Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu üyesi ve Enerjisa İş Geliştirme Müdürü İbrahim Erden, son 5 yılda ortalama 500 MW’a yakın kurulumun gerçekleştirildiği rüzgar enerjisi sektörünün istikrarlı ve düzenli bir gelişim gösterdiğini söylüyor. Hem özel sektörün hem de kamunun 2023 yılı için belirlenen 20 bin MW kurulu güç hedefine uygun olarak çalışmalarını sürdürdüğünün altını çizen Erden, bu doğrultuda önümüzdeki süreçte de sektördeki istikrarlı büyümenin devam edeceğini belirtiyor. 

Erden, rüzgar enerjisi yatırımlarında lojistik ihtiyaçların hemen hemen tüm yatırımcılar tarafından outsource edildiğini söylüyor. Lojistik süreçlerde şirketlerin proje yönetimi ve risk yönetimi yaklaşımları nedeniyle uygulamada önemli farklılıklar yaşandığına dikkat çeken Erden, şunları aktarıyor: “Şirketimiz Enerjisa ve benzeri bazı yatırımcılar lojistik hizmetlerin türbin üreticisi ve diğer büyük ekipman tedarikçilerinin sorumlulukları çerçevesinde olduğu bir proje yönetimi yaklaşımı benimsiyor. Bu yaklaşımda, lojistik firmaları ekipman üreticisinin alt yüklenicisi konumunda. Üst yüklenici konumunda olan türbin tedarikçisi satışını gerçekleştirdiği türbinlerin fabrika çıkışından sahada yatırımcıya teslim edilene kadar geçen tüm yurtdışı ve yurtiçi lojistik süreçlerden sorumludur. Diğer bir yaklaşım ise yatırımcı şirketlerin lojistik sürecin yönetimini kendi üzerine aldığı durumda geçerli olmaktadır. Bu durumda da yatırımcı bir lojistik firması ile tüm lojistik hizmetler ya da bir bölümü ile ilgili bir anlaşma yapmakta. Bu alanda lojistik hizmetleri anahtar teslimi sunan firmalar önemli bir sorumluluğu yatırımcı firmalarla paylaşmakta ve önemli ölçüde bu yöntem tercih edilmektedir.” 

 

YATIRIMLAR DEVAM ETİRİLMELİ 

 

Erden, yatırım kalemleri arasında lojistik hizmetlerin oransal olarak çok büyük görünmese de ekipman nakil ve transferleri sırasında oluşan riskin yatırımcılar açısından oldukça büyük olduğunu söylüyor. Erden, “Sektör rüzgar enerjisi yatırımları alanında uzmanlaştıkça, benzer tüm yatırım kalemleriyle ilgili süreç iyileştirme çalışmaları kapsamında lojistik süreçleri de irdelemekte. Bu alanda hizmet sunan firmaların daha kaliteli ve daha düşük maliyetlerle hizmet sunması için çalışmalarda bulunmakta. Rüzgar enerjisi yatırımları alanında tecrübe kazanan firmaların, gittikçe lojistik hizmeti ekipman tedarikçilerine vermek yerine doğrudan bu hizmeti veren firmalarla irtibata geçtiği söylenebilir” diyor.  

Türk lojistik sektörünün, enerji lojistiği alanındaki hizmet kalitesini her geçen gün arttırdığını ve eklenen yan hizmetlerle zenginleştirdiğini belirten Erden, beklentileri ise şöyle sıralıyor: “Lojistik şirketlerinden, özellikle daha da büyüyen rüzgar türbinlerini taşıyabilecek yeni ekipman yatırımlarına devam etmelerini ve bu özel ekipmanın nakliyesinde uzmanlaşan ekipler oluşturmak yönünde çalışmalar yapmalarını bekliyoruz. Gelişmekte olan rüzgar enerjisi sektöründe daha yetkin ekipler ve daha geniş imkanlar sunmak için yeterli ekipman bulunması sektörümüz için gerçekten önem arz etmektedir.”