi ile taşınıyor. Tatil bitiminde de aynı şekilde araçları İstanbul ve Ankara'ya geri getiriliyor. Arabam Tatilde hizmeti ile müşterilerimizin, uzun yol yorgunluğu olmaksızın tatillerinde kendi araçlarını kullanmanın konforunu yaşatmayı ve daha keyifli bir tatil geçirmelerini hedefliyoruz.
En çok hangi bölgelere taşımalar gerçekleştiriyorsunuz?
Bitmiş araçların taşınmasına uygun özellikteki filomuz ile yurt dışında ağırlıklı olarak Doğu Avrupa’da; yurt içinde ise daha çok Marmara Bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’de taşımalar gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de ve Fransa’da “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası” alarak izinli gönderici statüsü kazanan ilk lojistik firmalarından biri olarak ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük otomotiv markalarına katma değeri yüksek bitmiş araç lojistiği hizmetleri sunuyoruz. Türkiye’de satılan her üç araçtan birinin, Fas’ta ise satılan her iki araçtan birinin taşımasını OMSAN olarak biz gerçekleştiriyoruz. Otomotiv lojistiğinde Türkiye’de ve Fas’ta açık ara liderliğimizi ve rekabet üstünlüğümüzü koruyarak müşterilerimize özel hizmetler geliştiriyoruz. Otomotiv lojistiği alanında vermiş olduğumuz hizmetlerin tamamını yine Fransa ve Romanya’da da en iyi şekilde gerçekleştiriyoruz.
OTOMOTİVİ RAYLARA İNDİRDİ
Otomotiv lojistiği alanında gündeminizdeki yeni projeler neler?
Süreçlerimizde her zaman müşteri ihtiyaçlarına yönelik yatırım ve iş birliklerine açığız. Bu sene yatırım planlarımızda yurt dışı şirketlerimiz üzerinden ara ve nihai mamul yüklemelerini yapabilecek yeni nesil taşıma araçlarının alınması ve yurt dışında daha yaygın araç park sahası hizmeti sunmak için yeni park alanlarının devreye alınması bulunuyor. 2018 yılında Türkiye’de satılan binek ve hafif ticari araç pazarında 200 bin adet aracın taşımasına ek olarak ithalat-ihracat-liman taşımaları süreçleri ile birlikte toplam 600 bini aşkın araç tarafımızca taşınmıştır. 2019 yılı beklentilerini değerlendirdiğimizde bu yıl taşınacak adetlerin geçen seneki rakamlar doğrultusunda gerçekleşmesini temenni ediyoruz. Diğer yandan karayolu ile taşıma modeli dışında özellikle demiryolu unsurlarının yaratabileceği pozitif etkiler tarafımızca dikkate alınıyor. Üretim merkezleri ve limanlar arasında kurulacak demiryolu altyapıları sonrasında Türkiye’nin ilk lokomotif işletmecilerinden biri olan OMSAN’ın bilgi birikimi ile bu süreçte aktif rol alacağız. OMSAN olarak hali hazırda geçtiğimiz yıl demiryolu ile taşıdığımız otomobiller ile çok önemli bir atılım gerçekleştirdik. İzmit-Köseköy/Mersin-Yenice arasında demiryolu ile yurt içi otomobil bayi dağıtımı projesini başlattık ve bu projemiz UTA Lojistik Dergisi’nin düzenlediği Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri’nde İnovasyon Kategorisi’nde “Yılın Lojistikte En Başarılı Şirketi” ödülüne layık görüldü.
Otomotiv lojistiğinde çözüm bekleyen sorunlar neler?
Bitmiş araç taşımacılığı kapsamında otomobil ihracat ve ithalatçılarının tümünün Marmara Bölgesi’nde yer alması sefer maliyetlerini olumsuz etkileyen önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda bitmiş araçların oto taşıma araçları ile taşınıyor olması ve oto taşıma araçlarıyla araç dışında başka ürünün taşınmasının mümkün olmaması sebebiyle araçların gidiş veya dönüşte boş kalmasına sebep oluyor. Bunun dışında, tüm diğer sektörlerde olduğu gibi bitmiş otomobil taşımalarında da mevsimsel dalgalanmalar, piyasa koşulları, döviz kuru dalgalanmaları karşılaşılan diğer önemli sorunlar olarak görülüyor. Ayrıca sektörün bir diğer sorunu da; şoförlük mesleğinin genç kuşaklar tarafından tercih edilmemesi. Yaşanabilecek bu sıkıntının, uzun vadede otonom araçlarla çözüleceğine dair bir umut ışığı olsa da yakın gelecekte yeni kuşakların şoförlük mesleğini tercih etmeleri için cazibe alanlarının oluşturulması önem kazanıyor.