Arkem yılda 300 bin ton sevkiyat yapıyor
24/10/2019 - 11:50:00
Dökme ve ambalajlı kimyasalların tedariği ve ihracatında güçlü bir oyuncu olan Arkem Kimya, yılda 300.000 ton ürün sevkiyatı gerçekleştiriyor. Çok farklı destinasyonlarda ürün tedariği sağladıkları için neredeyse tüm taşıma modlarını kullandıklarını belirten Arkem Kimya Lojistik Müdürü Can Alkan, hizmet alımında en büyük önceliklerinin güvenlik olduğunun altını çiziyor.
Arkem Kimya lojistik süreçlerini nasıl yönetiyor? Lojistik şirketlerinden ne tür hizmetler alıyorsunuz?
Arkem Kimya, Kasım 1991’den beri kimyasal hammadde distribütörü olarak hem Türkiye, hem de transit/ihracat pazarına hizmet vermektedir. Global olarak ithal ettiği ürünleri Türkiye’deki kimyasal antrepolarda stoklayarak, bazen de direkt satış şeklinde iş ortaklarına teslim etmektedir. Arkem Kimya, tedarik zinciri yönetiminde lokal bağlamda Türkiye’nin tek entegre kimyasal distribütörü durumundadır. Grup şirketimiz Altıntel Liman ve Gökbil Nakliyat ile ithal ettiğimiz ürünleri hem depolayabilmekte hem de son kullanıcıya teslimini sağlayabilmekteyiz. Bu şirketlerimiz aynı zamanda 3. kişilere de en yüksek kalite ve güvenle hizmet vermektedir. Grup şirketimiz her ne kadar lojistik ihtiyaçlarımız için yaptığımız yatırımlar olsa da, yüksek ithalat ve ihracat kapasitemiz sebebiyle kimyasal taşıma sektöründe uzmanlaşmış firmaların çoğuyla temas halindeyiz. En büyük hareket kapasitemiz kimyasal tankerleriyle ve bulk olarak yapılan taşımalar olduğu için, global anlamda hizmet veren armatörlerin çoğuyla hali hazırda çalışır durumdayız. Dry konteyner taşımacılığında direkt hatlar ve forwarderlar ile çalışmaktayız. Bunun yanında, Isotank ve Kara Tankeri taşımacılığı yapan ve sektörde bilinen firmalar ile de yakın ilişkilerimiz bulunmakta. Altıntel Limanı’nın yanı sıra, Körfezdeki diğer kimyasal antrepolarda da kullandığımız tanklarımız bulunmaktadır.
BÜTÜN TAŞIMA MODLARINI KULLANIYOR
Yıllık ürün sevkiyat miktarınız nedir? En çok hangi taşıma modlarını kullanıyorsunuz?
Yıllık gerçekleştirdiğimiz ürün sevkiyatımız 300.000 ton civarındadır. Güçlü bir ithalatçı durumunda olduğumuz ve çok farklı destinasyonlardan ürün tedariği sağladığımız için neredeyse bütün taşıma modlarını kullanır durumdayız. Ürünlerimizin %90-95’lik bir kısmı yanıcı hammadde özelliğinde olduğu için de çok fazla kısıtlamayla karşı karşıya kalıyoruz. En yüksek hacimli operasyonlarımızı kimyasal gemileriyle yaptığımız ve likit bulk olarak gerçekleştirdiğimiz taşımalar oluşturuyor. Bununla beraber ISOTANK, konteyner, kara tankeri ile teslimat ve tedarikler gerçekleştiriyoruz. Demiryolu-denizyolu-karayolundan oluşan intermodal taşımacılığını da sıklıkla kullanmaktayız.
Hizmet aldığını lojistik şirketlerinden neler bekliyorsunuz?
Ticaretini yaptığımız ürünler çoğunlukla yanıcı kategorisinde olduğu için, sadece tehlikeli madde taşımacılığında uzmanlaşmış lojistik şirketleriyle çalışabiliyoruz. Her zaman önceliğimiz güvenlik ve taşımayı gerçekleştiren geminin/aracın/tankın/konteynerin yönetmeliklere tam olarak uygun olması. İşin maliyet kısmı, ürünlerimizin muhteviyatı sebebiyle geri planda kalmaktadır. Beraber çalıştığımız firmalara da her zaman empoze etmeye çalıştığımız; ürünümüzün güvenli şekilde nihai alıcımıza teslim edilmesinin sağlanmasıdır.
