2012’de ihracatı sırtlayan kimya sektörü demiryolunda ısrarcı
Son 10 yıllık süreçte ciddi bir gelişme gösteren kimya sektörü, üretim kalitesiyle birlikte rekabet gücünü de yükseltti. Global pazarda daha etkin ve dikkat çeken bir konuma gelen sektör, kırdığı yeni rekorlarla Türkiye ihracatına da pozitif katkı sağladı. Sektörün bu başarısında en büyük pay ise alternatif pazar stratejisi oldu. Öyle ki, neredeyse yılın tamamında sektörün en çok ihracat yaptığı ülkeler değişmedi ve ilk üç sırayı Mısır, Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri aldı. İhracattaki hızlı artışın sektörün geleceği açısından da umut verici olduğunu söyleyen İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, “Kimya, Türkiye’nin yükselen sektörü. Yakaladığımız başarıyı 2013 yılında sürdürerek, 20 milyar dolarlık ihracata ulaşmayı hedefliyoruz. UR-GE faaliyetlerimiz ve milli katılım organizasyonlarımızla kimya ihracatçımızı Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafya ile buluşturmaya devam edeceğiz” diyor.
Kimya sektörünün ihracatta hedeflerine adım adım ilerlese de, lojistik açıdan çözüm arayan sorunları olduğunu ifade eden Akyüz, öncelikle lojistik altyapının değişmesi gerektiğini dile getiriyor. Demiryolunun ihracattaki payının yüzde 1 gibi çok düşük bir orana sahip olduğuna dikkat çeken Akyüz, bu alandaki altyapının güçlendirilmesinin maliyetleri de düşüreceğini belirtiyor.
2012’yi adeta rekorlar yılı ilan eden ve birincilik tahtını zorlayan kimya sektörü, yeni yıla hangi hedeflerle girdi?
Türkiye ihracatının önemli bir payı kimyaya ait. 2001 yılında 2,5 milyar dolar olan kimya ihracatının; 2011 yılında 16,3 milyar dolara ulaşması potansiyelimizi özetler nitelikte. 2012 yılı Ocak-Kasım dönemindeki kimya ihracatımız 16 milyar 210 milyon dolara yükseldi, yılsonunda bu rakamın 18 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Bu bizim için ciddi bir başarı. 2013 yılı kimya ihracatı hedefimizi, 20 milyar dolar olarak belirledik. İhracatımızı artıracak çalışmalarımız 2013 yılında da tüm hızıyla devam edecek.
GÜNEY AMERİKA ve ASYA ÜLKELERİ YÜKSELİŞTE
Kimya sektörü yeni pazar arayışlarını sürdürüyor. Peki son yıllarda en fazla ihracat artışı hangi ülkelerde ve ürün gruplarında kaydedildi?
Ortadoğu ve yakın coğrafyamızda Türkiye’nin önemi büyük. Geçtiğimiz yıl, kimya sektörünün en fazla ihracat yaptığı üç ülke Mısır, Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri kimya ihracatı açısından önemli pazarlar olmayı sürdürüyor. Güney Amerika ve Asya ülkeleri de ihracatçılarımız açısından önemli fırsatlar sunuyor. Tabii ki bunda siyasi anlamda ilişkilerin geliştirilmesi ve bu olumlu tablonun ekonomik alana yansıması da etkili bir faktör.
Bildiğiniz gibi kimya sektörü; plastik, kauçuk, ilaç ve eczacılık ürünleri, boya ve kozmetik gibi birçok alt sektörden oluşuyor. Birçok alt sektörümüz kilogram başına ihracat oranlarında Türkiye ortalamasının üzerinde rakamlara ulaşmış durumda. Bu, hem sektörümüz hem de ülkemiz için önemli bir başarı. Mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler ile plastikler ve mamulleri en fazla ihracat yaptığımız alt sektörlerimizi oluşturuyor. Anorganik kimyasallar ile kauçuk, kauçuk eşya grupları da yine ağırlıklı olarak ihracat yaptığımız ürün gruplarını oluşturuyor.
‘LOJİSTİKTE YENİ YATIRIMLARI DESTEKLİYORUZ’
Sektör ihracattaki başarılı stratejilerini lojistiğe nasıl taşıyor? Özellikle yeni pazarların kapılarını aralarken lojistik alanında ne gibi çözüm ortaklıklarına, adımlara ihtiyaç duyuyorsunuz?
Yeni pazarlara girişin en önemli unsurunu, maliyet ve zamanında teslim oluşturuyor. Türk ihracatçısına bu iki öğeyi avantaj haline getiren ise, lojistik imkanlar. İhracatçımız için lojistik imkanların çeşitli olması ciddi bir avantaj. Sektörümüz daha çok karayolu ve denizyolu taşımacılığını kullanıyor. İhraç ürünlerinin yapısından dolayı özel nakliye şartları gerektiren ürünlerin lojistiğini kendi imkanlarıyla gerçekleştiren firmalarımız mevcut olmakla beraber, genelde out-sourcing ile sağlanan lojistik yapısı hakim durumda.
Lojistik, sektörün gider kalemleri arasında önemli bir payı oluşturuyor. Maliyetin düşürülmesi lojistik yapısının değiştirilmesiyle mümkün olacaktır. Gelişmiş ülkelerle Türkiye’yi kıyasladığımızda özellikle demiryolu taşımacılığında yetersiz kaldığımızı görüyoruz. Demiryolunun ihracatımızdaki payı yüzde 1 gibi çok düşük bir seviyede. Demiryolu altyapısının güçlendirilmesinin maliyetlerde ciddi bir düşüş sağlayacağına inanıyoruz. Ülkemizde demiryolu altyapısının güçlendirilmesi ve genişlemesi bu nedenle ihracatçılarımız açısından son derece önemli. Bu anlamda yapılan çalışmaları destekliyoruz.
Orta ve uzun vadeli hedefleriniz paralelinde lojistik taleplerinizin ne yönde şekilleneceğini söyleyebilirsiniz?
Kimya sektörünün Türkiye ihracatında ciddi bir paya sahip olması aslında sektörümüzün ne derece hayati bir önem taşıdığını özetler nitelikte. Kimya sektörünün en az destekle bu noktaya ulaştığının altını çizmekte fayda görüyorum. Önümüze koyduğumuz kısa ve uzun vadeli hedeflerimize ulaşmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin 2023 yılı 500 milyar dolarlık ihracat hedefine sektörümüzün katkısı 50 milyar dolar olacak. Tüm gücümüzle bu hedefimize kilitlendik. İhracatımızı daha da artırmanın yollarını arıyoruz.
Yeni pazar stratejimizle yürüttüğümüz çalışmalarımızın sonuçları ortada. Gerek UR-GE faaliyetlerimiz ve gerek milli katılım organizasyonlarımızla kimya ihracatçımızı Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafya ile buluşturduk, buluşturmaya da devam edeceğiz. Bu anlamda lojistik sektörünün önemi elbette büyük. Yukarıda da bahsettiğim gibi yeni pazarlara girişte maliyet ve zamanında teslimiyet oldukça önemli. Bu iki noktanın avantaj sağlamasında lojistik sektörüne büyük ihtiyaç var.
SEKTÖR KÜNYESİ
KİMYA
2012 İhracatı: 18 milyar dolar
2013 Hedefi: 20 milyar dolar
En Fazla İhracat Yapılan Ülke: Mısır
Hedef Pazarlar: Güney Amerika ve Asya
Lojistik Beklenti: Demiryolu altyapısına yatırım yapılması