TAŞIMAYA GÖRE ÜRÜN TEDARİĞİ
Lojistik gider kalemleriniz içinde nasıl bir pay alıyor? Bunu azaltmak için yaptığınız çalışmalar neler?
Çoğu firma için lojistiğin giderler içinde en büyük payı alan kalem olduğunu savunanlardan biriyim. Çünkü hatalı yapmış olduğunuz bir lojistik planlama, ürünün satın alım maliyeti ne kadar düşük olursa olsun, bütün planlanan kazancı kaybettirebilir. Her zaman bu varsayıma göre hareket ettiğimizden, her zaman en güvenli taşıma ve stoklama yolunu tercih ediyoruz. Distribütörlerin en büyük lojistik giderlerinden biri stoklama maliyetleridir. Bu noktada ürünün stok dönüşlerini çok iyi planlamak durumundayız. Şirketimiz bünyesinde bir stok planlama metodu kullanarak ürün dönüşlerini en efektif şekilde kullanmaya çalışıyoruz. En büyük taşıma maliyetlerimizi kimyasal tankerler ile yaptığımız uluslararası taşımalar oluşturmakta. Burada da yine şirket bünyesinde geliştirmiş olduğumuz bir sistem sayesinde çalışma potansiyelimizin olduğu coğrafyalarda gemilerin takibini gerçekleştiriyoruz. Ürüne göre taşıma değil, taşımaya göre ürün tedariği sağlamaya çalışıyoruz. Ayrıca farklı destinasyonlardan yapmış olduğumuz taşımalar için de her zaman alternatif yollara başvuruyoruz. Örnek olarak İpek Yolu projesindeki her gelişmeyi yakından takip ediyoruz ve tren yolunun da içinde bulunduğu intermodal taşımacılığı kullanıyoruz.
ADR’ye nasıl uyum sağladınız?
İlgili yönetmelik birçok yetersiz taşıma sağlayan firmayı sektörün dışına çıkmak zorunda bıraktı. Güvenli taşımacılığa çok önem veren bir firma olarak kesinlikle olumlu şekilde etkilendiğimizi söylemek isterim. Bünyemizde bir lojistik şirketimizin olması bize bu konuda da çok büyük değerler kattı. Sistemin işleyişini ve gelişimini çok yakından takip ederek, hızlı bir şekilde uyum sağlayabildik. Çalışmayı planladığımız lojistik şirketlerinin ilk önce sertifikalarını ve yeterliliklerini kontrol ediyoruz. Ayrıca yükleme yaptığımız bütün depolarımızdan da araçların ADR’ye uygun olması gerektiğin kontrol etmelerini, eğer değilse yüklemeye almamalarını belirtiyoruz.
HİZMET KALİTESİ ARTIYOR
Türk lojistik şirketlerinin kimyevi madde taşımacılığındaki hizmet kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye coğrafi konumu sebebiyle Akdeniz için bir lojistik merkez olabilecek durumda. Ki hali hazırda bu şekilde kullanan firmaların sayısı da her geçen gün artmakta. Böyle bir talep olduğu için Türk lojistik firmaları kimyevi madde taşımacılığındaki hizmet kalitesini arttırmak durumundadır. Ben sektörün kısa zamanda bu taleplere olumlu tepkiler verdiğini düşünüyorum. Çünkü bunun bir zorunluluk olduğunu, devlet politikaları sebebiyle de her alana etki ettiğini görmüş durumdalar. Tabi ki ilk geçiş sürecinde aksamalar meydana gelmiş olabilir. Ancak bizim ve sektör lideri firmaların taşıma sektörüne yaptığı baskılar sonucunda da hizmet kalitesi zorunlu şekilde artış gösterdi. Şu an için yönetmeliklere uymayan şirketler depolara alınmamakta, firmalar tarafından kabul görmemekte. En doğru çözüm yöntemi kullanıcıların, maddi kazanımı ön planda tutmadan güvenlik kontrollerini tam ve eksiksiz olarak taşıma şirketlerine dikte etmesinden geçmektedir.